5 Ağustos 2019 Pazartesi

Aç, Susuz Kalacağız!






Cenneti öte dünyada arayanlara sormak lazım,

"Cennet nedir?" diye..

Cennet,

KAZ DAĞLARI'nın ta kendisidir...

Öte yandan şu sıralar, "iklim değişikliği" diye bas baş bağırılıyor. Zira hemen her gün sel, toprak kayması, hortum, fırtına.. gibi doğa olaylarını acı bir şekilde sık sık yaşıyoruz. Tüm bunların faturasını da "iklim değişikliği"ne yıkarak güya suçu üzerimizden attığımızı zannetsek de, asıl suçlunun bizatihi kendimiz olduğu gerçeğini  bir türlü göremiyoruz. Zira gözü dönen görgüsüzlerin tek isteği şatafatlı bir hayata sahip olmaktan başka bir şey olmadı! Bunun için de Allah ne verdiyse tüm gayretimizle yaktık, yıktık, söktük her yeri betonladık! Nefes dahi alacak yer bırakmadık! Dolayısıyla da  ülkemizin dağını, taşını, ormanını  talan ettik!

"Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak! Kızılderili Şef Seatle

Netice itibariyle...

Çok katlı binalara,

AVM'lere,

Yüzme havuzlu villalara,

Otellere,

Duble yollara,

Köprülere,

HES'lere,

Termik santrallere,

Madenlere,

Kısaca görgüsüzlüğün dibine vurmuş rezil ve utanç veren arsızlığın adresi lükse kurban ettiğimiz yaylalarımızı, nehirlerimizi, ovalarımızı, ormanlarımızı, dağlarımızı... her alanda cennet vatan Türkiye'mizi, devasa şantiye alanına dönüştürerek cehenneme çevirdik! Dolayısıyla bu gidişle aç, susuz kalacağız! Zeytinlerimizi, meyve ağaçlarımızı, verimli topraklarımızı katlettik! Denizlerimizi kirlettik, balıkların kökünü kazıdık! Kıyılarımızı yollara teslim ettik, betonlaştırdık! Bundan sonra yüzme havuzlarından su içer, betonları, yolları yeriz artık!

Yetmedi şehirlerimizde masum hayvanlar için yaşam alanı bırakmadığımız gibi, şimdi de dağlardaki yaşam alanlarını yok ediyoruz. Ceylanlar... caddelere dökülmüş seke seke kaçacak delik arıyorlar.



Ve tüm bunlar yaşanırken,

Önümüzdeki Kurban Bayramını hangi coşku ve heyecanla kutlayacağımızı düşünüyorum.

Zira,

İçim yanıyor!..

Kaz Dağları hepimizin!

Kaz Dağları Türk Milleti'nin!

Bu güzelliklerin, en son 1919'da yüz binlerce kan dökerek, şehitler vererek  sahibi olduğumuzu  yedi düvele gösterdik!



Şimdi el alemin gavuru gelmiş bize meydan okuyarak, gözümüzün içine baka baka, aleni alay ederek ve de  bizi aşağılayarak cennet vatanımızın cennet yerlerinin son noktasını bitirinceye kadar  el koyuyorlar,  öyle mi?

İçim acıyor!



Sevgi ve saygılarımla!


NOT: Yüzümüz gülmüyor! 
Geçtiğimiz Ramazan Bayram'ında  pedofili içerikli iğrenç, "Zümrüt Apartmanı" kitabı ile sarsılmıştık. Bu bayram üzeri de, orman katliamlarıyla yüreğimiz yanıyor! T.G. 😢




"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder