31 Ağustos 2015 Pazartesi

"Gerçek Savaşımız Bundan Sonra Başlıyor"... Güle Güle Oktay AKBAL...













BİR "30 AĞUSTOS" DAHA

Yarın Otuz Ağustos.

Bir dönüm yeri... Türk ulusunun yazgısının değiştiği an...

(...)

30 Ağustos 1922'ye dek Mustafa Kemal ve bir avuç inançlı devrimici arkadaşı, bir bayrak açtılar Ankara'da... Emperyalizm, kapitalizm, iç ve dış düşmanlar, bilgisizlikten, akılsızlıktan o düşmanlara araç olan gafiller ulusumuzu batırma çabasına girişen iç hainler, yurt içinde ilerleyen düşman orduları bir yandaydı; halkımıza, halkın gücüne inanan yurtseverler bir yanda... Ulusal bağımsızlığın tek dayanağı, Türk askerleri, Türk ordusuydu. Daha doğrusu Mustafa Kemal yeni bir ordu kurmuş, örgütlemişti, ulusal bağımsızlığımızın bekçisi, koruyucusu, dayanağı bir büyük güçtü bu... Önce düşmanları yurttan söküp atacak, sonra da Türkiye'yi yeni bir anlayışla kurup yüceltecek tek güçtü bu ordu...

Elli beş yıl geçti aradan... Bugün iç ve dış düşmanlar, emperyalist ve kapitalist güçlerle, onlarla işbirliği yapan hainlerle savaşıyoruz. Çoğu zaman gizli yapılıyor bu savaş, kimi zaman açık... Ulusal bağımsızlığımızın simgesi, dayanağı Türk ordusu elli beş yıldan beri karşılaştığı tüm güçlükleri yenmeyi bilmiştir. Atatürk'ün ordusudur bu. Atatürk devriminin, ilkelerinin sürdürücüsü, koruyucusu... Zaman zaman "milleti aldatmaya ve bozmaya çalışan" birtakım gafiller gözlerimiz boyuyorlar, yalan yanlış düşlerle hepimiz aldatmaya, yönümüzü, yolumuzu değiştirmeye kalkışıyorlar. Ama emperyalizme, kapitalizme bu güçlerin aracı dış ve iç düşmanlara karşı savaş veren, hep de verecek olan ordumuz, askerimiz 30 Ağustos ruhunu, Atatürk devriminin bayrağını dimdik tutuyor elinde...

Yarın 30 Ağustos... Bir Otuz Ağustos daha yaşıyoruz. Türlü umutsuzluklar, acılar, sıkıntılar içindeyiz yeniden... Emperyalizm, kapitalizm, milleti aldatmaya kalkışan iç ve dış hainler hortlamış, bir kez daha, karşımıza dikilmiştir. 30 Ağustos bayramını işte böyle bir ruh hali içinde kutluyor, elli beş yıl öncesinin gazilerini, şehitlerini anıyoruz. Atatürk'ün 1922'de, Yunan'ı denize döktükten, en büyük yengiyi kazandıktan sonra söylediği sözlerin anlamını daha derinden duyuyoruz:

"Gerçek savaşımız bundan sonra başlıyor." (1977)Oktay AKBAL, Atatürk Bir Gün Gelecek, sf: 26-28


Cumhuriyetimizin  "yazmayı hayata, hayatı yazmaya" dönüştürmüş aydınlarımızdan yazar-gazeteci Oktay AKBAL30 Ağustos'tan hemen önce kaybettik... "Atatürk Bir Gün Gelecek" adlı kitabında günün anlam ve önemine uygun geldiğini düşündüğüm bir yazısıyla Yazarımız Oktay AKBAL'a ve  Atatürk'ün "Gerçek savaşımız bundan sonra başlıyor." sözünün derinliğine vurgu yapan dolayısıyla bu anlamda her gün şehit verdiğimiz kınalı kuzularımıza  da Allah'tan rahmet diliyorum...




Sevgi ve saygılarımla!



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

30 Ağustos 2015 Pazar

HEPİMİZ MEHMETÇİĞİZ!













Büyük emperyalist güçler, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı kendi menfaatlerine uygun politikalarla  Yunanistan'ı kullanmayı amaç edinmişlerdi. Ve bu doğrultuda  İngiltere Başbakanı olan Gladstone, "Türkleri çantasıyla bavuluyla Avrupa'dan atmak" ifadesiyle İngiliz çıkarları ve emellerine dayalı bir Yunanistan yaratmanın peşine düşerek,..

