"Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın..." Tolstoy
"Kayıtsızlık: en kötü tavır
Doğrudur, öfkelenme nedenleri bugün o kadar açık seçik olmayabilir ya da dünya çok karmaşıktır. Kim emir veriyor? Kim karar veriyor? Bizi yöneten akımlar arasında bir ayrım yapmak her zaman kolay değildir. Faaliyetlerini açık seçik biçimde anladığımız küçük bir seçkin topluluk yok artık karşımızda. Büyük bir dünyada yaşıyoruz ve böyle bir dünyada her şeyin birbirine bağımlı olduğunu hissediyoruz. Bugüne dek görülmemiş bir karşılıklı bağımlılık içinde yaşıyoruz. Ama bu dünyada katlanılması mümkün olmayan şeyler var. Bunları görmek için iyi bakmak, aramak gerekir. Gençlere sesleniyorum: Biraz arayın, bulacaksınız. En kötü tavır kayıtsızlık, ilgisizliktir, "Bir şey yapamam, elimden bir şey gelmez, ben kendi işime bakarım," demektir. Böyle davrandığınızda insanlığı oluşturan temel değerlerden birini yitirirsiniz. Bunun için gerekli olan değerlerden birini, öfkelenme yeteneğini ve bunun sonucu olan siyasal ve toplumsal bir davaya hizmet etme çabasını yitirirsiniz...
İki yeni ve büyük tehditten söz etmek mümkündür.
1- Çok yoksullar ve çok zenginler arasındaki gittikçe derinleşen uçurum. XX. ve XXI. yüzyıllarda görülen yeni bir durumdur bu. Bugünün dünyasında çok yoksul olanlar günde ancak 2 dolar kazanabiliyorlar. Bu uçurumun daha da derinleşmesine izin verilemez. Sadece bu tespit bile siyasal ve toplumsal bir davaya hizmet etme sorumluluğu getirir." Stéphane HESSEL, ÖFKELENİN! Sf: 39-40
Demem o ki...
G-20 Zirvesi protestosuyla patlak veren olaylar için söylenecek her şeyi, "ekonomik adaletsizliğe barışçı yollarla isyan edin" diyen HESSEL; aslında dünyayı öfkelendiren adam olarak "ÖFKELENİN!" adlı kitabıyla, dünyaya yayılan sistem karşıtı eylemlerin fikir ve isim babası olarak ortaya koyuyor. Dolayısıyla bugün Hessel'in işaret ettiği ve de dünya için tehlikeli gördüğü, "birkaç kişinin belirlediği ekonomi ve finans dünyasının oligarşişi" olarak nitelendirdiği "küresel oligarşi" tespitidir.
Mutlu ve aydınlık yarınlara...
Sevgi ve saygılarımla!
Çok doğru tespitler.. "iki yeni ve büyük tehdit" demişsiniz ama 1 tanesini ele almışsınız..ikincisi neydi? Yazıda göremedim..Acaba "çok yoksullar ve çok zenginler arasındaki gittikçe derinleşen uçurum."dan sonra dünyanın bu duruma "kayıtsızlık" kalması ikinci tehtid olabilir mi?
YanıtlaSilMerhaba Yıldırım Bey,
Sil2. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında asılmanın eşiğinden dönen HESSEL, savaşın sonlanmasıyla birlikte BM bünyesinde İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin yazılması çalışmalarına katılmış. Bu bağlamda 2. Dünya Savaşı'nın bitiminde "önemli rol oynayan" ve amacının "totalitarizmin insanlığın üstüne çöken tehditlerden kurtulmaktır"... Dolayısıyla da, BM'e üye devletlerin söz konusu evrensel haklara saygı göstermelerini sağlamak gerekliliğine dikkat çekiyor.
Ancak geldiğimiz noktada yaşanılan büyük olaylara bakarak, BM'in güvenirliliğine fazlasıyla şüphe duyduğum için bu konuyu yazıma taşımadım. İlginize çok teşekkür ederim. Saygılarımla...
şimdi anladım Tülay hocam..:) bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim..
SilEkonomik adaletsizlikler,savaşlarlar, küresel iklim değişikliği ve sorumsuz insanoğlu. Dünya iyi bir tarafa gitmiyor. Sonumuzun ne olacağı ise muamma.
YanıtlaSilNe yazık ki, insanları da dünya üzerinde kanser virüsü olarak görüyorum. İlginize teşekkür ederim, saygılarımla.
SilSon zamanlarda "Halk" kelimesi üzerinde çok fazla düşünmeye başladım. "Halkın desteğiyle..., halk isterse..." gibi sözler farklı şeyler çağrıştırmaya başladı bende. Yalnızca araç olarak kullanılan bir bir malzeme ve erki ele geçirdiğinde halkı iplemeden ona rağmen istediğin yapan bir sürü yönetici; dünyada böyle.
YanıtlaSil"Halk bir sürümü, istediğin yöne çekilebilen?" sorusunu sormadan edemiyorum. :)
Evet haklısınız, o sebeple birey olarak bilinçli olmak zorundayız... ilginize teşekkür ederim. Saygılarımla.
YanıtlaSil