6 Haziran 2009 Cumartesi

Tüketirken Tükeniyoruz!..






















Çocukken bana "Sadece katırlar ve yol tabelaları fikrini değiştirmez." derlerdi. Bernard Baruch



5 Haziran Dünya Çevre Günü idi. Teknolojik olarak sürekli ilerlediğimiz bu zaman ve şartlar ne yazık ki ekolojik dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Bu durumda da yaşadığımız dünya için olmazsa olmazları olan yaşam unsurlarının, bir bir kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Nedir onlar, diye kabaca baktığımızda, hemen aklımıza "hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği" gelmektedir. Zira bu unsurlar olmadan bitkilerin, hayvanların ve biz insanların yaşama şansı yoktur.


Bu konuyu tarihsel süreçle birlikte akademik düzeyde anlatan o kadar çok yayın ve kuruluşlar var ki. Her biri, insana ayrı bir pencereden bakış açısı sunmaktadır. Ama hepsinin de ortak anlatım hedefi, yaşanılabilir bir dünyaya sahiplenmek ve onu, birey birey korumanın zorunluluğuna işaret etmektedir. Yani hiçbirimizin bu konuya duyarsız kalarak, "bana ne!" diyecek lüksümüz olmadığının uyarıcısıdır. İçinde bulunduğumuz sorunların hergün biraz daha arttığını görüyor ve yaşıyoruz. O halde bu demektir ki birşeyler yanlış gidiyor! Bu gidişatın bizzat mimarları olanlar ise, çevreyi gözardı ederek "çevre sorunu yok" düşüncesiyle, menfaatler doğrultusunda elimizle yok ettiğimiz dünyamızın üzerine örtülmeye çalışılan "büyük felaketler"le çevreyi düşünmek gibi bir problem yok algılatması yaymakla, bir yanılgı içerisindeler. Öyleyse bu yanılgı, ileride hepimizin sonu olması anlamına da gelmektedir. Bu da bir insanlık suçu olarak bilinmelidir! Bunun yanında çevre etiği oluşmayan bireylerin oluşturduğu toplumlar da, aynı zamanda diğer kesimlerin de zarar görmesine vesile olmaktadır.



İnsan, bu dünyayı oluşturan unsurlardan sadece bir tanesidir. Ancak aklı ile kurduğu hakimiyetle bir o kadar da tek başına tüm canlılığı yok edebilecek kadar güçlü bir unsurdur. Bu kadar güçlü hakimiyet karşısında insan; temiz havayı soluduğu kadar varlığını sürdürebilir. O halde bu hayati düşünceyi göremiyecek kadar da hırsa sahip olmanın getireceği, elbette ağır yükümlülüklerinin bir faturası da olacaktır. İşte şimdi bizler bu ağır şartların altında bir şeyler yapmak durumundayız, diye düşünüyorum. İnsan aklı, salt ekonomik çıkarlarını düşünen olmamalı. Zira o aklı doğru kullanarak, dünyadaki tüm canlılığa saygıyı barındıran şekilde işletmeliyiz. Bakınız burada Dostoyevski'den bir ifade kullanmak isterim; "Önemli olan akıl değil, onu güden yaradılış, yürek, soylu duygular, bilgidir..." Demek ki, akıl varlığı da ahlâkla birleşmek zorundadır. Yani ahlâkın olmadığı heryer sorunları da beraberinde getirmektedir. Burada insanlığın felsefesini oluşturan dinlere de baktığımız zaman, insanlar için yaşam kutsal bir hak olarak görülüyor. İslâm'da şöyle diyor; "Yiyin, için; fakat israf etmeyin. Çünkü Allah, israf edeni sevmez!" Dünyamızın sahip olduğu kaynakların sınırlı olduğunu bugün her zamankinden daha iyi biliyoruz. Savurganlık ve aşırı tüketim sadece bizleri değil, gelecek nesilleri de etkileyecektir. Bu nedenle bilinçli ve duyarlı olmak zorundayız.



Küresel ısınmaya sanayileşme neden oluyor. (Ki Amerika, bu nedenlerin en başında geliyor.) Eşitsizlikten oluşan yoksulluk insanların yaşama haklarını ellerinden alabildiği gibi, beraberinde bir çok sıkıntıyı da getiriyor. Mesela, yaklaşık 1,5 milyar insan yeterince beslenemiyor! Keza temiz su bulamayan bir o kadar insanlar da var. Kısaca yapmamız gereken, sürdürülen siyasi politiklarda, çevreyi gözetmek uluslararsı bir tutum anlayışıyla olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, atmosfer hepimizin atmosferidir! Bu durumun korunması için devletler "senin, benim" diye ayrım gözetemezler! Ayrıca küresel yaşam tarzı hepimizin ortak anlayışı olduğu gibi bu dönemde sürdürülebilir politikalar, sadece günümüz insanlarını değil, gelecek nesilleri de kapsayan düşünce sistemi ile olmalıdır. O halde çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız!
Sevgi ve saygılarımla!

1 yorum:

  1. merhaba hocam. Yine çok anlamlı bir konuya değinmişsiniz .Malesef çevre kirliliği hat safhada ne içtiğimiz su nede havamız nede toprağımız hepsi kimyasal atıklarla bezendi ve bizlerin sağlığı ile oynanıyor.Tüketiyoruz vede tükeniyoruz... ellerinize sağlık saygılarımla .dilek doğru

    YanıtlaSil