nato etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nato etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2019 Pazartesi

"Küçük Solucanlar"


"NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada Adolf Hitler, Josef Stalin ve IŞİD’i aynı safa koydu.

Stoltenberg, "Özgürlüğün düşmanları var. Onları caydırmamız gerekiyor. Eğer bunu başaramazsak savaşmamız gerekecek. Hitler’i barışçıl protestocularla durdurmak mümkün değildi. Stalin’i sözlerle caydırmak mümkün değildi. IŞİD’i diyalog ile yenmek mümkün olmazdı" dedi." 03.04.2019,



"Gücünü gün geçtikçe arttırarak cesaretle savaşa hazırlanan yeni Almanya ile Batının çökmüş demokrasileri arasındaki aykırılığı herkes görebiliyordu. Batı demokrasilerindeki karışıklıklar ve duraksamalar her ay daha çok artıyordu. İngiltere ile Fransa telâşa düşmüşler, ama Hitler'in Almanya'yı silahlayarak ve Ren'e girerek barış andlaşmasını ihlâl etmesini önlemek için hiçbir şey yapmamışlardı. 

İtalya ile Almanya'nın Franco zaferini sağlamak için İspanya'da neler yaptıklarını herkes biliyordu. Öyle olduğu halde Londra ve Paris hükümetleri, İspanya'da "adem-i müdahele"yi sağlamak için yıllardan beri Berlin ve Roma'da diplomatik görüşmelerle boş yere vakit geçiriyorlardı. Bu görüşmeler Alman diktatörü için güzel bir spor oluyor, Fransa ve İngiltere'nin şaşkın siyasi liderlerini daha da iyi tanımasına yarıyordu. Şimdi onları eskisinden de daha aşağı görüyordu. İleride tarihe geçen yeni bir olayla onları yeniden kolaylıkla dize getirdiği zaman bu iki Batı demokrasisine kısaca "küçük solucanlar" diyecektir." William L. SHIRER, Nazi İmparatorluğu Doğuşu-Yükselişi-Çöküşü cilt:1 sf:473

"Hitler bir tek silah patlatmadan ve askerî bakımdan kendisini ezebilecek güçte olan İngiltere, Fransa ve Rusya'nın hiçbir müdahalesiyle karşılaşmadan, yedi milyon insanı Almanya'ya katmış ve gelecekteki plânları için büyük önem taşıyan stratejik bir durum elde etmiştir." 
(...)
Hitler için en önemli olanı, İngiltere ile Fransa'nın kendisini durdurmak için parmaklarını bile oynatmak niyetinde olmadıklarını anlamış olmasıydı." William L. SHIRER, Nazi İmparatorluğu Doğuşu-Yükselişi-Çöküşü cilt:1 sf:552


Dolayısıyla...

Dün Hitleri besleyenler, bugün aynı şekilde IŞİD, PKK, PYD... gibi tedhiş örgütlerini önce yaratıp ardından ağır silahlarla donatarak milyonların ölümüne vesile olmaktan geri durmuyorlar.

Hâl böyle olunca da, "Hitler’i barışçıl protestocularla durdurmak mümkün değildi" demek tıpkı Hitler dönemimde olduğu gibi bölgeyi hatta dünyayı ateşe atmaktan başka bir işe yaramayan cümlelerden ibarettir.

Demem o ki, bu durum  tedhiş örgütleri için "güzel bir spor oluyor". Ve de en önemlisi emperyalist güçlerin "şaşkın siyasi liderlerini ve demokrasisini kısaca, 'küçük solucanlar' " olarak nitelendirmekten başka bir şey değildir.


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

6 Mart 2018 Salı

BM



BM ve NATO'nun etkisizliğiyle gemi azıya alan Ratko Mladiç, 11 Temmuz 1995, Hollanda askeri gücünün hiçbir direnişiyle karşılaşmadan büyük bir zafer kazanmış komutan edasıyla Srebrenisa'ya girer. Silahlardan arındırılmış kenti ele geçirmek Sırplar için hiç de zor olmaz. Böylece şehrin düştüğü akşam katliamlar gırla gitti...

Hollandalılar mültecileri Sırplara teslim etmekle yetinmeyip, onlara her türlü yardımı yapıp, hatta Sırp asker araçlarına yakıt bile sağlıyorlardı.

Hal böyle olunca...

Batı'nın ve NATO'nun insani yardım çığırtkanlıklarının tamamen bir senaryodan ibaret olduğunu çok değil yakın tarihte gerçekleşen  Hocalı ve Srebrenisa'daki vahşetlerle görmüş olduk.

Dolayısıyla...



Hani Hollanda, sözde "Ermeni Soykırımı" yasa tasarısını geçtiğimiz günlerde kabul etti ya... 

Hani şu anda da Doğu Guta'da tedhişçileri kollayan BM, "soykırım" diye bağırıyor ya...

Srebrenisa'da "Resmî kayıtlara göre 10.000, söylenenlere göre de 30.000 civarında sivil müslümanın kadın çocuk demeden camilere doldurarak katledildiği, binlerce kadına tecavüz edildiği bu korkunç gece, BM tarafından Boşnakları korumakla görevli Hollanda Tugayı'nın Sırp saldırısını görünce kaçması yüzünden gerçekleşti." 

Kısaca masum insanları katleden Hollandalı askerler ve buna seyirci kalan BM, 

Siz hangi Avrupa'dan, hangi insanlıktan, hangi akıldan ve vicdandan bahsediyorsunuz?

Hepiniz sahtekarsınız...




Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

22 Kasım 2017 Çarşamba

"Hedef Türkiye"


Söz konusu vatansa,  ilgili her "konu" hepimizi çok yakından ilgilendirir, NOKTA!

Konu: Rıza ZARRAB...

Vallahi her gün bu zevatla yatıyor, bu zevatla kalkıyoruz...

Bitmedi bir de bu konu,"demokles'in kılıcı" gibi kafamızın üzerinde sallanıp duruyor. Ki tehditin bini bir para...

Neymiş efendim, Türkiye Cumhuriyeti  Devleti'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN "ULUSLARARASI MAHKEME"de YARGILANACAKmış!

Yok ya! Başka...

Şimdilerde dünyanın jandarmalığına bürünen ABD. 250 yıllık geçmişiyle bugün dünyaya "medeniyet", "barış" getireceğim yaygarasıyla, köleliğin daniskasını yerleştiren; bugün eli kolu, bacağı  zincirli kölelerin yerini, dünya çapında milyarlarca sömürülen işçi, fakir, ezilen, yok edilmeye çalışılan ülkeler ve ulus milletleri parçalanmasına yönelik yarattıkları tedhişin baş mimarı oldu!

Sen kimsin be!... 

Sen önce kendi cellatlarına bak!

Irak'tan başlayarak yayılan, ve tüm bölgeyi kan gölüne çeviren baba-oğul Buşları, Obamaları uluslararası mahkeme önüne bi çıkar, sonra özür dileyen, "pardon" diyen ezeli suç ortağınız, kankiniz İngiltere eski başkanı Tony Blair'le devam et tutuklamalara!!!



Konu: NATO...

1919'da ülkemizi fiili işgal eden İtalya, Fransa, İngiltere, Yunanistan... Kısaca, bugünün Avrupa Birliği (AB) ve baş aktör ABD. Dolayısıyla NATO...

Şimdi bu fütursuz davranışlarıyla tanıdığımız küstah NATO'da neler oluyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu önderi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve onun kurduğu Cumhuriyet'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ı  "düşman" olarak gösteriyor, iyi mi?



Dahası aynı çete, aynı sinsi planları kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin  eşsiz ordusunun Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR'a yönelik  küstahça davranışlarla,

Toplamda, "Hedef Türkiye" işareti veriliyor!

Öte yandan içeride de insanın yüreğini derinden yaralayacak ve "yazıklar olsun!" dedirtecek davranışları, hayretler içerisinde izliyoruz!

 Zira bizi birbirimize bağlayan, ve ülkemizin birliğini sağlayan,  dolayısıyla kurucumuz Büyük Önder ATATÜRK'e ve onun "en büyük eserim" dediği, Cumhuriyet'imize karşı irili ufaklı saldırılar devam ediyor...

Dedim ya... normal süreçlerde hangi parti olursa olsun, biz sade vatandaşları hiç mi hiç, ilgilendirmiyor; yeter ki ülkemizin birlik ve beraberliğine, vatanın bölünmez bütünlüğüne zarar vermesin! 

Dolayısıyla...

Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarını gözeterek yönetmeye talip olan siyasilerin bu anlamda hareketlerine çok dikkat etmeleri gerekir!


Hal böyle olunca da insan sorgulamadan geçemiyor:

1- "Edirne'de Türk Bayrağı ve Atatürk fotoğrafının, aşağıya, Meral Akşener ve parti bayrağının üste asılması şaşkınlık yarattı." 20 Kasım 2017

Dolayısıyla sorum çok açık: Atatürk'ün ve Türk bayrağının aşağıya asılması, Batı'nın dayatması olan "Atatürk'ün resimlerini devlet dairelerinden kaldırın" talimatıyla mı ilgili? Dolayısıyla bu bir mesaj mı oluyor?


2- "CHP İl Başkanı Ali Rıza Güder, devletin 1938 yılında Dersim’in kapısında insanlığından, vicdanından, aklından ve mantığından soyunduğunu belirterek, "1938 Dersim, Türkiye Cumhuriyeti’nin cinnetidir. Tanıklarımız aynı zamanda bu zulmün müsebbibleridir. İnsanoğlunun en zalim kılıç darbesiyle bu dünyadan göçüp gitmiş atalarımızdan bir nebze hürmetin ve merhametin esirgenmesi duygularımızı incitmektedir. Sözümüz haklılığımızı ispat için değildir. Ne olursa olsun umudumuzu ve inancımızı korumakta kararlıyız" dedi.

Bu durumda bir vatandaş olarak sorum çok net: 

1- Cumhuriyetimize başkaldıran, Cumhuriyet'i ve devleti tanImadığını ilan ederek bölgede İngiliz desteğiyle isyan çıkaran, askerine kurşun atarak Tunceli'de  feodal zihniyeti hakim kılmak isteyen derebeyi, ne zamandan beri "atamız" oldu?

2-Devletimizin bu isyana karşı gelmesi ne zamandan beri "zalim kılıç darbesi" oluyor?

3-Ne zamandan beri ülke bütünlüğüne zarar veren işbirlikçi hainler, "hürmet, merhamet"le anılmaya başlanır oldu?

4- "Zulmün müsebbibleri" dediğiniz, Atatürk ve Türk Ordusu oluyor, öyle mi?

5- Hangi ülke,  kendi devletinin kurucusunu aleni suçlu ilan edilmesine,  dolayısıyla da bu türden alçakça faaliyetlerde bulunulmasına  izin verir?

Demem o ki, 

Hedef Türkiye!

Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

26 Nisan 2016 Salı

KİLİS














"Kilis Belediye Başkanı’ından -Nato- BM’ye çağrı 

Suriye’den atılan füzeler nedeniyle güvenli yaşamanın imkansız hale geldiği Kilis’in Belediye Başkanı Hasan Kara, “Güvenli bölge oluşturun” çağrısı yaptı." 26 Nisan 2016

Vayyy!...

Sayın Başkan,

Kilis vatan toprağıdır! 

Ve de

Kilis'in gerçek sahibi Büyük Türk Milletinin ta kendisidir!

Dün..

"Adana
Antep
Urfa
Maraş,
düşmüş
dövüşüyordu"   Kuvayı Milliye Destanı'ndan, Nazım Hikmet


Dolayısıyla...

Dünün işgalci Haçlı güçleri kendilerine "İttifak Devletler"diyorlardı,

Bugün "Müttefik Güçler" oldu.

Dünün emperyalist güçlerin işgalcileri,

Bugün NATO... oldu.

Dün, Sevr'i dayattılar,

Bugün "nerede kalmıştık" deme küstahlığına ve cüretine girdiler.

Demem o ki...

Büyük Türk milletinin ve onun bağrından çıkan Türk Ordusunun,  VATAN SAVUNMASI için kimseden yardım almaya ihtiyacı yoktur! 
Bu böyle biline!!!

Bilmiyorsanız tarih okuyun! 

Onu da yapamıyorsanız şöyle etrafınıza bir bakın...

Antepli Karayılan'ın heykeli size her şeyi anlatmaya yeter  de artar bile!




 "Vurun Türk Milleti namus günüdür.
...

Karayılan der ki, harbe oturak
Kilis yollarından kelle getirek
Nerde düşman varsa orda bitirek
Vurun Antepliler namus günüdür"



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

11 Ekim 2012 Perşembe

Anders'e Andersenden...

















"Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir." ATATÜRK



NATO Genel Sekreteri Andres Fog Rasmussen, "Gerektiğinde Türkiye'yi savunmak ve korumak için gerekli tüm planlarımız hazır" demiş.


Vallahi basına "flaş" olarak geçen bu haberi okuduğumda kişisel endişe içerisinde zihnimi ilk uyaran 1919 Kurtuluş Savaşı'mız oldu... Hani 1914'de Birinci Dünya Savaşı'na Almanların yanında beraberce girmiştik ya...


Sonrası malûm...


Ülke ve millet olarak yorgun, güçsüz ve yenik düştük, hemen akabinde malûm güçler, anında ülkemize üşüşerek fiili ve silahlı işgali başlatmışlardı!


