31 Mart 2016 Perşembe

Kemal"izm"

















Ben, Türk'ün özbenliğini, çağın görüş ve düşüncesiyle bağdaştırarak özümseyen başı dik, onurlu ve kendinden emin olarak Mustafa Kemal ATATÜRK'ün aydınlığı ile yaşayan, bir CUMHURİYET öğretmeniyim!

Dolayısıyla...

Madem ki Atatürk'ün çocuklarının zihninden Atatürk ve Atatürk ruhu "çıkarılmak" isteniyormuş...

Buyurun o zaman...

 ATA'larına olan bağlılıklarını anlatan, sımsıcak  o duygularıyla minik öğrencimin yüreğinden gelen...

"Bugün 10 Kasım.. 

Hem yetim, hem öksüz kaldığım gündür bugün.. 

Hani anne ve babasını kaybetmiş çocuklar gibiyim bugün..

Evet, öyleyim!.. Çünkü benim bugün burada oluşumun yegane sebebisin sen Ata'm..

Senin yaptığın devrimler sayesinde bugün çağdaş, uygar bir ülkenin çocuğuyum... Ve senin sayende modern toplumların çocuklarıyla yarışabiliyorum.. 

Yaptıklarının ne kadar büyük işler olduğunun bilincindeyim. Hani daha yenilerden,  benim bizzat gördüklerimden bahsedeyim mesela.. 

Hani senin kurduğun Cumhuriyet  okullarından yetişen bilim insanımız,  Prof. Dr. Aziz SANCAR... İşte o değerli bilim insanımız,  senin ışığınla dünyayı aydınlatıyor. 

Ben de onun gibi olmaya, ve yine  dünya bilim insanları arasında yer alan bilim kadınımız  Dr. Canan DAĞDEVİREN gibi çalışmaya and içtim sevgili Ata'm. 

Kimseye muhtaç olmadan, başı dik ve onurluca yaşamamız için her türlü imkanları bize sen sundun...

Onun için; seni çok seviyorum...

Onun için, açtığın yolda gösterdiğin hedefte hiç durmadan yürüyeceğime söz veriyorum... 

Benim eşsiz kahraman Büyük Ata'm...

Seni çok özlüyorum...

Ve seni asla unutmayacağım! Unutturmayacağım!

Ruhun şad, mekanın cennet  olsun..." 10 Kasım 2015.


Hıçkırıklara boğularak böyle seslendi Ata'sına minik öğrencim...

Dolayısıyla...

Hangi çılgın ATATÜRK'ü Türk eğitiminden silip atmaya cüret edebilir ki!..




Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

27 Mart 2016 Pazar

Tribünlere Oynanan Şov


Dün gece İngiltere-Almanya maçı naklen televizyonlarda...

Önce iki ülkenin ulusal marşlarıyla birlikte dev bayrakları stadyumda boy gösterdi. Ardından Belçika'da gerçekleşen tedhiş saldırısında hayatlarını kaybedenler için saygı duruşu yapıldı. Ne âlâ; ruhları şad olsun...

İyi de... aynı gün Irak'ın başkenti Bağdat'da, "yerel iki takım arasında oynanan futbol maçı sırasında stadyumda intihar saldırısı düzenlenmiş". Bu saldırıda "45 ölü, 80 yaralı" olduğu öğrenildi.



Pekii, Bağdat'taki maçta hayatlarını kaybedenler, neden  anılmadı? Niçin dillendirilmedi?

Hani Belçika'da ölenler insan da, Irak'ta ölenler insan değil mi?

Hani "insan hakları" diye diye milletlerin ocaklarını söndürdünüz, insanlara dünyayı dar ettiniz, dünyayı, bölgeyi yaşanmaz hale getirdiniz ya...

İşte bu noktada insanın zihnine ister istemez bu sorular geliyor.


Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü... 

Dolayısıyla...

İngiltere-Almanya futbol karşılaşması öncesinde maçın oynandığı stadyumda  tribünlere oynadığınız "tiyatro" tam bir vicdansızlık ve utanç tablosuydu! Zira  maç esnasında tedhişten Belçika'da ölen masum sivil vatandaşlar anılıyor, Irak'taki  stadyumlarda aynı tedhişle katledilen masum sivil yurttaşları "unutulup" görmezden geliniyor, öyle mi?!..

Futbol ve spor kullanılarak, tribünlere oynayan küresel canilerin tribün şovu,  batılı halklara zihinsel bir algı operasyonundan başka bir şey değildir. Ki öte yandan doğulu masum sivillerin de hunharca katledildiğinin üstü örtülüp, batılı seyircileri bu vesileyle coşturup, kinlendirip, dolayısıyla dünya insanlarını birbirine kırdırmaktır. 

Ve emperyalizmin, sömürünün, vahşetin böylesi bir şovla halklara sözde "insana saygı" gibi algılatılıp insanların duygularını sömürerek taraftar kazanmanın  bir eylemidir bu tablo!!!

Diyeceğim o ki...

Doğuda halkaları etnik, mezhepsel  ve inanç yönünde ayrıştırıp düşmanlaştıran, ve kardeşi kardeşe kırdıran küresel emperyalistler aynı sinsi politikalarıyla, tüm dünya insanlığına karşı, "batılı", "doğulu"  ayrımcılığıyla milletler arasında düşmanlığın tohumlarını her şekilde atmaya devam ediyorlar...

O sebeple,  emperyalizmin özünde insanlığın olmadığını kanıtlayan bu vicdansız  tablo bugün,

Dünya Tiyatrolar Günü'ne ithaf olsun!!! 


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

24 Mart 2016 Perşembe

Sevgili Federica...






Sevgili Federica Mogherini,

Basından öğrendiğimize göre, Belçika'daki tedhiş saldırılarına ilişkin değerlendirme yaparken, gözyaşlarınıza hakim olamayıp ağlamışsınız. Lütfen o kıymetli gözyaşlarınızı boşa akıtmayınız! Zira bu anlamda bütün küresel güçler bir oldunuz  "Arap Baharı" diye adlandırdığınız "kara kış" senaryosunu hep birlikte YAZDINIZ. Birlikte tedhiş örgütlerini eğitip, birlikte ağır silahlara varana kadar tedhişçileri donattınız. Dolayısıyla... bu gözyaşlarınıza kıyamadığımız için, topunuza teessüflermizi iletirim.


Bölgemizi cehenneme çevirdiniz. Gizli gizli çeşitli tedhiş örgütlerini ince ince planlayarak, dünyanın dört bir yanından nerede cani varsa bulup bu bölgeye doldurdunuz. Sonra ellerinizi ovarak olacakları "kristal fanus" olarak gördüğünüz Avrupa'daki "sırça köşk"lerinizden izlemeye başladınız.

İpler elinizde istediğiniz gibi dünyayı şekillendirmek üzere "kristal fanus"unuz dışında her yeri kan gölüne çevirdiniz. Yetmedi milletleri tarihin en büyük "kavimler göçü"ne zorladınız, tarihin en  cani cinayetlerine çanak tuttunuz.

Zira Ege, Ege olalı böyle bir zulme tanıklık etmemiştir. O güzelim denizi kanlı cinayetlerinize alet ettiniz. Hiç şüpheniz olmasın ki gelecekte Akdeniz'e açılan "Ege Denizi" korku ve dehşet film ve romanlarına birinci derecede senaryo olmaya aday. Güzelim Ege'yi kum'u ve güneş'i ile anmak yerine dibinde balıklara yem olan "cesetler"iyle anılacak hale getirdiniz.




E, bu da sizin "şan"ınızı artttıracaktır... Vallahi "Drakula" oldunuz, haberiniz olsun!

Dolayısıyla bölgenin cehenneme çevrilmesi ile hakikaten "her yer demokrasi", "her yer özgürlük" oldu, ellerinize sağlık, "müteşekkiriz"... 

Haa, bu arada bölgede ateş büyüdükçe sizin "kristal fanus"unuz da  kotrolünüzden çıkarak, bir anda  tuz buz oldu. Vallahi kendi vatandaşlarınızı da uyuşturdunuz! Eh... artık onların da uyanma vakti geldi...  Gerçi koskoca  AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi olarak sizin o kıymetli gözyaşlarınız karşısında uyanmaları biraz gecikse de, inanınız bana, sayın masum ahaliniz er geç gerçeği yakından göreceklerdir.



Hani sizin  o yürekli ünlü düşünür Stéphane HESSEL'in dediği gibi...

