2 Temmuz 2015 Perşembe

Kediler İçin Sokağa bırakılan Ciğer, İftar Yemeği Oldu!











Güya "Ramazan"ı yaşıyoruz...

Sevgili ağabeyimle telefonda konuşuyoruz...

Bir ara sert bir uyarıyla sohbetimizin bölündüğünü fark ettim. Zira ağabeyim birisini uyarıyor:

"Elleme bırak! O kediler için..." Ciğeri almak isteyen yaşlı adamcağız, "Başka sokaklardaki kediler için alıyordum" diyor.

Ağabeyim,

"Kalsın! Bak, kediler yiyor..."

Daha sonra konuşmasını devam ettiren ağabeyim,

"Tülay,  bu ciğeri biraz önce bir vatandaş bıraktı. Buna ben tanığım...

"Abi sinirlenme! Belki kendisi yemek için almak istemiş olabilir!.."

Daha sözüm bitmeden sevgili ağabeyciğim sızlanarak,

"Vallahi aklıma gelmedi... tüh!" derken,



"Tülay, karşımda bir kadın çöp konteynerini karıştırıyor... İnan ki içinden yiyecek arıyor..."

Bu arada bir yandan da resimlerini çekerek bana göndermeye başladı...

Bu iç sızlatan olaya uzaktan tanıklık etmenin sızısıyla, yaşanılanları sessizce dinliyorum.

Ağabeyim bu teyzenin yanına giderek başlıyor konuşmaya.

Konuşmaları telefondan dinliyorum:

"Annem dur! N'apıyorsun?

Teyze  kendine yarayacağını umduğu çerçöple doldurduğu pazar sepetine, bulduğu bir patlıcanı koyarken,

"Açız! Bu, benim imtihanım..." diyordu. Ve yine sözlerini kesik kesik sürdürerek,

"Akşam iftarda yiyeceğiz!"

Ağabeyim ona, bu akşam için ne yapmak istediğini soruyor...

Gururlu kadın, "Allah razı olsun kesinlikle bir şey istemiyorum!" dediğini
kendi kulaklarımla işittim. Dolayısıyla gerçek ihtiyaç sahiplerinin sergilediği o asil ve gururlu duruşuyla ağabeyime "red" cevabı verdi.

Ağabeyim:

"Annem bak, Allah birisine bir şey verecekse, başka birisinin aracılığıyla verirmiş. Onun için sen burada bekle! Sana domates, patates alayım burada bekle, şimdi geleceğim..."

Bu defa o onurlu teyzem,

"3 patates, 3 domates olsa yeter, fazla alma bozulur. Dolabım yok" diyor, iyi mi!

Bu cümleler insanın içini öyle acıtıyor ki...

Allah'ım hem de ramazan ayı içerisinde...

Hem de zengin iftar sofralarının gırla gittiği, televizyon kanallarının göstere göstere yemek tariflerinin verildiği bir dönemde...

Bu çöp konteynerlerinden  medet umarak oruç tutan insanların varlığını bilmek, gerçekten insanın yüreğini paramparça ediyor...

Allah bizden oruç tutmamızı isterken asıl amaç; aç insanların halini anlamamızı sağlamak değil midir?

Dolayısıyla, "Komşusu açken, tok yatan bizden değildir." felsefesi ne çabuk unutuldu?

Bu felsefeye bu manzara, öyle mi?

Çok yazık!


Ağabeyimin elini öpmeye kalkan bu onurlu ve gururlu teyzemin ağzından dökülen

"Benim adım Melek.. Sen Hızır mısın?" cümlesi gerçekten çok dokunaklıydı...



Ağabeyimin, marketetten çıkarken buranın önündeki toprakta yeşeren 5-6 ebegümeciyi de topladığını, ve bunun da "iftara yemek" olarak hazırlanacağı  sözünü aktarması, daha bir yaralayıcı...

Karınlarını doyurmaya çalışan bu  insanlardan sadece birine denk gelen teyzeyle yaşanılan bu  küçük ama, etkisi insan vicdanını derinden yaralayan, ve de tesadüfen telefonda tanık olduğum bu olayı sizlerle paylaşmakla yakın çevremizdeki "aç insan"ların varlığına dikkat çekmek istedim.

Dolayısıyla...

5 yıldızlı otellerde gösterişli iftar yemeğini zenginlere vermek yerine, bir yemek evinde hazırlatılan yemeklerin araçlarla ihtiyaç sahiplerine, yoksul semtlerin sokaklarına verilmesi çok daha iyi olacağı kanaatindeyim...

Ve ağabeyim,

 "Tülay o yaşlı adama bilmeden haksızlık yaptım! Allah bana bu yanlışlığı, çaresiz bir kadıncağızın kediler için konulan ciğer paketini, aynı yerden alırken hatırlattı.." diyerek telefonu kapadı..


Sevgi ve saygılarımla!


NOT: Bu olay İzmir/Karşıyaka'da  yaşanmıştır.



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.) 

6 yorum:

  1. elimizdekinle yetinmeyi bilmeliyiz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elinde sadece çöp konteyneri olan onunla yetinsin!öyle mi demek istediniz?

      Sil
    2. Bir kez daha okuyun!" Onunla yetinsin!"şeklinde anliyorsaniz tekrar okuyun.Ta ki öyle bir anlam olmadığını fark edinceye kadar.

      Sil
  2. Hayat şartları çok zor..Hele ki ülkemizde..Darda kalmış insanlara ve hayvanlara yardımcı olunması gerekiyor..Zengin iftar sofralarını gördükçe insanın içi kan ağlıyor..

    YanıtlaSil
  3. Ne yazık ki bireysel eylemlerle açlığı yok etme şansımız yok. Önce devlet ve sonra harcadığından çok parası olanların çabaları gerekiyor.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar.

    İslam dini, insanların dünya ve ahirette huzur ve mutluluğunu sağlayan bir dindir. Toplumun huzur ve saadeti toplumda birlik, beraberlik, paylaşma ve yardımlaşma ile gerçekleşir. Bu bağlamda Cenab-ı Peygamberin "Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir" Hadisi, bugün için inananlar tarafından önemini yitirmiş görünüyor. Bu bağlamda müslümanların iman ve inanç samimiyetini yitirdiklerini söyleyebiliriz. İçi boşaltılmış bir inanç ve iman ile bir yere varılamaz. Cenab-ı Hakk'tan, kendim başta olmak üzere, tüm insanlara hidayet niyaz ediyorum.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil