Satranç tarihsel olarak bakıldığında en eski ve zekaya dayanan içerisinde şansa yer bırakmayan, düşünce gücüyle oynanan bir oyundur. Oyunun çıkış yeri İran'dır. Dönemin şahı, "savaş stratejisi" olarak çıkarmış zamanla oyuna dönüşmüştür. Dolayısıyla satrançta her hamle birbirinden farklı gelişerek devam eder.
Bugün satranç Batı'da okullarda ders olarak görülüyorken,
Müslüman ülkelerde de ne yazık ki bir bir yasaklanıyor!
İran'da 1988 yılına kadar "haram" olan satranç, daha sonra Ayetullah Humeyni tarafından serbest bırakıldı.
Öte yandan...
"Suudi Arabistan ülkesinde Başmüftünün kararı ile satranç yasaklandı. Satranç "haram" ve "vakit kaybı" olduğunu düşünen başmüftü "oyun oynayanlar arasında düşmanlığı yol açtığını" belirtti."
Ve...
Cübbeli Ahmet Hoca'nın satranç fetvası,
"Satranç tavladan da kumardan da beter. Satranç oynamaktansa ateşi tutmak daha hayırlı. Satranç oynayan kişi insanların en yalancısı. Oynayanlara ölürken kelimei şehadet nasip olmayabilir. Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan da domuz eti yiyen gibidir. Bu oyunları oynayacağınıza elinize tesbih alın, sübhanallah çekin" diyor.
Dolayısıyla, felsefeyi ve bilimselliği kaybeden İslam alemi, bilim insanlarını ve düşünürlerini "kafir" olarak gören gerici zihniyet sayesinde bugün yerlerde sürünmektedir.
Söz buradan açılınca ünlü düşünürümüz FÂRÂBİ'den bahsetmemek olmaz. Bakınız FÂRÂBİ ne demiş:
"Fârâbi "faziletli şehir"e aykırı düşen durumları da sıralayıp, özelliklerini sıralamaya çalışır. Buna göre cahil şehir, fasık şehir, değişmiş şehir ve şaşkın şehir gibi şehir türleri sıralar...
Şaşkın şehir dünya hayatından sonra saadete kavuşacaklarını sanan şaşırmış bir şehirdir. Liderleri kendisine vahiy olunduğunu ve doğru yolda olduğunu olduklarını söyleyerek yalan söylemekten, aldatmaktan kaçınmaz." wikipedia.org
Dolayısıyla bugün bazı kendini bilmezler de hadlerini aşarak, kendilerini İslâm'ın lideri zannederek yalan söylemekten, aldatmaktan kaçınmıyorlar.
Demem o ki...
Son günlerde ülkemize EMPERYALİST GÜÇLERİN üst düzeydeki insanlarından gelen gelene, görüşmeler gırla gidiyor.
Hâl böyle olunca da insan ister istemez düşünüyor. Zira Ankara'da uluslararası bir satranç oyunu oynandığı kesin. Malum bölgemiz savaş alanı ya...
Dolayısıyla dünya düzeni dün olduğu gibi bugünde "savaş stratejileri" üzerine kuruluyor...
O halde nasıl oluyor da Müslüman toplumların bireylerine satrancın yasaklanması gündeme getiriliyor?
Hem de ilk ayeti, "Oku" emri ile başlayan bir kitabın inananlarına!
Sevgi ve saygılarımla!
NOT:
"Tercüme faaliyetleri zamanla müslümanlar arasında büyük mantıkçıların yetişmesine ortam hazırlamış olup felsefenin diğer alanlarında olduğu gibi bu konuda da Fârâbî ve İbn-i Sînâ en başta gelen isimlerdir. Grek mantığını kendi filolojik ve kültürel amaçlarına uygun şekilde değiştiren, mantığa orijinal kısımlar dahil eden ve bu alanın İslâm dünyasında daha da geliştirilmesine zemin hazırlayan ilk ve en ünlü İslâm mantıkçısı Fârâbî’dir. Aristo’nun eserlerini büyük bir dirayetle şerhederek İslâm dünyasında tanınmasında önemli rol oynadığından ona “Muallim-i Sânî” unvanı verilmiştir. Fârâbî, Aristo’nun Organon adı altında toplanan mantık kitaplarını küçük muhtasarlar şeklinde toplu olarak ele aldığı gibi onları ayrı ayrı inceleyerek daha geniş özetler yapmış, nihayet şerhler veya büyük muhtasarlar halinde genişletmiştir. Bu arada mantıkta ihtiyaç duyulan konularda küçük risâleler yazmıştır. Onun mantık eserleri, İslâm âleminde daha sonra yetişecek olan mantıkçılara temel oluşturma hizmetini görmüştür." Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İSAM) cilt: 28; sayfa: 21
[MANTIK - İbrahim Emiroğlu] İSAM
"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)
E insanları düşünmeye sevkeden eylemlerden nasıl vazgeçirecekler. Tabii ki domuz gibi haram ilan ederek.
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilSatrançla ilgili fetva veren cemaatın sözcüsünü, Satrançtan bihaber olan zavallı olarak görüyorum. Cenab-ı Hakk, akıl-fikir ihsan eylesin. Osmanlı'yı da bu zihniyet yıkmıştı.
Selam ve dualarımla.
cüppeli de bi alem.. :))
YanıtlaSil