14 Eylül 2015 Pazartesi

Neyin Kavgası Bu?..




"Ben bir Türk vatandaşıyım ama Kürt kökenliyim. Anne-babası tek kelime okuma yazma bilmeyen Türkçe bilmeyen bir aile düşünün… Ama ben bugün Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanıyım. Tamamen fırsat eşitliği çerçevesinde olmuştur" cümleleri bu ülkede Maliye Bakanlığı yapmış  Mehmet ŞİMŞEK'e ait.

"-Siz de Kürt’sünüz, Licelisiniz...
Evet ama ben vatandaşlığımla gurur duyan bir insanım. Ben Diyarbakır’ı görmeden, Lice’den doğru Ankara’ya geldim ortaokulu okumak için, hiç hissetmedim Kürtlüğümü. Kürtlüğüm yüzünden ben sorun yaşamadım, Cumhuriyet’e borçluyum bu konumumu.
-Size sorduklarında "Türk’üm" mü derdiniz, "Kürt’üm" mü?
"Türk’üm" derdim. Hâlâ da öyle derim. Kökenim Kürt’tür, gurur duyarım. Lice’de ben büyürken herkes anadilini konuşurdu, problem yoktu. İç içe yaşardık.... kimlik ayrımları yoktu."

Bu ifadeler de bu ülkede bakanlık yapmış, hatta "0001" plaka sahibi olmuş -Meclis Başkanlığı yapmış- Hikmet ÇETİN'e ait, iyi mi?

O halde Allah aşkına bu ülkenin anayasasının hangi ayrımcılığından söz ediliyor? Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasası'nda Kürt-Türk ayırımı yazmıyor! Herhangi bir etnik kökenden, herhangi bir mezhepsel ayrımcılıktan  bahsetmiyor!

O sebeple katkı sağlamak ve kısaca  kuruluş felesefemizi hatırlatmak amacıyla bir kez daha yazalım:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir."  

Dolayısıyla...  

Bu ülkenin tek bir sorunu var:

Feodal zihniyetten doğan, toprak ağalığı ve ağalık sistemi!

Bu topraklar üzerinde binlerce yıl birlikte yaşamış halkları ayrıştırmaya kalkan ve kardeşi kardeşe düşman ettirmeye çalışan emperyalist haçlı güçlerin maşası olan içimizdeki hainler, marabalığa son verip, ağalara başkaldırmak yerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne başkaldırmayı kendilerine marifet sayıyorlar...

Ve bu anlamda...  geçtiğimiz günlerde Recep ile Rıdvan kardeşlerin hazin sonlarını ibretle okuduk:




"Aynı köyde doğan, kardeş gibi büyüyen, aynı okula giden Recep ile Rıdvan'dan geriye acı dolu bir öykü kaldı. Recep, askere gitti. Rıdvan, PKK'ya katıldı. Recep, Siirt'te şehit oldu, Rıdvan Tunceli'de karakol bastı ve öldürüldü. İkisi de aynı mezarlıkta toprağa verildi."

Ruhum isyan içinde.. 

Yazıklar olsun... 

Neyin kavgası bu? 



HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "3 genç eline silahları aldı diye bütün kentleri bombalıyorsunuz" demiş!

Vallahi pes...

İnsan bu denli değersizleşebilir, küçülebilir, alçalabilir mi? Bu denli değişebilir mi? Bütün bunlar gerçekleşebilir mi?..

Evet, hepsi gerçek. Demek ki menfaati için insanoğlu her kalıba girebiliyormuş.


Sevgi ve saygılarımla!



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.) 

1 yorum:

  1. Merhabalar Tülay Öğretmenim.
    Şurada bu köşelerde yıllarca dilimiz döndüğünce yazdık çizdik. Ama herkes bildiğini okumaya devam etti. 13 yıldır bu ülkenin yönetimindeki iktidarlar da bildiklerini okumaya devam ettiler. Sonuç ortada. Menfaatleri için her kalıba giren bu insanlardan daha ne bekleyebiliriz ki? Yazıklar olsun!
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil