Mehmetçiklerimizin Zeytin Dalı Harekatı üzerine,
AB: "Son derece endişe duyuyoruz"
ABD: "Tansiyonu düşürün, askeri operasyonu sınırlı tutun"
Bu cümleler dışarıdan -yani bizi bölmek isteyen düşmanlık yapanlardan- geliyor..
Bir de içimizden gelen ihanet sesleri var:
"Ülkemizde ve bölgemizde savaş değil sulh ve sükûn istiyoruz. " diyerek, ekmeğini yediği, havasını soluduğu, toprağına bastığı, kaymağından yararlandığı milletine ve vatanına karşı duruş sergileyen sözde "aydın"larımızdan...
Vay arkadaş...
Bu fakir milletin masum evlatları, masum yurttaşları orada burada bombalar altında can verirken, minicik bebeleri katledilirken, gencecik öğretmenleri hunharca şehit edilirken, bayrağımıza saldırılırken, ormanlarımız yakılırken... bu bizim çakma "entellektüel"lerimiz neredeydiler acaba?
Ve yine, Bu milletin tarihine saldırılırken, değerleriyle alay edilirken, dişinden tırnağından artırarak oluşturduğu birikimleri yakılıp yıkılırken neredeydiler?
Mesela...
Bölgemizde milyonlar katledilirken, milyonlar vatanlarından göçe zorlanırken, ülkeler işgal edilirken, halklar zulme uğrarken,
Sizler "aydın" olarak,
AB ve ABD'ne milyonlarca masum insanlar adına bir tepki mektubu yazdınız mı?
Hani "milyonlarca insanımız adına" konuşmuşlar ya...
Allah aşkına benim adıma konuşmayınız!!! Siz benim "aydın"ım filan değilsiniz! Zira bu masum halkın içinde hiç olmadığınız gibi kibirinizle bu halkın sorunlarını ve onların ruhunu da hiç anlamadınız. Dolayısıyla bir eliniz yağda bir eliniz balda dayamışsınız sırtınızı emperyalist güçlere... İki de bir de, "biz aydınlar adına" diye bizim adımıza konuşup "fitne" nakletmeyiniz!
O sebeple bizi de aptal yerine koymaya kalkmayın! Zira emperyalistlerden aldığınız talimatlarla bizleri hem huzursuz hem de mutsuz ediyorsunuz!
Öte yandan...
"Yoldaş:
1.Yola birlikte gidenlerden birine göre öteki, her biri, yol arkadaşı.
2.Arkadaş, dost."
Dolayısıyla...
Milyonların kalbine taht kurmuş ebedi ve ezeli önderimize, kurucumuza, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" söylemimizi beğenmeyip burun kıvırarak yine bizim adımıza konuşuyorsunuz ya...
Neymiş efendim,
"Mustafa Kemal'in yoldaşı"ymış bu entel danteller..
Siz kimsiniz be!..
Hangi özelliğinizle?
Hangi mücadelenizle?
Hangi cephede savaşmışlığınızla?
Hangi gazi ünvanınızla?
Hangi birikiminizle?
Hangi devrimlerinizle?
Hangi devlet kurmuşluğunuzla?
Hangi yakınınızın vatan-millet aşkına "şehit" olmuşluğuyla, Atatürk'ümüzün "yol arkadaşlığı"na kendinizi layık görüyorsunuz?
Siz ancak şehitlerimizin sayesinde var olan vatanımızın ve devletimizin nimetlerinden yararlanıp, sonra da ahlâki bir duruş sergilemeden yoksun, kendi halkına yabancı, düşmana yakın durmaktan öteye geçememiş, karanlığımızsınız!
Zira devletimiz ve milletimiz sizlere yeterince imkan tanımışsa, sağlık, eğitim, iş ve dahalarını sağlamışsa, bu bolluk arasında kendinizden geçip de bölücülük yapmak dolayısıyla da, düşmana aracılık yapmaya varan -bu anlamdaki- her türlü eyleminiz nankörlüktür!
Demem o ki...
Affedersiniz ama bu yapılanın adı amiyane tabirle,
Yediği kaba pislemektir!
Sevgi ve saygılarımla!
"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)