******
Filmin gösterime girmesiyle beraber üzerinde yapılan yorumlar aslında kafamda oluşan soru işaretlerine yanıt vermede gecikmedi. Konu üzerinde konuşuldukça söylenilen Türksel'in yaptığına karşın telefonları iptal ettirmek yönünde tepkiydi. Ardından belki de bu söylemler film için bir reklam amacı olarak kullanılmış olabilir diye düşündüm. Nitekim bu düşüncelerim şimdi daha da kuvvetlendi. Şimdi gazete haberleri ve diğer yorumları bir kenara bırakarak kendi kalbime düşen sızıları sorgulamak istiyorum.
*******
Can DÜNDAR, bu ağır koşulardan geçerken her işi bırakıp, Ata'mızın özel yaşamına el atması "acaba bizlere ne kazandıracak?" sorusunu buradan sizlerle paylaşmak isterim. Atatürk Türk Milleti için çok özel bir kişi. Her insan gibi Atatürk'de bir insan. O'nun da insani hisleri elbette vardır; bu duygular insanın özel yaşamı arasındadır. Kaldı ki Atatürk'ü bir eğitimci olarak anlatırken onun devlet adamlığını, cephedeki askeri dehasını, devrimci ruhunu, ülkesi ve halkı için her fedakarlığı gözünü kırpmadan ortaya koymasını, kültürünü, dilini, inancını sonuna kadar savunarak yüceltme kararlılığını ve kısaca yoktan var ettiği cumhuriyeti üzerinde durmamızdır. Şimdi kim söyleyebilir ki, bunun dışındaki olaylar bizim merakımızı uyandırıyor? Ben biliyorum ki, karıştırılmaya çalışılan "kimsenin bilmedikleri" diye reklamlarla bu sorgulamalar bizleri hiç mi hiç ilgilendirmiyor!!! Ha, bir de bu filmin bize ne kazandırdığını doğrusu sormadan geçemiyeceğim!!
******
Zaman zaman ortaya atılarak, Atatürk'ün özel hayatı içerisine giren bir çok kitaplar ve sorgulamalar yapılmaktadır. Bu sorgulamaya Can DÜNDAR'da katılarak, görüldüğü üzere şimdiden bizleri ikiye ayırdı bile! Atatürk'ün alkol ve sigara kullanması abartıyla satır arasına yerleştirilerek, Atatürk'e karşı olan bir kesimin eline koz vermek anlamı taşımaz mı? Bunu sürekli gündemde tutarak bizlere ne kazandırılmış oluyor doğrusu çok merak ediyorum! Kaldı ki, bu türden alışkanlıklar her zaman vardır. Yine Atatürk'ün iç dünyasını sözde sorgulamak bizlere ne kazandırıyor? Hem büyük Atatürk'ün yalnızlık çektiğini iddia etmek doğrusu büyük haksızlık olarak düşünüyorum. Yüzünü dahi görmediğim atamızın şimdi bile on milyonlarca hayranı var... ki, o dönemde "yalnız" hissi nasıl yakıştırıldı? Yaşlı olarak gösterilmeye çalışılmasına ise sadece tebessümle bakıyorum. İnsanları yaşlarıyla değerlendirmek olaya magazinsel bir yaklaşım kazandırmaktan başka bir şey değildir. Bu da ancak magazini yaşamlarının bir parçası olarak görenlerin ruhu olsa gerek...
Yine Atatürk'ü "diktatör" olarak nitelemeye çalışanlara da bir sorum olacak; Saddam Hüseyin, Hitler şu anda aklıma gelen kişiler. Acaba bu insanlarla Atatürk'ü aynı sınıfa sokmak bir insafsızlık örneği değil midir? Mesela milletini tebaadan yurttaşlığa yücelten büyük Atatürk'ün nasıl olur da bu zihniyeti göz ardı edilir? Yine kulluktan uluslaştırmaya giden yol nasıl olur da, diktatörlükle ört bas edilmeye çalışılır? Her alanda milletini ve değerlerini koruyarak yücelten ve bütün dünyanın takdirini kazanmayı günümüzde dahi sürdüren bu büyük şahsiyet, birileri tarafında illa da bir karalama kampanyasına dönüştürülmeye çalışmak, büyük bir haksızlıktır! O halde diktatör anlayışı bir yerde yanlış kullanılıp, yanlış kişiler üzerinden örnekler yapılmaktadır!...
*******
Konu üzerinde bir kez daha altını çizmek istediğim önemli not şudur; Atatürk'ün özel yaşamı, sözde iç dünyası niçin didiklenip, karıştırılmaya, çarpıtılmaya çalışılıyor? Biz buradan ne elde edeceğiz? Bir ülkenin felsefesi ve ideolojisini oluşturan, kendisini o ülke halkına adayan insan için bu yapılanlara nasıl bir anlayışla bakmak gerekiyor? Zira büyük Atatürk "Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek degildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir." diyor. Yani aziz Türk Milleti için önemli olan Ata'mızın ülkesi için yaptığı fedakarlık ve üstün hizmetleridir! Bu böylece de gelecek kuşaklara aktarılarak kalplerimizdeki sevgisi gittikçe güçlendirileceğine gölgelemek kimlere çıkar sağlıyor, bir düşünmek gerekir.
****
*Çağımızın en büyük liderlerinden biriydi.Türkiye’nin,dünyanın en ileri ülkeleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. General Mc.Artur (A.B.D 1938)
* Çökmüş bir ülkeye geçmişin tarihsel değerini geri veren Atatürk olmuştur. Massagero Gazetesi (İtalya 1938)
* Atatürk,tarihte ülkesinin en büyük adamlarından biri olarak kalacaktır. Le Morgen Bladet Gazetesi
* Atatürk Türkiye’yi utanma ve çöküntüye uğramaktan kurtardı. Gazete Polka(Polonya 1938)
*Atatürk’ün ölümü yalnız Türk Ulusu için değil,O’nun örneğine çok muhtaç olan bütün doğu ulusları için de büyük kayıptır. Eleyyam Gazetesi(Suriye 1938)
*******
Mazlum milletlere örnek bir davranışla emperyalizme, zulme, baskıya karşı durmak elbette ki, bir tarafı rahatsız edecektir! İşte o yüzden Atatürk ideolojisinin ve İslamın özünde olan ve Hz. Muhammed'in de şiddetle karşı durduğu emperyalizmin hedefi haline gelen değerlerimize saldırı her zaman olacaktır. Buna karşı durmak bizlerin haklı davasıdır. Nitekim en son "Medine'nin Mücevherleri" adlı kitabın yazarı Amerikalı gazeteci Sherry Jones'in Hz. Muhammed'e saldırmaya kalkmadı mı? Demek ki, çıkarlara ters olan değerler her daim HEDEF olmaktadır!
****
Türksel'in yaptığına gelince; gerekçeleri bizleri gerçekten derinden yaralamıştır. Yani bu ülkenin ekmeğini yiyip, ona karşı durmak elbette ki sorgulanması gerekir! Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Atatürk'e sahiplenmek her Türk vatandaşı gibi kurum ve kuruluşların da birinci görevidir! İki yüzlü davranmak, varsa da yoksa da "para" demek ahlaki değildir! Kaldı ki, bu anlamda Recep İvedik tiplemesi için Şahan Gökbakar ile yıllık 2.5 milyon YTL’lik reklam anlaşması yapmıştır. Burada da bu tiplemeyle bizim insanımız ve kültürümüzle alay edilmektedir! Demek oluyor ki, Türksel'in çıkarları ve amacı bizim amacımızla örtüşmediği gibi hesaplarımız da uymuyor! Şayet, "Mustafa" adlı filme yukarıda saydığımız gerekçelere dayalı bir itiraz olsaydı, o vakit bu düşüncem de yanıldığımı düşünürdüm!
****
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Türk Milleti'nin kalbinde derin bir sevgisi vardır. Bu sevgi her geçen gün daha da büyüyor. Bilerek ya da bilmeyerek yapılan karalamalar bizleri asla etkilemeyecektir! Bilakis milletimizi birbirine bağlayan önemli bir unsur olacaktır! Gelişen bütün bu olayları sağduyuyla gözlemleyebilen asil halkımızın elbette ki, değerlendirebilme yeteneği de vardır! Bu değerler bizimdir! Asla hiç birinden taviz vermeyeceğiz! Sevgi ve saygılarımla!