"Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 100 Bin Yeni Sosyal Konut Projesi'ne ilişkin, konutların temellerinin haziran ayı sonunda atılmaya başlanacağını bildirdi."
Sayın Bakan'ımıza ithaf olunur:
Bizim konuta değil,
Her canlı gibi yaşamak için acilen beslenmeye ihtiyacımız var.
Zira bu salgın sürecinde görüldüğü üzere insanların, tüm dünyada olduğu gibi gereksinim gördükleri ve hücum ettikleri tek şey, yiyecek ve içecek oldu.
O halde gerek ruh sağlığımız açısından, gerek fizyolojik ihtiyaçlarımızı gidermek açısından, gerekse diğer canlıların (hayvanlar-bitiler) yaşamları açısından ve de doğayla barışık olmanın zorunluluğunu da hesap ederek,
Lütfen, ama lütfen artık beton istemiyoruz!
Üstelik, ülkemizde konut bolluğundan başka elimizde bir şey kalmadığını bile bile, beton istemiyoruz!
Lütfen topraklarımızı,
Tarımla işleyelim!
Ağaçlarla süsleyelim!
Üzerinde hoplayan zıplayan, yaşam haklarını ellerinden almadığımız hayvanlarla birlikte olmaya açalım!
Dağlarımızı, tepelerimizi, ovalarımızı, yaylalarımızı, akarsularımızı rahat bırakalım!
Zira bakın,
Yaklaşık 40-50 günlük bir boşluğu fırsat bilen doğamız,
Bir nebze olsun nefes alarak her taraf şenlendi.
Boğazda yunuslar görüldü,
Ağaçlarda rengarenk papağanlar,
Cıvıldaşan kuşlar,
Dünyanın dört bir yanında yaban hayvanların meydanlarda cirit attığını,
Soluduğumuz havanın temizlendiğini,
Zevkle görüyor ve yaşıyoruz.
Dolayısıyla...
"Son ırmak kuruduğunda,son ağaç yok olduğunda,son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak." Kızılderili atasözünden yola çıkarak,
Açlığa ve susuzluğa ramak kalan bir sürecin içerisinde,
Betonun ve lüksün yenmeyecek bir şey olduğunu ,
Daha fazla geç kalmadan,
Lütfen anlayalım artık!
Sevgi ve saygılarımla!
"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)