28 Ağustos 2011 Pazar

Biz de Sendan Utandık!!!


















"Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile" Türk Atasözü



Birkaç gün sonra mübarek Ramazan Bayramı'yla birlikte Türk milletinin vatan tapusu sayılan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlayacağız... Yüreğimiz oldukça buruk... Zira hergün 3-5 şehit veriyoruz... Onların acısı yüreğimizi derinden yaralarken nasıl coşacağız, nasıl gülüp eğleneceğiz... Allah Yüce milletimize bu konuda sabır, güç, kuvvet versin diyorum.

Şüphesiz ki milli ve dini bayramlarımızın kendine has önemleri var. Ve millet olarak bizi birbirimize yakınlaştıran aynı duygu, düşünce ve kaderde birleştiren unsurlarını dikkate alarak bayramlarımızı yaşayıp kutlama arzusuna iştirak edeceğiz. Ve şehitlerimizin acısını kalplerimizde taşıyarak bayramlarımızı daha anlamlı kutlayacağımızdan da kimse şüphe duymasın!


Öte yandan durumdan vazife çıkarmak isteyen, kalemini emperyalist zihniyetten yana kullanan entel geçinen sözde aydınlarımıza da hazır yeri gelmişken izninizle konu üzerinden değinmek isterim:


Uzun süredir kulaktan kulağa fısıldanan, karanlık zihniyetin faalliyetlerinden bir alıntı yapmak istiyorum:


"Babamın bir öyküsüyle devam edeyim. Amerika’dan büyük bir şirket bir adamını Türkiye’ye gönderir araştırma yapması için ( Niye ki? T.G.). Adam Ankara’da bürokratlarla görüşecektir ve şirket adama 3-4 ay süre verir. Ancak adam bitürlü bürokratlarla görüşemez: 23 Nisan, 19 Mayıs, Kurban ve Şeker bayramları, 10 Kasım, 27 Mayıs, 1 Mayıs, 29 Ekim ve hafta sonları girer araya. Ama bu bayramlardan ve tatillerden (10 Kasım ve 27 Mayıs haklı olarak kalktı) başka bişey daha vardır, bürokratlar devamlı Amasya’nın, Antep’in, Çanakkale’nin, aklınıza gelen her yerin kurtuluşuna giderler. 2 sene sonunda şirket adamı kovar ama Amerikalı tatili bol bu ülkeyi çok sever ve kalır.


(...)


Türkiye dediğimiz ( Başka bir isim mi olmalı? T.G.) coğrafya’da inceleyebildiğim ve öğrenebildiğim kadarıyla 250 klise var. Bu kliselerin olması bir şeyi kanıtlıyor, Türklerden önce buralarda başka medeniyetler varmış. Bana en çok dokunanı Antalya Kaş’taki klisedir, yıllardır camii olarak kullanılıyor (rahatsız olan mı var? T.G.) o klise. (yazının kaynağında "klise" olarak geçmektedir. T.G.)

(...)

Bişey daha yapıyoruz ki ben başka bir ülkede olduğunu sanmıyorum: “İstanbul’un İşgali”ni kutluyoruz. İşgal ettiğimiz toprağı işgal ettik diye kutlayan bir ülke ve halkız biz. Bu bana hep utanç vermiştir." Ahmet NESİN

Ve dahaları...

El insaf!.. Boğaz'dan memleketin hâli anlaşılan böyle gözlemleniyor...



Öncelikle kendini aydın düşünür olarak tanımlayan bu kesime şunu hatırlatmak isterim; "aydın" insan babasının adıyla ve onun ünvanına sığınarak söze girmez!!! Bu bir.

Bizzat kendi ulusunu, tarihini aşağılayıp, karalayarak ve onun birlik beraberliğine zarar verecek noktaları kaşıyarak üzerinden "düşünce" ortaya atmak , menfaatten öteye geçmez bu da iki.


Neymiş efendim, millet olarak "fetih günlerini bayram olarak kutlamamalı"ymışız!!!


Eee...

Nasıl yani?


Hani "başka ülkelerde olmadığını" zannettiğin (ki bu konuda kesinlikten kaçınmışsın, hayret! Oysa sen de çok iyi biliyorsun ki her ülkenin kendine has milli ve dini bayramları var... Ve bu kaçınılmaz olguları her ne hikmetse bize gelince "kaka" aman çok ayıp; yabancıya gelince çok cici ve beraber kutlayalım...) emperyalist haçlıların dayattıkları günleri mi kutlamalıyız?! Öyle olunca mı "evrensel" ve "modern" olacağız? Mesela Aziz Valentine günü, Noel bayramı, Cadılar Bayramı ya da ne bileyim 4 Temmuz Amerika'nın kurtuluş günü falan... Nasıl, uygun mu?!

Ha bu arada, biz, Anadolu'yu "işgal etmiş"iz... Aslında bundan önce buralarda Hıristiyanlık "egemen"miş... Aman sevsinler senin "aydın"lığını... Tarih yazmışsın valla... Söyler misin "mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi?"nden yola çıkarak bu toprakların evveliyatı kime aitmiş?!

Emrine girdiğiniz "insan haklarına saygılı" Batılılar, Kızılderilileri, Eskimoları, yerli Afrikalıları ve dahalarını katlederek topraklarını işgal etmediler mi?.. Bunları dillendirmek dururken atanla, soyunla sopunla uğraşmakta neyin nesi oluyor?! Uğraşmak bir yana alay edercesine horlayarak ezmeye çalışmak... Hani Irak'a, Afganistan'a, Libya'ya falan da bir uzansan mesela...


Söylenecek çok şey var... Ama sanırım ben yazmakla bitiremem...


Anlayacağımız; İnadına bayramlarımızı kutlayacağız!!! İnadına bu özel günlerimizi millet olarak kaynaşma ruhu, birliktelik ruhu içerisinde hem tarihimize, hem Cumhuriyet'mize hem de inancımıza el birliğiyle gönül bütünlüğüyle sahip çıkıp, koruyacağız, kollayacağız!!!



Ha laf açılmışken; AhmeT NESİN diyor ya... "İşgal ettiğimiz toprağı işgal ettik diye kutlayan bir ülke ve halkız biz. Bu bana hep utanç vermiştir."

Yuh yani...

Valla biz de kendisinden utanıyoruz!!!


Bir de kendisine buradan tavsiyemiz olacak; insan utandığı yerde bir dakika bile kalmaz! Hazır "güç", "kuvvet" ve "maddi" desteği arkasına almışken ve onların borazanlığını yapıyorken, bize akıl vermeyi, aşağılamayı bıraksın da, "hami"si Haçlı emperyalistlerin yanına giderek "mutlu mesut" yaşamaya baksın!


Bak.. Arap coğrafyası kan gölü mesela...


Kendi milleti ve ülkesinden değil de emperyalizmi desteklemekten ve Haçlıların kalemşorlüğünü yapmaktan utansın!

Bu vesileyle;

Büyük Atatürk'ün, "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı cevherin damarlarıdır." ifadesinden yola çıkarak,

Büyük Türk Ulusunun Mübarek RAMAZAN Bayramı ve Onurumuz şerefimiz olan 30 AĞUSTOS ZAFER Bayramı, Kürdüyle, Alevisiyle, Çerkeziyle, Türküyle, Lazıyla ve sayamadığım diğer kardeşlerimizle, hepimize daha güçlü birliktelik getirmesi dileğiyle KUTLU ve MUTLU olsun...

Sevgi ve saygılarımla!

Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (S.A.V.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder