"Dikkat edin, şüphesiz ki bedende bir et parçası vardır. İşte o et parçası düzeldiği zaman, bedenin tümü düzelir, bozulduğunda da hepsi bozulur. Dikkat edin, o kalptir." Hz. Muhammed (A.S.)
"Antalya’da 6 yıl önce 12 yaşındayken babası Osman Y. tarafından, inşaat malzemesi ticareti yapan 54 yaşındaki Yusuf A.’ya sözleşmeyle 5 bin lira karşılığında satılan ve bu kişinin tecavüzüne uğrayan ilköğretim okulu öğrencisi kızın babası tarafından sözleşmeyle satılması ve alan kişinin de kıza tecavüz ettiği iddiasıyla hakkında Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 'cinsel istismar' suçlamasıyla tutuklanması basında geniş yankı uyandırdı. Gazeteler olayı 'Utanç', 'Sözleşmeli sapık', 'Utanç vesikası', 'Sözleşmeyle kızını sattı', 'Kölelik sözleşmesi', 'Utanç belgesi' manşetleriyle okuyucularına duyurdu." Doğan Haber Ajansı
Bu tür olayların arka planında ne yazık ki cehalet ve gerçeği tanımama vardır.
Bu olay bize cahiliye dönemini hatırlatıyor...
İnsanların "köle" gibi satılması...
Pekii buradan yola çıkarak,
"İyilik ve kötülük nedir?
"İyi" ve "kötü" kavramları, bir obje hakkında kullanılırken, hangi ölçü esas alınmaktadır?
"İyi" ve "kötü" hükmünün dayandığı ölçü nedir?
Biz bir şeye "iyi" derken, ona, hangi sebepten ötürü "iyi" diyebiliyoruz?
Bizi bu yargıyı vermeye iten neden, dış dünyadan mı, yoksa içimizden mi doğmaktadır?
Yoksa başkaları "iyi" dediği için mi biz de "iyi" diyor ve aynı hükmü veriyoruz?
"Kötü" hükmü için de aynı soruları sorabiliriz. O halde, iyilik ve kötülük, eşyanın tabiatında bizzat var olan şeyler midir?
Bu hayal, aşağı dünyaya mı aittir?
"İyilik" mükemmel varlıktan dolayı meydana gelen varlık yönünde bir hareket, yahut kötülükten yana bir yoksunlukta olma, ya da yoksunluk mudur?" Doç. Dr. Şahin FİLİZ "Kadın" sf:211
Bu sorulara cevap bulabilmek,
"İyi" ve "kötü"yü birbirinden ayırabilmek,
Davranışlarımıza ahlâki yön verebilmek,
Tüm bunlar, şüphesiz ki aklımızı kullanabilmekten geçecektir.
İşte bu sebepledir ki; Kur'an'ın ilk ayeti "Oku" emriyle başlar...
"Yaratan Rabbinin adıyla oku!" Alak Sûresi, 1. Ayet
"Dindarlık bir insanın öz sorunu, öz gerçeği, kendi sorunu. İbadet de kişinin özgürlük alanı ve tercihi. Peygamberimizin uyarısıyla söyleyeyim; dindarlığın en üst düzeyi, ibadetler değil ihsan mertebesidir. Çok geniş boyutuyla insan hakları, yetim hakkı yememe, temizlik, üretme, gıybet etmeme diye düşünürsek, Türkiye'nin dindarlaştığını söylemeyiz." Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU Vatan, 5 Şubat 2012
Kul hakkı yememek,
Hakkın, adaletin en güçlü savunucusu olmak,
Zalimlere karşı mazlumun yanında olmak,
Paylaşmak,
Yoksula sahiplenmek ve yoksul yaratmamak,
Dedikodu yapmamak,
Yalan söylememek,
Haksız mal edinmemek,
Üretken olmak,
Zamanı iyi kullanmak,
Doğaya saygılı olmak,
Ve insana saygılı olmaktır
İnsanı insan yapan.
Demem odur ki...
"İnsan soyaçekimin; sosyal şartların ve içinde yaşadığı dönemin bileşiminde edilgen bir varlıktır. Bireyin toplum içinde ona uyumlu yer edinmesi, ancak ve ancak "EĞİTİMLE" mümkündür!"
Sevgi ve saygılarımla!
"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)
olaya hepimiz aynı tepkiyi verdik ancak gerçekler öğle değilmiş aile zanlı tarafından kandırılmış .bire bir babasının konuşmalarını dinlediğim için bu yorumu yapıyorum .
YanıtlaSilDin insanları dünya ve ahirette mutlu eden kurallar bütünüdür. Mutlu eden kurallara hakkıyla uyabilmek ümidi ile selamlar. S. Topsakal
YanıtlaSil