Eğitim, her yerde, her zaman, her dakika yaşanılarak bir şekilde, davranış kazandıran bir süreçtir. Günümüzde televizyonlar daha çok eğitim (!) amaçlı, toplum üzerinde etkili olan bir araç olarak hayatımıza girdi; ve bu sayede de insanlara yön vererek toplumlar istenildiği gibi şekillendiriliyor... Bu nedenle televizyonlarda yayınlanan her türlü sunumların toplumların eğitimi ve yaşamları üzerinde çok büyük katkısı vardır.
Gelelim bizim televizyon yayınlarımıza; üzerinden şekillendirilmeye çalışılan insanlarımızın akıl almaz şekilde nerelere sürüklenmek istendiği artık, açık açık ortada. Zira "Türk Malı" diye bir dizimiz var! Yayınlanmaya başlandığı günden bu yana sürekli ters giden bir durum var ortada... RTÜK tarafından birkaç kez incelenmeye alınsa da bu dizi, ısrarla yayınını her geçen gün biraz daha "rezil"leştirerek sürdürmeye tam gayret devam ediyor!!!
İnanılır gibi değil; dün akşam bu diziyi izledim; her sahnesi ayrı ayrı ele alınacak kadar sorgulanmaya muhtaç bir yapımdı diyebilirim. Ahlaksızlıkta sınır tanımayan mesajlarıyla, akıl hastası kişilerin davranışlarına eşdeğer dengesiz hareketlerin boy gösterisiyle dolu sözde espiriler gırla gidiyor... Şiddetin akıl almaz boyutunu zihinlere yerleştiren; mesela, aleni odunla insana saldırarak dövme eylemini ifşa etmek gibi... Öte yandan anneannenin kendinden oldukça küçük birisine ilgi duyması, sayısız evlilik yapması, evdeki dayının odasında sürekli ve değişik kadınlarla birlikte olmaları... bunun sonucunda "cünup" ifadesinin sık sık kullanılması... yine büyük dayının yabancı ve oldukça genç bir kadınla birlikteliklerinin konu edilmesi...
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi "mutluluk çayı" adıyla insanlarımıza uyuşturucuyu empoze etmesi; "mutluluk çayından çok az konulması" yönündeki yönlendirmelerle birlikte uçuk, boş ve ucuz bir hayatın konu edilmesi!..
Bu durumda ilk olarak aklıma gelen şey: "herhalde bundan sonra ülkemizde bir de, "mutluluk çayı" adı altında yeni bir uyuşturucu sektörü yerleştirilmeye çalışılıyor" düşüncesi oldu.
Öte yandan bu inanılmaz kötü örneklerle konu edilmeye çalışılan dizi, tamamen içi boş niteliksiz ve affedersiniz "ahlaksızlık" içermekten öteye geçmemektedir! Üstelik de yayınlanan saatler bütün bir ailenin televizyon başında olduğu saatlerden ibaret!!! Hem de tam üç saat (20.00-23.00)!!!
Peki bu durumda bu yayınları kontrol eden bir mekanizma var değil mi? Üstelik de yasalar çerçevesinde denetlenen bu kurumun kuralları çok açık ortada iken...
O vakit şimdi bu dizinin Türk toplumunu yozlaştıran ve toplumumuzu apaçık ahlaksızlığa sevk eden içeriğinin RTÜK'deki karşılığına, hep beraber bir bakalım:
"İkinci Bölüm,
Yayın ilkeleri" doğrultusunda;
"b) Toplumun milli ve manevi değerlerine," (Bu dizinin adı "Türk" kelimesiyle başlıyor ve insan zihni ister istemez geçen tüm olumsuzlukları bu kelimeyle özdeşleştirmeye psikolojik olarak yatkın olduğunun gerçeğiyle düşünürsek, durum hem vahim hem de çok ciddi...)
"d) Genel ahlak, toplum huzuru ve Türk aile yapısına," (Yapım, başlı başına Türk aile yapısına ve genel ahlakımıza aykırı şekilde işlenmiş...)
"f) İnsanların ırk, cinsiyet, sosyal sınıf veya dini inançları dolayısıyla hiç bir şekilde kınanmaması ilkesine, (Burada özellikle insanlar arasında sosyal ve sınıf farkı yaratılarak aşağılamaya yönelik gayretlerin sergilenmesi bulunmaktadır)
"g) Toplumu şiddet, terör ve etnik ayrımcılığa sevk eden ve toplumda nefret duyguları oluşturacak yayınlara imkân verilmemesi ilkesine, aykırı olmamak;" (Burada da öfkelenmenin karşılığında sopayla -kaba kuvvetin kullanılmasını- şiddet göstermeyi zihinlere yerleştirmeyi hedef saymıştır)
"h) Türk milli eğitiminin genel amaçlarına, temel ilkelerine ve milli kültürün geliştirilmesi ilkesine," (Kullanılan yanlış sözcükler, atasözlerimizin tamamen çarpıtılması ve anlamının yitirilmesine zemin hazırlanması gibi...)
"m) Çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek yayın yapılmaması esasına," ( "Yarcan" kimliğinin sürekli olarak, çocuklarımıza ve gençlerimize "cinsellik" aşılaması, insanlarımızın aklının fikrinin bu noktaya odaklaması gibi...)
Netice itibariyle, bu dizi kesinlikle "gülmek" için falan çekilmiş değildir!
Gülmek için bu denli seviyesizliği izlemek zorunda olmadığımız gibi, güldürmek için de hazırlanılmış olmadığı gayet açık ortada... Özellikle de gençlerimizin ve çocuklarımızın geleceğe yönelik şekil alması sözkonusu ise buradan sormak isterim:
Hangi hak ve cesaretle toplumumuz bu kadar seviyesizleştirilmeye layık görülüyor? Bu dizi "sanat" falan da olamaz!!! Orada oynayanlar sanatçı olabilirler; ancak sanatçılar oynadıkları ve sergiledikleri rollerle hafızalarda yer edinirler!!! Mesela, Erol TAŞ karakter oyuncusuydu ve sırf oynadığı karakteri yüzünden insanlar tarafından sokakta dövülecek kadar da hafızalarda yer edinmişti...
Bu dizi, insanların ruh sağlığını olumsuz etkileyeceği gibi, toplumumuzu ayrıca da yanlış davranışlara sevk ediyor!!! Özellikle okul çağı çocuklarımızın hedeflerini şaşırtıp, boş ve seviyesiz bir yaşamı örnek model olarak sunuyor! Yine en son olarak da uyuşturucuya özenmeyi ve sevdirmeyi teşvik ediyor!!!
Bu durumun acilen ele alınarak çözümlenmesini bir eğitimci ve toplum bilincini yakından hisseden vatandaş olarak, ortaya koymak istedim.
O halde "Türk malı" dizisi, bizlere ne kazandırıyor?..
Ve en önemlisi de bu diziyle birlikte, "neler kaybediyoruz?" sorgulamasının üzerinde biraz durmak istedim...
Sevgi ve saygılarımla!
Hiç önemli değil ????
YanıtlaSilDizi bolca raiting yapsın,kanal para kazansın;daha sonra medya yine kendisi bu olayı gündeme taşıyarak sorgulasın(?)biraz da oradan raiting yapsın ve para kazansın...Sonra biz ''Yav kardeşim ne diye böyle şeyler yayınlıyorsunuz ? '' dediğimizde,
''Ama bak biz kendi kendimizi de eleştiriyoruz.'' diyerek üste çıksınlar...
Velhasılı kelam örf,adet,gelenek,din,ahlak,güzel insan ideali Hak getire...Sen insanları bu tarz şeylere alıştırırsan insanlar da bir süre sonra kaliteli olanı istemeyi unuturlar..Sonra da kalkıp halk izliyor,bunu istiyor bahanesini söylersin.
Evet ben de bu diziyi bir defa izledim ve iğrendim. Hakikaten bütün değerleri yerle bir eden bir yapım. Mutlaka ele alınması ve kaldırılması gerekir. Türk kelimesinin geçmesi ise apayrı bir terbiyesizlik. Yazınız ve yorumunuz çok güzel. Teşekkür ederim. Serkan Alpaslan.
YanıtlaSil