*
*
*
*
*
*
Hayatın her alanında sorulması gereken soru "Ne elde ettik?" değil, "Ne yaptık?" tır. Carlyle
*
“Pop’un Kralı” diye anılan Michael Jackson, hayata veda etti. Elvis Presley'den sonra müzik dünyasında yer edinen, dünyaca tanınmış kişi Michael Jackson; sanatçılığının yanı sıra, sık sık çılgın ve sansasyonel yaşantısıyla da medya gündeminden hiç düşmedi. Elbette ki ölenin arkasından konuşacak değiliz; ancak söz konusu Michael Jackson'ın sanatsal kimliğinin dışındaki, üzerinde düşünülmesi ya da sorgulanması gereken dehşet verici gelişmeler desek, daha doğru olacaktır. Zira Michael Jackson dünyaya "zenci olarak geldi; ama beyaz" olarak ayrıldı. Yani en azından görüntü itibariyle. Yaptırdığı estetik ameliyatlar neticesi üzülerek dillendirmek istediğim şey; gördüğümüz görüntülerin neredeyse insan olmaktan ötede bir algılama hissettirmesidir. Bu durumun normal bir insanda, ne denli ruhsal yara açabileceğini kestirmek zor olmasa gerek diye düşünüyorum.
Evet M. Jackson'ın, aslında kimi tekelcilerin elinde nasılda kullanıldığı ortada değil mi? Bu durum birilerinin, birilerini şöhret yolunda kullanarak, dünyaya egemen olmanın adeta göstergesi gibi de algılanabilir. Buradan kapitalizmin kirli dünyasında kim olursa olsun, çıkarlar uğruna ellerinde nasıl oyuncak olunduğunun gerçek bir kanıtı olarak görmek ve okumak mümkündür. M. Jackson da seçilmiş bir kişi. Üzerinde oynanarak her anlamda müthiş bir rant elde edilmiştir. Üstelik bütün dünyaya da, çok güzel reklam yapılarak. Dev firmalar bu yolla kendilerine çeşitli sektörler yaratmışlardır. Jackson'ı çıldırtacak seviyede zengin ve şöhret sahibi yapanlar, bir o kadar da küresel anlamda isteklerine ulaşmışlardır. Nedir onlar, diye bakıldığında izninizle bir kaç gözlemimi aktarabilirim.
Kimilerine göre Jackson'ın ezilmiş ruhunun neredeyse intikamını alır gibi davranarak, utanç duyduğu ırkına meydan okurcasına dev ilaç sektörlerinin, henüz hiç kimse üzerinde bile denenmemiş uygulamalarına "kobay" olması ve bu durumdan da, bu sektörün milyonlarca dolarlık kazanç sağlaması sizce neyin göstergesidir? Kimlere örnek model edilmiştir? Yine bir ırkın, diğer bir ırka ezici bir şekilde gurur kırmanın da yolu açılmamış mıdır? Buna kısaca beyaz ırkı üstün (!) ve hakim (!) görmek de diyebiliriz! Bir diğer taraftan da, manevi olarak doğanın hakimiyetine meydan okumak da var tabi. Yaradılaşa baş kaldırmak, genlerle oynamak bir insanı -şeklen- insanlıktan çıkarmaya sevk edilmek olarak M. JACKSON örnek oldu desek tam yeri olacaktır. Buradan elde edilen insanların tenleri üzerinde az ya da çok oynamanın yolu açılmış oldu. İnanılmaz boyuta ulaşan estetik alanda cüretin sonunun nerelere dayandığını umut ediyorum ki, pahalı bir dersle M. Jackson'la öğrenmiş oldu insanlık. Nitekim, geçirdiği ameliyatlar neticesi burun ve kulak kıkırdak kemiklerinin düşme noktasına geldiğini; gerek görsel yayın organları aracılığıyla, gerekse yazılı basından okuyarak korkunç gelişmeleri hep birlikte görerek öğrendik.
M. Jackson'ın sanatçı kimliği konusunda söyleyecek sözümüz yok. Zira birileri onu bu zirveye taşıdı. Buradaki amaç da; kapitalizmin beslendiği ve sürdürmek istediği yaşam tarzının bir gerçeğidir. Bu kaçınılması zor sistemin içerisine, tek tek çekilmek isteniyoruz. Çünkü, bu yolla bir çok çark döndürülmektedir. Bunu saymakla bitiremeyiz. Zira hepsi zincirin birer halkası gibidir. İşte bu çarkın içerisinde mutlaka her alanda seçilmiş kişiler vardır. Demek oluyor ki; burada kişilerin kim oldukları değil, ne için var oldukları önemlidir! Onlar sadece orada olmaları gerektiği için vardır. Bundan sonrası ise artık yazılmış bir senaryonun oynanması gibidir. Önemli olan oyunun ortaya çıkması; oyuncular, birileri tarafından uygun şartlar içerisinde seçilerek, istedikleri hedef doğrultusunda şekillendirilip, insanlara örnek model oluşturulmaktadır. Bundan sonrası kitlesel olarak, takibe çıkmaya hazırlardır zaten. Nitekim de öyle değil midir? Yani tek tip insan, tek tip yaşam tarzı, tek tip anlayış! Kısaca seri üretim...
Michael Jackson, bir "kobay" gibi kullanılarak hayatını sürdürdü. Kimilerinin hayal bile edemeyeciği bir varlık içerisinde, "krallar" gibi yaşadı. Ama gerçek anlamda, ruhsal yaşamı bizler gibi olmadığı da her halûkarda ortadaydı. Zira normal insanlar gibi yaşamını sürdürmekten uzak sanki bir başka gezegenden gelmişte, bu dünyaya ayak uydurmak için çaba sarfeder gibi; dış destekli ve kontrollü bir yaşamın içerisindeydi. Bu yaşamın kendisine verdiği zarar bir yana, çevresine de bir çok gariplikler altında, çeşitli sorgulamalarla insanların belleğinde yer edinmiştir.
Evet M. Jackson'ın, aslında kimi tekelcilerin elinde nasılda kullanıldığı ortada değil mi? Bu durum birilerinin, birilerini şöhret yolunda kullanarak, dünyaya egemen olmanın adeta göstergesi gibi de algılanabilir. Buradan kapitalizmin kirli dünyasında kim olursa olsun, çıkarlar uğruna ellerinde nasıl oyuncak olunduğunun gerçek bir kanıtı olarak görmek ve okumak mümkündür. M. Jackson da seçilmiş bir kişi. Üzerinde oynanarak her anlamda müthiş bir rant elde edilmiştir. Üstelik bütün dünyaya da, çok güzel reklam yapılarak. Dev firmalar bu yolla kendilerine çeşitli sektörler yaratmışlardır. Jackson'ı çıldırtacak seviyede zengin ve şöhret sahibi yapanlar, bir o kadar da küresel anlamda isteklerine ulaşmışlardır. Nedir onlar, diye bakıldığında izninizle bir kaç gözlemimi aktarabilirim.
Kimilerine göre Jackson'ın ezilmiş ruhunun neredeyse intikamını alır gibi davranarak, utanç duyduğu ırkına meydan okurcasına dev ilaç sektörlerinin, henüz hiç kimse üzerinde bile denenmemiş uygulamalarına "kobay" olması ve bu durumdan da, bu sektörün milyonlarca dolarlık kazanç sağlaması sizce neyin göstergesidir? Kimlere örnek model edilmiştir? Yine bir ırkın, diğer bir ırka ezici bir şekilde gurur kırmanın da yolu açılmamış mıdır? Buna kısaca beyaz ırkı üstün (!) ve hakim (!) görmek de diyebiliriz! Bir diğer taraftan da, manevi olarak doğanın hakimiyetine meydan okumak da var tabi. Yaradılaşa baş kaldırmak, genlerle oynamak bir insanı -şeklen- insanlıktan çıkarmaya sevk edilmek olarak M. JACKSON örnek oldu desek tam yeri olacaktır. Buradan elde edilen insanların tenleri üzerinde az ya da çok oynamanın yolu açılmış oldu. İnanılmaz boyuta ulaşan estetik alanda cüretin sonunun nerelere dayandığını umut ediyorum ki, pahalı bir dersle M. Jackson'la öğrenmiş oldu insanlık. Nitekim, geçirdiği ameliyatlar neticesi burun ve kulak kıkırdak kemiklerinin düşme noktasına geldiğini; gerek görsel yayın organları aracılığıyla, gerekse yazılı basından okuyarak korkunç gelişmeleri hep birlikte görerek öğrendik.
M. Jackson'ın sanatçı kimliği konusunda söyleyecek sözümüz yok. Zira birileri onu bu zirveye taşıdı. Buradaki amaç da; kapitalizmin beslendiği ve sürdürmek istediği yaşam tarzının bir gerçeğidir. Bu kaçınılması zor sistemin içerisine, tek tek çekilmek isteniyoruz. Çünkü, bu yolla bir çok çark döndürülmektedir. Bunu saymakla bitiremeyiz. Zira hepsi zincirin birer halkası gibidir. İşte bu çarkın içerisinde mutlaka her alanda seçilmiş kişiler vardır. Demek oluyor ki; burada kişilerin kim oldukları değil, ne için var oldukları önemlidir! Onlar sadece orada olmaları gerektiği için vardır. Bundan sonrası ise artık yazılmış bir senaryonun oynanması gibidir. Önemli olan oyunun ortaya çıkması; oyuncular, birileri tarafından uygun şartlar içerisinde seçilerek, istedikleri hedef doğrultusunda şekillendirilip, insanlara örnek model oluşturulmaktadır. Bundan sonrası kitlesel olarak, takibe çıkmaya hazırlardır zaten. Nitekim de öyle değil midir? Yani tek tip insan, tek tip yaşam tarzı, tek tip anlayış! Kısaca seri üretim...
Michael Jackson, bir "kobay" gibi kullanılarak hayatını sürdürdü. Kimilerinin hayal bile edemeyeciği bir varlık içerisinde, "krallar" gibi yaşadı. Ama gerçek anlamda, ruhsal yaşamı bizler gibi olmadığı da her halûkarda ortadaydı. Zira normal insanlar gibi yaşamını sürdürmekten uzak sanki bir başka gezegenden gelmişte, bu dünyaya ayak uydurmak için çaba sarfeder gibi; dış destekli ve kontrollü bir yaşamın içerisindeydi. Bu yaşamın kendisine verdiği zarar bir yana, çevresine de bir çok gariplikler altında, çeşitli sorgulamalarla insanların belleğinde yer edinmiştir.
*
Şimdi, kalplerimizden geçirdiğimiz ilk sorgulamayı, buraya aktarmak isterim; M. Jackson, hangi kimliğiyle beyinlerimizde ilk çağrışımı yapıyor?
Evet; verdiğimiz cevap aslında küresel sermayenin ve tekelcilerin gerçek zaferi, insanlığın da tehdit ve tehlike altında olduğunun kanıtıdır diyebilirim!!!
Sevgi ve saygılarımla!
Evet Jackson'dan bütün insanlığın çıkarması gereken dersler olduğunu ben de düşünüyorum. Yazınız için teşekkürler. Yeni yazılarınızı bekliyorum.
YanıtlaSil