18 Ekim 2014 Cumartesi

Saf'lık




"Üstümüzdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlâk yasası" Tanrıyı görmeme neden oluyor. Bu dünyanın bir amaca hizmet ettiğini kanıtlayamayız. Buna rağmen "sanki ediyormuş" gibi davranmak zorundayız. Kant dünya üzerindeki kötülüğü, çirkinliği ve görünürde anlamsız olanı inkâr etmedi, ama yapıcı olan zıtlarından çok daha değersiz olduklarını düşündü." Paul Strathern, 90 Dakikada KANT sf:30

Yaşadığımız her şeyde saflık ararız. Duygularımızda da...

İnsana dair olan temizliktir, masumiyettir saflık. İnsanın kendine karşı saygısı ve dürüstlüğüdür...  Hayatın gerçekleri  içerisinde  bizi kirleten sahteliklere rağmen masumiyetin kaybolmamasıdır saflık. Bu anlamda saflığı yitirmemiş insanların, "hayatın gerçekleri" adı altında yaşamları altüst oluyor...

Dolayısıyla saflık yaşamın en harika şeyidir. Zira tertemiz bir kalple her insana güvenme, inanma, herkesi kendi gibi görmektir asıl demek istediğim. Saflığın hiç şüphe yok ki  bu dünyada bir cezası var... Dolayısıyla... her geçen gün saf olmayan, duygusuz bir yığına dönüşür olduk.

Duygusuz yaşam, duygusuz emek, duygusuz düşünce... Bölüşmeden, yardımlaşmadan, merhametten uzaklaşan insanlar artık toplum olmaktan öte, yığın hâlini alır oldu. Tıpkı yığın yığın yapılmış betonlar gibi.. Kim bilir, saflığımızı bu beton yığınlarıyla birlikte kaybettik belki de..

O bakımdan içlerinde masumiyet taşıyanlar, her zaman için acı çekmeye mahkûmdurlar.. 

 Mehmet PİŞKİN....  2 gün öncesine  kadar kimsenin tanımadığı biriydi... Geriye biran da "intihar notu" olarak bıraktığı, video çekimiyle tanıdık onu. Videoyu izlediğimde saf ve tertemiz bir duyguyla, samimi bir şekilde intiharı seçtiğini anlatmaya çalıştığını gördüm... Satır arası sıkıştırılan ve intiharı uzun süredir düşünmesine neden olarak dikkat çeken o sözler:

 "Hayatın tatsız taraflarıyla çok başa çıkamadım herhalde. Çünkü nazik, neşeli, eğlenceli, akıl ve ruh olarak böyle bir inceliğe ve derinliğe sahip birisi olmayı çok önemsedim. Ve şu anda bunları korumak ve sağlamak ciddi bir yük haline geldi benim için." cümleleriyle hayata veda etti..

Bu duygusuz ve acımasız dünyada yaşamak,  hiç şüphe yok ki akıl ve ruhsal olarak saflıkla yaşama ve bir  o kadar da aynı duyarlılığı bekleme, nafile çabalamak anlamına geliyor. Dolayısıyla... erdemli yaşamak beraberinde mutsuzluğa davetiye çıkarmak demektir.

Mehmet PİŞKİN'i intihara sürükleyen nedenler bir yana, umut ederiz ki bu talihsiz ve elim olay, kimse için bir deney gibi algılanmaz...

Öte yandan hazır yeri gelmişken... korkumuz, insanları  intihara, dolayısıyla  da ölüme "özendirme"den duyduğum endişe ile...

Dün bir habere daha tanık olduk ki, valla evlere şenlik!


"Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil, ebola virüsünün göründüğü kadar kötü olmadığını söyledi. Kotil, "Tabii ki Allah göstermesin! bulaşınca öldürüyor." dedi. 17 Ekim 2014

Eh, ne diyelim.. "saf"lık böyle bir şey olsa gerek..


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder