30 Eylül 2013 Pazartesi

Tarihçilerimiz Neredeler?...



Hocamız Sayın Halûk TARCAN'ın bildirisini, kendilerinden aldığım izinle sayfamda aynen paylaşmak istedim:

TARİHÇİLERİMİZ NEREDELER?...


OSMANLI’DA BİR KÜRDİSTAN EYALETİ VARDI…

 Evet doğrudur ama Osmanlı kendini Türk saymıyordu ve tarihini, atalarının kim olduğunu aramıyordu: Türk için Etrak-ı bî İdrâk, idrak sahibi olmayan Türkler diyorlardı.

 Kâzım Mirşan’dan öğreniyoruz;
 Ëlegeş anıtında  okunuyor : bir  aşîret reisi 

• Alpurungu ( Alpertunga değil- Orta Asya Türkçelerini bilmeyenler tarafından yanlış okunmuştur)Han’dan,

• ÖKÜ-ERT yâni aşiretini yönetme yetkisi ister Bu sıfat zamanla sıkışarak KÜRT’e dönüşür demek ki,

• Kürt bir etnik, budunsal ad değil ,

• Aşiretini yönetme iznidir.

• Kürt kelimesi gene Bedirhanlı bir gençten öğreniyoruz Kürtçede yoktur.
Kürd/İSTAN adına bakalım:

• Orta Asya Türkçelerinden yedisini ana dili gibi okuyan, yazan,  konuşan ve oradan da yazıtlar yoluyla Ön-Türkçeye varmış olan Kazım Mirşan’ın verdiği açıklamayı görelim:

• Halkına iyi hizmet etmiş olan bey,’in vücudu ateşe verilir. Vücudu yanar külleri yeryüzünde kalır ve toprak kaplara konup ateş evinde gömülür

• Can’ı, Ruh’u Tanrıya uçar Tanrı katında

• ASQAN yâni Asılı olur. Artık cennette bulunmaktadır. Tanrı buyruğuyla yeniden doğacak ve yeryüzüne gönderilecektir.

• ASQAN, zamanla, Aspan, Astan Asüman olmuştur.

Bu iki noktadan hareketle Kürdistan kelimesini inşa edebiliriz :

• Öküert-astan…Kürt/astan…Kürdistan olmuştur.
Bu ad Kürtlerin Ön-Türklerden olduklarının  bilimsel ispatıdır.
 Kürtlerin kullandıkları( Q ile W) harfleri onların Ön-Türklerden olduklarının bir  öteki delilidirler. Her iki şekil harf değil birer damgadırlar:

OQ…UW…ilki, günahsız olma , yeryüzü kişisi, öteki kutsal, anlamını anlamını  verirler. (Kâzım Mirşan) Damgaların başındaki sesli harfler gitmiş damgalar sessiz harf haline dönüşmüşlerdir.
Halûk Tarcan (CNRS-Paris)

Not: Astan , bugün Kazakistanın yeni başkentinin adıdır, Orta Asya ve güney Anadolu’da iki yerde bu isim mevcuttur.





Sevgi ve saygılarımla!

Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)


29 Eylül 2013 Pazar

Çılgın Türkler Seni Çok Sevdi...




















Acı haberi duyduğumda yüreğim "cızz" etti...  O sevimli, vatansever insanı kaybettik...

Bize tarihi sevdiren, tarihimizle gurur duymamızın önünü açan bir cumhuriyet değeriydi... Türk milletinin kendine olan özgüvenini "Çılgın Türkler" tanımlamasıyla hatırlatan harika insan... Kitaplarında Cumhuriyet'i, Çanakkale'yi ve Osmanlı'nın son dönemlerini belgeleriyle en ince detaylarına kadar yazarak, yeni nesile okuttu ve öğretti... Tarihi Onunla sevdik... 

Atatürk Cumhuriyetinin ve devrimlerinin yılmaz bekçisi bilge insan 

Seni asla unutmayacağız... 

Turgut ÖZAKMAN'a Yüce Allah'tan rahmet diliyorum...

Mekânın Cennet Olsun!




Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

28 Eylül 2013 Cumartesi

Allah'tan Rahmet Diliyorum...





GEÇİT YOK!


Bağdatlıyız, Bağdat'tayız, Bağdatlıyız
Bağdat'ta düşünce bombalar adımız meçhule kalır
Adımız meçhul
Yanar kavrulur bedenimiz sevdiklerimiz
Yanar kavrulur
Külümüz kalır geriye rüzgarda savrulur
sözümüz kalır
Bir de öfkemiz, bir de öfkemiz, bir de öfkemiz
Öfkeliyiz
Kül savrulur, söz kalır, öfke büyür
Büyüyor
Bağdatlıyız, Bağdat'tayız, dünyanın her yanındayız
Bu kan denizinin dalgalarıyla
Yankileri boğacağız
Bağdatlıyız, Bağdat'tayız, Bağdat'tayız, her yandayız

Geçit yok, isyan var emperyalizme karşı
Katlettiğin yetti artık, yetti artık, yetti
Geçit yok, isyan var emperyalizme karşı
Söndürdüğün ocaklar yetti artık, yetti, yetti

Yetmez artık
Bombaların durduramaz bu seli
Sorulacak bir hesap var
Yetti artık yetti
Atılan bombanın bir hesabı olacak
Olmalı
Yetti artık, yetti
Bu hesap vakti geldi

Bombalanan topraklarda yakılan hayatların
Söyleyecekleri bitmedi daha
Bitmeyecek
Bombalanan insanlarımız adına da
Haykırıyoruz bir kez daha
Katil Amerika
Önce gürleyen sesimiz kovar yankileri
Sonra biz
Bombalanan topraklarda yakılan halkların
Soracakları hesap bitmedi daha
Bitmeyecek

Geçit yok Amerika'ya
Buralarda biz varız hey
Türküz, Kürdüz, Arabız biz
Sömürü, işgal, istila varsa
Ya istiklal ya ölüm diyenler de vardı
Varlar, varolacaklar hey
Biz varken, geçit yok Amerika'ya
Buralarda biz varız
Halkız biz
Sömürü işgal istila varsa
Kurtuluş kavgası olacaktır
Biz halkız

Bağdat yanan çocuk çığlık çığlığa
Çığlık Dicle'ye, nehir denize
Denizler dalgalı mahir'ce meydanlarda
Vurun dalgalar made in USA kıyılara
Yükselin denizler
Meydanları sel alsın
Boğulup gitsin bu yankiler Coni'siyle Toni'siyle

Bağdatlı çocuğun çığlığı meydanlarda
Öfke dolu bir haykırış, bir taş, bir ateş
ki hıncımız yanan çocukların acısı kadar büyük

Kim yaktı bağdatlı bebeleri böyle
Hangi alçak çıkarlar için yüksek teknolojiyle
Yaktılar, yıktılar, bombaladılar biliyoruz
Biliyoruz suç kesin
Suçlu malum emperyalizm
Gereği düşünüldü
"iyi halsiz" katillere adil olmaktır en büyük ceza
Bağdat'ta yanan çocukların acısı kadar
Acımasız olacağız kovboylara
Bağdat'ta yananların ahı kadar
Adaletli olacağız



Sanatçı Tuncel KURTİZ'i  okuduğu "GEÇİT YOK" şiiriyle hatırlayacağım...

Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

26 Eylül 2013 Perşembe

Helalinden!






"Tunus’ta iktidardaki İslamcı Ennahda Partisi’nin lideri Raşid Gannuşi, damadını yolsuzluk ve evlilik dışı ilişki yaşamakla itham eden bazı belgeler yayınlayan blog yazarının kırbaçlanmasını istedi." 30 Aralık 2012



Suudi Arabistan'da Vahhabi müftü Muhammed El Arifi Suriyeli muhalifler adına, kadınlara cennete girmek için... militanların isteklerini karşılamanın cennete gitmek için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu iddia etti. 02 Ocak 2013



"Japon belediye başkanı: Seks köleliği gerekliydi

Osaka Belediye Başkanı Toru Haşimoto, İkinci Dünya Savaşı sırasında 200 bine yakın kadının "seks kölesi" yapılmasının haklı nedenleri olduğunu savundu.

1995'te eski Japon Başbakanı Tomiiçi Murayama, seks kölelerinden özür dilemiş "Savaşın trajedisi içinde, bu kadınlar rızaları dışında seks kölesi haline getirildi. Biz şimdi bu eski konfor kadınlarına özür borçluyuz” demişti." 15 Mayıs 2013


"Tunus kızlarının kandırılarak Suriye’de islamcı savaşcıların seks ihtiyacını karşılamak üzere seks cihadı yaptıklarınının ortaya çıkması..." 26 Eylül 2013


İddia edilen bu haberleri bir araya getirdiğimizde, koşullar ne olursa olsun, niyetler zaman ve mekan gözetmeksizin hiç değişmeden ortaya aynen çıkıyor... Üstelik adına da "sistem" diyerek...

Ve bu utanmazlığa ortak olanlara ve hedefe ulaşmak için dün neyse  misliyle aynı şekilde üstelik din sömürüsüyle  bugün de tüm hızıyla sürdürdüklerine ibretle tanık oluyoruz...

Irak'da haçlıların tecavüzüne uğrayan yüz binlerce müslüman kadın...

Bugün de oradan buradan toplama haçlı adına çalışan lejyonerlerin tecavüzüne "cennet vaadiyle" mahkum edilen yine müslüman kadınlar...

Ha Iraklı kadınlar... Ha Tunuslu kızlar...

Yani Japon Belediye Başkanı, "seks köleliği gerekliydi" dedi; Suudi Müftüsü de "Cennete girmek için sevişin"...


Milliyetçi Japon Diriliş Partisi kurucularından Haşimoto, geçen yıl, "Japonya’nın diktatörlüğe ihtiyacı olduğunu söylemişti."

Ya bunlar?..

Bunlar da mevcut diktatörlüklerini korumak adına, din baronluğuna soyunarak, 

Her yol mübah, diyorlar...

Yuh...

Sevgi ve saygılarımla!

Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

22 Eylül 2013 Pazar

Olsa Olsa Din Düşmanı olur...




"Kenya’nın başkenti Nairobi’de dün lüks bir alışveriş merkezine düzenlenen kanlı baskında en az 59 kişi öldürüldü, yüzlerce kişi yaralandı.

Saldırının sorumluluğunu üstlenen Somali’deki El Kaide bağlantılı El Şebab terör örgütüne mensup teröristler, kaçmaya kalkışanlara Hz. Muhammed'in annesinin ismini sordular, "Amine" yanıtını veremeyenlere kurşunu sıktılar." 22 Eylül 2013



Haçlı haramiler birleşti bir haydut çetesi yarattı...

Adına da, "Radikal İslâmcı" dedi.

Yarattıkları  bu eli kanlı vahşi çetenin mensupları kimler?

Orta Çağ'ı aratmayacak nitelikte bağnaz, yobaz ve insanlıktan uzak...

Dünyanın dört bir tarafından topladıkları barbarları bir araya getirip, lejyoner yaptılar...

Artık, bu lejyonerlerin diline pelesenk ettikleri, "Allahu ekber" nidalarını da üstüne ekle..

Oldu mu sana "İslâm" adına cihat örgütü...

Ellerine verilen her türlü ağır, kimyasal silahları kim sağlıyor?

Hiç kuşku duymayın ki, çeteyi oluşturan modern kılıklı haramiler..

Allah aşkına... bu vahşi adamlar nereden buluyor bu kadar silahı ve bu fütursuz cüreti?

Ve... İslâm adına cihat hakkını nereden alıyor?

Tabii ki asıl hedef; müslüman coğrayada geri kalmış bağnaz toplumlar oluşturmak...

Öte yandan...

Yapılan bu vahşeti... bırakın Müslümalığı, 

Hangi dinde "adam öldürmek" var?

Hangi dinde ciğer söküp yemek var? 

Hangi dinde masum savunmasız insanları gaddarca öldürmek var? 

Hangi dinde kurban keser gibi insanı yatırıp bıçakla boğazlamak var?

Bunlar nasıl olur da "din" kılıfına sokulur?!

Oldu valla.. Eline baltasını alan çıksın sokağa, bir de "Allahı ekber" diye bağırsın...

N'oldu şimdi?

:(

Bu vahşeti savunan ya da ucundan kıyısından tutan herkese,

Yuh olsun!


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

21 Eylül 2013 Cumartesi

Saygıyla Anıyorum...




İnsanların türküleri kendilerinden güzel,
kendilerinden umutlu, 
kendilerinden kederli, 
daha uzun ömürlü kendilerinden. 
Sevdim insanlardan çok türkülerini. 
İnsansız yaşayabildim 
türküsüz hiçbir zaman. 
Hiçbir zaman beni aldatmadı türküler de. 

Türküleri anladım hangi dilde söylenirse söylensin. 

Bu dünyada yiyip içtiklerimin, 
gezip tozduklarımın, 
görüp işittiklerimin, 
dokunduklarımın, anladıklarımın 
hiçbiri, hiçbiri, 
beni bahtiyar etmedi türküler kadar... 

20 Eylül 1960, Nâzım Hikmet




20 Eylül 1985'te hayatını kaybeden Ruhi Su'nun  28. ölüm yıldönümü...

Sevgili eşimin ağzından dinlediğim bir anısıyla değerli halk sanatçımız ve Ozan'ımız Ruhi Su'yu saygıyla anmak istiyorum:

"İstanbul'da bir bağlama yapımcısında karşılaştığı Ruhi Su'ya -mahalli sanatçı- babamın ilk sözü şu oldu:

"Sizi sesinizden, heybetli iriyarı birisi olarak hayal etmiştim."

Ruhi Su,

"Sukût-u hayale mi uğradınız?"

"Aksine... hayallerimden de daha heybetli ve büyük olduğunuzu gördüm"


Evet... o, heybetli ve gür sesiyle, sade söyleyişle Anadolu halk türkülerini bambaşka bir yorumla özünü özlü bir şekilde dile getirdi. Eğitimiyle birleştirdiği halkın değerlerini ve insanlığı, türkülerde buluşturdu. 

Bu anlamda Sabahattin EYÜBOĞLU'nun düşünceleriyle yeri doldurulamayacak Ozan'ımız Ruhi Su'yu bir kez daha rahmetle anıyorum...


"Türkiye halkı, özellikle köylüleri, yalnız türkülerde dökebilmiştir içini; yalnız türkülerde kurtulmuştur türlü baskılardan. O kadar ki, türküler Türkiye'lilerin iç dünyasını saran damar damar yollar gibidir; onlardan geçerek buluruz yeniden kendimizi. Türküden kopmak, Türk'ten kopmak olmuştur bizim için; Türk ise halk demektir bizim tarihimizde; Atatürk'ün adında bile.

Ama halk türküleri halkı sevmeden, saymadan da söylenebilir, daha da öyle söylene gelmiştir; halkın masalları, atasözleri gibi. Kan ağlayan ağıtlar, yiğitçe başkaldıran koçaklamalar, derin bir insancalık yüklü nefesler, sırıtkan, yayvan ağızlarda eğlencelik, göstermelik haline gelmişlerdir. Bu yüzden de, yurt ve dünya aydınları can kulağıyla dinlemez olmuşlardır türküleri. Bu yozlaştırmaya: "yeter!" diyor gibidir Ruhi Su'nun yanıklığı uyanıklığa çeviren gürbüz sesi; saza bile başını eğmeden, göğsünü gere gere türkü söyleyişi."  Sabahattin EYÜBOĞLU


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

19 Eylül 2013 Perşembe

Atı Alan Üsküdar'ı Geçti Canım...





Tebrikler!!!

"Helal gıda" filan derken...

Sonunda domuz eti ve domuz ürünleri ülkemizde âleni satışa çıkarıldı...

Aslında bu haberi okuduğum zaman öyle çok sarsılmadım desem yalan olmayacak. Zira uzun zamandır bu yolun açılması için gerekli alt yapılar el birliğiyle çoktan hazırlandı...

Misal, banka reklamları filan...

Çocuklarımızı özendirici şekilde, domuz kumbaraları alırken iyi de...

Öte yandan... son tahlilde evlerimize kadar giren "noel ağacı" çok şahane olacak...

Şu anda ülke sathına yayılmış alış-veriş merkezlerinin baş köşelerine yerleşen ışıklandırılmış çam ağaçları...


"AB"ye girmek için yalvar yakar olup, millet olarak kimlik ve kişiliğimizi, onurumuzu ayaklar altına almadık mı?


Eee.. şimdi n'oldu da bağırıyoruz?!

"Müslüman mahallesinde salyangoz satmak"la suçlamaya kalktığımız, aslında "Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyum kanunları kapsamında düzenleme"ler değil mi?

Yani... "YASA'K" öyle mi?

Boş versenize...

Önce "sevimli" nesnelerle uyutmalar...

Ardından...

Ciyak ciyak bağırmalar...

Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyoooor...

Sormazlar mı adama,

"Bu vakite kadar neredeydiniz?" 


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

17 Eylül 2013 Salı

Zil Çaldı... :)























Dün dönemin ilk ders zili çaldı; ve aydınlık yarınlar için düşünebilen, anlayabilen, üretebilen, aklını kullanabilen, vicdanı hür, irfanı hür, aklı hür nesiller yetiştirmek   üzere yürekten "merhaba" dedim...

O minicik yüreklerin sevinç ve neşe çığlıkları arasında 2013-2014 eğitim-öğretim yılına adım atarken onlara ilk sorumu yöneltiyorum:


"Okul ne demektir?"

"Okul cumhuriyet demek öğretmenim..."

"Okul okumak, öğrenmek..."

"Okul Atatürk, bayrak, vatan demek..."

:) 

Tatlı şeyler...

Çok şekerler...

Güzel ülkemin aydınlık geleceği olan küçük yüreklerin heyecanı, gerçekten çok büyük ve aydınlık...


Mutlu, huzurlu, barış ve sevgi dolu günler bizimle olsun...


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

11 Eylül 2013 Çarşamba

"Emsal"siz Istırap..!












Ahmet ATAKAN...

Henüz 23 yaşındaydı...

Yani hayatının baharında...

Üniversiteli olmakla birlikte inşaat işçisi olarak yan gelip yatmayıp, alnının teriyle ekmeğini kazanma onurunu yaşayan fidan'ımız...

Ne yazık ki, Ahmet yaşamını çok acı bir şekilde yitirdi...

Uff... Ufff!!! 

Çocuğum benim...

Yaşanan bu kederli ve ıstıraplı olayları anlamaya çalışıyorum...

Ve...

Anne Emsal ATAKAN'ın acısını yüreğimde derin derin yaşayarak, gözyaşlarıma engel olamıyorum...

O annenin gencecik evladını toprağa verirken, kendi yüzüne vurduğu, kendi tokatlarını yüzümde hissederek yaşıyorum...

Attığı o tokatla birlikte, ruhum ince ince sızlıyor, vicdanım derinden kanıyor...


Ahmet ATAKAN; Türk evladı

Polis; Türk polisi

Halk; Türk halkı

Acı çeken; Türk halkı

Vatan; Türk vatanı

Ellerde Türk bayrağı...

O halde...

Allah aşkına..!

Birileri bize yaşanılan bu ıstırapları bir açıklasın...


Diyeceğim... 

Ortada kum gibi dert var...

Kimsenin toprağında, aşında gözümüz yok,

Bari...  kendi yağımızla kavrulalım...

Vazgeçtik "bir elimiz yağda bir elimiz balda" olmayı,

Ölsek yunmaya suyumuz yok ya...


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)


9 Eylül 2013 Pazartesi

Kürt Reşo'yu Unutma'yın!





9 Eylül...

Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde dünyada eşi benzeri görülmemiş muazzam bir başkaldırının zaferle noktalandığı tarihtir...

İzmir'de Haçlı işgaline karşı atılan ilk kurşunla başlayan kavga...

9 Eylül 1922'de aynı haçlı emperyalist güçlerin İzmir'de denize dökülmesiyle son bulmuştur.

Türk ulusu alnı açık başı dik olarak,

Kadını, erkeği, yaşlısı, genci ve çocuğuyla

El ele, omuz omuza...

Yedi düvele meydan okudu.

Efendim deniliyormuş ki;

Olası bir  savaşta

"Pentagon’un savaş raporu: Türkiye’de 5 milyon kişi ölür"

Bu ulus, Mustafa Kemal'in evlatları...

Değil 5 milyon...

Yetmiş milyon da olsa...

Bu vatanı Haçlıya dar eder, dar!!!

1919'da olduğu gibi bugün de ulusumuzu ayrıştırdıklarını zannedenler...

Unutmasınlar ki,

İzmir 9 Eylül 1922'deki Büyük Taarruz sırasında Yunan Bayrağını indirip Türk Bayrağı'nı göndere çeken de Diyarbakırlı Süvari Çavuş Kürt Reşo'ydu...


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)