bencil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bencil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2012 Cuma

Videolu Konferans...















Oldukça yoğun ve stresli bir haftayı geride bırakırken...



Okulların kapanmasıyla birlikte videolu konferans sistemiyle, hizmetiçi eğitime alındık...

"Hizmetiçi eğitim sayesinde öğretmenler, okulda yaptıkları çalışmalar hakkında konuşma, sorgulama ve değerlendirme imkanı da bulacak." internet haber

Valla ben bu "imkan"dan yararlandırıl(a)madım!

Zira bu "imkan" ne yazık ki katıldığım yerde geçerli değildi...

Osmangazi/Bursa katılımcısı olarak beş günlük süre içerisinde defalarca sayın konuşmacılara iletmek istediğim görüş ve değerlendirme ile birlikte soru sorma girişimim olmasına rağmen, maalesef bunu başaramadım. Zira bir türlü iletişim kurul(a)madı...


Hâl böyleyken...


Öncelikle Doğan CÜCELOĞLU hocamıza iletmek istediğim ve bu vesileyle sayın bakanlık yetkililerinin de duymasını önemsediğim, eğitimci olarak hayati derecede önemli saydığım hususu, buradan paylaşmak isterim:

Hani hep şikayet ettiğimiz, toplum kurallarına saygıdan uzak yaklaşan bencil bireyler var ya...

İşte çocuklarımıza karşı yapmamızı istedikleri davranış yöntemleri ve bize önerilen tavsiyeler:


*Benimle işbirliği yap!

*Hoşgörülü ol!

*Bana saygı duy!

*Beni yargılama!

*Bana zaman ayır!

*Beni anla!

*Beni dinle!

*Bana dön!

*Beni duy!

*Beni sev!

** Emir verme!

** Tehdit etme!

** Eleştirme!

** Başkalarıyla kıyaslama!

** Alay etme!

** Gözdağı verme!



Bu "eğitim" anlayışı unicef destekli...


Şimdi düşünebiliyor musunuz ki bu öğelerle beslenen bir insanın ruh hali nasıl olur?!..



"Sen özelsin! Sen çok değerlisin! Sen inanılmazsın! Sen harikasın!.."

"Kraliçem", prensesim, aşkım" sıfatlarıyla beslenerek okula adım atan çocuklarımız...

İşte bu iddialı ve tumturaklı söylemler, anne babalar, eğitimciler ve ilgili uzmanlar aracılığıyla çocukların beyinlerine kazınıyor...


Yetmiyor, reklamlar, diziler, sinemalar ve çizgi filmler aracılığıyla pekiştirme son sürat devam ediyor. Dolayısıyla bu zihniyetle çocuklarımız "ben merkezli" yetiştiriliyor...

Yani hat safhada bencillik, kıskançlık, yalnızlık beraberinde kendiliğinden gelişiyor. Tabii aynı zamanda bu durum bir "hastalık" şeklinde küresel bir sorun olarak önümüzde duruyor.


"Ben merkezli" bu sistem, ne yazık ki içi boş ve büyük beklentileri olan bir neslin yaratılmasına olanak tanımıştır.


Öyle ki, hayatın gerçeklerinden uzak yetişen bu çocuklar, en ufak bir olayda ciddi şekilde bocalayıp, kaygıya ve bunalıma düşmekte.. Nitekim yaşadığımız olaylar bunun en tabii göstergesidir...

Öte yandan bu çocuklarımıza en ufak bir uyarı bile "aman güvenleri kırılmasın" endişesiyle verilmedi, verenlere de iyi bakılmadı...


Bir türlü iletişm kuramadığım ve bu düşüncelerimi aktaramadığım seminerde, Doğan CÜCELOĞLU hocamız şöyle diyor; "trafik ışığını ihlal eden ve bunu önemsemeyen bir..."



İyi de... bu nesli bu hale getiren yukarıdaki maddelerin hayata geçirilmesi değil midir?!!

"Ben merkezli" yetiştirilmesi yönünde onca verilen mesajlar, örnek modeller kimlerin icadı?

Kısaca zenginliği, kariyeri, şan şöhreti ve dahalarıyla birlikte, esasen hepsinin birer yıldız olarak doğduğunu kulaklarına fısıldayan, beyinlerine kazıyan bu sistem değil mi?

Diyeceğim... Hayalden beslenen, hayatın gerçeğinden uzak, içi boş, ülküsü olmayan, hak etmeden isteyen, kaygı ve öfkeyi her an hazırda tutan bir nesli kendi ellerimizle işte bu şekilde biz yetiştiriyoruz!

Ondan sonra da materyalist, narsist bir toplum var diye sızlanıp duruyoruz...

Çareler aramaya koyuluyoruz...

Peki asıl sorunu göremeyecek kadar kontrolü ele geçiren, toplum kurallarını hiçe sayan, başkalarının ne düşündüğünü, ne hissettiğini önemsemeyen, "benden başkası yok" diyen, toplumsal duyarlılığını kaybetmiş bir nesli, bu sistemle dürüst olmaya dönüştürmek mümkün olabilir mi?!..


Tabii ki de "hayır"...


Zira biz hâlâ "sen çok özelsin..!" dediğimiz sürece,


Onlar, hayal dünyasında yaşamayı hep arzulayacak...


Elde edemediği isteklerini ise...


Elde edebilmek için "Her yol mübahtır!" anlayışını izlemeye son sürat devam edecektir!!!


Sayın bakanlık yetkililerine ve ilgililere önemle duyurulur!


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Kana Kana KANARA
















"O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir." Bakara Sûresi, 29. Ayet


"Yalnız seni sevenleri sevmek sevgi değil, değiş tokuştur." Cenap Şahabettin


İki gün Behramkale'nin o muhteşem tarihi ve doğal güzelliğini çok yakından yaşama mutluluğuna eriştim... Behramkale, gerek doğasıyla, gerek tarihsel zenginliğiyle olağanüstü... Bir ayrıcalığı da, magazin istilası sayesinde kirletilmiş diğer sahil cennetlerimiz gibi olmamasıyla önemli ölçüde dikkatimi çekmesidir. Zira gerçek anlamda doğanın zindeliğini yaşamak isteyenler için adreslerden birisi Behramkale diyebilirim.


Ramazan'ın bir anlamı da insanın açlığı çok yakından hissetmesi demektir. Bu bağlamda dikkat çekmek istediğim husus, "tatil" kapsamında insanlara müsrifliği aşılayan anlayışın beraberinde, "bencil" olmayı benimseten "açık büfe"ye değinmek istiyorum. Bu durumda israf edilen tonlarca gıdanın bir lokmasını dahi bulmak için çırpınan insanları düşündüğümüzde, ne demek istediğim çok daha net olarak anlaşılacaktır. Bu nedenle bırakınız yakınımızı, kıtalar ötesinde açlık çeken insanların dahi vebalini taşıdığımızın bilinmesini vicdani görev olarak yazmak istedim. Ve son günlerde basının sıklıkla yer verdiği bir resimden yola çıkarak...


Somali'de açlıktan bebeği ölen bir kadının, insanlığın vicdanında yarattığı derin sızıyı şüphesiz ki hepimiz iliklerimize kadar hissettik... Tabii bu fotoğrafa gelene kadar ükemizde de varlığını bildiğimiz sayısız "aç insan"ların bulunduğu aşikar... Hâl böyleyken israf edilen her lokmada birilerinin hakkının olduğunu unuttuğumuz bugünleri, ne yazık ki "parasını ödüyorum"... cevabının arkasına gizlenilerek vicdanları "rahatlatmak", aslında "açık büfe" müsrifliği, insanın bencilliğine en çarpıcı örnek olsa gerek. Ve bu anlayış altında Mübarek Ramazan'ı yaşıyoruz...


Biz tekrar Behramkale ve Otel Kanara'ya dönecek olursak, burada yemekler, kendi bahçelerinde yetişmiş taptaze ürünleriyle beraber lezzeti buluşturarak ortaya çıkan tadlardan oluşuyor. Yani "açık büfe" yerine, tadında, lezzetinde ve en önemlisi de kararınız kadar sunum yapılıyor. Bu durum bence harika... Bu sayede hem yediğinizin lezzetine varıyor, hem de bir şekilde korkunç israfın önüne geçmiş oluyorsunuz... :)

Bu mekanın sahibi aileyi orada tanıdım... Kendileriyle bu düşüncemi paylaşmayı ihmal etmedim tabii. Ayrıca önemli saydığım bir noktaya daha temas ederken, özellikle eğitimci sıfatımla konunun hassasiyetini, anne babaların dikkatlerine sunmak isterim:

Kanara Otel'in sahibi ailenin 14 yaşlarında bir çocukları var. Ve en önemlisi de çocuklarının otelde diğer güleryüzlü personellerinden farksız bir şekilde hizmet veriyor olması... Zira günümüz anne babalarının çocuklarını hayatın gerçeğinden ve zorluğundan uzak tutarak, onların bütün günlerini sorumluluktan uzak vaziyette geçirmelerine olanak tanımaları karşısında, bu örnek davranışı hayranlıkla izledim...


Bu bağlamda zevkle ve neşeyle çalışan 8. sınıf öğrencisi Oğuzhan KILINÇ'a hayatının her alanında aynı şevki yaşamasını ve bu davranışının tüm çocuklarımıza örnek olması dileğimizi iletmek isteriz. Yine Emekli Hakim Semahat hanımla birlikte işletmeci eşi Ayhan Bey'i de kutlarız...

Sevgi ve saygılarımla!

Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (S.A.V.)