24 Mart 2009 Salı

Akıllara Ziyan...





















"İdealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır."
*
*****
*
Evet; millet olarak ideallerimiz var mıdır? Biraz o konuya değinmek istiyorum. Vallahi gelişmelere bakılırsa, kendimizi öyle yüksek ideallere sahip bir toplum olarak görmüyorum. Bu durumu algılamam da en büyük etken; tabii ki de televizyon programları. Mesela, elinize uzaktan kumandayı alın ve televizyonun karşısına geçin. Sonra, bir bir kanalları gezin bakalım; hangi idealist bir programa tanık olacaksınz! Olamayacaksınız; zira kendinizi inanılmaz bir yaşamın içerisinde bulacağınız kesin. İşte evlendirme programları, rüyalar satan diziler, kimliğinizi unutturacak yaşam biçimleri, geçmişinizi karalayan ve aşağılayan görüntüler, binbir gece masalları gibi yarışmalar, falan falan gidiyor; gerçekten evlere şenlik!
*
*****
*
Evlendirme programları inanılmaz! Direk sorulan sorular: evin, maaşın ve gelirin var mı? Ardından satır aralarına yerleştirilen ince mesajlar aynen şöyle; "Evlilik harici yaşamın çok normal bir süreç" olduğu vurgulanıyor. Hatta insanların evlenmeden önce bir "deneme" yapması çok daha doğru olurmuş! Yine ne olursa olsun, maddî anlamda çıkarların hesap edildiği, neredeyse sigorta kapsamına alınacak beraberlikler.
*
*****
*
Yemek yarışmaları adıyla "Türk misafirperverliği" ayaklar altına alındı. Evinize gelen konuklar ise, hani "Allah ne verdiyse paylaşırız" söylemlerini külliyen inkar edici nitelikte. Daha ev sahibi arkasını döner dönmez, dedikodunun bini bir para. Ev sahiplerine hakaretler gırla gidiyor. Gösteriş hakeza. Çocuklarımıza küçük yaştan itibaren işlenen konular; çeteleşme, kısa yoldan lüks hayatlar, evliliği karalamak, aile kutsallığının yok edilişi, kız erkek ilişkileri; "çok şükür" ilkokul yaşlarına indirildi! Küfürler, argolar günlük dilimize ve konuşmalarımıza ayrı bir renk olarak işleniyor! En önemlisi de, Batı'nın hayranı ve kölesi edildik! Mesela; bir reklamda iki genç kendi aralarında Batılı üniversite adları verilerek özendiriliyor. Zira bizim üniversitelerimiz yok ya! Ya da bahis konusu üniversiteler, sanki yanı başımızda gibi dehşet verici bir yönlendirmeyle, ülkemizin herşeyinde olduğu gibi, burada da "aşağılamaya" yönelik teşvikler.
*
****
*
Evlilik dışı çocuk dünyaya getirmeyi, sanki çok doğal ve normalmiş gibi algılatma. Hatta bizim klasiklerimiz arasında olan ünlü edebiyat romanlarımız, günümüze uyarlanma adıyla (dizi, filmlerde geçmişin dokusu bozularak, örneğin cep telefonu ve bilgisayar kullanımı gibi), aslında geçmişimizi sulandırıp, yok etme gayretleri almış başını gidiyor.
*
*****
*
Bir televizyon kanalındaki program, inanılmaz! Evli bir çifti ekranlara çıkartıp, orada bu insanların problemlerini tartıştırıyorlar. Üstelik bu kişiler; her toplumda olabileceği gibi cahil insanlar; inadına özellikle seçilmiş gibi. İşte olanlar oluyor. Küfürler havada uçuşuyor. Üstelik canlı program. Madem böyle bir niyetleri var; o vakit, neden canlı program yapılır? Hiç olmazsa bir kaç saat evvel programı çekin ki, olacaklara karşı hazırlıklı olunsun! Yok! Tabii ki de, amaç zaten bu türden olaylara sebebiyet vermek! Zira ardından bir de DAYAK! Harika (!)... Alın size eğitici (!) program! Şimdi; bu programdan millet olarak biz ne aldık?! Çok merak ediyorum!!!
*
****
*
Anladığım; programlar gerçekten bir toplum ve bir millet nasıl bozulur gayretiyle özenle hazırlanılmış, eğitici (!) ve kaliteli (!) içeriğiyle muhteşem (!) boyuta ulaşmış niteliktedir. Bu arada bir dip notu sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim; bütün bu programların menşei ABD. İşte orada senaryolar hazırlanıp dünya ülkelerine sunuma gönderiliyor. Bildiğim kadarıyla şu anda Fas, Pakistan gibi ülkelerde "Yemekteyiz" programı, "Recep İvedik" benzeri filmler ve diğer dizilerle toplumların dokusunu bozma gayretleri son sürât sürdürülmektedir. Bu arada Yugoslavya'da parçalanmadan önce, işte bu program ve dizilerle halkı oyalayarak, kaliteyi düşürmüşlerdi! Bilmem aynı şeyler bizim başımıza da gelir mi?! Umut ediyorum ki, bu türden tehlikeli ve endişe verici olaylar bizden uzak dursun!
*
****
*
Toplum olarak yediden yetmişe hepimize yetecek, akıllara ziyan ve bir o kadar da ruh dünyamızı sarsacak her türden programların, cirit attığı televizyon kanallarımıza ne diyelim; Eh, ellerine sağlık! Allah milletimize zevâl vermeden, akıl ve ruh sağlığımızı korusun! Sevgi ve saygılarımla!



1 yorum:

  1. Maalesef bu programlar yeni nesilleri zehirliyor. Sizinde belirttiğiniz gibi allah bu milletin ruh sağlığnı korusun. Yazınız için teşekkürler. Serkan Alpaslan

    YanıtlaSil