Ardından güzel ülkem Anadolu'nun dört bir yanı bir bir işgal edildi!

İstanbul, Gazintep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, İzmir, Hatay...


Neyse...

Okula adım attığımız ilk günden itibaren masallardan başlayarak, hikaye, roman okumanın yolu bire bir açılır... Tabi bunun yanında tarihimizi de öğreniriz değil mi?


İşe ilk nereden başlarız?

Masallardan...


Dinlediğimiz "Andersenden masallar" mesela.


Kibritçi Kız'ı bilmeyenimiz yoktur. Zavallı küçük kızın, bir duvar kenarında ısınmak için yaktığı her kibrit çöpüyle kurduğu hayalleri altında donarak ölmesi...


Böylece henüz o yaşlarda hayatın acı dolu gerçek yönlerini masallarla tanımaya başlarız.

Öte yandan bir de tarihin saklanamaz kara gerçekleri vardır ki,

O da insanlığın felaketini hazırlayan savaşlar...


"Saray öyle istiyor diye, birkaç adamın kişisel görüşlerine dayanılarak on binlerce insanın canını tehlikeye atmak..." Savaş ve Barış cilt:1 sf: 457, Tolstoy



Savaş çıkarıcıları şunu iyi bilmelidirler ki; bazen büyük beklentiler beraberinde ciddi hayal kırıklığı da getirir...


Ki o sebeple...


Batılı emperyalist güçler, 1918 yılında büyük beklentilere kapılarak ülkemizi işgale kalkışmış, büyük Türk halkını esarete mahkum etmeye çalışmıştır!

Ancak... yoksul düş(ürül)müş Türk halkı bu işgale karşı olağanüstü direnç göstererek özgürlüğünü teslim etmemiştir!



Diyeceğim, bugün bizi "koruyacak"larını vaad eden Batılı Haçlı güçler, dün bizi işgal eden güçlerin ta kendileriydi...

Şimdi dünün düşmanı, bugünün sözde "dost ve müttefik" güçleri olarak (!) bizi "koruyacaklar"mış!

Hadi canım...

Bugün bölgemizi tehdit ve işgal edenler kimler acaba?

O vakit ortada olan tek gerçek;


Dünün işgalcileri, bugün tarihin tekerrürü peşindeler...

Ancak unutulmasın ki bu durum dün olduğu üzere, bugün ve yarın da bir hayal olarak kalacaktır!


Tıpkı Kibritçi kızın yaktığı kibrit çöpleriyle birlikte,

Her yakılan çöple beraber, an'lık ısınmayla başlayan ve an'lık sıcak hayallerin eşliğinde öldüğü gibi...


Anadolu'yu işgale kalkışmak,

Büyük Türk halkını esaret altına alarak, köle yapmaya kalkışmak,

Tarihten ve haritadan Türk ulusunu silmeye kalkışmak,

Haçlı zihniyetin İslâm dinini teslim almaya çalışması,


Hayasızca hayaller âlemine kapılan ve bu hayaller âleminde mutlu olmaya çalışan Batılı Haçlı güçlerin gerçek yaşamda  donmaya ve ölmeye mahkum olmaları demektir!


Bu durum, bir kibrit çöpünün vereceği sıcaklık ve kuracakları hayalden  öteye asla geçemeyecektir!


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

23 Şubat 2012 Perşembe

Yet'me'di...





















"Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli." İstiklâl Marşı, Mehmet Akif ERSOY



"AFGANİSTAN'da NATO bünyesinde görev yapan askerlerin, dini içerikli kitaplarla birlikte Kur'an-ı Kerim de imha ettiklerinin ortaya çıkması sonrasında NATO özür diledi." 21 Şubat 2012


Bunu da yaptılar sonunda...

Değerlerimize, inancımıza ve de kutsallarımıza saldırı ve hakaretler gırla gidiyor...

İşgal ettikleri coğrafyada kanlı eylemlerin ardı arkası kesilmezken,

Bir yandan da...

Camiye postallarıyla girip işgal ettiler...


Yetmedi


Şimdi de Kur'an-ı Kerim'i yaktılar!


Tüm bunlar,


İşgal altında olan İslam coğrafyasında oluyor...


"Özür" diler(!)miş, efendi(!)ler...


Geç'in bunları...


İnsanları aşağıla, ruhlarını ez, köleden beter duruma getir...

Eee...

Sonra "özür dileriz"...


Yapılanları şiddet ve nefretle kınıyorum...


Yazıklar olsun!!!


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)