11 Nisan 2009 Cumartesi

Pişkinliğin Bu kadarına da PES!..









"Biz kimsenin düşmanı değiliz! Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız." Sözleri ile insanlık sevgisini bütün dünyaya kanıtlamıştır. Bugün özgürlük ve demokrasiyi arayan bütün milletlerin Atatürk'ün çizdiği yoldan gitmeleri kurtuluşları olacaktır.
*
*****
*
Batı'nın İslâm kini bitmek tükenmek bilmeden, tüm hızıyla devam ediyor. Son olarak Danimarka'da Peygamberimiz Hz. Muhammed'e karşı yapılan hakaretlerin devamı niteliğindeki bir yenisi de, Nato Genel Sekreterliğine yeni atanan Danimarka Başbakanlarından Andres Fogh Rasmussen; daha yeni görevi garantilerken, bırakınız özür dilemeyi, geçmişte yaptıklarını tescillercesine, hakaretlere devam edildi. Küstah karikatüristin imzasıyla piyasaya sürülen, kartpostal karikatürlerin satışına başlandı. Vallahi, buna "pes" demekten başka bir şey bulamıyorum. Zira şu yapılanlara bakınız; uygar (!) Batılı devletler nasıl bir savunma ileri sürüyorlar; "ifade özgürlüğü" Aferin! Artık insanlar birbirlerine olanca hakareti ve küfürleri, hiç çekinmeden ve sıkılmadan kışkırtarak sıralasınlar. Neymiş efendim; "ifade özgürlüğü"ymüş!!! İnsan hakları savunucuları (!) böyle diyorlar! Bir tek bu medenî (!) düşünceyi biz anlayamıyoruız! Zira bizlerin vahşi (!) millet olduğumuzu öne sürdükleri için, olsa gerek!!! Peki bu insani (!) ve çağdaş (!) Batı devletlerine bir kez daha iyi bakalım o halde;
*
*****
*
Tarihte İslâm'ın paklığını, şefkat ve adaletini gösteren pek çok örnekler bulunduğu gibi; insanlıktan çıkmış olan küfür ehlinin gaddarlık, zulüm ve vahşetini sergileyen pek çok örnekler de mevcuttur. Haçlı seferleri'nden günümüze kadar süregelen haçlı barbarlığı ve Yahudi ve Hıristiyanların kendi dinlerinden olmayanlara, özellikle Müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar bunun en açık kanıtlarıdır. Asırlar boyunca Müslümanlara her türlü vahşet ve barbarlığı uygulayan, sonra da utanmadan bu vahşet ve barbarlığı Müslümanlara atfetmeye kalkışan bu zihniyetteki devlet yönetimleri; tarih boyunca ortaya attıkları çirkin yalan ve iftirâlarını bugün de çeşitli yollarla sürdürmektedirler; cehalet, zulüm ve vahşetle dolu olan karanlık geçmişlerine bakmadan; İslâm'ı "tedhiş" dini, Müslümanları da "tedhişçi" gibi göstermeye küstahça cüret etmektedirler.
*
*****
*
Bakınız, Allah bu zihniyet sahipleri için ve Müslümanlara karşı gönüllerinde besledikleri kin ve nefretin büyüklüğüne dikkati çekerek, şöyle buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık." Âl-i İmrân Sûresi, 118. Âyet
Burada küfre ve inkar edenlere yönelenler için bir uyarıdır. Yani size bu ilâhi hükümleri hatırlatıyoruz ki, onlardan her zaman uzak durun ve tehlikelerinden sakınmak için daima uyanık bulunun. Onlara bu gözle bakma eyilimini kaybedenler bu tehlikeyi algılamaktan da mahrum kalmışlardır. Bu ilâhî hüküm hafızalardan çıkarılmamalı, bugün ellerine fırsat geçse -dün olduğu üzere bugün de Irak, Afganistan, Filistin vs. deki gibi- yine aynı şeyi yapacakları unutulmamalıdır.
*
*****
*
Bu arada bir noktaya daha izninizle dikkat çekmek isterim. Geçtiğimiz günlerde ülkemize gelen ABD Başkanı için yapılması gereken normal güvenlik önlemleri dışında seyreden, anormal boyutlardaki koruma ve kollamaları görünce kendimi Holivud filmi izler gibi hissederek, korku ve heyecana kapıldım. Nitekim bu tür filmlerle dünya kamuoyunda "güç" bulan Amerika, yine aynı türden bir görüntüyle, adeta dünyaya bir mesaj vermek istedikleri kanısına kapıldım. Hissettiğim şeyler arasında, sanki bu türden psikolojik bir güç gösterisiydi! Kime karşı, bu kadar güvenlik önlemleri? Sorusuna cevap ise, işte orası da, ayrı bir muamma! Zira geçmişte Amerika başkanlarından Kenedi'nin ölümüyle birlikte arkasındaki entrikaların sahibi olan "gizli güçler" değil miydi? Hâlâ bu cinayetin perde arkası açığa çıkarılamadı! Demek oluyor ki, şimdiki Amerika başkanını da getirenler, yine aynı güçler olarak algılıyorum. O zaman bu kadar "güç" gösterisi kime karşı?
*
*****
*
Bütün bu kargaşa içerisinde, bizim de gerek kutsal kitabımızın buyurduğu üzere; "Aklımızı kullanarak", gerekse büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün; "Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!" işaretini takip ederek, esenliğe çıkacağımızı "görmek ve bilmek zorundayız!" diyorum. Sevgi ve saygılarımla!



1 yorum:

  1. Evet kesinlikle onlara karşı uyanık olmalıyız. "Su uyur düşman uyumaz". İnanıyorum ki ilk zaafımızda bize de saldırırlar. Yazınız için teşekkürler. Serkan Alpaslan

    YanıtlaSil