15 Mayıs 1919'da  İzmir işgal edildi... 

Yunanistan "Küçük Asya Macerası"yla Ege sahillerinden Anadolu içlerine kadar ilerledi..

Yunanlıların denize dökülmesiyle kazandığımız bağımsızlık savaşımız, Başkomutanlık Meydan Muharebesi dünyaya, "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" olarak kendini tanımlayan  İngiltere'nin  yenilgisidir aslında..

Dolayısıyla...

Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde Büyük Türk Milletinin  emperyalizme karşı kazandığı bağımsızlık zaferinin bugün 93. yıldönümü... 

Dün 30 Ağustos 1922'de Büyük Türk Milleti (TÜRK ORDUSU) şehit vererek yani kanla  bedel ödeyerek içte ve dıştaki düşmana cevabını verdi...

Bugün vatanımızın ve milletimizin  bölünmez bütünlüğüne göz diken aynı emellere kararlılıkla cevabımız,

Hepimiz MEHMETÇİĞİZ...

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU ve MUTLU OLSUN!


:)



Sevgi ve Saygılarımla!



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)




26 Ağustos 2015 Çarşamba

Hallaç Pamuğu Gibi Attınız Be!






"Bir gün babama, işleri diğer insanlar gibi yapamadığım için üzüldüğümü söyledim. Babamın nasihatı: Margo koyun olma! İnsanlar koyunları sevmezler. İnsanlar koyunları yerler."
Margo KAUFMAN

"Danimarka’dan mülteci önerisi: Parasını verelim Türkiye’de kalsınlar" 25 Ağustos 2015


"Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan, sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineği sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış. Şeytan, kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.

Buzağı bu, az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış. Buzağı yerinde debelendikçe boynundaki ip biraz daha gevşemiş ve sonunda yular hepten çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden buzağı, süt kovasına çarpmış ve bütün süt yere dökülmüş. Sağdığı sütün heba olduğunu gören genç kadın, sinirlenerek eline geçirdiği odunu buzağının kafasına vurmasıyla yavru, kan içinde yere yığılmış. Yavrusuna saldırılmasına kayıtsız kalmayan inek bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.

Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp, elindeki tüfekle ateş ederek ineği öldürmüş.

Silah sesini duyan koca koşup gelmiş. Karısını yerde cansız yatarken, babasını da elinde tüfekle görünce, belinden silahını çekip, tek atışta babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayacağını düşünüp, bir kurşun da kendi kafasına sıkarak canına kıymış.

Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan, "Bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi?" demiş."



Dolayısıyla...

"Barış" "özgürlük" "demokrasi" söylemleriyle orayı burayı sudan sebeplerle bahane ederek işgal edenler, insanların ülkelerini talanla, yağmayla  hallaç pamuğu gibi atarak, onları yerinden yurdundan, toprağından çekip kopardılar! Evsiz barksız yurtsuz bırakılan insanlar, kâh akın akın insan tacirlerinin eline düştüler, kâh umut yolculuğuna kapılarak denizlerde sefilce ölüme mahkum oldular, kâh sınırlara yığılarak yaşama tutunmaya terk edildiler..

Dolayısıyla, özgürlük, barış, demokrasi diye diye insanlara cehennem sunuldu!

"Birleşmiş Milletler verilerine göre Ocak ayından bu yana 50 bini sadece Temmuz ayında olmak üzere, yaklaşık 160 bin kişi Yunanistan kıyılarına giriş yaptı. Birçoğu Suriye’deki iç savaştan kaçan kaçak göçmenler özellikle Yunanistan ve Makedonya üzerinden diğer Avrupa ülkelerine giriş yapmaya çalışıyor." gibi sözde "iç savaş" var filan söylemleriyle alay ediliyor, iyi mi?

 Eyyy Birleşmiş Milletler!.. Siz şimdi "durum tespiti"ni filan bırakın da asli görevinizi yapın... Sorunların temeline inerek "bu insanlar niye koloniler halinde göçüyorlar?" sorularıyla bağlı olduğunuz güçlerin suçlarını bir bir  sayın dökün... Dolayısıyla asıl durum tespiti böyle olur!!!

Ya.. bunca insan keyfinden mi bu rezillikleri göze alıyor!!!

Hani şeytan "Bu felaketi de bana yüklerler. Buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi?" diye "masumane" soruyor ya...

He canım, he he he...

Doğru valla sizin ne suçunuz var!!!

NOT:


"O, lütfuyla bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez." Fatır Sûresi, 35. Ayet

Bugün 26 Ağustos 2015... 

Emperyalist saldırılara karşı verdiğimiz ve Kurtuluş Savaşı'mızın son evresi olan 26 Ağustos 1922'de Afyonkarahisar / Kocatepe'de başlayan Büyük Taarruz ile açılmış ve 9 Eylül 1922'de Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesiyle sonuçlanan, Baş komutanlık Meydan Muharebesinin başlamasının 93. yıldönümüdür. Büyük Türk Ulusuna kutlu ve mutlu olsun...



Bir not'da ulus bütünlüğünü sağlayamamış, millet olamamış kitlelerin ülkelerini savunmaktan kaçınan göçmenlere, Büyük Türk Milletinin bu şanlı mücadelesi örnek olsun...


Bir mıh bir nal kurtarır,
Bir nal bir at,
Bir at bir komutan,
Bir komutan bir ordu,
Bir ordu bir devlet kurtarır.

Bir mıh demeyin işinizi iyi yapın. Benjamin Franklin



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Yüce Türk Halkı'nın Cevabıdır...































Duyurulur...

:))


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)



20 Ağustos 2015 Perşembe

Kan Ağlıyoruz...




Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Büyük Türk Milleti büyük tehdit ve tehlike altında... emperyalizmle SAVAŞ YAŞIYOR!

Burnunun direği sızlamak...

Tıpkı böyle acılar gibi bedenimizde, artık asla yerine gelmeyecek olan şeylere duyulan özleme  tepkidir burun direğinin sızlaması...

Vatan evlatlarımız, kınalı kuzularımız alçakça, kalleşçe arkadan vurularak  şehit düşüyorlar...

Art arda gelen şehit tabutları hepimizin burnunun direğini sızım sızım sızlatıyor, yüreğini kan ağlatıyor...





Büyük Türk Milleti var olsun, 

Vatan sağ olsun...



Sevgi ve saygılarımla!

"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

18 Ağustos 2015 Salı

Güle Güle...













"Almanya'dan sonra ABD de "Patriot" füzelerini çekiyor" ya...

 Aslına bakılacak olursa bu durum  bizce  doğru bir karar oldu. Çünkü yabancı askerlerin varlığı topraklarımızın yağmalanması için açık bir tehdittir. Dolayısıyla dünün Sevr'cilerinden oluşan sözde "müttefik" kuvvetlerinin bizzat yarattıkları ayrılıkçı ve mezhepçi tedhiş örgütlerini içimizde barındırdıkları için, bizi rahatlıkla parçlayabileceklerini zannediyorlar...

Hâl böyle olunca...

Tüm bu ince ince hazırlanmış planları biz bir kenara bırakalım ve işin doğasını net anlatan bir örneği Tolstoy'un Savaş ve Barış kitabından açıklamaya çalışalım:

"... Diyelim ki, babanın bir Alman oda uşağı olsun; bu mükemmel uşağın elinden her iş çok iyi geldiği, her işi senden çok daha iyi becerdiği için, babana onun hizmet etmesinde bir sakınca görmezsin. Ama baban çok ağır hastalanıp ölüm döşeğine düşerse, uşağa yol verir, uşaktan deneyimsiz, ondan beceriksiz de olsan babana kendin bakarsın ve senin o beceriksiz ellerinin bakımı bir yabancının becerikli ellerinin bakımından daha iyi gelir babana.. "  Dolayısıyla Türkiye "iyi durumda olduğu sürece bir yabancı da bal gibi hizmet edebilir ona, mükemmel bir bakan da olur; ama Vatan tehlikeye düştüğü anda ona kendinden biri gerekir." Savaş ve Barış 3. cilt, sf:304



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.) 

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Anadolu Çiğnenmez!




"Erzurum’un Pasinler ilçesinde Emniyet Müdürlüğü’ne PKK’lılar önceki gece roketatarla saldırınca halk galeyana geldi ve ellerinde kazma-küreklerle güvenlik güçlerine destek verdi." 15 Ağustos 2015

Öte yandan...

"NATO, Almanya'nın Türkiye'deki Patriot birliklerini çekme kararını anlayışla karşıladığını duyurdu." Hemen ardından Amerika da çekmeye karar verdi.

1919...

"Ordu yok" dediler, kurulur dedi. "para yok" dediler, bulunur dedi. "düşman çok" dediler, yenilir dedi. Ve tüm dediklerini yaptı Büyük Önder ATATÜRK

Dün Çanakkale'de Almanya "müttefik"imiz gibi görünüyordu,

Bugün Amerika...

Dolayısıyla...

Kan dökerek bedel ödedik bu vatanın her karış toprağına.

Türk milletinin dayanma gücü tükendiğinde...

