Bir kaç akşam önce bir televizyon programında, telefon konuğu olarak katılan öğretmen emeklisi hanımefendinin anlattıkları, beni inanılmaz etkiledi. Tabii emin olduğum bir noktada, bu programı izleyen her insan aynı şekilde etkilenmiş olduğu düşüncesidir. Hanımefendi, Van'dan tüm izleyenlere seslenerek, insanlığın korkunç izlerini taşıyan ve bizzat yakınları tarafından -birinci ağızdan- tüyler ürpertici korkunç olayı seyircilere aktardı. Bilmem; anlatılanlar karşısında kendimi korku filmi izler gibi, inanılmaz rahatsız hissettim. Sanıyorum ki sütüdyoda bulunanlar da sanki aynı ruh hali içerisindeydi.
*
*****
*
Babasını geçtiğimiz yaz -112 yaşında- kaybeden emekli öğretmen hanım, bakınız birebir yaşanan hunhar olayı nasıl anlatıyor: Van'da geçen olay anında, babaannesi evlerinde tandırda ekmek pişirirken bir haber gelir; "Ermeniler köyü bastı." Bunu duyan babaanne, derhal ikiz çocuklarını samanlığa gömer. Ardından kocasına ve yanında bulunan erkeklere, "sizler kaçın! Biz kadınlar burada, bekleriz; herhalde kadınlara bir şey yapmazlar!" diye umut eder. Ancak gelişmeler tam tersine seyreder. Zira Ermeni çeteleri tarafından, erkekler dışarı çıkar çıkmaz yakalanır ve kadınların gözleri önünde kafaları kesilir! Daha sonra babaannenin kucağına atılan kesik baş için;" Al bunu götür, tandırda pişir; ve güzelce bir kelle yap!" der. Tabii, bu esnada ruhsal olarak bunalım geçiren diğer hanım kesik başı alarak, kendisiyle birlikte yanan tandıra atlar... 01 Mayıs 2009 Ceviz Kabuğu Canlı Yayın Programı ART Kanal.
*
*****
*
İşte bu tüyler ürpertici olayı dinlerken insanın nasıl bir ruh haline girbileceğini düşünebiliyor musunuz? Ardından hani bizlere sözde "soykırım" yaptınız suçlamalarıyla iftiralara maruz kaldığımız bugünlerde, insanın insana reva gördüğü bu vahşeti nasıl yorumlamak gerekir diye sorgulamadan geçemeyeceğim! Mealen aktardığım bu olayın yaşandığı yerde, daha pek çok vahşetin yapıldığını haykıran hanımefendi, aslında bu türden mezalimin varlığına, bire bir canlı bir kanıt olarak görülmektedir. O halde etrafımıza bakıyorum ve halen sürmekte olan, pek çok vahşeti bugün dahi gördüğümüze tanık oluyoruz; hem de bizleri ve atalarımızı suçlayan, Batılılar tarafından. Bunları saymakla bitiremeyiz. Ne diyeceğimi, nasıl düşüneceğimi bilemiyorum. Tek kelimeyle "yazıklar olsun!" demekten kendimi alamıyorum!!!
*
*****
*
Tam yeri gelmişken, buradan bizi suçlamayı amaç edinmiş, Batılı güçlere yine kendilerinden bir düşünürün sözüyle sormak isterim; "Hayatın her alanında sorulması gereken soru "Ne elde ettik?" değil, "Ne yaptık?" tır. Carlyle
*
*****
*
Babasını geçtiğimiz yaz -112 yaşında- kaybeden emekli öğretmen hanım, bakınız birebir yaşanan hunhar olayı nasıl anlatıyor: Van'da geçen olay anında, babaannesi evlerinde tandırda ekmek pişirirken bir haber gelir; "Ermeniler köyü bastı." Bunu duyan babaanne, derhal ikiz çocuklarını samanlığa gömer. Ardından kocasına ve yanında bulunan erkeklere, "sizler kaçın! Biz kadınlar burada, bekleriz; herhalde kadınlara bir şey yapmazlar!" diye umut eder. Ancak gelişmeler tam tersine seyreder. Zira Ermeni çeteleri tarafından, erkekler dışarı çıkar çıkmaz yakalanır ve kadınların gözleri önünde kafaları kesilir! Daha sonra babaannenin kucağına atılan kesik baş için;" Al bunu götür, tandırda pişir; ve güzelce bir kelle yap!" der. Tabii, bu esnada ruhsal olarak bunalım geçiren diğer hanım kesik başı alarak, kendisiyle birlikte yanan tandıra atlar... 01 Mayıs 2009 Ceviz Kabuğu Canlı Yayın Programı ART Kanal.
*
*****
*
İşte bu tüyler ürpertici olayı dinlerken insanın nasıl bir ruh haline girbileceğini düşünebiliyor musunuz? Ardından hani bizlere sözde "soykırım" yaptınız suçlamalarıyla iftiralara maruz kaldığımız bugünlerde, insanın insana reva gördüğü bu vahşeti nasıl yorumlamak gerekir diye sorgulamadan geçemeyeceğim! Mealen aktardığım bu olayın yaşandığı yerde, daha pek çok vahşetin yapıldığını haykıran hanımefendi, aslında bu türden mezalimin varlığına, bire bir canlı bir kanıt olarak görülmektedir. O halde etrafımıza bakıyorum ve halen sürmekte olan, pek çok vahşeti bugün dahi gördüğümüze tanık oluyoruz; hem de bizleri ve atalarımızı suçlayan, Batılılar tarafından. Bunları saymakla bitiremeyiz. Ne diyeceğimi, nasıl düşüneceğimi bilemiyorum. Tek kelimeyle "yazıklar olsun!" demekten kendimi alamıyorum!!!
*
*****
*
Tam yeri gelmişken, buradan bizi suçlamayı amaç edinmiş, Batılı güçlere yine kendilerinden bir düşünürün sözüyle sormak isterim; "Hayatın her alanında sorulması gereken soru "Ne elde ettik?" değil, "Ne yaptık?" tır. Carlyle
Harika! Bu vakte kadar, tarihleri ve geçmişleri kanla ve caniliklerle dolu olan güçler bu soruyu biraz olsun, düşünmeye vakit ayırabilirler mi acaba? Zira yaptıklarının karşılığını, belki de maddi anlamda almış olabilirler. Ama ruhsal ve vicdani boyutta ne elde etiler dersiniz? Hiç bitmek tükenmek bilmeyen bir hırsların esiri olup, "hep bize hep bize"den başka bir kazançları var mıdır?!
"Talih insana bütün nimetlerini verse, onları tadabilecek bir ruh gerekir. Bizi mutlu eden, bir şeyin sahibi olmak değil, tadına varmaktır." Montaigne / Denemeler sf:141
O halde bakınız şimdi; bu güçler yüzyıllardır sürdürdükleri bu türden düşünceleriyle, dünyayı nereye sürüklediler! Artık dizginlenemez menfaatlerin esiri olundu. Üstelik bunlar kan ve gözyaşı üzerine kurgulanarak gerçekleşiyor!!! Bu duruma kim ve hangi vicdan sahipleri dur diyebilecek?! Ortada vicdan diye bir şey mi kaldı? İnsanlık ayaklar altında, ahlâk yerle bir olmuş, kalbler ise, nasırlaşmış!
*
*****
*
Özet olarak; "İnsan her yerde hep o insandır; ve bir insanın özünde soyluluk olmadı mı, dünyanın tacını giyse yine çıplak kalır.
*
*****
*
Özet olarak; "İnsan her yerde hep o insandır; ve bir insanın özünde soyluluk olmadı mı, dünyanın tacını giyse yine çıplak kalır.
Ruhu kaba ve duygusuz olan için, bütün bunlar neye yarar? İnsanın sağlığı ve düşüncesi yerinde değilse, hazdan, mutluluktan da bir şey anlamaz." Montaigne.
Kıssadan hisse!.. Sevgi ve saygılarımla!
MERHABA hocam yazınızı okuduğumda adeta kanımın donduğu hissettim bu nasıl bir insanlık !insanlıkmı bu .bu bir vahşet .böylesine vijdansızlığı aklım almıyor.Nasıl rahatlar hala nasıl konuşuyorlar vijdanları yokmu ?ALLAH tüm insanlara merhamet ve vijdan nasip etsin .çok üzüldüm.yazınız çok güzel ve çok anlamlı umarım herkes okur ve alınması gerekeni alır. ellerinize sağlık saygılar...dilek doğru
YanıtlaSil