28 Nisan 2015 Salı

Namaz Kılmak mı?









Obama, "ABD Başkanı olmak hiç kolay bir iş değil... İran’la müzakere etmek zorundayım. Bunları yaparken, bir yandan da günde beş vakit namaz kılmaya zaman ayırmam gerekiyor" diye konuşmuş.


Hani Obama başkan seçildiğinde Türkiye'nin birçok yerinde davul zurna çalınıp, kurbanlar kesilmişti ya...

Hazır "Müslüman" Obama denilince Cengiz Han'ın  bir söylemini izninizle buradan paylaşmak isterim:


Cengiz Han at üstünde şehre iner, geniş bir meydan ararken büyük camiyi görür ve  sorar:

"Burası Sultan Mehmed'in evi mi?"

Hoca cevap verir: "Hayır Allah’ın evi camidir." deyince,

Cengiz Han şöyle cevap verir:

 "Tanrı’nın evi insanların yüreğidir. Siz bütün kötülükleri yüreğinize dolduruyorsunuz, sonra Tanrı’ya koca koca evler yapıyorsunuz.  Eğer Tanrı'yı candan sevseydiniz o da sizi severdi, kara günlerinizde yardımınıza gelirdi..."

Dolayısıyla...

"Namazın hedeflerinden birisi de "vecd" hâli"* (sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk) olarak nitelendirilmiştir. Yani, Allah'a yönelme...

İyi de... 

Bu da, uğruna kurbanlar kestiğimiz "Müslüman" Obama'da yok...




Sevgi ve saygılarımla!


*Kur'an-ı Kerim'in Gizli Öğretisi, Ergun Candan sf:67



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

26 Nisan 2015 Pazar

100. Yıl Yalan(cı)ları








Bir tarafta Çanakkale savaşları, diğer taraftan Ermeni tehciri sırasında yaşanan olaylar...

Hepsi de vatan savunması için verilen mücadele...

Çanakkale'de dünyanın dört bir tarafından topraklarımızı işgale gelen 7 düvele karşı gencecik evlatlarımız şehit olurken, öte yandan aynı düveli muazzamanın kışkırtmasıyla Osmanlı'ya başkaldıran Ermenilerin göçe zorlanmasıyla başlayan yaygara.

Dolayısıyla bugün bakıyoruz aynı düveli muazzama yine sahnede.. Ki bir tarafta işgalci olarak gelenlerin başında İngilizler.. öte yandan Anzaklar filan derken... Aaa! Bir de bakıyoruz ki o işgalci haçlı emperyalist güçler memleketimizde selam, saygı söylemiyle anıt dikerek, timsah gözyaşları döküyorlar.. Allah aşkına neyin gözyaşı bunlar? Kıtaları aşarak buralara geliş derdiniz neydi?

Çanakkale'de o gün şehit düşen 250 bin insanımız olmasaydı, bugün İstanbul ve Gelibolu yarımadası başta olmak üzere Anadolu'yu işgal etmiş, üzerine çullanmıştınız..



Öte yandan Erivan'da sözde "Ermeni soykırımı" diye tutturduğunuz yalanın peşine aynı emperyalist güçlerin temsilcileri hücum etmiş, yine aynı timsah gözyaşlarını dökerek boy gösteren gösterene.. Bu neyin nesidir?



Hedef Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı değil midir? Dahası Ermenistan'ın bugün toplam 3 milyonu geçkin nüfusuyla nasıl oluyor da, tee 1915'te 1 milyon Ermeni öldürülmüş oluyor?!

Diyeceğim... Dünyanın gözü kulağı Türkiye'de.. Sırtlanlar gibi pusu kuran kurana.. Bölgemizde ve de özelde bu coğrafyada ister adına "katliam" deyin, ister "soykırım" deyin, milyonları harıl harıl öldüren kim?

Eyyy BM, kendi ellerinle Sırplara teslim ettiğin  8 bin müslümanın katledilişini seyretmekten başka, sen ne yaptın?

Eyyy Fransa, Ermenileri önce kışkırttın, sonra yalnız bıraktın.. Ardından şimdi işine geldiği gibi bağırıp çağırıyorsun... Cezayir katliamını kim yaptı?

Eyyy Amerika, sen Kızılderililerin soyunu kökten silmedin mı?

Eyyy Almanya, tarihin en büyük soykırımını kim yaptı?

Bizim vatan savunduğumuz ortada iken, siz, koştura koştura oraya buraya "demokrasi" getireceğiz diye, saldıra saldıra ortalığı kan gölüne çevirmediniz mi?

Dolayısıyla şimdi sıra geldi Anadolu'ya öyle mi? Ama bize yutturamazsınız!

Kısaca SEVR'den asla vazgeçmiyorsunuz...





"McCarthy: Soykırımcı Ermeniler
Dünyayı kandıran Ermenilere Prof. Justin McCarthy'den anlamlı yanıt geldi. McCarthy, "Ermeniler, İngilizlerle ve Ruslarla anlaşıp vatan hainliği yaptılar. Elimizdeki binlerce belge Türklerin değil, Ermenilerin soykırım yaptığını gösteriyor" dedi." 1 Mart 2015, kanalahaber.com/






Sahi... 









ABD ve AB sözde Ermeni Soykırımının 100. yılı için anma hazırlıklarını sürdüredursun,

"CHP ve Mustafa Kemal Atatürk’ü "soykırımcılıkla"  suçlayıp, Türkiye’yi uluslararası mahkemeye şikâyet etti"ği iddia edilen  Erdal Doğan’ın eşi Ermeni kökenli Selina Özuzun Doğan'ı CHP milletvekili adayı gösterirken,

Sorum  Atatürk'ü "soykırımcı" ilan eden sözde "Atatürkçü" geçinenlere:

Bu maskeleme ile "Kırmızı Başlıklı Kız" masalındaki babaanne kılığına giren hain kurttan sizin ne farkınız var? 


Öte yandan HDP Eş Genel Başkanı da bu emperyalist güçlerle birlik olmuş ve Papa'ya sahip çıkarak aynı teraneye katılıp, "Ermeni soykırımı vardır" diyor, iyi mi?








Sorum çok açık:

Hani emperyalizmle işbirliği içinde değildiniz?

Hani onların ekmeğine yağ sürmezdiniz?

Hani onların yalanlarına ve planlarına alet olmazdınız?

Hani mazlum milletlerin yanında oluyordunuz?

Hani ülkeyi bölmek peşinde değildiniz?


N'oldu?


Sevgi ve saygılarımla!

Not: 

Tüm bu yalanlar uluslararası düzeyde sürerken, asıl bu vatanın öz ve öz evladı olan Ermeni vatandaşlarımız ise sürdürülen bu çirkin iftiraları, asla kabul etmedikleri gibi şiddetle reddeden açıklamaları neden dikkate alınmaz?

"Kilisemde Hıristiyanım, evimde Ermeniyim, kapının dışında Türküm. O Türk bayrağı hem kiliseyi hem evimi korur. Amerika’da Amerikalıyım diyorlar, biz de Türküz. 100 sene evvel olan bir olayı bugün belli menfaat peşinde koşanların istismar etmesi çok acı" Kandilli Ermeni Kilisesi Başkanı Dikran Kevorkyan







"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

23 Nisan 2015 Perşembe

Nice 95 Yıllara...



































"Acı işgal günlerinde önemli devlet adamlarının da hazır bulundukları toplantıda herkes, Türkiye'nin düştüğü acıklı duruma göre bir çare arıyor; Amerikan, İngiliz himayesinden dem vuruluyordu. Bir aralık, Mustafa Kemal Paşa'ya da sordular. Atatürk şu kısa yanıtı verdi:

-Efendiler, hepiniz konuştunuz, arzularınızı beyan ettiniz ve birbirinize sordunuz, hepinizi dinledik. Fakat.. Anadolu'ya bir şey sordunuz mu? Anadolu'yu dinlediniz mi? Ona da soralım, bir de onu dinleyelim efendiler!"




Dolayısıyla...

Saltanat ve hilafetin yerine milletin meclisinin açılışının 95. yılında, gururla ve coşkuyla söylemek istediğim şu ki;

Dünyada hiçbir millet, "BÜYÜK" sıfatı ile taçlandırılmamıştır. Bu onuru bize bahşeden Büyük Atatürk,  "Büyük Millet"ini ve bu büyük milletinin  meclisini

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olarak, Türk ulusuna armağan etmiştir...

Bağımsızlığımızın ve ulusumuzun sembolü olan TBMM'nin açılışının 95. yılını büyük coşku ve heyecanla kutladığımız bu günde, BÜYÜK  TÜRK  MİLLETİ'nin bayramı kutlu ve mutlu olsun...

Ne mutlu Türk'üm diyene! 

Sevgi ve saygılarımla!




"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

22 Nisan 2015 Çarşamba

Bilim Dünyası ve Türkiye Bir Cevherini Kaybetti...



"Türkçe giderse Türkiye gider" demişti...

"Türkçe eğitim yapılmazsa bilim olmaz" diyen ve 26 yaşında dünyanın en genç profesörlük ünvanını kazanan bu gönül +bilim insanının varlığından  ne yazık ki yeterince erken haberdar olamadım. Bu burukluk içerisinde kitaplarını okudukça çocuklarıma tanıtmak, önüme kim çıkarsa ondan bahsetmeyi artık en başta gelen sorumluluğum ve vatandaşlık görevim olarak bildim...

Oktay Hoca'mızı televizyonlardan izlemek benim için bambaşka bir heyecandı.  Hatta onun çıkacağı programlardan haberdar olduğum zamanlarda neredeyse  dünyayla iletişimimi kesecek kadar büyük bir coşkuyla ve zevkle takip etmişimdir sayın hocamızı.

Dolayısıyla.. onun ölüm haberi canımı çok acıttı...

Sayın Oktay SİNANOĞLU ile söyleşi yapmayı çok isterdim. Zira isterdim ki onu tüm öğrenci-veli çevrem tanısın ve onunla gurur duysunlar... Bu düşünce ile Oktay Bey'le iletişim kurmanın yollarını aradım...

Ve.. eşi Dilek Hanım'la birkaç kez bu çok istediğim iletişimi kurmayı başardım. Ancak o zaman için Amerika'da olduklarını öğrendim. Türkiye'de olsalardı kim bilir belki de bu çok istediğim söyleşiyi bir şekilde yapmayı başarabilirdim, ama olmadı.

Sayın Hoca'mızın bilimsel yönünün dışında bir Türk ve Türkçe sevdalısı olduğunu buradan hatırlatmak için Oktay SİNANOĞLU Türk Aynştaynı, Söyleşi: Emine Çaykara'dan kısa bir alıntıyla onu saygı ve sevgiyle yad etmek istiyorum:




"... En korkunç şey, kafaların sömürgeleştirilmesidir. Ve bizde bu oldu artık. İnsanlar aldırmıyor ve kafalar sömürgeleştirilince senin neyin varsa alıp götürürler. Topraklarını da alırlar, sen de orada köle olursun. Doğru düzgün Atatürk çizgisinde ulusal diliyle ulusal ruhta eğitim görse böyle olmayacak. Şimdi Türkçe elden gidiyor. Yakında resmi dil İngilizce olursa hiç şaşırmayın, insanların kafaları böyle boşaltıldığı için de itiraz değil kabullenme olur. Batı, Türk adını tarihten silmek için uğraşıyor...

Adam sana kendi dilinde eğitimi neredeyse yasak etmiş, Türkçe üniversiteleri, Türkçe bilimsel yayınları kaldırmış, kimse buna ses çıkarmıyor. Eskiden hıfzısıhhada çocuk yaşta bir araştırmaya şahit olmuştum; attan kan alınacağı için burnuna kocaman bir mandal takılırdı. Sonra da doktor boynuna kocaman bir iğne batırıp kan alırdı. Zavallı atın haberi yok; burnu çok hassas olduğu için mandalla meşgul; kanının alındığını fark etmiyor. İşte durum bu.



-İngilizlerin, Amerikalı veya Kanadalıların eğitimbilim (pedagoji) kitaplarını açıp bakın: "Yabancı dille eğitim yaptırdığın zaman insanlar düşünemez hale gelir" diyor. Böylece sömürgecinin maşası bir sınıf ortaya çıkıyor. Şimdi düşünün; öğretmen yarım yamalak bildiği bir dilden, senin yarım yamalak öğrenmekte olduğun bir dille fiziğin en derin kavramlarını anlatıyor. Kendi dilinde anlatsa bile anlaman zor. Bir de yabancı dil, yani Tarzanca ile kim, nasıl öğrenecek? Sadece ezberci züppe insanlar, Cengiz Aytmatov'un tabiriyle "mankurtlar" yetişir böyle. Fizikte asistan olmuş birisi daha Newton Kanunu'nun içeriğini anlamıyor. Olacak şey değil!"  sf:454/456





"Haysiyetine, kendi kaderini kendisi belirleme azmine, cihanda hak etttiği şerefli, itibarlı yerine yeniden kavuşmuş bir Türkiye temennisiyle, 

Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU
, 11 Mayıs 2001 Cuma, Mühürdar, İstanbul"

Seni asla unutmayacağız kıymetli Hocam... 

Ruhun şad, mekanın cennet olsun...



Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu kimdir?

Sayın Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu; dünyanın en genç yaşta profesör olmuş kişisi ve 2 kez çeşitli ülkelerden Nobel'e aday gösterildi. 1953 yılında Ankara'da TED'in Yenişehir Lisesini birincilikle bitirdi. O zaman lisenin eğitim dili tamamen Türkçe'ydi, takviyeli yabancı dil dersleri vardı, bitirdikten hemen sonra  kolej oldu. TED tarafından Amerika'ya burslu Kimya Mühendisliği için gönderildi. 1956’da ABD Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi.

1957’de Massachusetts Institute of Technology'yi (MIT) 8 ayda birincilikle bitirerek Yüksek kimya Mühendisi oldu.

1960’ta Yale Üniversitesinde "asistant professor" (yardımcı doçent ) olarak çalışmaya başladı. 26 yaşında iken atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı ile "associate professor" (doçent) ve 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırdı ve "full professor" (profesör) ünvanını aldı.

Bu ünvan ile modern üniversite tarihinin ve Yale Üniversitesi tarihinin en genç profesörü oldu. 1964’te ODTÜ'ye danışman profesör oldu. Yale Üniversitesinde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı.

Dünyada yeni kurulmaya başlayan Moleküler biyoloji dalının ilk birkaç profesöründen biri oldu. (Watson ve Crick sarmal modelindeki dna sarmalının çözelti içinde o halde nasıl durduğunu keşfeden adam - solvofobik kuvvet ) Amerikan Ulusal bilimler akademisine Üye olarak seçildi. Buraya seçilen ilk ve tek Türk oldu.

İki defa Nobel' e aday gösterildi. Defalarca Nobel Akademisinin isteği üzerine Nobel'e adaylar gösterdi.

Dünyanın sayısız yerinde sayısız buluşları ve teoremleri ile ilgili sayısız konferans verdi. 26 yaşından beri devam ettiği Yale Üniversitesinde Moleküler biyoloji ve kimya olmak üzere iki kürsüde profesör ve son 7 senedir görev yaptığı Yıldız Teknik Üniversitesinde ise Kimya dalında olmak üzere bir kürsüde Profesör olarak görevini sürdürüyordu.


SÖZCÜKLER
TürkçeYabancı Karşılığı
Örütbağİnternet
EvrenkentÜniversite
Hızlı KatarTren
DirilbilimBiyoloji
TeknikbilimTeknoloji
TezyemekFast Food
Çay Evi-KahvehaneCafe
NeftPetrol
Basın-yayınMedya
GezimTurizm
GezginTurist
RuhbilimPsikoloji
HekimDoktor
BölümceFakülte
Orta OkulRüştiye
Yakıt yağFuel oil
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun önerdiği sözcüklerden bazıları eskiden kullanılan ama zamanla unutulmuş sözcüklerdir.

Eserleri ve akademik çalışmaları:

*Göçmen Hamamı
*2050'ye 5 Kala Dünyanın 105 Yıllık Tarihi
*İlerisi için
*Türkçe Giderse Türkiye Gider
*Bye Bye Türkçe / Bir Nev-York Rüyası
*Büyük Uyanış
*Hedef Türkiye
*Ne Yapmalı / Yeniden Diriliş ve Kurtuluş İçin

Yeni Bilim Ufukları I
Yeni Bilim Ufuklari 2 Yeni bir matematik kuramı ve onunla bazı fizik kimya ilkelerinin bulunması
Yeni Bilim Ufukları 3 Hayatın Örgüsü Elli Yıllık Biyolojinin Temellerini Sarsan Sorular
Açıklamalı Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Sözlüğü

Akademik kitapları

Modern Quantum Chemistry : Istanbul Lectures
Sigma Molecular Orbital Theory
Three Approaches to Electron Correlation in Atoms and Molecules
New Directions in Atomic Physics

İlgili kitaplar

Oktay Sinanoğlu, Türk Aynştaynı (hazırlayan: Emine Çaykara)
Oktay Sinanoğlu, Bir Türk Dehası (yazan: Ahmet Hakan)

İlgili yazılarım:

http://www.tulaygurdal.com/2011/11/bayan-yoh-yoh-artk-yoh.html

http://www.tulaygurdal.com/2008/09/oktay-sinanolu-ve-trke.html


Sevgi ve saygılarımla!



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

20 Nisan 2015 Pazartesi

"Mahçupyan Ne demiş..."





"Etyen Mahçupyan ne demiş : Bosna ve Afrikada yaşananların soykırım olduğu kabul edilirken 1915’te Ermenilere yapılanlara soykırım dememek imkânsız !..

Peki…Şu resim ne?... 



Burada, tarihi Kale Dibi mahallesi  vardı… Van Şehrinde, Urartulardan kalma mahalle…
Bir gecede Kaledibi halkı yok oldu….Hepsi katledildi. Evler ve iki cami yakıldı yıkıldı…Otuz bin kişi Otuz bin Türk öldürüldü… Kediler, köpekler, tavuklar bile katledildi...

Buna ne dersiniz Etyen Mahçupyan? 

                  E.Feigl  Un mythe dela terreur nonthal Salzburg

Afrika'ya benziyor mu?...

Bosna'ya benziyor'mu?

Bileceksiniz Etiyen Mahçupyan ,Osmanlı/ Rus savaşının başlamasıyla Rus ordusunda gönüllü bulunan 150.000(yüzellibin) Rus Üniformalı Ermeni genci sınırdan "bir Ermenistan istiyorsan Türk Komşunu öldür" sloganının coşkusuyla girip, silindir gibi ezerek yakarak yıkarak, ırz düşmanlığıyla geçtiler gittiler, … Yunanlılarla Kızılırmak'ta buluşmak üzere!...Kızılırmak Kıpkırmızı, Türk kanı gibi akacaktı…

Siz hâlâ kin mi güdüyorsunuz?….

Önce Erivan’ın arşivlerini açmasını isteseniz.. Sonra da bir avuç kır çiçeği toplasanız ve onu gövdesi kalmış minarenin dibine koysanız ve Ermenice bir dua okusanız…Her iki taraf için…
Ermenistan başbakanı Kaçaznuni  ne demişti?...kabahat bizde…Emperiyalistlerin sözüne kandık; “Denizden denize” diye söz vermişlerdi…

Hatırladınız değil mi Mahçupyan?.. 

Halûk Tarcan (CNRS)"


Sevgi ve saygılarımla


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

13 Nisan 2015 Pazartesi

PAPA'RAZZİ




"Papa Françesko’nun Vatikan’da 1915 olayları için düzenlenen pazar ayininde ‘soykırım’ ifadesi" dedi.




Magazin dünyasının "ünlü" isimlerinden George Clooney ve Clooney'in avukat eşinden sonra, Papa geri kalır mı? 

Kalmaz valla...

Zira "Papalık ismi olan Franciscus'u 12. yüzyıl Hıristiyan azizi Assisili Francesco'dan atıfla alan" ilk papadır. Yani "papalık" kurumsal anlamda  yüzyıllar öncesinden bu yana devam ediyor. İsimler bile  o dönemlerin devamı niteliğinde. O halde sürdürülen siyasi politikalar da aynı, yani  zihniyet hiç değişmedi. Dolayısıyla  bu demeç "yeni haçlı seferi"nin ve batılı haçlı emperyalizminin devreye bizzatihi tekrardan girmesi anlamı taşımaktadır.

Eyyy  Papa!..

"20. yüzyılın ilk soykırımı" diyorsun ya..

Sen önce yakın geçmişe bir baksan diyorum..

Hani Bosna'da, Ruanda'da, Kafkasya'da,Irak'ta, Felluce'de, Libya'da, Suriye'de... ne soykırımlar oldu, ne soykırımlar oluyor..

Soykırım kelime olarak BM ile 1948'de hukuksal boyutuyla birlikte ilk ortaya atıldı. O halde 1915'lerde böyle bir "suç" bile yoktu. Ama biz yine de tarihsel olarak "soykırım"ın ilklerine bir bakalım;


Hadi 20. yüzyıldan başlayalım:

Kızılderililerden başlıyor, daha sonra Çanakkale'de 250 bin Türk'ün kendi ülkelerini savunurken dünyanın dört bir yanından gelen haçlının katlettiği Türkler, ondan sonra bundan önceki -16. Benedikt- Papa'nın da içinde yer aldığı (Nazilerin gençlik kolları üyesi) Nazilerin yaptığı katliamlar...


Dolayısıyla... 

Senin hangisinde sesin çıktı ki, taa yüzyıl öncesine gidiyorsun da olmamış bir "kırım"dan söz ediyorsun!

Bu senin yaptığın düpedüz bir ayırımcılık!

Düpedüz bir ırkçılık!

Düpedüz yeni yepyeni bir Haçlı Seferi'nin ayak sesidir!

O halde...

Sorum çok açık:


Hani Vatikan, papalık, kilise filan diyerek dünyayı ve ülkeleri sömürüyorsunuz ya...


Magazin, siyaset tamam. 

Şimdi de bu  sömürü düzeninin bir parçası olan,

Sözde Ermeni "soykırım" yalanının 

Bu da, "din" ayağı mı oluyor? 


Sevgi ve saygılarımla!

"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

7 Nisan 2015 Salı

Herkes Vali Olabilir...















"Yalova Valisi'nin azarladığı öğretmen Halil Serkan Öz protestoda kalpten öldü."


Okulumuzu ziyarete gelen vali yardımcısının tesadüf olduğunu düşündüğüm bir seçimle sınıfıma girdiği o heyecanlı günü, bu üzücü haberle birlikte buradan paylaşmak istiyorum:

Coşku ile sınıfıma giren Vali Bey, öğrencilerimle merhabalaştıktan sonra büyük bir sevecenlik ve ilgi dolu söylemleriyle sınıfı bir yandan geziyor, bir yandan benimle konuşuyor, bir yandan da  çok ince bir şekilde çocukların defterlerine göz atarak onlara sorular soruyor..

Hiç şüphe yok ki tüm bu davranışları sergileyen Vali Beyin yumuşak ve bir o kadar da nezaketle karışık saygı dolu o cümleleri, bizlere devletimizin şefkatini ve disiplinini bu şekilde varlık olarak hissettirmesidir. Dahası  yanında bulunan okul müdürümüze,

"Müdür bey, bu hoca hanıma iyi bakın, çok değerli" cümlesiyle şahsımı hem onurlandırdı, hem de  kalbimize bıraktığı sımsıcak bir duyguyla aramızdan ayrıldı.

Çocuklarım bu cümlenin ne kadarını anladı, ne kadarını zihnine yazdı.. Orasını şimdilik bilemeyeceğim ama, bildiğim o ki, hiçbir şey bana bu kadar moral, güç, destek ve mutluluk veremezdi...

Dolayısıyla...

Öğrencilerin önünde sarfedilen o birkaç cümle...


Yalova'da yaşanan bu kabul edilemez olayı şiddetle reddediyor, yaşamını kaybeden değerli meslektaşıma Allah'tan rahmet diliyorum...


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

4 Nisan 2015 Cumartesi

Bir Öfkeye Mahkum Ettik Her Şeyi



Sevgisizliği şiar edinenlere inat 

Kiracıyız bu dünyada yalan karışmış sevdaya

Derken

Nelerden vazgeçiyoruz bir düşünsene
Kırık kalpler üstüne kuruyoruz bir seyi
Bu kalleşlik belki bana yakışmıyor ama...

Gözü hırs bürüyenlere inat 

Kiracıyız bu dünyada ölüm var bana sonunda 

Ve...

Bu ne zulüm nedir bu zahmet 
Bu gidişin sonu kıyamet

İyisimi beni azad et


Dedi, "Sevgi mimarı" KAYAHAN.


Seni unutmayacağız...

Işıklar içinde yat...


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

3 Nisan 2015 Cuma

Şalter Attı










Ve...




Dolayısıyla...


Hani elektrikler "niye kesildi?" diye soruluyor ya...

Valla bu kadar yüksek gerilim...

Herhalde Türkiye'nin sigortasını attırdı.





Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)