Ne Diyarbakır, ne Edirne, ne Trabzon, ne Hatay, ne Hakkari...

Dün nasıl "Çanakkale geçilmez" olmuştu,

Bugün de türlü oyunlarla vatan topraklarını gasp etmeye çalışan aynı emperyalist sözde "müttefik"lere vatansever Anadolu insanlarının tokat gibi cevabı,

"Anadolu çiğnenmez" olacaktır!


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.) 

13 Ağustos 2015 Perşembe

3'ü Bir Arada!













"Chp Gençlik Kolları Başkanlığı'ndan bir heyet Suriye'nin Kobani kentine geçerek, toplanan yardımları kanton yönetimine teslim etti."

"Ankara'da Eğitim-Sen genel merkezine düzenlenen operasyonda Kobani'de yaralanan YPG'li oldukları belirtilen üç kişi ile bir doktor yakalandı."

Bu haberleri okuyunca insan utanç içerisinde derinden sarsılıyor...

Allah aşkına... ne zamandan beri öğretmenin görevleri arasında ülkemizi yıkmak, milletimizi parçalamak üzere  bir araya gelmiş tedhişçilere yardım etmek var? 




Dahası Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran bir partinin gençlik kolları işini gücünü bırakmış, ülkemizi bölmek isteyen aynı guruplara destek için canhıraş çalışmaya başlamış da haberimiz yok, iyi mi?

CHP'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "Gençliğe Hitabe"sini hiç mi okumadınız be!..

Siz  hangi gençlikten bahsediyorsunuz?!..

Hani "Mustafa Kemal'in askerleri" olduklarını iddia eden gençlik, şimdi PKK'nın, PYD'nin.. askerlerine mi dönüştü, n'oldu?

Hadi ülkemizin bekasını  yakından ilgilendiren bu siyasetten anlamadığımızı varsayalım ve soralım: 

Şimdi, CHP YPG ile birlikte mi hareket ediyor? Bu bir!

Yahut da CHP PKK ile aynı çizgide mi buluştular? Bu iki! 

Veya PKK-PYD-CHP birleşti mi? Bu üç! 

Yoksa.. bizim anlayamadığımız bir durum mu var ortada? Bu da dört! 

Zira "Obama, “IŞİD’e karşı karada bir partnerimiz olduğunda sonuç alıyoruz” sözleriyle PKK/PYD’yi işaret etti. Obama bu sözlerin ardından başarı örneği olarak PKK’nın ABD bombardımanıyla ele geçirdiği Tel Abyad ve Ayn el Arap’ı (Kobani) gösterdi." gibi bir açıklama ortada iken... Vallahi sorumluluğunu bilen sıradan bir vatandaş olarak bizlerin kafası karışımıyor desem yalan söylemiş olacağım...


Sahi... 

Aynı CHP Gençlik Kolları ve aynı Eğitim-Sen, neden Kurucu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'e yapılan saldırılar için aynı gayreti göstermezler, doğrusu bunu çok merak ediyorum!

Mesela mı?

"TRT’de Atatürk’e yönelik hakaret dolu belgesel!   
 Osman Yüksel Serdengeçti’nin konuşmasının bir bölümü:

"Tepeden inme dışarıdan gelme yapılan birçok inkılaplar milleti allak bullak etmişti. Paris sokaklarında yetişenler! Hukuk-u beşer beyannamesini ezbere bilenler! Laiklik ve inkılapçılık perdesi altında yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler."12 Temmuz 2015

Dahası,

"İzmir’in Menemen ilçesindeki Kemal Atatürk Parkı’nın girişindeki ismini yazılı olduğu tabeladaki bazı harfler sökülerek Ata’ya saygısızlık yapıldı." 29 Temmuz 2015



Dolayısıyla biline ki...

Tarih, sosyal olaylar açısından, belli deneylerin sonuçlarının görülebildiği bir laboratuar gibidir. İnsanlar bu sayede önceki toplumların yaptıkları yanlışları yapmayarak aynı sonuçlara, aynı felaketlere uğramaktan kurtulabilirler. Ancak bugün bu yapılmamaktadır.

O sebeple dün yaşadıklarımızı unutup, ihanet içine düşenlere diyeceğimizi  Kur'an ayetiyle de pekiştirelim ki, ileride yaşanması muhtemel felaketleri "kader"e fatura etmemek adına...

"Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmediler mi?" Fatır Sûresi, 43/35, 44. Ayet

Dolayısıyla...

Bu hainliği ve bu nankörlüğü   Büyük Türk Milleti  asla affetmeyecektir!




Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)