6 Kasım 2010 Cumartesi

Eyvah..! "Haşmetmeab" Geliyor!!!














"Ne gördüğümüz, büyük ölçüde ne için baktığımıza bağlıdır" John Lubbock




"Hindistan cevizlerini bile topladılar

Başkan’ın Hindistan gezisinde rahat etmesi için 500 Amerikalı ajan çalışıyor. Obama’nın müze ziyareti için bombaya dayanıklı tünel inşa edildi

ABD Başkanı Barack Obama’nın bugün Hindistan’la başlayan Asya turuna olağanüstü güvenlik önlemleri ve harcamalar damgasını vurdu. İşadamları, Beyaz Saray çalışanları, gizli servis ajanları, gazeteciler, aşçılar ve doktorların aralarında bulunduğu yaklaşık 900 kişilik bir ekibin eşlik ettiği Obama, donanma gemileri ve savaş uçaklarıyla korunacak. Gemilerin sayısının onlarca olabileceği belirtiliyor." 6 Kasım 2010, Milliyet


Bu haberi okurken, okumakta olduğum (Türkiye'nin Siyasi İntiharı Yeni-Osmanlı Tuzağı, Cengiz ÖZAKINCI) kitaptan, tarihe not düşmüş bazı olaylar aklıma geldi... Aralarında çok yakın bir benzerlik kurduğum olayların bu haberle birlikte bir karşılaştırmasını izninizle yapmak isterim:


"29 Ekim 1898 günü II. Wilhelm, II. Abdülhamid'in Kudüs'üne kuzeyden at üstünde bir "fatih" tavrıyla girmişti." sf. 121


"II. Wilhelm, II. Abdülhamid'in Kudüs'üne kendi imparatorluk koruma birliğiyle girmiş, her yere kendisine eşlik eden Alman askerlerinin arasında gidiyor ve böylece Alman askeri varlığını abartılı biçimde vurguluyordu." sf: 122


"II. Wilhem Kudüs caddelerinden geçerken, Alman askeri birliği onu izliyor, Osmanlı askerleriyse ancak Alman askerlerinin arkasından geliyordu." sf: 123


"II. Wilhelm'in "kutsal yerler"i görme isteğinin ardında son derece yalın bir amaç saklıydı. Amaç, Almanya'nın Yakın Doğu'daki etkinliğini Avrupalı hasımların aleyhine genişletmek ve Osmanlı İmparatorluğu'nu Alman emperyalizminin yarı-sömürgelerinden biri durumuna dönüştürme sürecini hızlandırmak; Alman etkisinden önce Osmanlı tahtına geçen II. Abdülhamid'i, Alman emperyalizmine daha sıkı bir biçimde bağlamak ve onu istilacı Alman Yakın Doğu politikasının salt iradesiz bir oyuncağı haline dönüştürmekti." sf:135


Evet; dün olduğu gibi bugün de, tarihten gelen bir süreç işliyor... Şimdi de günümüz koşullarına uygun olarak sürdürülen politikalar, aslında bir nevi geçmişle aynı yöntemi takip ediyor sayılır; yani sayısız korumalar... emsali görülmemiş tedbirler... Ve netice itibariyle tabii ki de sahneye konulan "güç", yerini "gövde" gösterisine bırakıyor!


Diyeceğim... Bu kadar "koruma" çabası, "güç" gösterisi ve "tedbir" almak niye ki?..

Zira dünyanın neresinde bir tedhiş olsa altında zaten bu "güç"lerin parmağı yok mu?

Eee, o zaman kimi kimden koruyup, etrafa panik yaratarak endişe ve korku salıyorlar, anlamış değilim (!) doğrusu...


Sevgi ve saygılarımla!



1 yorum:

  1. istikrarın bu kadarına da pes T.C. ilelebet payidar kalacaktır...

    YanıtlaSil