"İnsanı kızdıracak nedenler, bugün o kadar açıktan görülecek gibi değiller -dünya çok karmaşık bir yer haline geldi. Kim emrediyor, kim karar veriyor? Karşı karşıya kaldığımız etkiler arasında ayrım yapmak artık o kadar kolay değil. Yapıp ettiklerini hemen anlayabileceğimiz küçük bir üst tabakayla karşı karşıya değiliz. Dünya büyük. Karşılıklı bağımlılıkları ve hayatın aykırı bağlarını, hiç olmadığı kadar hissediyoruz. Bu dünyanın dayanılmaz hale geldiğini anlamak için dikkatli bakmak ve aramak gerekiyor." Stéphane HESSEL



Evet, Sevgili Federica vallahi benden söylemesi. Zira bizde bir söz var:

"Takke düştü kel göründü"


Dolayısıyla...

Hadi kolay gelsin...

Sevgilerimle. TÜRK vatandaşı, Tülay


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

21 Mart 2016 Pazartesi

Önce...



"Ülkesini, değerlerini  konuşan ne kadar insan varsa attınız, hakaret ettiniz, susturdunuz..."
Nihat GENÇ

Bu cümleleri işittiğim zaman hemen aklıma bulunduğum çevre geldi. Hani küçük toplum oradan büyütürsek ülkemize gideriz...

"18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü" münasebetiyle hazırlanan programın, aynı binayı paylaştığımız ilkokula da sunulmasını, dolayısıyla bu haklı gurur günümüzü büyük coşku ve heyecanla minik çocuklarımıza da yaşatmanın peşindeyim...

Binbir uğraşımın sonucunda kutlama programının aynen ilkokul çocuklarımıza da sunulmasına karar verildi. Verildi  verilmesine de... hani büyük çoğunlukla ne kadar öğretmen varsa karşımda... Ve bana karşı inanılmaz kabarmış öfke selini ibretle, hayretle gördüm...

Allah'ım meslek hayatım boyunca ilkeli duruşumun ve ettiğim meslek yemininin gereği olan millî birlik ve beraberliğimizin korunup kollanması yönündeki her nefesimde  sürülme pahasına verdiğim mücadelemin  haklı gururu ve onurunu dile getirmekten hiçbir sıkıntı görmüyorum...

Dolayısıyla bana bu gücü ve dirayeti verdiğin için Allah'ım sana binlerce teşekkür ediyorum...

Pekii,

Bir öğretmen için ahlâklı, namuslu yaşamak, vatanını sevmek nedir?

Dürüstçe ahlâklı duran, direnen insandır.

Ülkesini savunan insandır.

Bu anlamda tanıdığı tanımadığı herkesi savunmaktır.

Ahlaklı namuslu yaşamak budur. İnançlı olmak, değerlerini savunmaktır ülkesini sevmektir.

Ve dürüstlük, onurlu yaşamaktır.

Kendi menfaatlerini gözetmeksizin görevini yapmaktır.

Doğru bildiği ve inandığı şeyleri sonuna kadar savunmaktır.

Dolayısıyla bugün yaşadığımız bunalımlı süreci aşmak için önce,

 Vatanını seveceksin!


Sevgi ve saygılarımla!


NOT:

Aşık Veysel ŞATIROĞLU'nu ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz..

Birlik Destanı

Allah birdir Peygamber Hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyin geldi sırası

Kürdü, Türkü ne Çerkezi
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi

Kuran'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de Hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası

Yezit nedir ne kızılbaş?
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi

Kişi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası

Şu alemi yaratan bir
Odur külli şeye kadir
Alevi sünnilik nedir
Menfaattir varvarası

Cümle canlı bu topraktan
Var olmuştur emir Haktan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası

Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası
.

"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

16 Mart 2016 Çarşamba

Yürekte Acı Kaldı...


"Ankara Kızılay'da düzenlenen bombalı saldırıda ağır yaralanan Songül Bektaş, karnındaki 6,5 aylık bebeğini kaybetti."


Hani "yürekte acı kaldı"  diyor ya, Ankaralılar...

Bugün Ankaralılar için tam bir hüzün ve tam bir kaybediş hikayesi olan "Ankara'nın Bağları" türküsü. yeni bir ağıttır!


Sınıfıma adımımı atar atmaz, yükselen bir ağıt sesi le sarsıldım...

Kuzucuğum kucağıma atılarak hıçkırıklar arasında sesi yükseliyor:

"Öğretmenim Ankara'da ölen ağabeyler, ablalar.. Onlar benim ağabeyim de olabilirdi.. 

Bunlara dayanamıyorum..."



Yutkundum...

Bir şey diyemedim...

Evet... 

Bir tek pırıl pırıl gençlerimizi değil,

Daha doğmamış bebeği bile katlettiler!!! 

Milletvekili  Selina Doğan, canlı bombaya ilişkin, "Vücudunu patlatarak ölüm saçmaya iten sebepleri konuşmadıkça terörle mücadele yalandır." demiş ya...

Eyy  Selina DOĞAN! 

Bu devletin ve bu milletin olanaklarıyla milletvekili oldun ya...

O koltuktan derhal çekil git!!!


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

14 Mart 2016 Pazartesi

Kaybettiniz!










Dün, Şeyh Saidler, Seyid Rızalar, İskilipli Atıf Hocalar... emperyalist güçlerle kol kola...

1915 Çanakkale geçilemedi!

1919 Anadolu'ya geçit verilmedi!

Bugün, aynı güçlerle omuz omuza bu milletin birlik ve beraberliğine kastedenler...



2016 Hendeklerde boğuluyorsunuz...

Sözde Kürt vatandaşlarımızı temsil ettiklerini iddia eden işbirlikçiler,

Halkı kaybeden her şeyi kaybeder!!!

Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de,

KAYBETTİNİZ!!!

Bu anlamda, anKARA'da masum insanlarımıza yönelik düzenlenen kalleş saldırıda, onlarca vatandaşımız tedhişe can verdi...



Yüce Türk Ulusu var olsun,

Vatan sağ olsun...


Sevgi ve saygılarımla!



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

8 Mart 2016 Salı

Bunu da Gördük!!!




TDK'nın internet sitesinden kadının tanımına bakıldığında,

Meğerse kadın demek, "Hizmetçi bayan" demekmiş, iyi mi?!

Dahası "Hizmetçi"nin tanımını da; 

1. isim Hizmet gören kimse
2. Belli bir ücretle ev işlerini yapmak için tutulan kadın
"Arkasından kucağı paketlerle dolu hizmetçi kızla içeri giriyorlar." denilmiş!!!

Sayın TDK Yetkilileri, 

Tanımlamanız bile bir aşağılama... Zira "Hizmet gören" diye bir ifade olmaz!  "Hizmet veren" vardır.  Ya da "hizmet eden"dir!

İkincisi,   hizmetçilik, hizmet etmekten gelen  bir meslek gurubudur! 

Dolayısıyla bu erkek de olur, kadın da!

Hal böyle olunca... erkek hizmetçilere ne diyeceksiniz?!

TDK'nın tanımıyla "Erkek kadın" mı olacak!..

Bu tanım bilimsellikten çok uzak...

Öte yandan...

TDK'ya göre: "yosma" sıfat.
sıfat Şen, güzel, fettan (genç kadın)
"Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar" - O. V. Kanık

Allah aşkına... tanımlandığı gibi "Yosma" "şen" "güzel" alamındadır.  Ve bu anlamı ifade eden yosma  ismini  alanlar var.  Dolayısıyla şu anda bu ismi taşıyanların vay haline...  

Zira...

TDK'ya göre hayat kadını'nın tanımı:

"isim ... kaldırım çiçeği, kaldırım süpürgesi, kaldırım yosması,..".

"Kaldırım çiçeği", "kaldırım süpürgesi"  nedir ya!..

Bugün Dünya Kadınlar Günü...

"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." ATATÜRK


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

Her Şey Çok Daha Güzel Olacak...











Suudi Arabistan'da "kadın insan mıdır?" tartışması süredursun...

Bizde de her geçen gün yaşanılanlara baktıkça, aynı yörüngeye girer miyiz endişesi hat safhaya ulaştı...

Dolayısıyla...

Güzel ülkemde her gün hunharca işlenen kadın cinayetleri, okulda olması gereken minicik çocuklarımızın gelin yapılması... Ve de cehalete teslim edilerek ezilen kadınların yüreğimizi dağlayan hayat hikâyeleri...

Bu şartlar altında...

