27 Ağustos 2010 Cuma

"Günahlara İndirim" Kampanyası!















"Etiler’de bulunan Akmerkez’in yanından girilen Arnavutköy yolunda görenleri şaşkınlığa uğratan bir ilan asılı. Beşiktaş Müftülüğü’nün hazırladığı ilanda yer alan “Ramazan geldi. Değerlendirin. İyiliklerde kat kat sevaplar, günahlardan yüzde 100 arınma imkanı” yazısıyla bir banka reklamını anımsatıyor." 27.08.2010, Vatan



Lev Nikolayaviç Tolstoy’dan bir alıntı yaparak, yazarın Hıristiyanlık dininin nasıl bozulduğunu anlatan "Hikayeler" isimli kitabından bir bölümle konumuza giriş yapmak istiyorum:

Şeytanların lideri Velzevul, olanları diğer küçük şeytanlardan dinliyordu:

"-Ben bu dini yeni baştan işledim, dedi.
-Nasıl işledin?
-Öyle bir duruma getirdim ki, insanlar onun dinine değil benimkine inanıyor ama onun adıyla anıyorlar.
-Nasıl yaptın bunu?
-Aslında kendiliğinden böyle oldu. Ben sadece destekledim o kadar.

Velzevul,

-Kısaca anlat, dedi.

Küçük pelerinli şeytan anlatmaya başlar..."

İnsanların kafasını karıştırarak binbir şeytanlıkları ortaya attıktan sonra pelerinli şeytan anlatmaya devam eder;

"İşler yolundaydı. Fakat bu müthiş aldatmacanın farkına varırlar diye ödüm kopuyordu. O zaman "kilise" diye bir şey uydurmak aklıma geldi. Onlar ona inanınca rahatladım. Böylece cehennemin yeniden kurulduğunu ve bizlerin de kurtulduğunu anladım.

Velzevul sert sert,

-O "kilise" dediğinde ne biçim şey? diye sordu.

Kilise, yalanları Tanrı'ya doğrulatan kurumun adıdır. Bu işi Tanrı'ya dayanarak ve, "Tanrım bu şey doğrudur" diyerek yapar. Kilisenin en büyük özelliği yanılmaz olarak kabul edilmesidir. Kiliseye mensup insanlar da kendilerini yanılmaz gördüğü için ne kadar hata ederse etsin bunda diretirler. Kilise, Tanrı'nın kitabını doğru olarak anlamanın, Tanrı'nın seçtiği insanların söylediklerine uymakla mümkün olacağı düşüncesinden doğmuştur. Seçkin olduğunu iddia eden bu grup zamanla yetkilerini başka bir gruba devreder. Böylece bu grup da seçkin olmuş olur. Tanrı'nın kitabını sözde sadece bu insanlar anlar. Bunun böyle olduğuna hem kendileri, hem de başkaları inanır. Bu işi Tanrı'dan devraldıklarını söylerler. Böylece, kiliseye mensup olan kişiler Tanrı'nın öğrencileri sayılırlar. Bu mantığın bizim açımızdan yararı şudur: Kilise kendini bu şekilde tarif ettiği için söyledikleri şeyler ne kadar saçma olursa olsun, bunu savunmak zorunda kalıyorlar.

Velzevul bunun üzerine,

-Peki, kilise bu dini niçin bizim lehimize yorumluyor? dedi.

Çünkü onlar kendilerini Tanrı kitabının biricik yorumcuları görüyor, insanları da buna inandırıyor, böylece insanların kaderini belirleyen en yüce kurum oluyorlar. Bunun sonucunda havalara giriyor ve yoldan çıkıyorlar. Bunu gören insanlar onlara kızıp, düşman kesiliyorlar. Kilise de düşmanlarına karşı zor kullanıyor, onları aforoz ediyor, ölüm cezasına çarptırıyor, diri diri yakıyor, işte bu duruma düştükleri için dini, kendilerini haklı gösterecek şekilde yorumlamak zorunda kalıyorlar. Böylece de bizim çıkarlarımız doğrultusunda çalışmış oluyorlar."


Evet, konuya Tolstoy'un Hıristiyanlık üzerindeki müthiş saptamasıyla giriş yapmayı düşündüm. Zira haberi okurken aklıma ilk gelen Tolstoy'un "İçimizdeki Şeytan" adlı kitabı oldu. Ve de Tolstoy'un tespitlerini bana çağrıştıran "Sevap Kampanyası" manşetiyle öne çıkan, Vatan'ın bu haberi oldu işte...


İnanılır gibi değil! Bilemiyorum; bana göre bu ilan, gerçekten ciddi anlamda kaygı verici bir durum. Çünkü, bizim dinimiz gerçekten aracıya ihtiyaç duyulmaksızın manevi anlamda insanın huzur bulduğu tek, hak dindir! O halde bu ilanın amacı ne olursa olsun, kalplere bıraktığı ilk intiba ile İslamiyet'e zarar vermekte olduğunu düşünüyorum ve hissediyorum!


Haberin kaynağına göre devamı daha da ilginç;


"Gerçekten de bilindiği üzere Ramazan ayındaki her sevap kat kat artarken günahlarda azalır. Vatandaş eski kelimelerle değil böyle daha rahat anlar diyerek Ramazan vurgularımızı daha güncel dile yakın hale getirdik. İlanı ilk kez hazırlattığımızda üzerinde ‘Ramazan geldi. İyiliklerde kat kat sevaplar, günahlarda yüzde 100’e varan indirimler. Bu fırsatı kaçırmayın” şeklinde hazırlatmıştık. İlçe Müftümüz bu ilanı aleni banka reklamı gibi olduğunu söyleyerek yumuşatılmasını istedi ve ortaya şu anki ilan çıktı."


Pes doğrusu! "Vatandaş böyle daha iyi anlar" düşüncesine dayanarak, kutsal Ramazan'ın cehalete teslim edilişine bir bakar mısınız?!


"Ticari zihniyet"ten esinlenerek yüce dinimizin hırpalanmasına yol açmak da neyin nesi oluyor?..

Yoksa, yıllarca Hıristiyanlık, "kilise" ve "rahip" zihniyetini beynimize toplu halde kazıyan film ve dizilerden yola çıkılarak, yeni bir anlayışa mı adım atılıyor?!..

Oysa insanlarımıza bu mübarek ayda verilecek o kadar çok şey var ki!!! İlla da insana bencil düşünceyi aşılayacak bireysel amaçlı mesajlar mı ön plana çıkartılmalı?


Mesela, bunun yerine kitlelerin beynine sosyal yardımlaşma ve toplumsal vicdanı harekete geçirecek ve hedef kılacak ince mesajlar niye verilmez acaba?!

Zira Ramazan'ı anlamlı kılan bir önemli nokta da, sevgi ve dayanışma üzerine değil midir?

Sevgi ve saygılarımla!

1 yorum: