30 Ocak 2019 Çarşamba

Bir Yıldız Kaydı


Tiyatro ve sinema sanatçısı Ayşen GRUDA’nın  torunu ile arasında geçen bir anısıyla  yazıma başlamak istiyorum:

"Bir gün setten dönmüşüm, torunum Emre aradı: 

"Anneanne, yolda araba çarpmış bir kedi gördüm, veterinere götürdüm, tedavisini yaptırdım. Anneme götürdüm, o da temizledi eve aldı" dedi.

"Peki getir bakalım" dedim. Kediyi gördüm, bayağı çirkin bir şey, "Ay niye aldın bunu, pek de çirkinmiş" dedim.

"Anneanne sen de çirkinsin, sana da araba çarpsa bakmayacak mıyız?" dedi.

Ne faşist kadınmışım dedim kendime. Güzeli kurban ediyoruz ama çirkini dışlıyoruz, asıl onları almak lazım."


Yeri doldurulamayacak bir sanatçımızı daha kaybettik... 

Cumhuriyet'imizin yetiştirdiği nadide sanatçılarımızın yerini,

Hiç şüpheniz olmasın ki, hırs, kıskançlık, entrika, cinsellik, vahşet gibi pek çok olumsuzluklarıyla çarpık dizilerde boy gösteren şarlatanlar aldı.

Zira yozlaşan kahkahalarımızla birlikte,

Her şeyin içinin boşaldığı gibi sanatın da içi boşaldı. 

Ve her şey görsellikten ibaret oldu.

İçerik yok...

Biz de ağzımız açık, öylece seyrediyoruz.

Amaç da bu değil miydi?!

Dolayısıyla iyi bilirdik...  

Güzel hatıralarla ve yüzümüzde gülümseme ile  anacağız kendisini.

Işıklar içinde uyu güzel insan.





Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

15 Ocak 2019 Salı

Zübeyde Hanım...



Sevgiyle, saygıyla, rahmetle andığımız ve bir annenin dünyayı değiştirebildiğini kanıtlayan kişi olarak tarihe geçen Atatürk'ümüzün annesi Zübeyde Hanımın dün ölümünün 96. yıl dönümüydü.

Bu vesileyle Zübeyde hanımı daha yakından tanımak için, keskin görüşlü tarihçimiz Enver Behnan Şapolyo'nun kaynağından aynen aktarıyorum:


"Atatürk'ün valdesi Zübeyde hanım, Sofu-zade ailesinden Feyzullah ağanın kızıdır. Bunlar Selanik'te doğmuşlardır.  Bu aile bundan 130 sene evel Sarıgöl'den Selanik'e gelmiştir. Vodina kazasının batısında, 16 köyden ibaret olan Sarıgöl nahiyesinin ahalisi, Makedonya ve Tesalya'nın fethinden sonra Konya civarı ahalisinden Osmanlı hükümetinin sevk ve iskân ettiği Türklerdendir." 

Şapolyo, Makbule Atadan'ın kendisine şunları anlattığını yazar:

"Annemin babası üç çiftlik sahibi Feyzullah efendidir. Büyük pederim Feyzullah, Selânik'e bir saat mesafedeki Lankaza kazasında oturuyormuş. Lankaza'nın yarısı iki kardeşe aitmiş... Feyzullah efendi üç defa evlenmiştir. Üçüncü karısından ise Ayşe hanım olmuştur. Ayşe hanım bizim büyük annemizdir... Bunları hep annemden duymuştum." 

Makbule Atadan, bu defa 1952 yılında yayınlanan hatıralarında ana tarafından büyük babasının, Lankaza'lı Varyemez oğullarından Ahmet İbrahim efendi olduğunu söyler. Bunların, Bizans zamanında Vardar boylarına yerleşmiş mavi ve yeşil gözlü, sarışın yörükler olduklarını ilâve eder. 

Mustafa Kemal'in atalarının Yörük Türkmenleri olduğu şüphesizdir. Ruşen Eşref Ünaydın, Şapolyo'nun bu konuda kendisine sorduğu bir suale şöyle cevap verir: "Atatürk, çok kere, benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenlerdendir., derlerdi." Makbule Atadan da, Şapolyo'ya, babası Ali Rıza efendinin Yörük sülalesinden olduğunu söyler ve "Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Bir gün Atatürk'e Yörük nedir diye sordum, ağabeyim de bana (Yürüyen Türkler) dedi." der. 

Atatürk'ün Selanik'te mahalle ve okul arkadaşlarından ve eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer de bu konuda Şapolya'ya  şunları anlatır:

"Atatürk'ün ataları Anadolu'dan gelerek Manastır vilayetinin Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık (Kovacık) nahiyesine yerleşmişlerdir. Bunları ben Selânik'in ihtiyarlarından duymuştum. Bunların hepsi yörüktür... Bunların kıyafetleri Anadolu Türklerininkine benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır." 

(...)

Sonraları Kovacık Türkleri Bursa civarında Cerrah köyüne yerleştirilir.

Falih Rıfkı Atay da der ki:

"Mustafa Kemal ana tarafından yörüktür. Ondaki Altaylı tipi bundan olsa gerek"

İstanbul Reklam Yayınları Atatürk Ansiklopedisi cilt 1, sf: 14



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

9 Ocak 2019 Çarşamba

"Vururuz!"




Sevgili arkadaşım anlatıyor: 

"Babamın vefatı münasebetiyle, "Royale Air Moroc" -Fas Kraliyet Havayolları- ile İstanbul'dan Fas'a gitmek üzere uçağa bindik. Uçağımız, Yunanistan'a yakıt almak için acil iniş yapmak zorunda kaldı... Bir baktım ki, eli silahlı Yunan askerleri,  gözlerini bile kırpmadan elleri tetikte uçağımızı hedefe almış. Sanırsınız uçağımız düşman dolu... Oysa uçaktan bildiğim kadarıyla pilotlar ve uçuş ekibi dışında kimse dışarıya çıkmamıştı. 

Korku dolu tüyler ürpertici o anları hiç ama hiç unutamam. Zira uçağımız,  namluları bize yönelmiş Yunan askerleri tarafından kuşatılmıştı. Ne olduğunu anlayamadık bile... Yaşadığımız o rezilliğin tek mesajı vardı: 

Uçaktan bir yolcu  dahi dışarı çıkarsa,  

'Vu-ru-ruz!' "

Dolayısıyla... 

Hani şu sıralar  bizi, komşu Kürt kardeşlerimize  karşı, "katliamcı" diye suçlamaya kalkıyorlar ya...

İşte bu küstah suçlamaya  ortak olanlardan birisi de,  hani iki yüz yıldan bu yana  horlanan, aşağılanan mücadele ruhlarından asla vazgeçmeyen Afrikalılara gösterdikleri sevgi ve saygıyı en güzel (!) şekilde  kanıtlayan ve de  insan haklarına derinden bağlı (!) olan Yunanistan, iyi mi!

Gözlerim yaşardı...


Sevgi ve saygılarımla!



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)