Atatürk Cumhuriyeti'nin sımsıcak aydınlığı altında,  yaşadığımız özgürlüğün bilinci ve kıymetiyle yarınlarımızın daha da güzel olacağından kuşku duymaksızın bugün için buruk da olsak, Dünya Kadınlar Günü'müz  kutlu olsun...




Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

3 Mart 2016 Perşembe

Ne Çektin Be PASSAT!..












Düzce Belediye Başkanı,Türkiye'deki belediye başkanlarının yarısından fazlasının Audi'ye bindiğini söyleyerek, "Hepsi Audi ile gelsinler çeksinler, ben yanlarına Passat mı çekeyim?" dedi.


Uff yaa!. İçim cızz etti... 

Böylesi bir acıya katlanmak kolay mı?..   ;)


Hadi açlıktan intihar edenler, yoksulluktan canına kıyanlar filan...

Hem zaten açlıkla meselesi olanların ne bir makamları, ne bir şöhretleri, ne de etiketleri var.... O sebeple olur öyle şeyler... 

"Adana’da eşi bir yıla aşkın süre işsiz kalan ve ev kirasını 8 aydır ödeyemeyen 26 yaşındaki Emine Akçay, çocuklarının üşüdüğünü görünce cebindeki son parayla odun almaya gitti. O kadar az parası vardı ki oduncu ‘Bacım bu paraya odun mu olur’ dedi. Ama anne Emine Akçay ısrar etti, bir çuval odunu alıp eve geldi. Odunlar ıslandığı için yanmadı. Lastik parçalarını tutuşturmaya çalıştı; olmadı. Emine Akçay, çocuklarının ısınması için çalıştırdığı saç kurutma makinesini küçük oğluna verdi. Daha sonra diğer odaya gidip, tavandaki salıncak demirine ip bağlayarak, kendini astı." 15 Mart 2012



Amaaaa bizim asıl sorunumuz, asıl dramımız audi, 4 çeker, mersedes meselesi... Hani efsane sanatçımız Cem KARACA'nın "raptiye rap rap" şarkısında dediği gibi,

"ben sana hayran
sen cama tırman
yok içmeye bir şişe bile ayran
nene gerek senin tahtı revan

alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap
köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap
bir koy üç al üçünü de beşlet rap rap"

Dolayısıyla...

Vah vaahh!.. hakikaten içimiz sızladı sana...

Sevgi ve saygılarımla!


Buradan tıklayarak Usta Sanatçımızın o şarkısını dinleyebilirisniz...


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.) 

1 Mart 2016 Salı

"Kadın İnsan mıdır?"...




"500 yıl önce 4. Papa Innozenz Anno tarafından kurulan Engizisyon'un "Avrupa'da Aydınlanma" dönemine kadar yürüttüğü kanlı dönem, arşivlerin açılmasıyla tüm yanlarıyla gözler önüne serilecek. Tahminlere göre, bu insanlık dışı uygulamalar 10 milyon insanın ölümüne, hatta bazılarının canlı canlı toprağa gömülmesine yol açtı. Kötü bir tümör gibi asırlar boyunca Hristiyanlık aleminde Engizisyon uygulamaları yaygın hale geldi. Yine yapılan tahminlere göre 1450 ile 1750 yılları arasında 1 milyondan fazla kadın Tanrı adına infaz edildi. Alınan her karar Tanrı adına alındı, Tanrı adına uygulandı. Engizisyon uygulamalarında davalının hiçbir hakkı yoktu. Davacı, kilisenin görevlisi aynı zamanda hem savcı hem de hakimdi. İşkenceye sadece izin verilmemişti, bu aynı zamanda bir emirdi. Kilisenin kararları doğrultusunda yapılan kıyımlara karşı durabilecek, vazgeçirebilecek hiçbir kurum yoktu." Alman Der Spiegel Dergisi, Kadinlaricin.net sitesinden


Dolayısıyla...



Bugün Suudi Arabistan'da sözde "İslâm" adına dünyayı "Orta Çağ" anlayışında gördüklerini gösteren o haber:

"Suudi Arabistan'da düzenlenen bir seminerde, "Kadın insan mıdır" tartışmasının konu edildiği öğrenildi."

Hani CUMHURİYET KADINI olarak Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüze sonsuz minnet ve şükran duygularımla, 

"Orta Çağ" zihinyetinden uzak aydınlık yarınlara...



Sevgi ve saygılarımla!




"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)