14 Ocak 2010 Perşembe

Dizi Bahane, Olay Şahane (!)...


















"Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin." İsrâ Sûresi, 37. Ayet


Osmanlıdan bu yana gelen Türk Musevi ilişkileri göz önüne alınırsa, bilinmelidir ki Türklerle, Museviler arasında daima sıcak ilişkiler yaşanmıştır. Ayrıca Osmanlı dönemiyle başlayan Musevilere kucak açma, onlara, çeşitli zamanlarda yapılan baskılar karşısında hiç tereddütsüz topraklarımızda barınmalarına izin verilmiştir.


Hâl böyle oluncada İsrail ile yaşanan son diplomatik krizde, "Bize ahlâk dersi verecek olan en son Türkiye'dir!.." mealinde sarfedilen cümleler, millet olarak bizi derinden yaralamıştır! Yetmedi, devamında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni aşağılamaya yönelik sergilenen davranış ve tutumları, tüm Türkiye ekranlardan izledi. Elbette ülkemize ve milletimize yapılan, en azından diplomatik açıdan bakıldığında ve yine diplomasi diliyle en hafif tabirle "nezaketsiz" olarak nitelenen bu seviyesiz olayı sıradan olarak algılamamızı kimse bizden beklemesin! Zira söylenilenin aksine söz konusu eğer ahlâk dersi vermekse, bunu bizden daha iyi kim verebilir, buradan izninizle sormak isterim:

İnsan haklarının yılmaz savunucusu (!) Batı mı? Yoksa dünyanın hamiliğine soyunan Amerika mı? Şüphesiz ki bunların hiç birisi olamaz! Zira sicilleri o kadar kabarık ve dolu ki, saymakla bitiremeyiz! Diğer taraftan sözün sahibi İsrail ise malûm durmak ve bitmek bilmeksizin Filistin halkına yaşama hakkını bile tanımaktan yoksun derecede zalim...


Her fırsatta "insan hakları", "fikir özgürlüğü" gibi içi boşaltılmış cümleleri başımıza dokuyan medeni (!) devletler, söz konusu kendileri olunca olay birden krize dönüşüyor!!! Peki o vakit adama sormazlar mı, Hz. Muhammed'e karşı saygısızca çizilen karikatürler, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim için yazılanlar (Salman Rüşdi), "Geceyarısı Ekspresi" gibi çekilen filmleri hangi kitaba uydurarak savunmaya geçtiniz?! Tabii verilen cevaplar hep, "Fikir ve düşünce özgürlüğü"...

İyi de o zaman siz hangi hakla ve terbiye ile çekilen bir diziyi devlet sorunu haline getirerek diplomasi terbiyesine uymayan bir yöntemle Türkiye Cumhuriyeti'ni "aşağılama" küstahlığına bürünebilirsiniz? Bu olsa olsa devlet geleneği olmayan ve suçluluk duygusu taşıyan zihniyetlerde olabilir!!! Zira bu duygu İsrail'i o kadar sarmış ki, en ufak bir eleştiriye dahi tahammül gösteremeyecek kadar ZAYIF, BENCİL ve KÜSTAH davranış içerisine girmiştir!

Ancak olayın geldiği noktaya bakılırsa, söz konusu olan "dizi" bahane gösterilerek, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı kin ve düşmanca bir yaklaşım sergilenmek istendiği ortada... Zira yaşanılanları başka nasıl değerlendirmek gerekir, diye sormadan geçemeyeceğim!

Sevgi ve saygılarımla!

2 yorum:

  1. Bence İsrail'in geçek yüzü bu. Ama maalesef son dönemlerdeki yanlış politikaların sonuçlarını almaya başladık. Yüce Türk Milleti ve Devleti resmen hakarete uğradı. Yazıklar olsun. Yazınız için teşekkürler. Serkan Alpaslan

    YanıtlaSil
  2. TÜRKÜM DOĞRUYUM ÇALIŞKANIM.Bir sen bir de ben...ELİF

    YanıtlaSil