Mesela, bizden bir yazar Amerika'nın en gözde "Harvard Üniversitesi"ne davet edilse ve orada bir grup Amerikalılara "George Washington"un adını vermeden onu "şeytan dostu" ilan etse, ve o yazar, George Washington'a hakaret etse. katılımcılar da kendi kurucularını alaya alıp kahkahalarla alkışlasalar, Amerikalılar bu kepazeliğe ne tepki verir acaba? Dahası bu durumda Amerika Birleşik Devleti ne yapar dersiniz?
Mesela... Yine bizden bir yazar İngiltere'nin en gözde "Oxford Üniversitesi"ne davet edilse ve yine orada bir grup İngilizlere, "Kraliçe 2. Elizabeth"i "şeytan dostu" ilan etse, ve o yazar, Kraliçe 2. Elizabeth'e hakaret etse, katılımcılar da kendi kurucularını alaya alıp kahkahalarla alkışlasalar diyorum, acaba İngilizler ne tepki verir? Dahası bu durumda Birleşik Krallık ne yapar?
Mesela... bir yazarımız Fransa'nın en gözde "Université de Strasbourg"a davet edilse ve yine orada bir grup Fransızlara, "Charles de Gaulle"ü "şeytan dostu" ilan etse, ve o yazar, Charles de Gaulle'e hakaret etse, katılımcılar da kendi kurucularını alaya alıp kahkahalarla alkışlasalar, Fransızlar ne tepki verir acaba? Dahası bu durumda Fransız Devleti ne yapar?
Hal böyle olunca...
Boğaziçi Üniversitesi İslam Topluluğu tarafından davet edilen İngiliz asıllı Yunan yazar Andreas Tzortzis, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Atatürk'ümüzü "şeytan dostu" ilan etti, iyi mi!..
Malum Yunanistan Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizmin maşalığını yapmıştı. Ve o yıllarda bu sözde yazarın, Atatürk'ün "Allah'ın kelamını tanımadığını, ezanı yasakladığını, örtünmeyi yasakladığını, Arapça'yı yasakladığını" söyleyerek, "bunu yapan Allah dostu mudur, şeytanın dostu mudur?" deme küstahlığını, fütursuzluğunu gösteriyor.
Dolayısıyla...
Anadolu'nun işgal yıllarındaki Yunan zulmüne tanıklık etmiş Toprak Dede Hayrettin KARACA'nın ağzından bizzat dinlediğim cümleleriyle bu rezalete hemen cevap verelim:
Zira akıl vermiş bu zevat (Yunan yazar Andreas TZORTZİS) bize; "tarihinizi okuyun! Bu gerçekleri göreceksiniz!"
"Bak şimdi; Ben Bandırma doğumluyum... Yunan yakmış gitmiş... Yunan zalimi Yunan yangını, 1933 yılında İstanbul'a geldim okula. Yunan zalimi, Yunan yangını ile büyüdüm o vakte kadar..
Yunan komutanı ezanı yasaklatmış. Bugünkülere ders olsun, ders! Babamla kardeş çocukları olan Osman amcam var. Osman Amcam 9 yaşında, Hafız-ı Kuran. Demişler ki bu çocuğu çıkaralım hiç olmazsa... O dönem her şey ezanla konuşulurdu. İşte öğle namazından sonra, akşam ezanı öncesi... Ezan çok önemliydi. Osman amcam ezan okurken Yunanlılar geliyorlar dövüyorlar, öldürüyorlar atıyorlar caddeye
Daha sonra öldü zannedilen Osman amcamı kucaklarına almışlar. Bakmışlar ki kalbi atıyor. Tedaviyle onu kurtarıyorlar. Osman amcam iyileşti ama ölünceye kadar özürlü kaldı..." Hayrettin KARACA ile söyleşimden, 27 Mart 2013
http://www.tulaygurdal.com/2013/03/toprak-dede-hayrettin-karaca-ile.html
Valla okuduk, biliyoruz, hatta canlı şahitlerimizi bile dinledik!
Vay arkadaş... elin adamı üstelik Yunan çizmesi altında zulüm görmüş vatanımda, benim üniversitemde gelip bana hakaret ediyor, kurucumuza küfür ediyor, biz de kahkahalarla bu rezalete alkış tutuyoruz, iyi mi!
E, yuh yani!..
Sevgi ve saygılarımla!