9 Haziran 2012 Cumartesi

Son Dakikaya Kadar...














ONLARI ÇOK SEVDİM...

YOLLARI AÇIK,

ÜLKÜLERİ DAİMA OLSUN...






Ve öğrencilerimden ayrılma vakti...


Onlarla karne anına kadar geçirdiğim her dakikayı dolu dolu yaşadım...

Hayatın manasını,

Bilimin gerekliliğini,

Aklın kullanılmasını,

Sorgulayan insan olmanın önemini,

Eleştirel gözle hayata bakmayı,

Kimseye "aman" denilmeyeceğini,

Yüce Yaratan'dan başka kimseye kulluk edilmeyeceğini...


Ve dahalarıyla dolu bir eğitim sürecini tamamladık.

Karne dağıtımından hemen önceki saatteyiz;

Yine hayatı heyecanla konuşuyoruz...

"Çocuklar...

Bakın size sayısız defalar kızdım, eleştiride bulundum. Ama sizi çok sevdim...


Sevgi demek karşı tarafı eleştirmemek anlamı taşımıyor...

Hele siz çocukların eğitimi söz konusu olunca, buna daha da önemle bakmak gerekir..."


Okumayı yaşıtlarından fazlasıyla severek uygulayan, hayatı sorgulayan zeka küpü çocuğum Emre GÜLEÇ, muzip bir tavırla atılarak sordu;


"Öğretmenim, siz eleştirin diyorsunuz da televizyonlarda -"Yemekteyiz Yarışması" "Bugün ne giyeyim?" gibi- eleştiri programları var. Bu programları hep eleştirdiniz, şimdi bunu nasıl açıklayacaksınız?"

Çocuğum benim... Ne kadar mutlu oldum bu soruya, bir bileniz...

Sorusunu bir kez daha net bir şekilde yüksek sesle ifade etmesini istedim.

Bildiğim şey;

Emre'nin çocuksu ama zekice sorduğu sorulardan bir tane daha...

Ve bu sorunun cevabını aslında bilinçaltı onun biliyor olmasıydı.

Olsun...


-Kuzucuğum, şüphesiz ki insan çevresine eleştirel, hayata da sorgulayıcı gözle bakması gerekir. Zira bu olgulara sahip olmayanlar "sürü" niteliğine bürünmektedir...

Gelelim sorunun cevabına:

Ben sizi,

Bir; eğitimci sıfatımla,


İki; bilinçli ve deneyimli büyüğünüz olarak, davranışlarınıza ve zihinlerinize yön vermek için eleştiriyorum.. Zaten bu benim işim; ve ben de bu iş için buradayım...


Televizyonlardaki saçma sapan "eleştirel" programlar ise...

Onlar tamamıyla toplumu yozlaştırmak, zihinleri bulandırmak, özellikle de siz çocuklara, gençlere ve ne yazık ki cahil kesime "dedikodu"yu yerleştirmek için varlar!

Böylece sözde "eleştiri" yapmış oluyorlar...

Eleştirmek insanların özel yaşamlarını ele alarak cümle aleme teşhir etmek, kültürlerini döverek onları aşağılamak değildir! Ve de toplumların değerleriyle alay ederek onlara ahlaki onursuzluk aşılamak hiç değildir.


O halde bunları aşmanın tek yolu eğitimden geçer...



Diyeceğim o ki...


Eğitim, herkese fırsat eşitliği tanıyarak genelleşir; ve "sınıf" dışına atılmış, Emre'nin de söz ettiği programlar aracılığıyla yozlaştırılmış, insanları da ortadan kaldırır...

Nitekim belli sınıflar, eğitimin genelleşmesine karşı çıkarak tekelleşmesini savunurlar. Zira bu sayede yani tekelleştirilen eğitim ile toplum ancak robotlaştırılarak sömürülebilir.


Şimdilerde ulus devletlere karşı atağa geçen küresel çetelerin de yapmak istediği bu zaten.. Zira bu zihniyetler eğitimi tekelleştirerek kendi menfaatlerini koruyabileceklerini bildikleri için, onlar hiçbir zaman eğitimin genelleşmesini asla istemezler...


Nitekim Cumhuriyetle birlikte ülke halkımızın yoksulluğuna rağmen köylüsü, kentlisi okuyarak, aklı kullanmaya ve bilgiye kavuşup, toplumda tıpkı bizler gibi gerekli yerlerini aldılar. Bu sayede ulusal gelirden hakkı olan payı almaya başlayan insanlar, belli kesimlerin baş belası olarak zihinlerde yer etti..


Aklın, bilimin, gönülün ve hayat denen tek gerçeğin peşini bırakmamak için çocuklar ve genç dimağlar tıpkı verimli birer topraklar gibidirler.. Ve bu topraklar, hergün yepyeni çiçekler vererek, insanlığın yeniden doğuşu gibi bozuk düzenin oluşmasına izin vermeyecektir.


Birbirine düşman, birbiriyle sürekli savaş halinde, birbirleriyle sanki bir daha karşılaşmayacak gibi sınıfsal ayrılık yaratmak yerine, beraberce zenginliklerini paylaşan ve yaşayan toplum olmanın tek ilacı okumak, okumak ve okumaktan geçiyor..


Bunu biz Cumhuriyet'le birlikte eğitimle sağladık,

El birliğiyle de sonsuza dek yaşatmak hepimizin yaşamsal ve asli görevidir!



Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

6 yorum:

  1. Merhabalar Öğretmenim,

    Sizin öğretmen olduğunuzu ilk defa bu bloğunuzu okuyunca anladım. Belki daha önceki bloglarınızda da işareti olabilir ama denk gelmedim demek ki.

    Çok keyifli ve güzel bir karne heyecanı ile öğrencilerinizden geçici bir ayrılığın tatlı hüznünü okudum ve yaşadım. Öğretmenim isimli şiirimi bloğunuz nezdinde burada müsaadenizle paylaşmak istiyorum.

    ÖĞRETMENİM

    Ne horozlu şekerim
    Ne de paslı çemberim
    Defterim, kalemim
    O benim öğretmenim

    Alfabemde hece hece
    Rüyalarımda her gece
    Her gün bizlere imece
    Sever bizi öğretmence

    Çarpan yüreklerimize
    Kanayan dizlerimize
    Dönmeyen dillerimize
    Sevgi katar sevgimize

    Onun adı öğretmendir
    Her derdimize çaredir
    O kanatlı bir melektir
    Yeri gelir, bir annedir

    Ona, Allah sabır vermiş
    Gönlüne merhamet vermiş
    Çocukları sevsin diye
    Kocaman bir yürek vermiş

    Recep Altun

    Selam ve dua ile.

    YanıtlaSil
  2. Öğretmenim biz bunların çoğunu ikinci sınıftayken sizinle birlikte heyecanla işlemeye başladık diyebilirim.Çünkü siz iyi bir eğitmen olmaktan yanı sıra TÜRKİYE' nin örnek alması gereken bir bireysiniz.Öğretmenim ben,biz sizinle hayata dair en güzel bilgilerle birlikte büyüdük.Sizin gurur duyulacak kişiliğinizle bizde sizin gibi biri olmaya başladık ve ATA'mızın bize verdiği bireyliğin nasıl kullanılması gerektiğini size bakınca öğrendik.Öğretmenim siz hep söylerdiniz benim sevgim ucuz ve sahte değil diye...Ben hep sizin bu sözünüzle birlikte sevgi ve saygının ne demek olduğunu sözünüzün içindeki gerçek anlam ile öğrendim.Sizi çok sevmeyi,sizinle birlikte insan olmayı ,sizinle birlikte kültürümüze vermemiz gereken saygıyı,sizinle birlikte herşeyii sizin görünüşünüzün altında yatan kişiliğinizle birlikte en güzel duygularla öğrendim.Başarılı bir çalışma çıkardık.Ve alkışlarla veda ettik.En sonunda sizin yaptığınız konuşmayla birlikte duygularımızın yoğunlaştığını gururla hissettim.Siz öğretmenim bir peri,bir melek,bir çiçek,bir kelebekten daha güzel bir benim hayatımda unutmayacağım ve unutamayacağım en müthiş insansınız...Sizi ölene dek hep çooooooooooooooookkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk sevECEĞİM.Ellerinizden o pamuk ellerinizden gururla öpüyorum ve sizi çok mu çok çok mu çok çok mu çok sseeeeeeeviyorum!!!!!!!!!!!!
    Ben FADİME,

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Öğretmenim yıllar sonra başarılarımızı görmek beni gerçekten çok duygulandırdı. Sizin gibi iyi bir eğitmen ile büyüdüğüm için o kadar şanslıyım ki isterdim tüm gençleri siz yetiştirin bizlere öğrettiğiniz sevgiyi saygıyı onlara öğretin hele ki bu dönemde en çok İhtiyacımız olan şey sevgi ve saygı. Ne yazık ki toplum olarak iyice kötüleşiyoruz tüm değerlerimizi saygımızı sevgimizi Atamızı unutmuş durumdayız. O kadar üzücü bir durumki artık Atatürk baskılı T-shirt giymek bile nerdeyse yasak durumunda. Herkes beyni yıkanmış şekilde kültüründen mahrum sevgi saygı şevkatden uzak dilerim ki. Dilerim ki bir gün herkes kaybettiklerini tekrardan kazanırlar ve ülkemiz daha yaşanabilir ve daha saygın bir hale gelir. Size sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum öğretmenim bizleri güzel bilgilerinizle büyüttüğünüz için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım etrafında yaşanan her şeyin farkında olabilecek seviyede olabilmen ne kadar önemli. Seninle ne kadar gurur duysam azdır! Sevgiyle öpüyorum seni.

      Sil