27 Mart 2018 Salı

"Bu sahnede soruyorum sizlere:"



Muhsin Ertuğrul tarafından Türkiye'de yazılmış ilk uluslararası tiyatro bildirisi

Bugün 27 Mart 1978, Dünya Tiyatro Günü.

Bu kez önünüzde konuşmak görevi ve onuru bana verildi. Tiyatroya hizmet yolunda çok yaşamış bir emekçi olarak izninizle söz alıyorum.
Derler ki, tiyatro üçüz doğmuş bir sanat koludur: Yazar, oyuncu ve seyirci. Bunlar birbirinden ayrılırsa ortada tiyatro kalmaz. Oysa ben diyorum ki, günün en önemli sorunlarını kağıda aktaran yazar da, onları sahnede dile getiren sanatçı da sizin aranızdan çıkmıştır. Onun için biz bir bütünüz. Teker teker düşüncelerimiz ayrı olabilir, ama dertlerimiz birdir.

Bugün Dünya Tiyatro Günü’dür, şu dakikada yüzlerce sahnede her ulusun kendi dramı oynanıyor. İzninizle biz de yurdumuzda oynanan oyuna bir göz atalım. Ben perdeyi açıyorum. Sahne, Türkiye haritası yüzeyine yayılmış yaslı ana babalar, bir ağızdan, yitirdikleri gencecik yavrularının tabut kervanına ağıt yakmaktadır. Perdeyi hemen bu acıklı görünüme kapatıyor ve sizlere soruyorum:

Gençler gençleri neden öldürüyor? 

Kardeş kardeşi neden öldürüyor? 

Gençler kendilerini neden öldürtüyorlar? 

İşte size şimdiye dek sahneye getirilmiş en acı konu. Ulus olarak bugün bizim en önemli sorunumuz bu. Bunun çözümünü düşünmek siz sayın seyircilerimize düşüyor. Siz ve bizler ki öldürenle kurbanını aramızda yetiştirdik, vuranla vurulanı bağrımızda besledik, ikisinden biri ya kardeşimiz, ya akrabamız, ya komşumuz, ya tanışımızın arkadaşı.

Şimdi bu sahnede soruyorum sizlere:

Kardeşi kardeşe kim kırdırıyor?

Hangi katı yürekli, hangi cana kıyıcı, hangi bencil çıkarıyor perde arkasından bu suçsuz yavruları, sinsi sinsi, kukla gibi kullanıyor?

Neden?

Bunun yanıtını vermek için derin derin düşünmenizi bekliyorum.

Büyük kurtarıcı Atatürk, yurtta, dünyada barış, diye temel bir ilke atmıştır. Nerde yurttaki barış? Bu temeli yıkanların art niyetlerini düşünüp bulmak siz sayın seyircilere düşüyor. Çünkü Tiyatro, sahnede sorunları yalnız sergilemekle yetiniyor. Bu sorunları düşünerek çözmek seyircinin sağduyusuna bırakılmıştır.

Sahnenin başlıca çabası seyircileri sağlam düşünmeye zorlamaktır. Sorun bu: Neden öldürülüyorlar? Niçin ölüyorlar?

Tatlı saatler geçirmeye geldiğiniz tiyatroda acı gerçeklerle sizleri tedirgin ettik, bağışlanmak diler, saygılar sunarım.

Muhsin Ertuğrul 


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

2 yorum:

  1. "sahnenin başlıca çabası seyircileri sağlam düşünmeye zorlamaktır." çok doğru bu sadece tiyatroya özel bi durum deil,sinema,dizi,resim,müzik vs gibi sanat dünyasındaki tüm sanat camiası için de geçerlidir..hepsi birer sahne zaten..ünlü tiyatrocu rahmetli muhsin ertugrul geçekten çok iyi bir bildiri ele almış..kensini rahmetle anıyoruz,dünya tiyatroolar gününüz kutlu olsun Tülay hocam,emeğinize sağlik..🙂

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Ertuğrul Bey,

    Ne yazık ki bugün sanat, gerçek anlamda sanat olarak karşımıza çıkmıyor.. Dediğiniz üzere... 7/24 beynimizi rezil olan her şeyle dolduran sözde "sanatçı"larla zihinlerimiz kuşatma altında.. Dolayısıyla "sağlam düşünce" sağlam sanatçılarla zinde kalır. Saygılarımla...

    YanıtlaSil