29 Mayıs 2018 Salı

Ruhuna El-Fatiha!


"‘Dünyanın nazar boncuğu’ Meke Gölü kurudu!
Konya'nın Karapınar ilçesinde bulunan ve 'Dünyanın nazar boncuğu' olarak bilinen Meke Gölü, tamamen kurudu. Eski görkemine dönmesi zor olan Meke Gölü'nde suların çekilmesiyle birlikte göle atılan çöpler de şaşkınlık yarattı. Öyle ki, gölre çok sayıda şişe, araç lastiği ve ayakkabı atıldığı görüldü." 28 Mayıs 2018

:(

Sönmüş bir volkan kraterinden oluşan ve de zamanla su ile dolmasıyla, 9 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlamanın olması ve buranın da suyla dolması sonucu oluşan göl. Ve 800 metre uzunluğunda, 500 metre genişliğindeki gölün ortasında 50 metre yüksekliğinde koniyi andıran ender bir güzelliğe sahip ada. Dolayısıyla Meke Gölü’ne dev bir nazar boncuğu görünümü verdiği için "dünyanın nazar boncuğu" olarak bilinmektedir. Hal böyle olunca,  bölgeden geçen flamingoların da mola verdiği yerdir, Meke Gölü.



Ve doğa harikası bu gölün ruhuna el-fatiha!

Zira kadir kıymet bilmediğimiz vatanımızın eşsiz güzelliklerinden olan Meke Gölü'nün,  Allah'a çok şükür (!) canına okuduk...


Hal böyle olunca... 

Uzun Göl, Sapanca... gibi dünyanın incisi doğa harikalarımızın da sırada olduğunun habercisidir Meke Gölü...

Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

19 Mayıs 2018 Cumartesi

19 Mayıs 1919, Bir Güneş Gibi...



Bugün, 19 Mayıs; 

Emperyalist saldırısı altında yok olmuş bir devletin küllerinden yeni, yepyeni bir devletin temellerinin atıldığı, düşmanın vatan toprağından sökülüp atılacağının ve devrimlerle çağdaş, modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaratılacağının ve de  aydınlık yarınlara yakılan meşalenin ilk günüdür, 19 Mayıs 1919.

Dolayısıyla, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak basmasıyla üzerimize bir güneş  doğdu.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız, Büyük Türk milletimize kutlu ve mutlu olsun... 

Ne mutlu Türk'üm diyene!



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

15 Mayıs 2018 Salı

İlk Kurşun, İlk Kıvılcım


15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'de Gazeteci Hasan Tahsin'in  attığı ilk kurşun, Kurtuluş Mücadelemizin ilk kıvılcımını ateşledi. Gerçek adı Osman Nevres düşmana ilk kurşunu sıkan ve anında oracıkta şehit edilen milli kahramanımızın yaktığı ateş ile vatan mücadelemiz zaferle sonuçlanmıştır. Dolayısıyla Kurtuluş Savaşı 9 Eylül 1922'de yine İzmir'de düşmanın denize dökülmesiyle işgal son buldu.

Öte yandan... 

Yunan işgaline ilk karşı çıkış mitingini düzenleyen bir başka milli kahramanımız da
Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi'dir.  Ahmet Hulusi Efendi direniş çağrısında şöyle konuşmuştur:


"Hemşehrilerim!.. Karşımıza çıkarılan dünkü tebeamız Yunan’a biz mağlup olmadık. Onlar öteki düşmanlarımızın vasıtasıdır. Yunan’ın bir Türk beldesini ellerine geçirmelerinin ne manaya geldiğini , İzmir’in şu birkaç saat içinde irtikap edilen cinayetler gösteriyor.

Silahımız olmaya bilir, topsuz – tüfeksiz sapan taşları ile de düşmanın karşısına çıkacağız. İstiklal aşkı, vatan sevgisi hassasiyet şuurumuz ile kalbimizdeki iman ile mücadelemizin sonunda zaferi kazanacağız. Bu uğurda canını verenler şehit, kalanlar gazilerdir. Bu mutlak olarak cihad-ı mukaddestir.

Sizlere vatanımızı düşmana teslim etmenin çaresiz olduğunu söyleyenler, düşman esareti altında olanlardır. Onlar irade ve kararlarına sahip değillerdir. Bu vaziyette onların emri ve fetvası aklen ve şer’an caiz, makbul ve muteber değildir. Meşru olan münhasıran vatan müdafaası ve istiklal uğruna cihattır.

Korkmayınız…! Meyus olmayınız…! Bu livay-ı hamd’in altında toplanınız ve mücadeleye hazırlanınız. Müftünüz olarak cihad-ı mukaddes fetvası’nı ilan tebliğ ediyorum." 


Milli Kahramanımız Gazeteci Hasan Tahsin'i minnetle, sevgiyle ve saygıyla anıyoruz... 


Ne mutlu Türk'üm diyene!




Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

13 Mayıs 2018 Pazar

Hadsizlik Etmeyin!


"Fransa'da İslam tartışması: Kuran'dan Yahudi karşıtı ayetler çıkarılsın
Yahudi ve Hristiyan cemaati temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasıyla yayınlanan Kur'an-ı Kerim'den "şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkarılması" yönündeki bildiri yayımladı.."

Mesela...

"Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki; "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur."Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva(arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı." Bakara Sûresi 120. Ayet

Bugün coğrafyamızda yaşanılanların özeti olarak değerlendirdiğim Kur'an'dan, Bakara Sûresi 120. Ayet, dün olduğu gibi bugün de  müslamanları uyaran ve koruyan  ilahi bir metin. O sebeple bu ayetin  neresinde şiddet var? Bugün bu uyarı  dikkate alınmadığı içindir ki müslümanların yaşadığı coğrafya tam bir kan gölü. Zira kendilerine "dost" edindikleri haçlılar  değil midir  müslümanı müslümana kırdıran? Tarihten bu yana  Haçlı Seferleri kimlere karşı yapılıyor? 

Dolayısıyla bu durumu kim nasıl açıklayacak?
Diğer taraftan,

Öncelikle  şu ya da bu, her kim olursa olsun  diyeceğim kutsal bir kitap üzerinde oynamak kimsenin haddine değildir, bu bir! Dolayısıyla  böyle bir fütursuzluğa hiçbir toplum ve aklı başında hiç kimse müsaade etmez, bu iki!  Tevrat'ta  akıllara ziyan o kadar çok şiddet içeren sözler var ki... siz önce bu şiddet içeren Tevrat ayetlerini gündeme getirin...

Mesela mı?

"8-İşte benden, ve miras olarak sana milletleri,
Mülkün olarak yeryüzünün uçlarını da vereceğim.

9-Onları demir çomakla kıracaksın;
Bir çömlekçi kabı gibi onları parçalayacaksın." Mezmur 2, Tevrat, sf:540

"5- Ve ben işitirken obirlerine dedi:
Onun ardınca şehirden geçin, ve vurun; gözünüz esirgemesin ve acımayın;

6- ihtiyarı, genci ve ere varmamış kızı, ve çocuklarla kadınları helâk için vurun;" Hezekiel 9, Tevrat sf:794


4-  "Acıklı ölümlerle ölecekler; onlar için dövünen olmayacak, ve gömülmiyecekler; toprağın yüzünde gübre gibi olacaklar; ve kılıçla ve kıtlıkla bitecekler; leşleri de yerin canavarlarına ve göklerin kuşlarına yem olacak." Yeremya 16, Tevrat sf: 739

Oysa dinin temeli vicdan, adalet, sevgi ve hoşgörü olması gerekirken, insan eliyle değiştirilmiş Tevrat, vahşete davetiye çıkarmaktadır, bu da üç!

Öte yandan sözde "şiddet" içerdiği bahsedilen Kur'an ayetleri hangileridir? Bunların  tek tek  açıklanmasını yetkili ve bilgili sayın ilahiyatçılarımızdan bekliyoruz. Zira bu fütursuzlara bağırarak değil, akıl ve bilgiyle cevap vermek en doğru olanıdır.

Hal böyle olunca...

Bu küstahlık karşısında okuduğum bir kitaptan altını çizerek üzerinde düşündüğüm bir alıntıyı izninizle buradan paylaşmak isterim:

"Ayna; kişinin kendisiyle yüzleşmesinin değil, kendinden kaçışının simgesiydi. Her insan, kendisiyle ilgili değerlerin yansımasını görmek ve bu yansımaları istediği gibi yönlendirmek ister. Kendi görüş ve düşüncelerinin, davranış ve duygularının yansımasını gözlemekle beslenir insan. Üstelik bunu, olağanüstü bir sinsilikle ve akıl almaz plânlarla yapar.

İnsanın yaptığı her eylem, yansımasını görmek istediği duygularla yüzleşmek ve bir anlamda tatmin duygusu yaşamak içindir." Sedat Memili, Kökenini Arayan İnsan DARVİN, sf:25



Demem o ki...

Bu zevatların kendileriyle ilgili değerlerin yansımasıyla ve bu yansımaları istediği gibi yönlendirmeye çalışmaları çok doğal. Ve bu sayede de bağlı oldukları güruhların olağanüstü bir sinsilikle ve akıl almaz planları sayesinde kendi duygularıyla yüzleşip, tatmin olmanın yollarını aramaktalar!

Son olarak da Kur'an'dan çıkarılması istenen ayetler, -güya- Yahudilere kaşı bir olumsuzluk içeriyorsa, o vakit bu akıl almaz istek toplumları huzursuz edip aralarında çatışma çıkmasına  sebep olmaz mı?!.


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

10 Mayıs 2018 Perşembe

💓😊



Ne mutlu Türk'üm diyene!


Sevgi ve saygılarımla!

💓😊

6 Mayıs 2018 Pazar

En Büyük Asker Bizim Asker







"Türk askeri!
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği senden daha temiz ve sağlam askere rast gelinmemiştir!" Mustafa Kemal ATATÜRK

Bu yıl 2. sınıfları okutmaktayım...

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK, çocuklara bir büyük bayram armağan etti. O sebeple Cumhuriyet'imizi ve vatanımızı koruma ve kollama bilincini vermeyi, askerimize de minnet duygularımızı iletmeyi, Afrin'de vatan savaşı veren kahraman mehmetçiklerimizi de hatırlamayı, Cumhuriyet öğretmeni olarak birinci vazifem sayıyorum. Dolayısıyla Mehmetçiğimize duyduğumuz derin sevgimizle birlikte bir selam göndermek şüphesiz ki her Türk çocuğunun önceliğidir.



Türk ordusunun çocuğa verdiği değeri, ona bakışı eşi benzeri olmayan merhametiyle mehmetçiğin olduğu yerde çocukların gülümsüyor olması,  dolayısıyla  askerimiz  her zaman için bizim gözbebeğimiz olmuştur. Hal böyle olunca biz de bu asil ordunun duruşunu yakından  görmek üzere;

26 Nisan 2018 günü Bursa İl Jandarma Komutanlığına ziyarete gittik.




Ordumuzun o inanılmaz disiplinini anbean yaşadık...

Komutanlığa yaklaşırken telefonum yeniden çaldı, "Tülay Hanım, komutanımız sizi kapıda karşılayacak, lütfen yaklaştığınızda haber veriniz.". Çocuklarımın ellerinde bayrak, "En büyük asker bizim asker", "Ne mutlu Türk'üm diyene!" tezahüratlarıyla kapıda durduk.. Yoldan geçen vatandaşların sevgileri arasında  iki genç, benden izin isteyerek bu gurur tablosunu telefonuna kayıt etti.


Ah ne muhteşem bir görüntü!..

Ve...

En üst seviyede Tuğgeneral Sayın Ahmet HACIOĞLU  komutanımız tarafından resmî karşılama töreni ile  karşılandık. Gururlandık.




Büyük  milletimizin ordusu, milletinin "yarının büyükleri" çocuklarına  sevgisini, saygısını en üst düzeyde  büyük bir coşku ve heyecanla gösterdi.

Dolayısıyla  masumiyeti, vicdanı, merhamete dair pekçok şeyi bünyesinde barındıran  asil ordumuzun  asil komutanlarının komutasındaki muhteşem mehmetçiklerimizi, öğrencilerimiz de saygı ve sevgiyle selamladılar.


Ve çocuklarımızın mehmetçiklerimize olan duygularını ifade eden mektuplarını Afrin'e gönderilmek üzere Sayın Komutanımıza teslim ettik.

Yüce Türk ordusunun "Peygamber Ocağı" dediği yerdeyiz... Bu sayede gurur ve heyecanla birlikte vatan sevgisini derinden hissettiğimiz  güzel bir gün geçirdik..





Dolayısıyla...

Çocuklarla tek tek ilgilenen mehmetçiklerimiz, kadın subaylarımız,  inanılmaz güzel askerlerimiz, sizinle ne kadar gurur duysak azdır! Karargahı tek tek gezdirip, çeşitli ikramlarıyla ve sürprizleriyle minik öğrencilerimizin gönlünü fetheden yüce ordumuzun sevgili  komutanları,  sizleri çok seviyoruz!..





Babalarımızın, ağabeylerimizin, amcalarımızın, dayılarımızın, dedelerimizin, evlatlarımızın ve de Nene hatunların, Şerife bacıların, Gördesli Makbulelerin, Tayyar Rahmiyelerin ve daha nice kadın kahramanlarımızın devamı yiğit kadın subaylarımızın oluşturduğu, 2500 yıllık tarihiyle Büyük Türk milletinin ve  Kurucu Önderimiz ATATÜRK'ümüzün yiğit kahraman askerleri, vatan size minnettardır!

Mehmetçiğimizin olduğu yerde ne sevgi biter, ne saygı...

Ne mutlu Türk'üm diyene!


Sevgi ve saygılarımla!


NOT: Mektuplarımızın yerine ulaştığının resimleriyle birlikte kısa bir video çeken Kilis Jandarma Komutanlığına  selam olsun... T.G.




"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)