Tiyatro ve sinema sanatçısı Ayşen GRUDA’nın torunu ile arasında geçen bir anısıyla yazıma başlamak istiyorum:
"Bir gün setten dönmüşüm, torunum Emre aradı:
"Anneanne, yolda araba çarpmış bir kedi gördüm, veterinere götürdüm, tedavisini yaptırdım. Anneme götürdüm, o da temizledi eve aldı" dedi.
"Peki getir bakalım" dedim. Kediyi gördüm, bayağı çirkin bir şey, "Ay niye aldın bunu, pek de çirkinmiş" dedim.
"Anneanne sen de çirkinsin, sana da araba çarpsa bakmayacak mıyız?" dedi.
Ne faşist kadınmışım dedim kendime. Güzeli kurban ediyoruz ama çirkini dışlıyoruz, asıl onları almak lazım."
Yeri doldurulamayacak bir sanatçımızı daha kaybettik...
Cumhuriyet'imizin yetiştirdiği nadide sanatçılarımızın yerini,
Hiç şüpheniz olmasın ki, hırs, kıskançlık, entrika, cinsellik, vahşet gibi pek çok olumsuzluklarıyla çarpık dizilerde boy gösteren şarlatanlar aldı.
Zira yozlaşan kahkahalarımızla birlikte,
Her şeyin içinin boşaldığı gibi sanatın da içi boşaldı.
Ve her şey görsellikten ibaret oldu.
İçerik yok...
Biz de ağzımız açık, öylece seyrediyoruz.
Amaç da bu değil miydi?!
Dolayısıyla iyi bilirdik...
Güzel hatıralarla ve yüzümüzde gülümseme ile anacağız kendisini.
Işıklar içinde uyu güzel insan.
Sevgi ve saygılarımla!
"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)