24 Şubat 2016 Çarşamba

Nefretle Kınıyorum...



"15 Şubat 2016 tarihinde Matematik öğretmeni Bayram Ö.'nün özel ders verme bahanesi ile Cansel'i bir bağ evine götürerek Cansel'e tecavüz ettiği iddiası"

Ayrıca...

"Kayseri’de matematik öğretmeninin cinsel tacizine uğrayıp canına kıyan 18 yaşındaki 12. sınıf öğrencisi Cansel Buse K. Türkiye’nin kanayan yarasını bir kez daha gün ışığına çıkardı. Cansel’in tacizcisi 33 yaşındaki öğretmen Bayram Ö.’nün “Cinsel taciz vakalarıyla ilgili” eğitim gördüğü ortaya çıktı."


Yıllar önce...

Henüz 14-15 yaşlarındayım...

Okulda tanınan ve sevilen bir öğrenciyim...

Bir gün fen bilgisi öğretmenimiz çalışkanlığımı dile getirerek benden  eşine çokça bahsettiğini, o sebeple "Tülay eşim hemşire, nöbetleri var. Cumartesi günü saat 14:00'te seni evimize bekliyorum. Gel mutlaka seni eşimle tanıştırmak istiyorum" dedi. Hayal meyal hatırladığım kadarıyla evleri bize yakın bir yede olduğu... Neyse işittiğim bu sözler karşısında çok sevinçliyim. Zira öğretmenim beni çok sevdiğini ve eşiyle tanıştırmak istediğini söylemişti.. Mutlu mutlu evde çok sevgili anneciğime olayı anlattım. Zira sevgili anneciğimin  prensibi, bizim öyle arkadaş toplantılarına (o yaşlarda) filan katılmamıza asla izin vermezdi. Dolayısıyla daha cümlemi tamamlamadan sevgili anneciğimin sert yaklaşımıyla karşılaştım. Tabii öğretmenimin çağrısına uymadım.


Pazartesi günü okuldayım. Yazılımız var... Salonda toplandık. Zira 3 şube bir arada olacağız yazılıyı. Derken unutamadığım o an gözümün önünde yeniden canlanıyor... Kolçaklı sandalyelerde oturuyoruz. Fen bilgisi öğretmenim yanıma geldi, bilmiyorum ne oldu. Zira halen suçumun ne olduğunu bilemediğim bir gerçekle, öğretmenim bana çok sert bir tokat attı.. Çok utandım... Zira hiç öyle bir durum yaşamamıştım. O takatın nedeni olarak evine gitmediğim için olabilir diyerek kendimi suçlu hissettim ve hiç sesimi çıkarmadım. Zira aldığım terbiye de sözünde durmak vardı. Eh, çocuk aklımla "tamam öğretmenim" dediğim halde, dediğimi yapmamıştım...


Yaşadığım bu anıyı zihin altında saklamış olduğumu farkettim. Zira birkaç gün önce Kayseri'de yaşanan o vahim haberi okuduğumda aniden bu anım gözlerimin önüne geldi.. Oysa bu vakte kadar bu olayı hiçbir zaman sorgulamadığım gibi aklıma bile getirmemiştim. Nasıl getirebilirim ki.. Hiç öğretmen kötü niyetli olabilir mi?!..

Ben bir öğretmenim. Öğretmenler öğrencilerini çok sever ve onları canı gibi korurlar. En azından öyle düşünüyorum. Ama ne yazık ki bu tür ruhları kirli günahkar sapkınlar, dün olduğu gibi bugünde mevcutlar.. Dolayısıyla önemli olan bu hastalıklı sapkınları toplum dışı etmemiz ve onları şüphesiz ki korumadan, olayların üzerini örtbas etmeden adalet önüne çıkarmak ve toplumsal yaptırımları devreye sokarak teşhir etmek hepimizin öncelikli görevidir.

Sevgili çocuklar, değerli anne ve babalar... öncelikle kendimizi kendimiz korumak zorundayız, ilkesini unutmamalıyız! Kim olursa olsun önce dışarının çok kirli olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadan, değil öğretmen, kimsenin çağrısına uymayacağımız gibi her şeyi en yakınımız olan anne ve babalarımıza aktararak onların koruması ve tecrübelerini almak zorundayız... Bugün yıllar önce yaşadığım olayı sizlerle paylaşmaktaki amacım, çocuk ruhuyla öğretmenimin olası bir art niyet taşıdığı düşüncesini asla aklıma gelmediğini hatırlatmaktır. Bugün art niyet olarak baktığım bu olayı sorguladığımda, elbetteki hiçbir  iyi niyet görüntüsü, hatta kırıntısı dahi göremediğimdir.


Dolayısıyla... 

Annelerinizden babalarınızdan hiçbir şeyinizi saklamadan her bir şeyinizi anlatınız!!! Anneler, babalar, çocuklarınızı çok yakından takip ederek onların, nereye gittiklerini, kimlerle bir arada olduklarını ve neler yaptıklarını titizlikle öğreniniz...



Cansel Buse hepimizin namusu, hepimizin çocuğuydu. O okula emanet edilmiş bir öğrenciydi!! 

Dolayısıyla  böyle sapık öğretmenleri ve de  olayı örtbas edenleri ve  görmezden gelenleri şiddetle ve nefretle kınıyorum.

Yazıklar olsun...



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

21 Şubat 2016 Pazar

Cennet-Cehennem






"Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler." Mü'min Sûresi 57. Ayet

Cennet adı Kur'an'da (yanılma payı olabilir) 127 ayette 141 defa geçtiği söyleniyor.. Dolayısıyla semavi dinlerin ortak paydası olan cennet kavramı, biz insanlara fiziksel ve ruhsal olarak sonsuz doyuma ulaşılan yer olarak hatırlatılıyor. 

Hani içinde şırıl şırıl derelerin aktığı, cıvıl cıvıl kuşların öttüğü insana ruhsal ve bedensel  huzur veren, yemyeşil ağaçlardan, envai çeşit çiçeklerden meydana gelen ve sonsuz güzelliği içinde barındıran yer. Dahası Kur'an bilgilerine göre de:

Barışın, mutluluğun, huzurun adresi. Ve de bu eşsiz güzelliklerin sahibi Yüce Allah'ı göreceğimiz yerdir cennet. O halde hani "dünyanın 100 doğal ormanından biri olan, endemik bitki örtüsü ile bir doğa harikası olan Artvin’de, Artvin ormanlarının beyni Cerattepe" yeryüzündeki cennetin bir parçası değil midir?

Dolayısıyla...

Hani bu dünyada vicdani duygularımızı takip ederek yaşadığımızda bize sunulan mutlulukların hakiki cennet tadında olduğunu göremeyecek kadar hırsımıza kapılarak, biz öldükten sonra cennete gidelim diye birbirimizi boğazlarken.. yaratılış amacına uygun şekilde bize  bahşedilen yeryüzü cennetini kendi ellerimizle nasıl cehenneme çevirdiğimizi anlamak ve görmek için cennet yerlerimizi bir bir talan edip yok ettiğimizi görmemiz yeterli olacaktır.

Hal böyleyken...


"Son ağaç yıkılıp, son nehir kirletilip, son balık da tutulduktan sonra  paranın yenmediğini göreceksiniz."  Kızılderili Atasözü

"Işıl Reçber’in DuruDiamond için tasarladığı mücevherler, sosyetenin beğenisine sunuldu.
İstanbul’un en seçkin rezidanslarından Park Residence Cadde’de üzenlenen tanıtım davetine iş,sanat ve cemiyet hayatından ünlü isimilar biraraya geldi. Büyüleyici Işıl Reçber by Duru Diamond koleksiyonunda, altın üzerine pırlanta, elmas, yakut, zümrüt ve safir taşların kullanılarak yapıldığı tasarımlar göz kamaştırdı." 20 Şubat 2016



Dolayısıyla... Görgüsüzlerin bu sefil gösteriş düşkünlüklerini ve kepazeliklerini sürdürdükleri müddetçe daha çoook Cennet Cerattepeler cehenneme çevrilmeye çalışılacak, -bizdekilerini talan edip- daha çoook el âlemin ülkelerindeki cennet ormanlarını ballandıra ballandıra anlatıp duracağız... 





Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

17 Şubat 2016 Çarşamba

1.700.000...


"Son ağaç yıkılıp, son nehir kirletilip, son balık da tutulduktan sonra  paranın yenmediğini göreceksiniz."  Kızılderili Atasözü

"Denizlerde balık azalınca fiyatlar arttı

Mal olmayınca ve balığa talep olunca fiyatların arttığını aktaran Sinan Sarıyaprak, “Trol balıkçılığının bu ülkeden kaldırılması lazım. Trol denizin anasını ağlatıyor. Denizi tarayıp, balık yuvalarını dağıtıyorlar. Önlem alınıyor ama yeterli değil” diye konuştu." 16 Şubat 2016, Sözcü



"Artvin'de, Kafkasör Yaylası Cerattepe bölgesinde maden çıkarılması için, yetkililerinin, asker ve polis eşliğinde zırhlı araçlarla bölgeye gelişi Artvin halkını sokağa döktü." 16 Şubat 2016, Hürriyet


***

"Dünyanın 100 doğal ormanından biri olan, bir doğa harikası Cerattepe altın tehdidi altında

Dünyanın 100 doğal ormanından biri olan, endemik bitki örtüsü ile bir doğa harikası olan Artvin’de, Artvin ormanlarının beyni Cerattepe yeniden altın tehdidi altında. 

(...) toplam 4.361 hektarlık ormanlık alanda altın arayacak ve yaklaşık 1 milyon 700 bin ağaç kesilecek" 19 Şubat 2012, Vatan

Şaka gibi ya... 

Bu ne?!..

Tam 1 milyon 7 yüz bin (1700000) ağaç kesmek ne ya...

Allah'ım bu yapılanlar tam bir  KATLİAM!!!

Peki ne için?..

Biz insanlara bu ağaçların bir  faydası yok mu?

Ekmeğimizi, suyumuzu, havamızı sağlayan, toprağımızı koruyan  ağaçlar, ormanlar  değil midir?



Hani...

Ormanlar hayvanların yaşam alanı değil midir?

Dolayısıyla, sudan çıkmış balığa dönen yaban hayvanlarının açlıktan çaresizlikten şehirlere dalmasıyla  bu haberler manşet manşet gazetelere taşınırken, insanlar korkudan oraya buraya kaçışırken,



Asıl bu vahşetlere sebep olan bizler doymak bilmez bir açgözlülükle dağ, taş demeden her yeri talan edip cehenneme çevirdik...

Altın, maden için hayatımızı, bu cennet vatanımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz be!..

Sahi...

Diyanet'e "Mutfağı basan karıncaları ilaçla öldürmek caiz midir?" gibi akıllara ziyan sorularla neyin "günah", neyin "sevap" olduğunu sözde anlamaya çalışanlar...

"Mutfağı basan karıncalar"ı bırak da, şehirleri basan yaban hayvanlarını ölüme terk ettiğimize bak!!! 

Dolayısıyla... 

Doymak nedir bilmeyen açgözlülerin elinde  bir tek denizin anası ağlamıyor, 

Dünyanın anası ağlıyor!




Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

14 Şubat 2016 Pazar

Ne Çektik Be...



Diyarbakır Sur'da şehit verdiğimiz Hakkarili Teğmen Abdulselam ÖZATAK...

"Hakkari'de bir korucunun çocuğu olarak doğan ve on bir kardeşi olan Şehit Teğmen Abdulselam çalışıp azmedip ve başarıp Kara Harp Okuluna girmiş ve teğmen olmuş.

Ailesinin gurur kaynağı Abdulselam'ın bakmış Hakkari'de bu çocuklara rahat vermeyecekler, almış dokuz kardeşini Ankara'ya getirmiş. En küçüğü 5 yaşında, diğerleri 6, 7, 12,16,18,19,20 ve 23 diye gidiyor.

En büyük olanlar 20 ve 23 yaşlarında. Bu kardeşler Abdulselam'ın Ankara'da kiraladıkları evde kalıyorlar ve biri hariç diğerleri okuyor, 23 yaşındaki abla evde annelik yapıyor, 20 yaşındaki erkek olan YGS’ye hazırlanıyor; aynı zamanda diğer kardeşlerine de bakıyorlar.

Zira Baba Salih ve Anne Zübeyde Hakkari'de. Baba Gönüllü Köy korucusu. Çocuklarının geleceği kararmasın diye hasretliğe rıza göstermişler, bağırlarına taş basmışlar ve çocuklarını uzaklara göndermişler. Teğmenin abisi Kazakistan’da öğretmen, kardeşi de Hakkari’de devlet memuru.

Abdülselam Teğmen normalde Diyarbakır Cezaevinde görevli idi. Ama iki teğmen arkadaşının Sur’da şehit olmasından sonra çok içerlemiş ve dilekçe vererek JÖH’de görev almıştı. "Onlar şehit olurken burada ne işim var?" demişti."  06 Şubat 2016



Memleketimin her köşesine tabutlar üçer beşer gelirken...

Aziz şehitlerimizin geride bıraktığı sevgilileri adına tüm ulusumuza 9 KARDEŞİNİ OKUTMAYA ÇALIŞAN Şehit Teğmen Abdulselam'ın yüreğimizi sızlatan hayat hikayesi "armağan" olsun...



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

10 Şubat 2016 Çarşamba

Aman Televizyonlardan Uzak Durun!!!







"Acı haberler ardı ardına geldi... 9 ŞEHİT!" 10 Şubat 2016

İlgili bir ortamda konuşuyoruz... Bir arkadaşın, geçtiğimiz yıllarda bizden mezun olan bir öğrencimizin -İzmir'de- bonzaiden öldüğünü ve bu tür çocukların sorunlarını dile getirmesi üzerine, söze girerek,

"Burada öncelikli olarak bu konulara değinmek hepimizin en önemli sorumluluğu olmalıdır..." demeye kalmadan bir başka arkadaşın,

"Bana ne! Ben narkotik polisi değilim. Aileleri ilgilensin!"
sözlerini hayretler içerisinde, ibretle duydum...

Nasıl yani? 

Dolayısıyla...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin  imkanlarıyla yetişip, bu milletin birikimiyle, varlığıyla vücut bulduğum vatanım için can vermiş, 1-2-3-4-5-6-7-8-9  vatan evlatlarının ŞEHİT edildiği haberini okuyunca...



Hassasiyetlerini yitirmiş vurdumduymaz bir toplum olmanın endişesi ile...

Şehit haberleri geldikçe televizyonlardaki eğlence, güldürmece programları daha bir azgınca önümüze sürüldüğünü ne yazık ki ibretle gözlemliyoruz.

Hâl böyle olunca duyarsızlaşma hat safhaya çıktı...

Bir yandan evlere düşen ateş yürekleri dağlıyor. 



Öte yandan,



"Gelin adayı Nevruz’un kriterlerine uygun damat adayı bulundu
Lüks semtlerden damat adayı bekleyen Nevruz Hanım'ın isteği gerçek oldu." 10 Şubat 2016 Sözcü

Ülkemin dört bir tarafına ateş düşmüş yanarken, televizyonlar bu rezilliklerle dolup taşıyor...

Dolayısıyla...

"Bana ne!"...




:((

NOT:

Kahraman ŞEHİT mehmetçiklerimize ve polisimize  Yüce Allah'tan rahmet, Büyük Türk ulusuna sabır, güç kuvvet diliyorum...

Vatan sağ olsun!!!



Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

8 Şubat 2016 Pazartesi

Kaleyi İçten Fethetmek














Yıl 2005,

Avrupa Parlamento Milletvekili :"Atatürk'ün resimleri indirilsin"

Türkiye-AB Ortak Parlamento Komitesi Başkan Yardımcısı ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Andrew Duff

"Devlet dairelerinden Atatürk’ün resimleri indirilsin. Türkiye Avrupa’nın ortağı olabilmek için milliyetçi Kemalizm’le mücadele etmelidir. Bu eski liderin fotoğrafları kamu binalarından indirilmelidir."

Yıl 2016...

CHP'de... "Yeni şeyler söylemek lazım" diyerek, TBMM'deki odasının duvarından indirilen Atatürk resmi..  

Dolayısıyla, "kaleyi içten fethetmek" plânı taa tarihten gelen bir eylemdir.

Hani tarihte kurulmuş güçlü Türk devletleriyle baş edemeyen Haçlı zihniyetin uygulamaya koyduğu tek yöntem, içten çökertme...

Velhasıl konun özeti bundan ibarettir...  

Yani yok aslında birbirlerinden farkı...

Ancak...
Unutulan bir konu var. Zira Türk ulusunun Atatürk sevgisi öyle başka ülkelerin liderlerine duyulan sevgi gibi filan değil..

Bu sevgi bamb'aşk'a bir sevgi...

Hani küçücük bir işletmeden tutun da, taa sokak aralarındaki bir kahvehaneye, lokantaya ya da ne bileyim bir serbest işletmeciye filan gidersiniz de karşınıza duvara asılı size bakan o sımsıcak bakışla karşılaştığınız ATATÜRK resmi var ya...


Hani evlerimizin baş köşesinde ya da balkonlarında, pencerelerinde asılı Atatürk resimleri.. Ya da ne bileyim arabaların bir  köşesine yapıştırılan M. Kemal imzası...



Hani o minicik kalplerden kocaman kocaman yüreklere sığmayacak kadar büyük ATATÜRK sevgisinden bahsediyorum...
Dolayısıyla...

Bu zevatlar iyi bilmelidirler ki, biz, o emirleri veren Haçlı zihniyetin uşakları filan değiliz!!!

Biz, Sevr'i yırtarak çöpe atan ve de Haçlı zihniyete başkaldırarak yedi düvele meydan okuyan Mustafa Kemal'in çocuklarıyız!!

Hani kendini gizleyerek duvardan Atatürk resmini indirip, çöpe atanlara duyurulur!!!


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)

4 Şubat 2016 Perşembe

O Çığlık Türkiye


Her gün üçer beşer canlarımız toprağa verilirken...

Her gün analar, babalar, evlatlar, sevgililer.. feryat figan tabutlara sarılırken...

Her gün... koç gibi evlatlarımızın al bayrağa sarılı tabutları sıraya dizilirken...

Her gün şehit cenazelerimizin dualar eşliğinde namazları kılınırken...



Türkiye adeta bir cenaze evi gibi, birer onar şehitlerini uğurlarken...

Her gün...

Uluslararası sermayenin ve psikolojik harp plânlayıcılarının hazırlattığı ve bu ülkenin olanaklarıyla beslenip, bu milletin paralarıyla palazlanan zengin şımarıklarını kullanarak, saatlerce halkın beynini uyuşturup aptallaştırdığı "O ses Türkiye"yi... bırak,


"Ali Ağaoğlu’nun oğlu Alican Ağaoğlu padişah kavuğuyla eğlendi" 03 Şubat 2016, Hürriyet




Her gün çığlık çığlığa...












O çığlık Türkiye'ye bak!


Sevgi ve saygılarımla!


"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S.)