29 Ocak 2013 Salı

Aşırı Hıristiyancılar













Fransız desteğindeki Mali askerleri ile isyancı kuvvetler arasındaki çatışmalarda, Timbuktu'daki  paha biçilmez eserlerin olduğu tarihi bir kütüphanenin ateşe verildiğini basından takip ediyoruz.


Önce Bağdat kütüphanesi, şimdi Mali...

Kültür ve medeniyet düşmanı aşırı Hıristiyanların insanlığa karşı açtığı bir savaş yöntemi; "Aşırı İslamcı" çığırtkanlığı!

Mali  Batı Afrika'da İslamın kalbi konumunda olan bir ülke. Yani İslam tarihinin Afrika'ya yayılma merkezi...


Anlaşılacağı üzere,  Hülagû Han'ın Bağdat'da yaptığı Moğol istilasındaki yağmayı aratmayacak bir şekilde, önce Irak'ın işgaliyle Bağdat ve Bağdat'ın sahip olduğu  dünyanın en zengin kütüphanesi, ardından da Mali Timbuktu'da  İslam tarihine ve Afrika medeniyetine yönelik yağmalama...


Diyeceğim, "Aşırı İslamcı"lar adıyla İslam'a yeni bir kimlik kazandırmaya çalışan, daha doğrusu İslam dinini "eli kanlı radikal bir din" gibi gösterip, ardından da onu yumuşatma görevine soyunan Haçlı emperyalistlere şunu söylemek gerekiyor:

O vakit sizde aşırı Hıristiyan'sınız, öyle mi? Zira nasıl oluyor da pahada ağır onca silahlarınız, fakir ve gariban  Afrikalıların eline geçebiliyor?!


Bu durum olsa olsa, Haçlı emperyalist güçlerce üretilen ağır silahların aşırı Hıristiyanlarca kandırılarak ya da satın alınarak ele geçirdikleri sözde "müslüman"  kişilere önce verilip, ardından da adına "aşırı İslamcı" koydukları kesimle sözde "demokrasi" savaşı!!!


Ki bu "demokrasi" ve "özgürlük" savaşı Irak'la başladı, Afganistan'la devam eden müslüman ülkelere yönelik işgal planı...


Bağdat'ı da Hülagû Han'dan beter yağmalamışlardı! E sıra geldi Afrika'ya...


Müslümanlara olan düşmanlığı ile bildiğimiz Moğol hükümdarı Hülagû Han. "Annesi Sorgotani Beki ve karısı Dokuz Hatun dinine bağlı birer nesturi hıristiyandı."

Moğollar 13 Şubat 1258'de Bağdat'a girdi ve şehir bir hafta boyunca yağmalandı, halk katledildi.

"Hülagü Han, zamanın Fransa kralı IX. Louis'ye mektubunda ordusunun yaklaşık 200,000 kişiyi öldürdüğünü söylemektedir. Yapımı nesiller boyu süren cami, saray ve hastaneler yağmalandı ve yok edildi. Halife yakalandı ve öldürülmeden önce halkının katledilmesi ve şehrinin talan edilmesi izletildi. Bozkır kültürüne göre asil kan yere akarsa, tüm alem düşmanınız olur. Bu yüzden Halife keçeye sarılıp atlar tarafından çiğnetilmişti. Bir oğlu hariç tüm oğulları da öldürüldü." Vikipedi


Sorum İslam dinini garip şekilde yaftalayarak müslümanlara "Aşırı İslamcı" diyenlere:

Siz nesiniz?

Haçlı seferleri neyin nesi oluyor?

Bu durumda siz de Aşırı Hıristiyancı olmuyor musunuz?


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

26 Ocak 2013 Cumartesi

Karne Heyecanı...









Dün bambaşka bir heyecan yaşadık.

Karne heyecanı...


Minicik öğrencilerimle, 4 ayı aşkın süredir, günün altı saatini dolu dolu beraberce geçirdik.

Çoğunun ayakları bile yere ermeyen bu tatlı şeylerin, o masum ve sevimli halleriyle geçirdiğim her dakika ayrı bir heyecan, bambaşka bir keyif oldu benim için.

Altına kaçıran, poğaçası sosisli değilde zeytinli diye ağlayan, "annemi istiyorum" diye bağıran, "tuvayetim geydi, ama gitmeye koykuyoyum" diye sızlanan, "neyde kaldım, biymiyom! Göstey" diyen...

Netice itibariyle...

Sevimli mi sevimli minik afacanlarımın dörtte üçü, okuma yazmayı söktü...


Onların ellerine karneyi tutuştururken, sevgi dolu minicik yüreklerin arasında kocaman kocaman sevgiyi bir kez daha derinden tattım...


"Öğretmenim seni çok seviyorum.." duyguları ile ayrılmanın heyecanıyla...


Onları çok sevdim...

:)

Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

23 Ocak 2013 Çarşamba

Sen mi Vatanseversin?!










"Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki; "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur."Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva(arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı." BAKARA SÛRESİ 120. AYET




"Polis Akademisi Öğretim Görevlisi Tuğrul Özşengül twitter hesabından ABD'ye dua etti. Özşengül, "vatanseverleri" de ABD'ye dua etmeye çağırdı."

İşte o mesaj:

"Allah ABD ye zeval vermesin. Amiiin.

Her vatanseveri, beş vakit oturup ABD için dua etmesi milli menfaatlerimiz icabıdır."  21 ocak 2013




Evvelden bu yana bize öğretilen bir dua vardır:

"Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin!"

Evet; bu kavramlar, bizim olmazsa olmazlarımız arasındadır... Zira devletimizi ayakta tutan milletimizin ta kendisi. Milletimizin birliğini, beraberliğini yaşatan ise devletimizin varlığı. Bu iki olgunun kıymetini daha iyi anlayabilmek için bugün coğrafyamız üzerinde yaşananlara şöyle bir bakarsak her şeyi çok daha rahat anlayabileceğimiz kesin.

Mesela Yugoslavya diye bir devlet vardı bundan kısa bir süre önce... Bu devlet, önce parçalara ayrıldı,sonra etnik ayrıştırmayla milleti birbirinden kopardılar, ardından bırakın Yugoslavya devletini, adını haritadan sildiler!

Şimdi ortada ne devlet var, ne de millet...


Demek ki, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberlikten geçiyormuş.. Ki onun için bin yıllardır Türk devletinin geleneğini sürdürmesi, milletinin birliğini koruması,milli değerlerinin korunmasından geçtiğinin bilincine sahip oluşumuzdandır.


Yukarıda sözü geçen bir "öğretim görevlisi" zihinlerimizi allak bullak edici ve inanılması güç bir açıklamada bulunmuş;

"Polis Akademisi Öğretim Görevlisi :Allah ABD ye zeval vermesin. Amiiin."

Bu ne ya?!..

Ne zamandan beri azman, kan içici Amerika'ya duacı olduk? Amerika değil midir müslümanları ezip geçen, ortalığı kan gölüne çeviren? Milleti birbirine düşürüp, kardeşi kardeşe kırdıran bu gözü dönmüşler değil mi?

Yüzyıllık planları arasında ülkemizi parçalamayı hedefleyen, "PKK" belasını başımıza saran kim?

N'ooldu da ABD'ye dua eder oluyoruz?

Daha da vahimi "beş vakit oturup ABD için dua etmesi milli menfaatlerimiz icabıdır" açıklaması... İnanılır gibi değil valla..

Nasıl yani?

Biz şimdi elin haçlısına, müslüman katiline mi beş vakit  dua edeceğiz?

Daha neler!!!

Sen mi vatanseversin?! 

Güldürmeyin adamı...

Bir de kimlerden isteniyor dua?

"Her vatansever"den...

O vakit ben hemen "hangi vatanın severi'dir bu şahıs?"diye, sormak isterim!

Allah'ım sen aklımıza mukayyet ol!!!

Şimdi ben bir vatansever olarak ABD'ye duacı olacağım, öyle mi?!

Hadi oradan...

Bu mübarek gecede avuç açtım...
Rahman ve Rahim olan Allah'ım;

Sen, Yüce Türk milletine ve kutsal değerlerimizi taşıyan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ilelebet  ZEVAL verme inşaallah!

Sen, zalimlerden ve münafıklardan bizi ve inananları koru yarabbim!

AMİN!

Mevlid Kandili'miz Mübarek Olsun...


Sevgi ve saygılarımla!

Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

22 Ocak 2013 Salı

Allah Katına "Onay"latmak!











"Helâl Ruj Dönemi

Parfüm ve makyaj malzemelerini, “Helâl kozmetik” olarak pazarlamak isteyen firmalara, İyi Üretim Uygulaması (GMP-Good Manufacturing Practices) belgesi alma zorunluluğu getiriliyor. " 15 Ocak 2013, Hürriyet
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22362418.asp



Allah'ım sana çok şükür... ruj tamam da..

Bir de helâl telefon, helâl bilgisayar... yapabilseydik..

Zira son model teknolojik ürünlerin yapımında "koltan" madeni kullanılıyor. Bunun için de rezervin yüzde 80'ine sahip Kongo'nun doğal yaşamını talan ve tahrip etmek gerekiyor ki, bu durumda da dünyanın en büyük maymun türü olan gorillerin yaşam alanlarını yok etmek anlamına geliyor.

E o zaman, bu helâl mi?

Pekii; neden kozmetik ürünlerin ve kullandığımız son model teknolojik âletlerin üzerlerine bu uğurda nesli tükenen canlıların resimleri  yapıştırılmaz? Zira sigara paketlerinin  üzerlerinde "insan sağlığına zararlıdır" ibaresi yazılıyor ya..


Demek ki mutluluk sadece ruhani değilmiş!!! Doğaya saygı, onu korumak da insanı fazlasıyla mutlu etmeye yetiyor.. O sebepledir ki; Allah Kur’an’da şöyle buyurur:

"Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin. Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır."Bakara Sûrsei, 168. Ayet

Helâl: İnancımıza göre yapılması uygun ve dini kurallara uyan tutum ve davranış bütünüdür. En önemlisi de çalışarak, alın teri dökerek elde edilen kazançtır; ve de vicdanlı olmak, doğruluktan ayrılmamaktır helâlin tam karşılığı.


O halde haram kılınan bir gerçeğin üzerini örtmek ve yapılana kılıf uydurmak...

Bu olay, sözde "helâl.." sıfatı ile yaftalanan ve gerçekte haram olan bir olgu'yu göz boyama ile Allah katına "onay"latmaktan öteye geçmeyen; ve de zihinleri takla attırmaya yönelik girişimin daniskası olan haram'ı, "helâl"leştirme gayretidir!!!


Sevgi ve saygılarımla!



Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

18 Ocak 2013 Cuma

Haberiniz Ola...










"Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir." MÜMTEHİNE SÛRESİ 9. AYET



Mardin'den gelen şehidimizin haberi, maalesef,  "Hepimiz Fidanız", "Hepimiz Sakineyiz", "Hepimiz Leylayız" dövizleriyle sokaklara dökülerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne meydan okuyan tayfaların sayesinde güme gitti...

Ha... bir de basının yoğun ilgi gösterdiği  "71 yaşında"ki televizyon haber spikerinin ölümü karşısında, şehit haberi'nin esamesi bile okunmaz oldu...


Sahi; bir süre önce de "Hepimiz Ermeniyiz" diyenler sahnedeydi, öyle değil mi?!

"Ne oluyor?" filan demeyin,

Zira Türk milletine, Türk devletine saldıran saldırana...

Ve bu saldırılara karşı canlarını veren aziz şehitlerimize karşı tek vücut olarak...

Sakın ola ki, "Hepimiz Türk'üz", "Hepimiz Mehmetiz" demeye kalkmayın...

Zira sizi, "faşist" ilan ederler

Hep birlikte "kafatasçı" olur çıkarız sonra.

Allah muhafaza...


Ama bunun yanında eline Türklüğe ve Türk milletine karşı her türlü kin ve nefret tohumları atacak dövizleri alabilir, sokaklara dökülebilirsiniz...


İşte o zaman dünyanın en "demokrat", en "aydın", en "barışçıl" insanı seçilir, anında "özgürlük savaşçısı"  ilân edilirsiniz, haberiniz ola...


"Mardin'de polis servis aracına PKK’lıların uzun namlulu silahlarla düzenlediği saldırıda şehit düşen evli ve 1 çocuk babası 32 yaşındaki polis memuru Cengiz Engizek"e Allah'tan rahmet, Yüce Türk Milletine de sabır  diliyorum...


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

14 Ocak 2013 Pazartesi

Aman Diim... Çarşamba'yı Unutmayın!!!















"ABD Afrika'yı 'istila'edecek!

Amerikan yönetimi Afrika ’nın dört bir yanına asker göndermeye hazırlanıyor. Associated Press ajansının haberine göre Amerikan ordusu 2013’te Afrika’da 35 ülkeye asker gönderecek." 26 Aralık 2012, Radikal


"Fransa dün sürpriz bir şekilde iki Afrika ülkesine sınırötesi operasyon düzenledi. Mali ve Somali’ye düzenlenen baskınlarda helikopterler düştü en az 3 Fransız askeri öldü. " 13 Ocak 2013, Vatan


Dünya üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan emperyalist güçler, azgınca ve fütursuzca ülkeleri işgale hazırlanıyorlar... Buna kılıf olarak da kendi yarattıkları radikal grupları bahane göstermeyi uygun görüyorlar...


Demek ki neymiş?


2013'de Afrika ülkeleri bir bir işgal edilecekmiş! Ki, birkaç gün önce Fransa "bismillah" işe başladı bile...

Malûm yakın bir zamanda Fransa Cumhurbaşkanı  Hollande; "132 yıl Cezayir'e zulüm ettik ama, özür dilemeyiz!" demişti ya... O bakımdan kendilerini Afrika'nın "efendi"si saydıklarından olsa gerek ki, bu defa da canları Mali ve Somali'ye "zulüm etmek" istiyor gibi... Sakın yanlış anlamayın; zira bu söz bana ait değil valla... Bizzatihi Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın sözleri...


Bu arada Fransa'nın Mali ve Somali'ye düzenlediği baskınlara ve işgale İngiltere'den tam destek açıklaması gecikmedi... (Bozacının şahidi şıracı)

Oh ne âlâ...

Bir yandan Amerika, Öte yandan Avrupa... Gücü yeten yetene, işgal eden edene..

Bir Afrika.. Bir Arap Yarımadası... Bir Pakistan... Bir Afganistan... Hepsinde de ortak bir "düşman" yaratılmış... Radikal dinci gruplar! Ve akabinde  "özgürlük, demokrasi, barış" çığırtkanlığı...

Siz hiç Hıristiyan haçlıların birbirlerini kırdığını, bombaladığını veya birbirlerine zulmettiğini gördünüz mü?

Onlarda kan, gözyaşı, acı... duydunuz mu?

Yok!

Zira "30 Yıl Savaşları" ile 1600'lü yılların ortalarında  bu işi çoktan noktaladılar da ondan!!! (http://www.tulaygurdal.com/2012/10/bu-da-muslumanlarn-otuz-yl-savasm.html)


Neyse...

Dünyada, özelde bölgemizde  taşları yerinden oynatacak siyasi gelişmeler savaş süreci dahilinde her geçen gün hızlı bir şekilde gerçekleşedursun...

Ve de Batı dünyası bilimde uzayın derinliklerine kadar inerken,

Biz toplum olarak,

Ne'leri tartışıyoruz?

İslam'da ibadet'le "eşdeğer" seks'i...

Nelerle meşgulüz?

"Son akşam yemeği!

'Muhteşem Yüzyıl' dizisinin bu çarşamba yayınlanacak bölümünde Osmanlı tarihin önemli olayları arasında yer alan Pargalı İbrahim'in boğdurulması ekrana geliyor." 14 Ocak 2013, Vatan

Duymadık demeyin!

Çarşamba akşamı için sakın kimseye söz falan vermeyin! Aman diim...

Haydi bakalım...

Önce "Kurtlar Vadisi" sonra "Aşk-ı Memnu" derken, sırada saray entrikaları ve aşklarıyla çalkalanan "Muhteşem Yüzyıl"...

Bakın taa gazetelerin "üst başlık"larına kadar taşındı, Pargalı...


Dünya yanmış, umurumuzda mı yani...


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

11 Ocak 2013 Cuma

Eceli Gelen Köpek...












"Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki; "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur."Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva(arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı." BAKARA SÛRESİ 120. AYET



"ABD askerlerinin yılbaşı gecesi İncirlik Üssü içerisinde yer alan ve Türk askerlerin ibadet ettiği camiyi basıp, minberi kırdığı ve Kuran yaktığı iddia edildi." 9 Ocak 2012, Radikal

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1116104&CategoryID=77



Önce Irak, sonra Afganistan.

Cami basmak, Kur'an yakmak, yırtmak birinci görevleri...


Kendini bilmez bu küstahlar, sanırım ne yaptıklarının ya bilincinde değiller, ya da bilinçli bir şekilde bir "plan"ı sürdürmek niyetindeler. Zira kendilerini "efendi" gören ve 3. dünya ülkeleri topluluklarına bu şekilde aşağılıkça ve aşağılamaya yönelik hareketleri yapmayı alışkanlık edinirken, öte yandan da kendilerinde bunu bir "hak" olarak görüyorlar. Ki o sebeple aşağılamaya kalktıkları toplumların kutsallarına ve değerlerine, adice saldırıp, dalga geçmeyi adet edinmişler.


Ancak...

Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu bir!

Dalga geçmeye  ve aşağılamaya çalıştıkları "topluluk" ise 3. dünya ülkesi değil, binlerce yıllık tarihi ve gelenekleriyle sabrını sonuna kadar koruyan ve sabrı taşdığında da yedi düvele meydan okuyan  asil bir millettir, bu iki!


Dün Afganistan'da, Irak'da yaptığı küstahlığa cevap almadığı için azgınca şımarıklığıyla aynı küstahlığı, Türk milleti üzerinde göstermeye çalışması da "Eceli gelen köpek cami duvarına..." misali ile eş değerdir, bu üç!


Şunu unutmasınlar ki, bu millet Maraş'ta   işgalcilere  karşı gelen Çakmakçı Sait ve Sütçü İmam Alilerin, İzmir'i işgal eden Yunanlılara karşı ilk kurşunu atan Hasan Tahsinlerin, düşman işgali altındaki Antep'te düşmana ilk darbeyi indiren Karayılanların, Şahin Beylerin, İpsiz Receplerin çocuklarıdır, bu da dört!!!


Vatan, Kur'an, bayrak, cami, asker... Bizim en değerli kutsallarımız ve namus'umuzdur. Bu uğurda sayısız şehitler verdik; hâlâ da vermeye devam ediyoruz... Daha dün -Hakkari'de- bir mehmetçiğimizi şehit verdik bu uğurda...


Bilmem daha nasıl anlatsak...


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

8 Ocak 2013 Salı

İrade ve Güç

















Filozoflar, dünyayı, doğayı, insanı  açıklarken... Şeyler'i şöyle sınıflandırıyor:

Maddi olan şeyler ve

Ruh, düşünce ve fikirler yani maddi olmayan şeyler.


"Elimizdeki kağıt beyazdır. Bu kağıdın beyaz olduğunu bilmek bir fikirdir: ve bu fikri bana veren benim duyularımdır. Ama madde kağıdın kendisidir."


O halde burada madde mi önemli, ruh ya da düşünce mi?


İrade(ruh anlamında) ile güç(madde anlamında) arasındaki ilişkiler nelerdir?

"Toplumsal bilinç ile toplumsal varlık arasındaki ilişkiler sorunuyla da aynı derecede sık karşılaşırız. Demek ki, felsefenin temel sorusu, çeşitli görünümler altında kendini ortaya koyar ve bu, madde ile ruh arasındaki ilişkiler sorununun konuluş biçimini her zaman tanımanın ne kadar önemli olduğunu gösterir. Çünkü biz biliyoruz ki, bu soruya yalnız iki yanıt verilebilir:

1- Bilimsel bir yanıt,
2- Bilimsel olmayan bir yanıt."



"Fransa'da en büyük devlet nişanı Legion D'honneur'a layık görülen Ünlü Fransız çizer Jacques TARDİ, daha önce Orhan Pamuk'un da layık görüldüğü ve "büyük mutlulukla aldı"ğı ödülü, "ÖZGÜR BİR ADAM olarak kalmak istiyorum" vurgusuyla reddetti. Ünlü çizer, "Bazı güçlerin esir aldığı bir insan olmak yerine özgür kalmak istiyorum." diye konuştu." 4 Ocak 2013, Cihan Haber Ajansı




Kurt açlıktan ölmek üzereyken, bir ev köpeğine rastlamış. Köpek:

"Ah kardeşim" demiş, "Bu duruma düşeceğini ben zaten çok önceden biliyordum. Düzensiz bir yaşayış tarzının seni nasıl mahvedeceği açıktı. Niçin sen de benim gibi olmayasın?

Kurt: "neden olmasın"

Köpek: "Peki o halde, benimle efendime gel, işimi paylaş demiş.

Kurt ile köpek şehrin yolunu tutmuşlar. Yarı yola gelmişler ki, kurt, köpeğin boynundaki tüylerin, yer yer dökülmüş olduğunu görmüş ve merakla sebebini sormuş:

Köpek: "Hiç önemli değil", diye cevap vermiş. "Boynuma takılan tasmanın izleri bunlar. Önce biraz acıyor ama sonra çabuk alışırsın."

Kurt,

"Öyleyse ben geri dönüyorum, hoşçakal." demiş.



Ünlü çizer Jacques Tardi'nin reddettiği ödülü daha önce de Louis Aragon, Albert Camus, Claude Monet, Hector Berlioz, Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir gibi isimler de reddetti.


Diyeceğim o ki...


Toplumların "aydın" gözüyle baktığı kimseler olarak nitelendirilen, yazar, çizerler de kendi aralarında "irade" ve "güç" ilişkileri olarak ayrılabiliyorlar...

Felsefecilerin gözüyle derin analiz edildiğinde, "irade"yi "güç"ten yana kullananlar ve kullanmayanlar olarak irade ile güç arasındaki ilişki sorgulanabiliyor...

Bilin bakalım; Legion D'honneur nişanı'na layık görülen Nobel Ödüllü "yazar"ımız ile bu nişanı reddeden Fransız aydınlar, sizce bu ilişkinin neresinde yer alıyorlar?


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

5 Ocak 2013 Cumartesi

Üç Kuruş'luk Çıkar İçin...


















"Sizin tarihiniz katliam tarihidir"

"Sizin" denilen bizim oluyor yani... Vekil Sırrı SAKIK öyle söylüyor...

"sizin tarihiniz katliam tarihidir"

Tarihi'mizi tutup, çekiştiren çekiştirene...

"Ermenilere soykırım..."

"Kürtleri  kestiniz"

"Tunceli'de katliam..."

"Yunanlılara katliam..."

Ya.. Bunu söyleyen vekile sormak lâzım;

Bu ülkede çoluk çocuk asker sivil demeden 40 bin masum vatandaşımız şakır şakır öldürüldü!!! Hem de kalleşçe öldürüldü... Bunun adı ne oluyor?


Ermeni Asala Tedhiş Örgütü bir dönem Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin diplomatlarını hunharca katletti! Bu uğurda onlarca ocak söndü... Bunun adı ne oluyor?

Van'da insanları kazığa oturtarak katliamın âlâ'sını yapan Ermeni çeteleri değil de kim?


Fransızlar, İngilizler, Yunanlılar, İtalyanlar ülkemizi şakır şakır işgal ettiler... Yetmedi katliamlar gırla gitti... Hasan Tahsinler, Sütçü İmam Aliler, Karayılanlar, Antepli Şahin Beyler, Şerife Bacılar... Kim bunlar?


Bugün, PKK ne ise, dün Tunceli'de İngilizlerin desteği ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne baş kaldıran ve "derebeylik" yapan  eller, aynı kirli ellerdir!


Türk müsün? "vurun abalıya"...

Gelen vuruyor, giden vuruyor...

Sözüm Sırrı Sakık ve onun gibi düşünenlere:

Biz bu hesaplaşmayı  ulus olarak 1919'da bedel ödeyerek yaptık!


Bunu elin İngiliz'i ve haçlısıyla işbirliği yapmış Seyit Rızalarla değil, Kürt Diyap Ağa gibi ulusuyla, ülkesiyle, vatanın bölünmez bütünlüğüne sahip çıkan Kürt, Türk kardeşliğiyle Çanakkale'de omuz omuza savaşmış gerçek vatansever insanlarımızla el ele, gönül gönüle birlik olarak yaptık!

Şimdi bu birlikteliğe göz koyanlar, dünün işgalci haçlıları ve içimizdeki kişisel menfaatleri için gözüdönmüş işbirlikçileri değil miydi?

Bugün dünden hiç farklı değil...

Derdiniz ne?

Üç kuruşluk çıkar için  bu millete acı çektirmek, çocuklarımıza gün yüzü göstermemek hangi vicdana, hangi müslümanlığa yakışıyor?

 "Din", "etnik köken" gibi unsurlar dün olduğu gibi bugün de birer araç olarak kullanılarak üzeri sürekli kaşınmaktadır.


Sahi; tarih dediniz de aklıma geldi:


Dün; "Kürt Teali  Cemiyeti, Teali İslam Cemiyeti, Mavri Mira Cemiyeti, Pontus Rum Cemiyeti, Hınçak-Taşnak Cemiyeti, İngiliz Muhipleri Cemiyeti..." gibi pek çok cemiyetleri tarih derslerimizde okumuştuk...

Hatırladınız değil mi?

Ve yine dün, dış güçlerin desteği ve içimizdeki işbirlikçilerin eliyle Türk milletini parçalamak için bu cemiyetler iş başındaydılar...

Bugün ise bu tür cemiyetleri karşılayan aynı kirli ellerin emelleriyle kurulmuş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni parçalamak üzere tekrar iş başındalar...



Bana sorarsanız bu konuyu ayrıntılarıyla ve belgeleriyle anlatan  Mustafa YILDIRIM'ın "Sivil Örümceğin Ağında" adlı "araştırma" kitabından pek çok detayı öğrenebileceğinizi izninizle hatırlatmak isterim...


Bu talihsiz sözü sarf eden Vekil sn. Sırrı SAKIK ve arkadaşlarına da bu kitabı okumalarını ivedilikle tavsiye ederim...



Sevgi ve saygılarımla!



Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

2 Ocak 2013 Çarşamba

İnsanlığa "Hasret" Gitti...












Güneydoğu Anadolu Bölgemiz...

Bu bölgenin vekillerinin başrol'de oynadıkları oyunun başoyuncuları olarak, sürekli ne diye feveran ediyorlar?

"özgürlük"

"Barış"

"Demokrasi"


Pekii; henüz 4 gün önce basına Batman'dan düşen bir haberi buradan hemen paylaşalım:

"Evlendiremeyince boğarak öldürdüler

İstemediği bir evlilik yaptı, baba ocağına döndü... İki kuzeni tecavüz etti, hamile kaldı. Evlendirilmek istendi, kuzenleri kabul etmedi. Hasret aile meclisi kararıyla öldürüldü." 28 Aralık 2012, Milliyet

Feodal zihniyetin hakim olduğu ve "ağa'lık, şeyh'lik, şıh'lık" sisteminin devamını yaşayan insanlarımızın, insanca yaşamak hakları değil mi?

"Bu" orta Çağ zihniyetini sorgulamayan bölge milletvekilleri, neyin mücadelesini veriyorlar?

Asıl sorgulanması gereken feodal zihniyetin bir parçası olan, "töre cinayeti", "namus cinayeti" değil de, nedir?!..

Küçücük kızların evlendirilmesi, kocaman kocaman insanlara "gelin" verilmesi, yetmedi "kuma" gönderilmesi, "berdel" ve daha pek çok dudak uçuklatacak geri kalmışlığın göstergesi olaylar, neden ele alınmaz?


Hasret, bu karanlık ve üstü kapatılmış dünyanın içerisinde kendi isteğiyle mi çile çekti?

Gencecik yaşında yaşama veda etmesi kimlerin suçu?


Hasret'in hayatı, yöre insanımızın özeti değil midir?


Peki o anlı şanlı vekiller, Hasret'le değil de, neyle uğraşırlar?

Şüphesiz ki...

Amaç; yöre halkının mutluluğu veya yaşam kalitesinin iyileşirilmesi filan değil..

O vakit, her fırsatta devletine kâh hakaretle, kâh parmak sallayarak, kâh kaba sözlerle taşkınlık yapan milletvekillerine sorum şu olacak:


Bu durumda ağzınızdan düşürmediğiniz "demokrasi", "özgürlük", "barış" kavramlarını  kimler adına ve ne için istemiş oluyorsunuz?

"Aile meclisi" kararıyla öldürülen Hasret, bu kavramların neresinde yer alıyor?

Ya da...

"Alışılageldiği" ve işinize geldiği üzere, Güldünya ve diğerleri gibi Hasret de sadece "töre cinayeti" olarak tarihin karanlık sayfalarına mı gömülecek?

Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)