8 Ağustos 2010 Pazar

Eyvallah...













"Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir." ATATÜRK



Tatildesiniz... Dünyada ve ülkemizde olup biten gelişmelere kulak tıkayarak bir müddet "kör", "sağır", "duyarsız" kalmayı tercih edebilirsiniz. Şüphesiz ki bu durum kendimizi bir anlık mutlu hissetmemize vesile olacaktır. Eyvallah...

Diğer taraftan hem tatil yapıp, hem de günlük gelişmeleri az da olsa takip edebiliriz. Buna da eyvallah... Seçim tamamıyla size kalmıştır.

Ben, dinlenmek için gittiğim yerlerde bol bol kitap okumayı tercih ettim; ve bundan büyük keyif aldım... :) Size de tavsiye ederim. Zira kitap okumak gerçekten insana bambaşka yaşam kapısı açıyor. Ah, harika bir duygu... Hele de "klasik" kitaplar diye bilinen o muhteşem eserlerin dünyasına bir girerseniz...

Öte yandan tatil sürecinde mümkün olduğunca kendimi, günlük haberlereden uzak tutmayı büyük bir ölçüde başardım sayılır. Ancak bu süre içerisinde ana başlık olarak merak ettiğim haberleri zihnimden bir türlü atamadığım gibi, baskılamış olduğum duygularımı ancak ve ancak kitap okuyarak dizginleyebildim.

Peki bu niye böyle? Bulunduğum her ortamda izlenimlerim bana büyük acı vermiştir... Zira kendi kimliğinden, kültüründen ve tarihinden utanan, ezilen ve böylelikle de hergeçen gün kimliğinden hızla uzaklaşan cahil, bilgisiz, duyarsız ve düşünmeden uzak bir kültürün toplumumuza hakimiyetini görüyorum.


Bunun yanında çok para kazanmayı hedef alan, tüketim odaklı ekonomiden uzak, sanat anlayışından yoksun bir kültüre sahip kitlelerin hızlı bir şekilde yayılması, eğitimci kimliğimin yanında, düşünen bir vatandaş olarak da bana büyük acı veriyor! :(

Hal böyle olunca da takdir edersiniz ki her koşul ve zeminde zihnim sürekli sorgulamayla meşgul...

Bunun adına ister eğitimci kimliğimi koyun, ister duyarlı ve sorumlu kişiliğimi koyun... Ama ben her seçeneğe de "eyvallah" diyorum. Zira sonuç olarak, doğal durumdaki insanın yararlarıyla, uygar durumdaki insanın yararlarını yaklaştırabilecek bir düzenin hakimiyetini sürekli kılabilmek için, bireysel de olsa katkı sağlayabilmeyi asıl sorumluluğumuz olarak düşünüyorum.


İşte bunun için "ben varım" diyebilmenin haklı gururunu taşıyabilmek yaşamın anlamı diye düşünürken,
"Bir şeyi yapmak için, onu çok sevmelisiniz. Bir şeyi sevmek için, ona delicesine inanmalısınız." düşüncesini de izninizle hatırlatmak isterim.


Sevgi ve saygılarımla!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder