8 Ekim 2011 Cumartesi

Haçlı Kekilli Seferi
















"İlginç olan şey, bazı Batılı aydınların biz Müslümanların zamanda geriye gitmemiz, köklerimize inmemiz ve gelenekleri elden bırakmamamız gerektiğini düşünmeleri ve bizim genç insanlarımızın da bu ithal "kaynağa dönüş" fikrinden oldukça etkilenmeleridir. Niçin Batı kendi kaynaklarına, bu kaynaklar her neyseler, dönmüyor?" İranlı Araştırmacı-Gazeteci Amir Taheri" Mustafa YILDIRIM /Sivil Örümceğin Ağında sf:437


"Tataristan'da bu yıl 7'ncisi düzenlenen "Golden Mimbar Uluslararası Müslüman Film Festivali" Türk oyuncu Sibel Kekilli'ye verilen ödül ortalığı karıştırdı.

Kekilli'nin daha önceden porno filmlerde oynadığını keşfeden muhafazakar Tatar basını festivali yerden vere vurdu. Bunun üzerine Tataristan müftüsü Ildus Faizov, festivali düzenleyen kültür bakanlığına sert eleştirilerin yer aldığı bir mektup yazarak, "Golden Mimbar'a davet edilen oyuncuların Müslüman gelenekleriyle alakası yok.

Festivalin adından Müslüman kelimesinın çıkartılmasını talep ediyoruz" dedi.

Tataristan Kültür Bakanlığı ise...

"Müslüman festivali daha bir kaç yıl önce amacından saptı. Kazan kenti olarak kendi Müslüman film festivalimizi yapmak istiyoruz" çağrısı yaptı." Vatan, 8 Ekim 2011


Bu ne demek anlayan var mı?

"Golden Mimbar Uluslararası Müslüman Film Festivali" Bir daha yazalım; Müslüman Film Festivali...

Şaka gibi!..

Burada işin komik tarafı, uzaktan yakından alakası olmayan anlayışların Müslümanlıkla yanyana getirilip sunulması.. Böylelikle insan zihni, gerçek anlamda karıştırılarak ortaya yepyeni bir algılama çıkıyor olması gerçekten çok vahim...

Mesela bakınız, "Müslüman Film Festivali"ne katılan filmin oyuncusu Sibel KEKİLLİ; boynunda "haç" kolye taşıyabiliyor... Hani Müslüman ya... Şüphesiz bu durum bir tek Sibel KEKİLLİ ile sınırlı değil... İşte biz buraya dikkat çekmek istiyoruz... Zira ne zamandan beri Müslümanlar, bu sembolleri taşır oldu? Yoksa bu da İslamiyet'e "şekil vermek" isteyenlerin tuzak oyunlarından biri olmasın!


Öte yandan Sibel KEKİLLİ, haberde yazıldığı üzere kendisinin nasıl filmlerde oynadığı ve ne şekilde anıldığı ortada iken, böyle yozlaşmış bir karekterin özellikle seçilerek "Müslüman Film"e düşünülmesi zihinlerdeki algının kırılmasından öteye geçebilir mi?!

O halde bu durumun hangi maksata hizmet edeceği belli değil midir?


"Amerikalı işadamı-misyoner Ali Dobra, dinsel misyonerlik işini Orta Asya'da yıllarca sürdürmüştü. Yabancı ülkelerde uyguladığı misyonerlik yöntemini şu sözlerle özetliyordu:
"Amacım bir Müslüman'ı dininden döndürmek değil! (..) Hedefim (olan attığım tohum) önce çürüyecek, sonra çatlayacak ve (fidan) büyüyecek; (o kişiler) giderek dinlerini sorgulamaya başlayacaklar." Mustafa YILDIRIM / Sivil Örümceğin Ağında sf: 439


Toplumu her alanda çökerterek kendi istekleri doğrultusunda şekil vermek, işte bu yollardan geçiyor!!! Bunun için ne yazık ki bizler kullanılıyoruz.. Sözde sanat yapılıyor!!! Anlatmamıza gerek var mı, açın bakın televizyonlara..

Ne görüyorsunuz?

Sabahtan akşama, 7/24 beyin yıkanıyor! Her alanda cahillik, seviyesizlik, bağnazlık, ahlâksızlık ve vatan-millet düşmanlığı bir şekilde topluma aktarılıyor ve işleniyor...

Ne yazık ki televizyonlarımız her alanda bu yolu takip ederek bambaşka bir Türk halkı oluşturmaya tam gayret yol alıyor...

Sözde dizilerle, sözde kadın programlarıyla, sözde bilgilendirmelerle toplumumuz özenle şekillendiriliyor...

"Sanat" diye diye ortada ne inanç kaldı, ne dil kaldı, ne vatan kaldı, ne de ahlak!

Bütün değerlerimiz bir bir yozlaştı! Üzerinde tartışılmayacağı gibi bilakis korunmaya muhtaç ne kadar değerlerimiz ve kavramlarımız varsa bir bir yok ediliyor...


Her şey; evet bütün her şeyimiz tartışılır oldu... "Özgürlük" diye diye "üzerinde konuşulmayan bir şey kalmayacak" çığırtkanlıklarıyla kutsallarımız, değerlerimiz paramparça ediliyor.. Yerine ise maalesef istedikleri gibi şekil verilen bambaşka aldatmacalar konulmaya çalışılıyor..


Düşünebiliyor musunuz hergün toplumun değer yargıları üzerinde ağır tahribatlara vesile olacak propagandalarla birlikte şiddet ve cinsellik verilerek beyni yıkanan toplum, bir süre sonra nereye varır?

İşte bugün düştüğümüz durumlar ortaya çıkar... Ha tabii, bu işin bir de öteki yüzü var; toplumumuzu bu duruma düşürenler, bu işi kurtarma adına bir süre sonra "çıkış olarak" Arap rejimlerini, Taliban modellerini önümüze koymaya kalkacaklardır... Zira bizi "Sevr"e zorlayanların yüz yıllardır planladıkları ve layık gördükleri yaşam modeli bu...

Yaşanılan bu olaylar,

"ülkelerde birbirine benzer olayların sonuçlarını düşünerek, değerlendirme yapılınca, gelişmelerin sistem ya da rejim bozukluğuna dayandığı savının gerçeği yansıtmadığı da anlaşılacaktır.

Ayrıca olaylarda, şu ya da bu yönden, ABD'nin ve Batı Avrupa'nın etkisi de sırıtacaktır. Hele son yirmi yılın olaylarında "project democracy" örümcek ağının derinliklerinde, ilginç uygulamalarla karşılaşılacaktır." Mustafa YILDIRIM /S.Ö.A. sf: 438

Tarihimizle, inancımızla, dilimizle, kültürümüzle, "alay" edile edile, aldatılarak getirilmek istenilen nokta!


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

1 yorum:

  1. Helal olsun, baska diyecek lafim yok. Cok etkilendim, super bir yazi...

    YanıtlaSil