"Her gün kuruntu ve hayâllerle, kâr ve zarar düşüncesiyle meşgul oluruz. Bundan dolayı ruhun ne temizliği kalır, ne neşesi; ne letâfeti ve ne nûru, ne de göklere çıkacak yolu!" Mevlânâ
Gel! Ne olursan ol, yine gel...
İster kâfir ol, ister ateşe tap, ister puta...
İster yüz kere tövbe etmiş ol, ister yüz kere bozmuş ol tövbeni...
Bizim kapımız umutsuzluk kapısı değil, nasılsan öyle gel.
İşte böyle diyor Hz. Mevlânâ. Evet, biz de bu çağrıyı yapan o yüce insanın soyundan geliyoruz; bununla da gurur duyuyoruz. Mevlânâ için en özetle söyleyebileceğimiz "Mutlaka gönülden gönüle yol vardır."ifadesinden anlaşıldığı üzere, büyük bir hoşgörü sahibi olması ile başlayan ve bir çok insani özelliği taşıyan üstün vasıfların simgesi olmasıdır.
O, bir gönül insanıdır. Yani sevginin, hoşgörünün, barışın, huzurun ta kendisidir; ve bu kavramların sembolü olarak doğudan batıya bütün insanlığın düşünce ve edebiyatına derin izler bırakmıştır...
İşte bu muhteşem değerin sahibi olarak geldiğimiz noktada mutlaka sıkıntılarımızı aşabilecek çözümlerin başında, Mevlânâ'nın düşüncesi etrafında hayatı paylaşmak geliyor. Zira barışı, huzuru ve hoşgörüyü temsil eden Hz. Mevlânâ, "Haçlı seferleri ve Moğol istilalarına maruz kalan Anadolu'da, siyasî ve sosyal hayattaki kargaşa, moral değerlerdeki çözülme karşısında insanı, İslâm'ı ve aşkı ayakta tutabilmiş bir mânevî mimardır. Sadece Müslüman ve Anadolu insanı için değil, her din ve mezhepten insanın gönül aynası, göz bebeği olmuştur." Mevlânâ, Ruhsal Yolculuğun Kılavuzu / Şaban KARAKÖSE sf:23
Yine bize manevi güç olan Mevlânâ'yı bugün iyi anlayabilmek ve yaşatabilmek için onun en büyük eseri olan Mesnevi'yi derinden takip etmemiz gerekiyor. Zira "Mesnevî, bir gönül eğitimcisi olan Mevlânâ'nın ilâhi aşkı, insan sevgisini, örnek insan olmayı öğreten ve güzel ahlâk, dürüstlük, cömertlik, çalışmak, alçakgönüllülük, sabır, iyillik etmek, başkalarının iyiliğini istemek, doğru sözlü olmak, helal lokma yemek, Allah'a şükretmek ve ibadet gibi konuları açıklayan bir eserdir. Mesnevî, "Kur'ân'ın tasavvufî yorumu", "Ruhların cilası", "Allah aşıklarının kitabı" olarak nitelendirilmiştir" Mevlânâ, Ruhsal Yolculuğun Kılavuzu / Şaban KARAKÖSE sf:25
Bugün Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Anadolu toprağının bir harcıdır. Biz de onun mayasını taşıyoruz. O zaman şimdilerde muhtaç olduğumuz hoşgörüyü yeniden keşfetmeye gerek yok! Zira genlerimizede olan bu güzel unsurları yaşatmak ve harekete geçirmek zor değil! Onu başka kapılarda aramak, kendi tarihimizi ve değerlerimizi yok saymak demektir.
O halde, yıllardır ihmal ettiğimiz bu değerlerimizi tanımak, bilmek ve yeniden şahlandırıp, nesilden nesile yaşayarak aktarmak, gönüllerimize yerleştirmek, boynumuzun borcu olması gerek! Ondan da öte, yaşamsal bir zorunluluktur!
Sevgi ve saygılarımla!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder