6 Mayıs 2010 Perşembe

Türk'üm, Doğruyum, Çalışkanım...















"Eğer bende bazı fevkaladelikler görüyor, buluyorsanız, bunları sadece ve yanlız Türk olmama Türklüğüme bağlayınız." Atatürk



Batılı emperyalist güçlerin boğmak istediği TÜRKLER...

Anadolu'yu Türklerden arındırmak isteyen Haçlı emperyalist güçler...


Evet, çocukluğumuzda hemen hepimizin okuduğu, filmlerine gittiği Tarkan efsanesini hatırlayarak izninizle konumuza değinmek isterim...


Hani şu deri kıyafeti, deri çizmeleri, bilekliği, kemeri ve kolyesiyle yanından hiç ayırmadığı tek dostu KURT olan TARKAN. Ne bileyim atının üzerinde oku-yayı, kılıcıyla; Bizanslıların amansız düşmanı ve bizim hafızalarımıza geçen Türk kahramanı TARKAN. Diğer tarafatan Malkoçoğlu gibi "Şanlı Türk milleti"nin birer kahramanları olarak hafızalarımıza yerleşmiştir. Zira bu gibi film ve çizgi romanlarla milliyetçi duyguların çocuklara aşılanması hiç de yabana atılacak şeyler değildi!..


Hürriyet Gazetesi'nin usta çizeri Sezgin BURAK'ın günlük Tarkan serileri olurdu. İşte daha okuma-yazma bilmezken, sevgili annemin kucağında, onun, yüksek sesle okuyup benim de resimlerini takip ettiğim Tarkan... Ardından okul çağında büyük bir heyecanla aldığım, "Milliyet Çocuk Dergisi" ile yabancı klasik çizgi romanları (Tenten gibi) yer alırdı. Öte yandan hafızama resimleriyle kayıtlı olan Tarkan'ı, bu defa okuyan halimle Tercüman Çocuk'ta bulduğum için büyük bir mutluluk yaşardım. İşte böylece ilk milliyetçilik duygularımız, yavaş yavaş beyinlerimize yerleşmiş oldu...


Bugün ise çocuklarımız tamamen Batılı güçlerin yarattığı "kahraman"ların ne yazık ki etkisi altında yetişmekteler. Hemen canlı örnek olarak gördüğünüz bir çocuğa sorun bakalım; kimleri sıralayacaklar!!! Zaten kız çocuklarımızın hayallerini süsleyen "sindi- barbi" bebekler artık aileden biri sayılır...


Neyse biz Tarkan'dan söz etmeye devam edelim. Tarkan’dan bahsedince insanın aklına hemen kurt geliyor. Çizgi roman ve sinema tarihimize de özdeşleşmiş olan kurt; biz Türkler için ayrı bir önem taşıyor. Zira efsaneye göre bizler kurt’un çocuklarıyız. Mesela Asena efsanesi... Türk göçebe kavimlerinin bu öyküsü, efsaneye göre Çin kaynakları tarafından ve Bugut yazıtı diye bilinen Türklerin atalarını dişi bir kurtun emzirmesini anlatır.


“Türkler komşu bir devlet tarafından yenilirler ve on yaşında bir oğlan çocuğu dışında tüm kavim öldürülür. Hiçbir asker bu çocuğu öldürmek istemez. Çözümü ayaklarını kesip sazlarla örtülü bir bataklığa atmakta bulurlar. Bu bataklıkta çocuğu bulan bir dişi kurt onu etlerle besler. Çocuk böylece büyür ve dişi kurtla birleşir. Kurt hamile kalır. Çocuğun hala yaşadığını öğrenen kral adamlarını çocuğu öldürmeleri için gönderir. Çocuğun yanında bir kurt olduğunu gören askerler kurdu da öldürmek isterler. Ama kurt Turfan’ın kuzeyinde bulunan yüksek bir dağa kaçar. Bu dağda bir mağaraya sığınır, mağarada etrafında, sık otlarla örtülü dümdüz bir ova bulunmaktadır. Burada kurdun on tane erkek çocuğu olur. Bu çocuklar büyüyünce dışardan kızlarla evlenirler, böylece soyları çoğalır. Bunların çocukları birer soyadı seçer ve biri de Asena’dır. Jean-Poul Roux, Orta Asya, s.130-131"


Haçlı emperyalistlerin ezelden bu yana kıskacı altında ezilmeye, horlanmaya ve yok edilmeye çalışılan Türklerin varlığı, 1919'da Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu'ya bir güneş gibi doğmasıyla yeniden yeşermiştir! Bu güneş hiç batmamak üzere sonsuza kadar Müslüman Türk coğrafyasını aydınlatıp, ısıtması ümidiyle 3 Mayıs Türkçülük Bayramı Kutlu ve mutlu olsun!


Sevgi ve saygılarımla!

1 yorum:

  1. bu bayramdan haberim yoktu sayenizde bilgilendim teşekkurler. elif

    YanıtlaSil