8 Ekim 2009 Perşembe

"Bir Dünya Bırakın"


















"Filozofların aydınlatamadığı toplumları şarlatanlar aldatır." Condorcet

Evet, ekim ayının ilk pazartesi günü Dünya Çocuk Günü; Birleşmiş Milletler Evrensel Çocuk Bildirgesi ise 1959 yılında kabul edilmiştir. Bu bildirgeye göre:


1. İlke:
Tüm dünya çocukları bu bildirgedeki haklardan din, dil, ırk, renk, cinsiyet, milliyet, mülkiyet, siyasi, sosyal sınıf ayırımı yapılmaksızın yararlanmalıdır.
2. İlke:
Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı normal koşullar altında özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir
3. İlke:
Her çocuğun doğduğu anda bir adı ve bir devletin vatandaşı olma hakkı vardır.
4. İlke:
Çocuklar sosyal güvenlikten yararlanmalı, sağlıklı bir biçimde büyümesi için kendisine ve annesine doğum öncesi ve sonrası özel bakım ve korunma sağlanmalıdır. Çocuklara yeterli beslenme, barınma, dinlenme, oyun olanakları ile gerekli tıbbi bakım sağlanmalıdır.
5. İlke:
Fiziksel, zihinsel ya da sosyal bakımdan özürlü çocuğa gerekli tedavi, eğitim ve bakım sağlanmalıdır.
6. İlke:
Çocuğun kişiliğini geliştirmesi için anlayış ve sevgiye gereksinimi vardır. Anne ve babasının bakımı ve sorumluluğu altında her durumda bir sevgi ve güvenlik ortamında yetişmelidir. Küçük yaşlarda çocuğu annesinden ayırmamak için bütün olanaklar kullanılmalıdır. Ailesi ve yeterli maddi desteği olmayan çocuklara özel bakım sağlamak toplumun ve kurumların görevidir. Çocuk sayısı fazla olan ailelere devlet yardımı yapılmalıdır.
7. İlke:
Genel kültür ve yeteneklerini, bireysel karar verme gücü, ahlaki ve toplumsal sorumluluğu geliştirecek ve topluma yararlı bir üye olmasını sağlayacak eğitim hakkı verilmelidir. Bu eğitimde sorumluluk önce ailenin olmalıdır. Eğitimin ilk aşamaları parasız ve zorunlu olmalıdır.
8. İlke:
Çocuk her koşulda koruma ve kurtarma olanaklarından ilk yararlananlar arasında olmalıdır.
9. İlke:
Çocuklar her türlü istismar, ihmal, ve sömürüye karşı korunmalı ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamalıdır. Çocuk uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmayacak, sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmayacak ve izin verilmeyecektir.
10. İlke:
Çocuk ırk, din ya da başka bir ayrımcılığı teşvik eden uygulamalardan korunacaktır. Anlayış, hoşgörü, insanlar arası dostluk, barış ve evrensel kardeşlik ortamında enerji ve yeteneklerini diğer insanların hizmetine sunulması gerektiği bilinciyle yetiştirilmelidir.



Şimdi bir bakalım: Irak'da, Afganistan'da, Filistin'de çocuklara neler oluyor? Normal yaşam koşullarını bir kenara bıraktık; bu ülkelerde ne yazık ki çocuklar AĞLIYOR!.. Şiirde dile getirildiği gibi vatanları gözyaşları ve kanla ıslanıyor! Göklerde uçurtma yerine bombalar uçuşuyor! Şarkı sesleri yerine ağıt, feryat sesleri yeri göğü inletiyor! Ama ne çare ki bugünü "Dünya Çocuk Günü" ilân eden ve sözde evrensel bildirgelerle senelerce kitaplara konu edilerek anlı şanlı kutlamalar yapan Birleşmiş Milletler; konu üzerinde ne düşünürler, bilinmez... Zira bu çocuklar, ne Batılı, ne de Hıristiyan! O halde bildirgenin aksine, "din, dil, ırk" gözetimi yapılıyor olsa gerek ki, ses seda çıkmıyor!


Bu durumda halen yürürlükte olan bildirge, sadece kağıt üzerinde yazılmış olmakla kalıyor herhalde... Muhtemel 5 Ekim 2009 günü de bu bildirge dahilinde, Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerce kutlamalar yapıldı. Ama o kutlamalar yapılırken bu ülke çocuklarının, yaşama haklarının dahi ellerinden alınarak acılara terk edilmesine seyirci kalanlar, ne hissettiler acaba? O halde, nerede kaldı bu anlı şanlı, yaldızlı yazılmış haklar? Bildirgeyi okurken hakkın ve adaletin -yeryüzündeki neredeyse iyilik melekleri gibi- temsilcileri konumunda olan Birleşmiş Milletler'in daimi -Amerika Birleşik Devletleri, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, İngiltere, Fransa- karar vericileri; bugün bu duygulardan uzak, görünmez bir yerlerde saklanıyorlar olsa gerek... Varlığını gören, duyan var mı?

Sevgi ve saygılarımla!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder