protesto etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
protesto etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Temmuz 2017 Cumartesi

"Eşitsizliğin Bedeli" G-20...



"G20 Zirvesi'ni protesto etmek için Hamburg sokaklarında toplanan yüzlerce eylemci, şehir merkezinde zombi mizanseni düzenleyerek G-20'yi ve kapitalizmi protesto"yla başlayan zirve, "kaos, yağma ve yıkım"la devam ediyor...

Hal böyle olunca... 
G-20 Zirvesi'ni protesto eden on binlerin öfkesinin ne olduğunu daha açık  anlayabilmemiz açısından,

IAN PINDAR, GUARDIAN "Siyaset ve ekonominin finansal elitler tarafından nasıl ele geçirildiğinin herkes tarafından anlaşılabilir bir açıklaması" olarak nitelendirdiği "EŞİTSİZLİĞİN BEDELİ" adlı kitaptan bir bölümü, aynen aktarmak istiyorum:


"Küreselleşme, eşitsizlik ve demokrasi

Küreselleşme yüzde 1'lik kesim tarafından yönetildiğinde, aynı anda hem vergi, yükümlülüğünden kaçma olanağı tanıyan hem de yüzde 1'e şirket içi pazarlıklarda ve siyasette avantaj sağlayan baskılar uygulanmasına izin veren bir mekanizma sunar. Bu nedenle, sadece iş pozisyonları değil siyaset de artarak yurt dışından tedarik edilmeye başlanmıştır. Bu eğilim ABD'ye özgü değildir; bu küresel bir olgudur ve diğer bazı ülkelerde durum ABD'dekinden çok daha vahimdir. 

Bunun en canlı örnekleri aşırı borçlanmış ülkelerde ortaya çıkmıştır. Borçlu ülkelerin kendi geleceklerinin "kontrolünü" kaybetmeleri -gücü kreditörlere vermeleri- küreselleşmenin erken dönemlerinde başlamıştır. 19. yüzyılda, zengin ülkelerin bankalarına borcu olan yoksul ülkeler, işgal edilme vaya bombalanma riskiyle karşı karşıya kalıyorlardı: Meksika, Mısır ve Venezüella böyle mağdur olmuştu. Bu, 20. yüzyıl boyunca devam etti: 1930'larda Newfoundland demokrasisi tasfiye edildi ve kreditörleri tarafından yönetilmeye başlandı. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaysa tercih edilen araç IMF'ydi: Ülkeler fiilen ekonomik egemenliklerini uluslararası kreditörleri temsil eden bu kuruma devretmeye başladılar. 

Bu olayların gelişmekte olan yoksul bir ülkede olması bir şey, gelişmiş endüstriyel bir ülkede olması başka bir şeydir. Ancak son zamanlarda Avrupa'da olan budur; önce Yunanistan ve sonra İtalya, yöneticileri seçimle gelmeyen Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu ile birlikte, IMF'nin politika parametrelerini emretmesine ve programın uygulanışının denetlenmesi için teknokrat bir hükümet atamasına izin verdi. Yunanistan hazırlanan sert kemer sıkma programını referanduma götürmeyi öenrdiğinde,Avrupalı bürokrat ve bankacılar korkuya kapıldı. Yunan vatandaşlar öneriyo reddedebilir ve bu da kreditörlerin paralarını geri almaması anlamına gelebilirdi.

Finans piyasalarının emirlerine teslim olunuş daha genel ve saklıdır. Sadece felaket aşamasındaki ülkeler için değil, sermaye piyasalarından para bulmak zorunda kalan tüm ülkeler için geçerlidir. Eğer ülke finans piyasalarının istediklerini yapmazsa, kredi derecelerinin düşürülmesi, paralarının geri çekilmesi ve faizlerin artırılması tehdidiyle karşılaşır; bu tehditler genelde etkili olur. Finans piyasaları genelde istediklerini elde eder. Seçimler özgür olabilir ancak en fazla önem verdikleri konularda -ekonomi konularında- seçmenlere gerçek seçenekler sunulmaz." Joseph E. STIGLITZ, Eşitsizliğin Bedeli Bugünün Bölünmüş Toplumu Geleceğimizi Nasıl Tehlikeye Atıyor? Sf, 206-207



Dolayısıyla...

Egemen sınıfın çıkarları doğrultusunda bir avuç teknokrat tarafından yönetilen bir dünyada DEMOKRASİ ve EŞİTLİKTEN söz etmek, herhalde  insanlarla alay etmekten başka bir şey değildir...

Ve de G-20 gibi oluşumlar kapitalizme hizmet etmekten öteye geçemeyecektir. O sebeple  G-20 karar mekanizmasından, halkın çıkarlarına uygun kararların alınması da asla mümkün değildir.



Sevgi ve saygılarımla!


NOT:
Bir sonraki yazımda da, STEPHANE  HESSEL'in "Öfkelenin!" adlı kitabından konuya ilişkin düşünceleri olacaktır.



"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

5 Temmuz 2015 Pazar

Bugüne Kadar Neredeydiniz?




"Çin zulmüne protesto"... 

İyi de... Yıllardır  burnumuzun dibinde  Müslümanlara ve Türkmenlere katliamlar gırla gidiyor... Dahası Kerkük'te, Felluce'de, Telafer'de, Musul'da ve Suriye'de şakır şakır Türkmenler boğazlanıyor, katlediliyor... Ve bu katliamlar geldi sınırımıza kadar dayandı...



Dolayısıyla...

Tüm bunlar yaşanırken... 

Neredeydiniz?!..


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.) 

31 Mayıs 2013 Cuma

Aaa... Sonuç Mutsuz Çıkmış... Hayret!






 "OECD Kaliteli Yaşam Anketi'nde Türkiye 34 ülke arasında sonuncu oldu.

Avustralya, güçlü ekonomisi sayesinde son üç yıldır, durumu en iyi, dolayısıyla en mutlu ülkelerin başında geliyor.

Avustralya ile birlikte İsveç, Kanada, Norveç ve İsviçre de bu yıl ilk beşe girdi." 28 Mayıs 2013

Kıssadan Hisse: 

Yani... Geri kalmış ya da gelişmekte olan 3. dünya ülkelerinin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kâh silah zoruyla gasp ettikleri için, kâh sinsi planlarıyla örtülü  sömürerek refah içinde yaşayan Haçlılar "mutlu"...

Biz mi?

"Efendiler"in araştırmasına göre, 34 ülke arasında sonuncu olmuşuz, mutlulukta...


Medeni ve özgür bir toplum ne ister?

Kimsenin kimseye kulluk etmemesini

Kimseyi kimseden üstün tutmayacak şekilde eşit koşulların hakim kılınmasını

İnsanların aklına hitap edilmesini

Aklın nefisten üstün olmasını

Ve...

Bilimsel koşullara dayalı eğitimin sürdürülmesini...

Hâl böyleyken...

Adapazarı'nda 2 çocuk annesi 25 yaşındaki Aslı Can, gece evine giderken cadde ortasında üzerine benzin dökülerek yakıldı.

Şehit annesinin -şehit olan oğlu için- ağlamasına "onun ağlaması bana iyi geliyor" diyen âkil...

Milletvekili Gültan Kışanak ve yine İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder Adıyaman'da parti otobüsünden halka seslendikleri sırada, alana gelenler büyük bir Türk bayrağı açtı. Protesto sırasında Milletvekili Önder, vekili olduğu kendi halkına; "köpek, köpek..." diye bağırdı.

3 Mayıs 2013 günü  Iğdır'dan acı haber geldi; 2 fidanımız hainlerin döşediği mayınla şehit edildi.

Belçika'ya giden tiyatro sanatçısı ve sunucu Kenan Işık, Belçika'ya giriş yaparken sınır polisi tarafından Türk ve Müslüman olduğu için uzun süre sorguya çekilerek nezarette tutuldu.

En son tedhiş haberi Reyhanlı'dan geldi. Resmi rakamlara göre patlamalarda can kayıbı'mız; 52 kişi...

Yani...

Bir taraftan içeride ve dışarıda maruz bırakıldığımız olayların yarattığı korku ve endişeyle, karşı karşıya...

Öte yandan, "mutlu ülkeler"ce plânlanmış yüz yıllık bir hesaplaşmayla, yüz yüze...

Millî ve manevî tüm değerleriyle birlikte baskı ve tehdit altına alınan Yüce Türk halkı...

Tabii ki de mutsuzlukta 1. olacak... 


Sevgi ve saygılarımla!


Image"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)