25 Mayıs 2009 Pazartesi

Soykırımın Tarihini Yazanlara...





















"Batılı Dostlarımıza,
Türk halkından ve Türkiye'den sürekli talepte bulunmakta ve bizlerde suçluluk duygusu uyandırmaya çalışmakta, sürdürdüğünüz iftira kampanyaları ile henüz dünyaya gelmemiş Türk vatandaşlarını bile zan altında bırakacak bir insan hakkı ihlaline meclislerinizde yasal ortam hazırlayarak, büyük bir demokrasi ayıbını gelecekte tarihi kayıtlarda çok net bir biçimde yer alacak şekilde üstlenmektesiniz.
SUÇ İŞLEMEKTESİNİZ!
Ermeni "soykırımı" yapmışız...
Kürtlere hak vermiyormuşuz...
Siz hiç kendi tarihinize, geçmişinize baktınız mı?
Siz kendi tarihinizle yüzleştiniz mi?
Bizi itham ettiğiniz gibi yüz yıl öncesine de değil, henüz 50-60 yıl öncesine, düne baktınız mı?..
Gelin sizi aramaktan kurtaralım..." ALINTIDIR
*
*****
*
İngiltere'ye,
İskoçya'yı, Kuzey İrlanda'yı, Galler'i neden serbest bırakmıyorsunuz? O milletler asırlardır bağımsızlık istiyor. Hele o Falkland dediğiniz, taaa sizden 8000 mil uzaklıkta, Arjantin'in kıta sahanlığı içinde burnunun dibindeki adadan size ne? Dünyanın en demokrat görüntülü ama sömürge tarihini yazanların ülkesi...



Kanada'ya,
Ermeni "soykırımı" deyimini ilk kabul eden parlementonun sahibi ülke, bize göre: İnsan haklarının direkt ihlalidir bu tutumunuz, henüz dünyaya gelmemişlere bile hapsetmektedir ithamınız...Quebeck Bölgesi, sizden ayrılıp Fransa ile birleşmek istiyor. Rakamları çarpıtarak, referandumları etkileyip hile katarak bu haklı isteğe neden engel oluyorsunuz?
Rusya:Karabağ'da Azerbaycanlı Türk kardeşlerimize uyguladıkları...



Belçika milleti,
Kongo'yu biraz anlatsanız... 1960 öncesi yüz yıldan uzun süredir sömürmekte olduğunuz ve soykırıma uğrattığınız 250 000 Kongolu'yu ve bağımsızlığını ilan ettikten dört ay sonra öldürdüğünüz Kongo Başbakanı LUMUMBA'yı nasıl izah edeceksiniz? Siz ki SABANCI'nın katili Fehriye Erdal adlı teröristi savunup bize ahlâk ve insanlık dersi veren ve demokrat (!) bir millet olduğunuzu söyleyenlersiniz. Hadi, ama önce 1960'ı konuşalım...
Belkçika, bitti sanmayın. Valonlar ve Flamanlar olarak resmen ayrı yaşıyorlar.



Fransızlara,
Cezayir'i hatırlatalım; 1830'dan 1962'ye kadar yani toplam 132 yıl süreyle Cezayir'i işgal ettiniz. Bu süre içinde Cezayir halkıda kesintili olarak bağımsızlık savaşları verdi. En şiddetli savaş ise 1954-1962 arasında gerçekleştirilen büyük bağımsızlık savaşıdır. Bu süre içinde Fransız işgalciler 1,5 milyon Cezayirli'ye hunharca soykırım uyguladı. Fakat Afrika'da gerçekleştirdiğiniz tek soykırım Cezayir değildir. Gördüğünüz tüm Afrika ülkelerinde benzer soykırımlar gerçekleştirdiniz; hepsinde de aynı etkin vahşet ruhunu görüyoruz. Üstelik bu soykırımlar Ortaçağ'ın karanlık zihniyetleriyle değil; 20. yüzyılın yani modern çağın modernist felsefesiyle, insan hakları uluslararası hukuk gibi kavramların, bütün dünya kamuoyunun literatürüne girdiği ve bu kavramları özellikle sizler, ağzınızdan düşürmediğiniz bir dönemde gerçekleştirdiniz. Ha bu arada, Korsikalılara yaptığınız baskıyı da hatırlatmak isterim.


Uğruna savaşa girip imparatorluğu sona erdirdiğimiz, Almanlara; sizin utanılacak olaylarla dolu tarihinizle ve nazilerin yaptıklarıyla dünyanın en büyük soykırımın uzmanları olarak zaten hakkettiğiniz üzere, tarihin sayfalarındaki yerinizi çoktan aldınız bile!



İspanya ve Portekiz'e gelince; Maya, İnka ve Aztek meselesini hatırlatalım; 16. yüzyılın başında Avrupa'dan kalkıpta Güney Amerika'ya istilaya giderek on binlerce insanı ve tarihi yok ettiler. İspanyalı'lar, Basklara ve Katalanlara bağımsızlık neden vermezler acaba?İtalyanlara gelince Sardunya'ya ve Sicilya'ya bağımsızlıkları verilecek mi acaba?



Yunalılara gelince; Epir bölgesi ezelden beri Arnavutluğun parçası olmak istiyorlar. Makedonya üzerindeki isteklerine hiç değinmeyelim. Bu arada 15 Mayıs 1919 da İzmir'i işgal ederek, kadın kız, yaşlı genç demeden her türlü soysuzluğu yapmadılar mı?
Amerika'ya gelince soykırıma uğratarak topraklarını ellerinden aldığınız, dürüst, kahraman ve en ahlaklı topluluklar olan Kızılderilileri nasıl anlatacaksınız?1960'lara kadar beyazlarla aynı otobüse binmediğiniz siyahlara yaptığınız aşağılamayı ve köleleştirmeyi nasıl açıklayacaksınız? Ya da Hiroşima'da atmış olduğunuz atom bombası ile milyonlarca Japon sivil halkın ölümüne ve ardında yeryüzünün dahi sizi affetmeyecek şekilde bıraktığı derin izlere ne dersiniz? Bunlar da kalmayıp, Müslüman coğrafyasını kangölüne çevirerek milyonlarca insanı çoluk çocuk demeden katletmenize ne demeli? Vietnem ve Kore bunların haricinde. Orada yapılanlar da unutulmadı!



Avusturalya'ya ne demeli? O canım insanlığın nadide türü Aborjinlere yapılan katliam değildi de neydi dersiniz? Eskimolara ve 1900'lü yıllarda soykırıma uğradığı ve zorla kısırlaştırıldığı iddia edilen günümüz sayıları yaklaşık 60.000 olan Laponlar. Norveç ve İsveç'in Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan bölgelerinde çok eski tarihlerden bu yana yaşamakta olan bir etnik grup olarak bilinmektedir. Onlara yapılanları nasıl izah edeceksiniz?



Evet bugün “21 MAYIS 1864 BÜYÜK ÇERKES SÜRGÜNÜ” 145. YIL ANMA PROGRAMI gerçekleşiyor. “Çerkes Sürgünü”müdür, “Soykırım” mıdır?... tartışmaları süre dursun. Bakınız bugün bu olayı dahi ağızlarına almayan Batılılar; yukarıda kısaca (ki bir kısmını, internet üzerinden aynen aktardığım özet bilgiler ışığında) değinmeye çalıştığım, insanlık adına bir dizi utanç ve ayıpları örtbas etmeye çalışarak, bizlerin kendi vatan topraklarımız üzerinde, geçmişten bugüne kadar Batılıların elleriyle sinsice ve yılmadan hazırladıkları ince planlar ne yazık ki bitmek ve tükenmek bilmiyor!!! Ve Kurtuluş Savaşı'nda Aziz Türk halkına uygulanan soykırım. İşte bizler, tarihten bu yana kendi topraklarımız üzerinde hep arkadan vurulmuşuzdur. Doğal olarak bunun haklı savaşını verirken, Nefs-i müdâfaa yaparken, bunun adını "soykırım"a çevirmek isteyenlere bir kez daha sormak isterim; Sizler ülkelerinizden on binlerce km. uzaklıktaki ülkelere saldırmanız, işgal etmeniz ve ardından gerçek anlamda gerçekleştirdiğiniz SOYKIRIMLARA ne demek gerekiyor?!



1915 Yılında Anzakların Çanakkale'de işleri neydi? Bakınız bu işgale bile, insani duygularla karşılık veren Büyük Atatürk; "Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar: Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır." diyerek, "soykırım"la suçladığınız bir milletin yüce gönüllüğünü ve tüm insanlığa karşı -düşmanı dahi olsa- sevgi ve muhabbetini anlatmaya yetmişdir sanıyorum. Tabii anlayana!..
Sevgi ve saygılarımla!




1 yorum:

  1. Hocam söylicek söz bulamıyorum harika bir yazı ayrıca bilgilerinize düşüncelerinize hayran kaldım .Sizi canı gönülden kutluyorum.Umarım çok farklı yerlerde olursunuz bunu fazlasıyla hakediyorsunuz .Bir yazı bukadar güzel ,içten samimi ve açık olur ellerinize sağlık tebrikler.dilek doğru

    YanıtlaSil