11 Nisan 2010 Pazar

"The Pacific"; İzmir Yangını Büyüyor!

















“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler, beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasında bile olabilir Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır, gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur”. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK



"'The Pacific' isimli dizide, 1922 yılında İzmir'in Yunan işgalinden kurtarılmasıyla ilgili Türkler'in İzmir'i yakıp yıktığı ve Yunanlı ailelerin canlarını zor kurtardığı ithamları (bence itham yerine iftiraları demek, daha doğru olacaktır! T. G.) yer aldı." 31 Mart 2010


Ezelden beri hep inandığım bir gerçek var: "Nedir o?" denildiğinde Amerika'yı Amerika yapan sinemalarıdır -tabii bunun içerisinde televizyon dizi ve programları da dahil-; yani Hollywod. İşte bir o kadar da Amerika'nın siyasetine önemli ölçüde destak sağlayan da yine Hollywod'tur! Buradan özetle söyleyebileceğimiz "Pentagon+Hollywod" işbirliği ile Amerika'nın dış siyasetinin etkisi bu şekilde ortaya çıkyor...


Konu derin... ancak bizim için onur meselesi olan ve konumuzla ilişkili olduğu için bu noktaya değinmeden geçemeyeceğim... Zira ortada iftiralarla dolu ve tarihe yeniden "tarih yazmak" gibi, kötü bir niyet var... Filmle birlikte uzun süreden bu yana fısıltı şeklinde ortada dönen ve bizlerin gerçek anlamda vermiş olduğu KURTULUŞ SAVAŞI'nı bir "soykırım"a çevirme gayretleri özellikle Yunanlılar tarafından sürdürüldüğüne şahit oluyoruz. Zira Yunanistan'da konuya ilişkin "soykırım anıtı"nın bir yenisinin daha dikilmesi ("Yunanistan`ın Selanik kentindeki Kordelyu Belediyesi tarafından bir sözde Pontus Rum `soykırım` anıtı açıldı."), söylediklerimize kanıt olarak orada duruyor...



Hâl böyle olunca da, şimdi ABD tarafından kurgulanan bu filmin amacı, dayanağı olmayan sözde tarihe, yeniden bir "tarih yazmak değil de nedir?!" diye sormak isteriz! İzmir'i tartışmaya açmak için fikirler verilip, romanlara konu yapmak, sinemalar ve diziler çevrimek aslında zihniyetin aynı; politikaların değişken olduğunun net bir göstergesidir. Zira Sevr'i, Batılıların yüzyıllardan beri Türk ulusunu yok etmeyi hedefleyen ve halen de bu planlardan vazgeçmeyenlerin oyunlarına bir yenisiyle tekrar sahneye çıkarıyorlar... "Türklerin yeri Orta Asya" diyenler, ki Wilson prensiplerinde yer alan bu düşünce, yerini hâlâ canlı olarak korumakta ve uygulamakta da ısrarlı olanlar, niyetlerinden vazgeçmediklerini bu şekilde göstermiş oluyorlar...


Pekii, bize "soykırım"cı demeye çalışanlar, Yunan Başbakanı Venizelos'un AtatürkNobel'e aday göstermesine bu durumda, ne diyecekler acaba?.. Doğrusu çok merak ediyorum! Diğer taraftan Batılı devletlerin Atatürk'e göstermiş olduğu saygı ve hayranlık nereden geliyor? Şayet bu türden -soykırıma yönelik- davranışları gerçekten Atatürk göstermiş olsaydı, bugün bu denli övgülerle birlikte gösterilen yüceltici itibar da neyin nesi oluyor diye, sormazlar mı adama?


Bugün ciddi anlamda KURTULUŞ tarihimize büyük bir saldırı sözkonusu. Zira iddia edilenlerin tersine Türkler, tarih boyu savaşlarda HOŞGÖRÜ gösteren bir millet olarak dünya üzerinde haklı yerini almıştır. Öteki türlü olsaydı, bugün Anadolu'da çeşitli etnik kökene sahip vatandaşlarımızın yaşaması mümkün müydü dersiniz?..


Geleneğimizde olan hoşgörü temeli dün olduğu gibi bugünde yerini korumaktadır. Farklı inançlarda olan insanların kendi dinlerini yaşaması temel esastır. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden hemen sonra getirdiği din hürriyeti bunun en büyük kanıtıdır. Zira 29 Mayıs 1453 yılında "Ben tebaamda Müslümanı camide, Museviyi havrada, Hıristiyanı kilisede görmek isterim." diyebilen bir soyluluğu yaşatmıştır atalarımız. Diğer taraftan Yunan bayrağını ayaklar altından kaldırtarak, çiğnenmesine karşı duran Atatürk, "Bir milletin istikbalini temsil eden bayrak çiğnenmez..." diyerek, milletlerin onuruna duyduğu gerçek saygıyı samimice ortaya koymuştur!!!


O halde bunca insani ve haysiyetli davranışları sergileyen aziz milletimiz ve atalarımızla birlikte, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e bunca kin, nefret ve öfkenin bir tek açıklaması olabilir; o da Türkleri bu coğrafyadan söküp atmak!!!

Sevgi ve saygılarımla!

4 yorum:

  1. Emperyalist ve onlardan nemalanan sözde aydınları anlayabiliyorum ancak buna inanan vatandaşlarimızı anlayamıyorum.Güneş balçıkla sıvanmaz.KENDİ ÇAMURLARINDA BOĞULACAKLARDIR. elif

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil