http://www.youtube.com/watch?v=Fu531JTYFWY
"El sanatlarının bir kentin tanıtıcı özellikleri arasında yer aldığını tekrarlamak gerekir mi?
Ordu fındığıyla meşhur, Almi İhsan Gürdal'da fındık simgesinde odaklanan, Ordu'yu tanıtan el işlerini gördüm." 15 Ekim 2012, Doğan HIZLAN, Hürriyet
Evet Ahi, "Almi" İhsan GÜRDAL... http://www.ihsangurdal.com/?page_id=2
Sevgili eşimin babası aynı zamanda. Kendisi mahalli sanatçı. Sazını ve sözünü sanatçıya yakışır biçimde kullanan İhsan GÜRDAL'ın pek çok değerli yönü de var...
1961-1965 yılları arasında dönemin Milli Birlik Komitesi'nin emri ile Ordu Valisi Nusret BUDUNÇ tarafından "Seçkin ve seçilmiş olan; ve kırmızı çizgisi olmayan" kişi olması münasebetiyle bizzat kendilerine tebliğ edilen "Esnaf Dernekleri Birliği Başkanlığı" görevini de yürütmüştür. Bu münasebetle bundan önce de 17 yıl "Terziler Cemiyeti Başkanlığı" da yapmış olan İhsan GÜRDAL, yaşadığı bu dönemde Ordu yerel gazetesinde "esnafın sorunları"nı dile getiren makaleleri kaleme aldığı zamanlardaki bir anısını izninizle paylaşmak isterim:
"Armoni Müzik Dershanesi"ni kurduğum zamanlarda reklam panolarında yer verdiğim bir işletmenin adını kullanmam münasebetiyle işletme sahibi "benim adımı bu panodan çıkar. İslam'da sanata yer olmadığı gibi, müzikte yoktur ve günahtır!" demek suretiyle bana "ikaz"da bulundu. Önce panodan söz konusu adresi çıkardım. Ardından dönemin Ordu Müftüsü'nü telefonla arayarak konu üzerinde bilgilenmek istedim.
İsim vermeden vatandaş kimliğimle yaptığım telefon görüşmesi aynen şöyle:
"Beyefendi, İslam'da resim, müzik gibi sanatlara yer yok mudur?"
Aldığım cevap;
"Müzik kesinlikle yok ve günahtır!" oldu.
Bunun üzerine bir süre suskunluk yaşandı...
"İslam'da müzik olarak, İstiklâl Marşı ve Mevlîd-i Şerif vardır. Bunun haricinde güzel sanatlar yoktur!" dedi.
Ben de, "Kur'an bir "tecvid"le okunur, ezanlarımız makamla okunur. Musikide de 500'e yakın makam vardır. Verdiğiniz cevabın İslam'la uzaktan yakından âlâkası yok" dediğimde, Müftü efendi bana; " Zaten adını da söylemedin yahu; sen ne biçim bir adamsın?" diyerek yüzüme telefonu kapadı.
Oysa Müftü efendinin görevi gereğince, ikna edici şekilde vatandaşı aydınlatması gerekmez miydi? düşüncesiyle, kendi kendime "bir din adamı bu şekilde beni nasıl tersleyebilir diyerek hem hüzünlendim, hem de hayıflandım.
Zira Müftü Efendi'nin yaptığı bu ilk değildi... Kısa bir süre önce de, müftülüğün hayır kapsamında toplu sünnet icraatlarını kendi şahsi özelinde kullandığını çok yakından biliyordum.
Tüm bunları şu anda kesin hatırlayamadığım, ya Ordu "Trübin" veya Ordu "Gürses" gazetesinde kaleme alarak, sert cümlelerle ifade ettiğimi düşündüğüm bir yazı yazdım. Hatta yazımda Peygamber Efendimizin "Gönüllerini ve ruhlarını güzel ses ve nağmelerle coşturmayanlarda "hayır" yoktur; gönüllerinizi güzel ses ve nağmelerle ferahlatın (Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK)" buyruğunu da yazdım.
İşte o sert cümleler:
"Müftülük makamını işgal etmiş bu zatın sormuş olduğum konu üzerinde beni aydınlatması gerekirken, İslâm Dini ile hiç de bağdaşmayan düşünceleri içeren cümleleriyle karşılaştım... Sen benim dinimi temsil edemezsin! O mevkiyi derhal bırak!"...
Akabinde ilgili yazıyı okuyan merhum Müftü efendi, sözlerimi kendisine "hakaret" sayarak, beni mahkemeye vereceğini değişik imamlar vasıtasıyla bana bildirdi... Dahası kendisinden özür dilemem koşuluyla mahkemeden vazgeçebileceğini de iletti.
Ben de "buyursun versin. Birlikte hakim önüne çıkalım... Hatta bundan sonra o vermese dahi ben kendilerini mahkemeye vereceğim!" dedim.
Netice de araya girenler ve telkin edici sözler nedeniyle mahkemeleşme olmadı."
Diyeceğim o ki...
Ahi İhsan GÜRDAL'ın yaşam öyküsü Ordu ilinin ve Cumhuriyet kuşağının bir tarih belgesidir. Onun gibi sanat adamlarının inançları ve birikimleri bu ülkenin ve Cumhuriyet'in temel taşı olarak tarihe not düşmüştür...
Ordu Kültür ve Sanat Merkezi'nin ana damarı olarak gördüğüm İhsan GÜRDAL'a Ordu Sanat Evi ve Ordu Yazarlar, Şairler ve Sanatseverler Derneği tarafından hazırlanarak Ordu Valiliği'nin katkılarıyla düzenlenen ve bizzat Ordu Vali'si Sn. Ali KABAN'ın katılımlarıyla "Onur Gecesi" tertiplenmiştir...
Kendilerine uzun ömürler diliyor, Türkiye'nin değişik illerinde Dekoratif Yakma ve Dağlama Sanat (Hak-ı Binnar) sergileriyle başarılı sanat yaşamında varlığını koruyan ve sazıyla sözüyle, kalemiyle sürdürdüğü kararlı mücadelesinde tüm kalbimizle yanında olduğumuzu gururla ifade ederim...
Sevgi ve saygılarımla!
"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR." HZ. MUHAMMED (A.S.)
Saygı değer büyüğümüz İhsan GÜRDAL Beyefendiye saygı ve hürmetler...
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilOrdu ilinin ilk ahisi olan İhsan Gürdal'a (aynı zamanda kayınbabanız oluyor) yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunarım. Aynı zamanda mahalli sanatçı yönü de varmış. On parmağında on marifet diyebileceğimiz çok yönlü bir şahsiyet.
İliniz müftüsünün verdiği fetvaya ne demeli. İşte değerli öğretmenim İslam Dini, bu kendini bilmez cahil ve cümela din adamlarının yüzünden kaybetti. Ve hala da kaybetmeye devam ediyoruz.
Cenab-ı Allah'a niyazımdır, bunun gibi din adamlarını fetva makamlarından uzak tutsun!..
Selam ve dualarımla.
İstanbul Kadir Has Üniversitesi nde 21 Aralık 2012’de düzenlenen İşletme 2023 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Çözümü Etkinliğinde; kültür, sanat, süsleme, bezeme, el sanatları, teshib ve yöresel hediyelik eşya motifleri, dekoratif desen ve hat çalışmaları, yakma ve dağlama tekniği (hak-ı binnah) dallarındaki başarılı çalışmalarından dolayı sanatkâr İhsan Gürdal ödüle layık görülmüştür. Birincisi İşletme 2023 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Çözümü Etkinliği adına Ahilik kültürünü araştırma başkanı tarafından, ikinci ödül İstanbul Marmara Rotary Kulübü adına kulüp başkanı tarafından takdim edilmiştir. Ayrıca İhsan Gürdal ustaya mikrofon uzatılmıştır. “Verilen bu ödülleri şahsım için değil Ordu ili ve yurdum için, insanlarımız için alıyorum” deyip saygı ve sevgilerini sunmuştur. İlker KAÇAR
YanıtlaSil