22 Temmuz 2009 Çarşamba

DİKKAT!















"Çok zeki olduğumdan değil, sadece sorunların üstünde daha çok duruyorum." Einstein

*

Televizyon kanallarını geziyorum ve biraz eğlenmek amacıyla müzik yarışması zannettiğim bir programa takılıyorum. Neyse, konuyu çok eğip bükmeden, direk izlenimlerimle birlikte değerlendirme yapmak istiyorum. Önce kameralar karşısında yarışmacıların düz ara konunun uzmanı ya da uzmanı olmayan kişilerce sorguya çekilmelerinden öte anladığım, aslında insanlara taklitden uzak durmaları yönünde mesaj vermeye çalışmaları. Ancak öte yandan, annesiyle birlikte 11-12 yaşlarındaki kız çocuğunu tam bir genç kız havalarında giydirilip, süsletilerek, eline mikrofon tutuşturulup sahneye çıkartılmasına da hep birlikte şahit oluyoruz.
*
*
Vallahi aferin!.. İşte size tüm çocuklara özendirici propoganda!.. O yaştaki çocukların oralarda işi ne?! Hadi ailesi cahil diyelim; peki, programı hazırlayanlar ve ilgili sorumlular neredeler? Bu durumu gören çocuklar, "renkli hayat" dayatmaları karşısında okumayı ne yapsınlar? Zira okuyanlar kültür alanında, bilimsel alanda oralarda boy gösteremezler!.. Allah korusun; sonra insanlarımıza iyi örnek olunur! Varsa yoksa, sorsan ki "Türkiye'nin başkenti neredir?" buna dahi yanıt veremeyecek kapasitedeki kişilerin cirit attığı, özendirildiği, boy boy yedi sülalesiyle birlikte "Nerede, ne halt işliyorlar?" sorularına, gün boyu aranılan cevaplarla, beyinlerimiz bir yöne çalışır hale getirildi!!!
*
*****
*
Neyse biz gene konumuza dönerek, içler acısı, "zavallı" durumumuzu gözden geçirmeye devam edelim. Kız çocuğunun şarkı sözlerini unuttuğu yönündeki sohbetlerin arasına büyük bir hayranlıkla sunucunun bizlere bir meziyet (!) aktarır gibi "Titanik" filminden hatırlayacağımız Selin Dion'un şarkısını İngilizce olarak çok iyi okuduğunu ilan etti! Doğal olarak arkasından çocuğa bu şarkıyı büyük övgüler ve hayranlıklar eşliğinde söyletildi. O da ne, jüri üyelerinden medyatik şahıs da (Seba TÜMER) o lakayt tavrıyla şarkıyı büyük bir gururla mırıldanmaya başladı bile!.. İşte bu!.. Ezikliğin, aşağılanmanın görüntüsü, yerini büyük bir gurura (!) büyük bir asalete (!) bırakılmaya çalışılıyor... Ekran karşısında UTANÇ duyuyorum! Bir insan bu kadar kendisini aşağılayabilir! Yani, orada çocuğa İngilizce bir şarkıyı söyletip, ardından çocuğun hep yabancı parçalar söyleyerek büyütüldüğü gibi, özenti ruhlarının dışa yansımasını görenler gördü...

Ne oluyor, bu kadar yabancı hayranlığı niye? Bizi, bu kadar aşağı gösterecek kadar, kültür ve musikimizden niçin utanılır, bunu gerçekten anlayamıyorum! Zira gelinen ve istenilen nokta itibariyle yabancı kültürün etkisine girmeye dönüştüğümüz kesin. Şimdi bu görüntüleri gören "cahil aileler", henüz hiç bir şeyin farkında olmayan çocuklarımız ve gençlerimiz neye özenip, hedeflerini ona göre belirleyecekler? Yazıklar olsun!!!
*
*****
*
Şu bir gerçek ki; bu türden özenti duyanlar, taklit edenler tamamiyle "MASKARA" o-lu-yor-lar!!!! Aslını inkâr etmek haramzadedir! Neyi inkar edip, neye özeniyorsunuz? Bu kadar özenmenin altında yatan bir o kadar da aşağılık duyguları vardır! Yok, şayet bütün bunlar kendinize "entel" sıfatı verdirmekse; inanınız "madara" olmaktan öteye geçemediğiniz gibi, sizi gören yabancılar içlerinden gülüyorlardır!!! Tüm mesele bu işte! Tek derdimiz ve düşüncemiz "Vallahi, aslında biz de sizler gibiyiz! Sizler gibi olmaya çalışıyoruz! Lütfen bizi de kendiniz gibi görün!.." Yok öyle bir şey! Her zaman her şeyin aslı makbuldur! "Taklit" hiç bir zaman değer bulmadığı gibi, insanı bir de "gülünç" durumuna düşürür!

Efendiler! Siz neyseniz, O'sunuz! Kimseyi taklit etmeyiniz! Taklit yerine, aslınızı geliştirerek kendiniz başkalarına örnek olmaya çalışınız! Yani üretiniz! Kendi öz müziğinizden niçin utanır oluyorsunuz? Kendimize has eğlence kültürümüzü ne zamandan beri inkar eder duruma düştük! Haa, modern hayat diye kültürünü, dilini, inancını terk ederek başkasına yönelmekse niyetiniz, ya-nı-lı-yor-su-nuz! Evet evrensel yaşam demek; modern hayatın içerisinde olmak demektir. Nedir o? Dogmalardan uzak, evrensel hukuk içerisinde insan hakları ve doğanın korunması yönündeki yaptırımlar, bilimin gerçeği ve insanı, insan yapan değerler, bence evrenselliktir. Bunun dışındakiler ise, tamamiyle kültürel yapıyı oluşturur; ki bu da tıpkı zengin bir bahçenin çiçekleri gibidir! Hepsinin kendine has bir güzelliği ve zevki vardır. Bu suretle kendilerinde aşağılık duygusu hissedenler olabilir (Bizce sakıncası yok; zira bu kendilerinin problemi!). Ancak bunu ekranlardan başakalarına aktarmak, beyinlere işlemek son derece sakıncalı ve hastalıklı bir ruhun işaretidir! Bu bağlamda da bilerek ya da bilmeyerek toplumun dokusunu bozmaya çalışmak, kimsenin haddine değildir! Bu durumda büyük vebal aldığınızı da belirtmeden geçemeyeceğim!

Sevgi ve saygılarımla!

2 yorum:

  1. Canlı yayın kazası!

    Küçük yarışmacının ağzından kaçırdığı sözcük Meltem Cumbul'u heyecanlandırdı

    Saba Tümer, Gökhan Özen ve Ajda Pekkan'ın jüri üyeliği yaptığı ve Meltem Cumbul'un da sunuculuğunu üstlendiği Star TV'deki yarışmada, kısa süreli bir panik hali yaşandı.

    Ağbisi Batuhan ile birlikte yarışmaya katılan Miraç'ın çok iyi Şener Şen taklidi yaptığı konuşuldu. Meltem Cumbul, küçük yarışmacıdan bir gösteri yapmasını istedi.

    Cumbul'u kırmayan Miraç, abisinin de eşlik etmesini isteyerek "Davaro" filminden Kemal Sunal ve Şener Şen'in karşılıklı oynadığı sahnelerdeki konuşmalarını taklit etmeye başladı.

    Ancak küçük Miraç'ın, filmde duyduğu bazı sözlerin canlı yayında söylenmesinin soruna yol açacağını bilmemesi ve Cumbul ve program yöneticilerinin de bu küçük sürprizden doğal olarak haberleri olmadığı için Miraç'ın dudaklarından dökülen sözler bir anda paniğe sebep oldu.
    Meltem Cumbul




    Miraç, filmdeki repliklerden birisi olan "Hıyar tarlasını kim alırsa onun k.çına girsin" şeklindeki cümleyi söyler söylemez bir anda şaşıran ve müdahale eden Meltem Cumbul, "Canlı yayındayız oğlum!" diyerek küçük Miraç'ı uyardı ancak söz ağızdan çıkmıştı bir kez.

    Cumbul, hem şaşkınlıkla hem de bu duruma çok gülerek "O laflar yok, o laflar yok! Yok o laflar. Biiiip biiiip. Ben bipleyeceğim herhalde. O lafları atarak" dedi.

    Miraç, ne yaptığını anlamasa da "Özür dilerim" diyerek durumu kurtarmaya çalıştı.

    Yaşanan bu komik anlar stüdyodakileri de ekran başındakileri de bir hayli güldürdü.

    Meltem Cumbul, küçük gösterinin devamında da benzer bir sorun yaşanmaması için "Devamında var mı böyle laflar?" diye sordu.

    Batuhan'ın "Var var, hem de çok var" sözü üzerine Meltem Cumbul, bu küçük gösteriye nokta koyma vaktinin geldiğini farkedip iki kardeşe alkış istedi ve gösteriyi sonlandırdı.

    (Televizyon Gazetesi) / Vatan Gazetesi 22 Temmuz 2009

    YanıtlaSil
  2. DİKKAT ,başlıklı yazınız gerçekten dikkat çekilmasi gereken özellikleydi.Bende butarz programları yani çocukların kullanıldığı programları ekranlarda görmekten hoşlanmayanlardanım malesef.Umuyorum gerekli mesajlar ilgili yerlere gidiyordur ve alması gerekenler alıyorlardır tşkr ederim ellerinize sağlık.saygılarımla dilek doğru

    YanıtlaSil