"Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." Bakara Sûresi, 183. Ayet
"Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır." Bakara Sûresi 184. Ayet
Bugün on bir ayın sulatanı, kutsal ayımız Ramazan'a girmiş bulunmaktayız. Harika..! İşte bu ayda yaşayacağımız en güzel şeylerden birisi, kalplerimizin iyilikle dolu olması değil midir? Zira bu ay da Allah'a olan yakınlığımızı, her zamankinden daha fazla hissedeceğimiz bir gerçek. Asıl önemlisi bu mübarek ayda, yardımlaşmanın ve insani duyguların daha bir ön plana çıkarak, maneviyatın yaşanmasıdır. İslâm dini gerçekte sosyal bir dindir. Mübarek Ramazan ayı da bunun bir kanıtıdır. O vakit insanların, en önce sosyal anlamda kendini değerlendirmesi gerekir. Yani gözünün gördüğü, kulağının işittiği, vicdanen içinin sızladığı her bir şey de, ruhun aslında insanı, rahat bırakmaması gibi... Aynı zamanda bu ay, istek ve arzuların merhametle şekillenip yön bulması ile birlikte, insani ve ahlâki değerlerin hızla davranış ve hareketlerimize hükmetmesi ile İslâmiyet'i sosyal anlamda yaşamamıza da vesile olacaktır.
İşte bu olguların, Ramazan ayında daha belirgin olarak yaşanması münasebetiyle; ve karşılığını yalnızca Allah'tan bekleyerek ve yine yalnızca ona inanarak ibadetin yapılması bir gerekliliktir. Zira gösterişe dayalı iftar sofraları insanın aklına bin bir soruyu da beraberinde getirmektedir. Sosyal yaralarımızın başında gelen ve ne yazık ki normal zamanlarda aklımıza getirmediğimiz gerçeklerden birisi de aç insanların, varlığını unutmamız olgusudur. Tok olan kişiler, aç insanların halini bu ay da daha iyi anlayacaktır.
Yine toplum olarak bizleri, birbirine bağlayan ve dayanışmanın çok kuvvetli bir şekilde yaşanmasıyla birlikte maddi, manevi bütün güzellikleri doya doya idrak edeceğimiz Ramazan ayı; tüm inananlar için muhteşem bir süreçtir. Bu mübarek ayın bizlere sunduğu manevi huzur ve güzelllikleri kalben inanarak yaşamayı, umut ediyorum ki tüm insanlık hissedebilsin.
Bu duygu ve düşüncelerle öncelikle ülkemde özgürce bu günleri yaşamamıza olanak sağlayan Büyük Atatürk'ü ve bu uğurda canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi minnet duygularımla birlikte şükranla anmayı kendime onur sayıyorum. Zira ortada olan bir gerçeği hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Büyük bir çoğunlukla Müslüman dünyası, ne yazık ki bu güzel günleri doya doya yaşayamıyorlar! Hepsi de buruk ve gözyaşları içerisinde, yani zulüm altında ibadetlerini bir şekilde yapmaya çalışıyorlar. Acı, ama gerçek olan bu! O halde elimizdeki özgürlüğün kıymetini daha iyi anlayabilmek için etrafımıza bakmak yeterli olacaktır. Zira tarih bize çok şey gösterdi ve çok şey de öğretti!.. Ramazan ayı hepimize kutlu ve mutlu olsun!
Atatürk’ün dinimize bizzat yaptığı hizmetler:
"1- Atatürk’ün dinimize yaptığı hizmetlerin başında, görevi İslâm dininin inanç, ahlâk ve ibadet esaslarını ayırım yapmadan bütün insanlarımıza anlatmak, ibadet yerlerini yönetmek ve ibadetlerin doğru yapılmasını sağlamak olan Diyanet İşleri Başkanlığının yasal bir kurum olarak Devlet teşkilâtı içinde yer almasına öncülük etmek gelir.
2- Halkın din konusunda doğru bir şekilde bilgilenme, yanlışı doğrudan, gerçek olanı olmayandan ayırt edebilmesi için günümüzde hala en güvenilir temel kaynaklarımızdan olan 9 ciltlik “Hak Dini Kur’an Dili” adlı Kur’an tefsirini Muhammed Hamdi Yazıra, sevgili Peygamberimizin hadislerinden oluşan Sahih-i Buhari kitabının kısaltılmış olarak 12 ciltlik “Tecrid-i Sarih Tercümesi” ni önce Ahmet Naim’e sonra da Prof. Dr. Kamil Miras’a sipariş verip bunların ilim dünyamıza kazandırılmasını sağlamış olmak da Atatürk’ün dinimize en büyük hizmetlerinden birisi olmuştur. Üstelik bu Kur’an tercüme ve tefsirinin ücretini bizzat kendisi karşılamış, hadis tercümesi için de bütçeye ödenek koydurmuştur.
3- Atatürk’ün dinimize yaptığı önemli hizmetlerden biri de Cuma ve Bayram günlerinde camilerde okunan hutbelerle ilgilidir. O güne kadar Arapça okunan hutbeler Atatürk’ün talimatlarıyla Türkçe okunmaya başlanmış, böylece hutbede söylenenler dinleyiciler tarafından anlaşılır olmuştur.
Ayrıca, İslâm kültürüne dair engin bilgisi ve Kur’an’ı tercüme edecek kadar Arapça’ya hakim olması gibi meziyetleriyle Atatürk’ün liseler için yazdırdığı tarih kitaplarındaki “İslâm Tarihi” bölümünü bizzat kendisinin yazdığını da belirtmekte fayda vardır." Prof. Dr. E. Ruhi Fığlallı, Atatürk ve Din, 236
Sevgi ve saygılarımla!
Hayırlı ramazanlar tüm islam aleminin ramazan ayını kutluyorum hayırlara vesile olmasını diliyorum.Hocam yazılarınızı keyifle takip ediyorum çok beğeniyorum sizden bilmediğim bir çok şeyi öğrendim size kendi adıma çok teşekkür ederim.Başarılarınızın devamını diliyorum saygı ve sevgilerimle.Dilek Doğru...
YanıtlaSilRamazan ayının tüm ülkeme ve islam alemine huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Bu hür topraklarda yaşamamızın en büyük müsebbibi Ulu önderimizin de mekanı cennetir diyorum.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil