11 Ekim 2012 Perşembe

Anders'e Andersenden...

















"Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir." ATATÜRK



NATO Genel Sekreteri Andres Fog Rasmussen, "Gerektiğinde Türkiye'yi savunmak ve korumak için gerekli tüm planlarımız hazır" demiş.


Vallahi basına "flaş" olarak geçen bu haberi okuduğumda kişisel endişe içerisinde zihnimi ilk uyaran 1919 Kurtuluş Savaşı'mız oldu... Hani 1914'de Birinci Dünya Savaşı'na Almanların yanında beraberce girmiştik ya...


Sonrası malûm...


Ülke ve millet olarak yorgun, güçsüz ve yenik düştük, hemen akabinde malûm güçler, anında ülkemize üşüşerek fiili ve silahlı işgali başlatmışlardı!


Ardından güzel ülkem Anadolu'nun dört bir yanı bir bir işgal edildi!

İstanbul, Gazintep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, İzmir, Hatay...


Neyse...

Okula adım attığımız ilk günden itibaren masallardan başlayarak, hikaye, roman okumanın yolu bire bir açılır... Tabi bunun yanında tarihimizi de öğreniriz değil mi?


İşe ilk nereden başlarız?

Masallardan...


Dinlediğimiz "Andersenden masallar" mesela.


Kibritçi Kız'ı bilmeyenimiz yoktur. Zavallı küçük kızın, bir duvar kenarında ısınmak için yaktığı her kibrit çöpüyle kurduğu hayalleri altında donarak ölmesi...


Böylece henüz o yaşlarda hayatın acı dolu gerçek yönlerini masallarla tanımaya başlarız.

Öte yandan bir de tarihin saklanamaz kara gerçekleri vardır ki,

O da insanlığın felaketini hazırlayan savaşlar...


"Saray öyle istiyor diye, birkaç adamın kişisel görüşlerine dayanılarak on binlerce insanın canını tehlikeye atmak..." Savaş ve Barış cilt:1 sf: 457, Tolstoy



Savaş çıkarıcıları şunu iyi bilmelidirler ki; bazen büyük beklentiler beraberinde ciddi hayal kırıklığı da getirir...


Ki o sebeple...


Batılı emperyalist güçler, 1918 yılında büyük beklentilere kapılarak ülkemizi işgale kalkışmış, büyük Türk halkını esarete mahkum etmeye çalışmıştır!

Ancak... yoksul düş(ürül)müş Türk halkı bu işgale karşı olağanüstü direnç göstererek özgürlüğünü teslim etmemiştir!



Diyeceğim, bugün bizi "koruyacak"larını vaad eden Batılı Haçlı güçler, dün bizi işgal eden güçlerin ta kendileriydi...

Şimdi dünün düşmanı, bugünün sözde "dost ve müttefik" güçleri olarak (!) bizi "koruyacaklar"mış!

Hadi canım...

Bugün bölgemizi tehdit ve işgal edenler kimler acaba?

O vakit ortada olan tek gerçek;


Dünün işgalcileri, bugün tarihin tekerrürü peşindeler...

Ancak unutulmasın ki bu durum dün olduğu üzere, bugün ve yarın da bir hayal olarak kalacaktır!


Tıpkı Kibritçi kızın yaktığı kibrit çöpleriyle birlikte,

Her yakılan çöple beraber, an'lık ısınmayla başlayan ve an'lık sıcak hayallerin eşliğinde öldüğü gibi...


Anadolu'yu işgale kalkışmak,

Büyük Türk halkını esaret altına alarak, köle yapmaya kalkışmak,

Tarihten ve haritadan Türk ulusunu silmeye kalkışmak,

Haçlı zihniyetin İslâm dinini teslim almaya çalışması,


Hayasızca hayaller âlemine kapılan ve bu hayaller âleminde mutlu olmaya çalışan Batılı Haçlı güçlerin gerçek yaşamda  donmaya ve ölmeye mahkum olmaları demektir!


Bu durum, bir kibrit çöpünün vereceği sıcaklık ve kuracakları hayalden  öteye asla geçemeyecektir!


Sevgi ve saygılarımla!


Image"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)

1 yorum:

  1. Tek kelimeyle mükemmel bir yazı. Teşekkürler. Serkan Alpaslan

    YanıtlaSil