7 Nisan 2010 Çarşamba

"Medeni"lerin Medeniyete Kayıtsızlığı...


















1727 yılında inşa edilmiş, Nevşehir'de Damat İbrahim Paşa Külliyesi içerisinde yer alan kütüphaneyle öğrendim; kütüphanenin ne olduğunu... ve sıra sıra raflarda dizilmiş kitapların bizlere sessiz sedasız arkadaşlık etmek üzere okuyucu beklediklerini... Oraya her defasında büyük bir heyecanla gittiğimi çok iyi hatırlıyorum. Zira çocuk halimle oradan başka yere gitmeme izin vermezdi sevgili annem...


Bu yüzden de olsa gerek kütüphane benim için hep sımsıcak bir mekan olarak hayallerimi süslerdi... Şimdi hayal meyal külliye içerisindeki tarihi odalarda, sayısız kitapların sınıflandırılarak tanzim edilişi, beni, sınırsız hayallere taşıdığını hatırlıyorum... Aslında neyin ne olduğunu anlayamadığım şeylere rağmen memurların bizimle sessiz sedasız, ama büyük içtenlikle ilgilenerek çalışmamıza yardımcı olmasıyla da bir yana; kütüphane, yüreğimi hep heyecanlandırmıştır... Orada olduğum süre içerisinde neler düşünürdüm neler... Hazırladığım ödevlerin, ertesi gün öğretmenim üzerinde bırakacağı derin izleri düşlerdim mesela.


Diğer taraftan resimsiz olan kitapları elime alarak yazılarına baktığımda; okunması güç olarak değerlendirip, yerine resimli kitaplar istediğimi anımsıyorum. Zira kütüphanenin o muhteşem ağırlığı altında kendimi büyükler gibi okuma havası içerisine sokmaya çalıştığımı da hatırlıyorum... Özellikle büyüklerimle geldiğim kütüphanede beni, çocuk bölümüne almalarına karşın içten içe kızgınlıkla karşıladığımı gülümseyerek özlemle anımsıyorum...


Kütüphane aynı zamanda bir toplumun hafızası gibidir. Eski çağlardan beri insanlığın hizmetinde olan kütüphaneler, toplumlar için hayati önem taşır. Burada buluşur bilim, sanat, kültür... Düşünmenin yolunu açar. Medeniyetler burada buluşur. Velhasıl hazinedir kütüphaneler. Ve dolayısıyla bir toplumun ve ülkenin çökertilmesinin de kütüphanelerden geçtiğini 2003 yılındaki Irak'ın işgal edilmesiyle bir kez daha öğrenmiş oldu insanlık. "Irak'ta müzeler ve kütüphaneler yağmalanıp, kundaklandı. Binlerce el yazması kitap ya çalındı, ya alevlere teslim edildi."


"Bağdat Kütüphanesi'nin yanması bir rezalet. Bilinçsiz ahali kütüphaneyi yağmalıyor. Amerika kendi ülkesindeki eserleri koruyor ama Irak'a aynı özeni göstermiyor..." Prof. Dr. İlber ORTAYLI A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi

"Millî Kütüphane'de olanlar bir facia. Sadece Irak'ın değil bütün insanlığın geçmişini yağmalıyorlar..." Nazan ÖLÇER Türk İslam Sanatlar Müzesi Müdürü


Kütüphane, medeniyet demektir. Nasılki Sezar'ın ordusuyla yakılan İskenderiye Kütüphanesi bugün halen belleklerimizde bir medeniyetin yok edilmesi olarak görülüyorsa, bir o kadar da günümüzde Saray Bosna'da Sırp saldırılarıyla yok edilen Üniversite Kütüphanesi gibi Irak'ta işgal ve saldırıyla yağmalanan Ulusal Müze ve Ulusal Kütüphane ile de anlaşılıyor ve görülüyor ki, sözde medeni ülkeler medeniyetin nasıl da bir çırpıda yok edilmesine göz yumabiliyorlar...


Ülkemizde 1964'ten bu yana Mart ayının son pazartesi başlayan haftası "Kütüphaneler Haftası "olarak değerlendirilmektedir. Bu vesileyle kütüphanelerin önemi üzerinde halkımızın acilen bilgilendirilmesine hız verilmesi gerekir. Ancak yazılı ve görsel basının buna ne kadar önem verdiği üzerinde ayrıca düşünmek gerekiyor. Öte yandan okuma alışkanlığını kazandırmak ülkemizin en önemli ihtiyaçları arasında yer aldığının vurgulanması gerekir diye düşünüyorum. İnsanların bol bol kitap okuması ve kitap edinmesi dileğiyle...

Sevgi ve saygılarımla!

1 yorum:

  1. kendilerini medeni kabul ettirmek isteyenlerin medeniyetsizlikleri...AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ. elif

    YanıtlaSil