1 Haziran 2010 Salı

Bandırası Belli mi?












"Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden, rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar. "ATATÜRK


Bugün büyük bir öfke ve endişeyle üst üste aldığımız kara haberlerle sarsıldık... Zira ard arda verdiğimiz şehitlerin üzerine bir katliam daha... 6 ŞEHİT, 7 YARALI... Uff, dayanılmaz bir sızı... Öte yandan Türk bayrağı taşıyan "insani yardım" gemisine, İsrail'in kontrolsüz ve fütursuzca saldırısı da hiçbir şeyin tesadüfen olmadığının habercisi gibiydi.


Öncelikle ülkemin içerisine ayrılık tohumlarını ekmeye çalışanları iyi anlamak ve görmek gerekir... Kim bu güçler? Emperyalist Batılılar... Zira bölücü PKK terör örgütünü yaratıp silah ve maddi olanakları sağlayanlar da bunlar değil mi? Peki, bugünkü Türk bayraklı "insani yardım" gemisine saldırıları düzenleyen İsrail'in arkasında hangi güçler var? Hiç şüphe yok ki, Batılı aynı güçler!

AĞDAKİ KUŞLAR

Bir avcı göl kıyısında kuşlara tuzak kurmuş koca bir ağla birçok kuş yakalamıştı. Fakat kuşlar o kadar büyüktüler ki, ağı da havaya kaldırıp uçtular. Bunun üzerine avcı başladı peşlerinden koşmaya. Derken yolda bir çiftçiye rastladı.

Çiftçi:

"Nereye koşuyorsun? O kuşları peşlerinden koşarak yakalayacağını mı sanıyorsun?" dedi.

Avcı şöyle karşılık verdi:

"Eğer o ağın içinde sadece bir kuş olsaydı, onu yakalayamazdım. Ama göreceksin bunları yakalayacağım."

Avcının dediği çıktı.

Akşam olunca, ağdaki kuşların hepsi kendi yuvasına gitmek istedi. Bu nedenle her biri gitmek istedikleri yöne doğru ağı çekiştirdiler. Biri ormana öbürü bataklığa, bir diğeri de tarlalara doğru ağı sürüklemeye çalıştı. Sonunda hepsi birden yoruldu ve ağla birlikte yere düştüler.

Derken avcı geldi ve birer birer topladı onları.


Yukarıdaki yazıyı, bugün 1000 yıllık kardeşliğimizi çeşitli bahanelerle ayrıştırmaya ve herbirimizi bir yöne çekiştirmeye çalışanların oyununa örnek bir öykü olarak düşündüm. Bu münasebetle Tolstoy'un bu ince yazısı üzerinden, "birlik olma" vurgusuna değinerek yazımı tamamlamak istiyorum.

Büyük Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı gibi büyük bir destanı yazan Türk milleti ayrışmak yerine, güçlü birliktelikle bağımsızlığını kazandı; ve bugünleri gördü...

Dün olduğu gibi bugün de niyet aynı, senaryo aynı... Ancak bardak taşsa da sabır ve sağduyu hepimizin üzerinde olmalı. Zira;

Gün birlik günü! Gün dayanışma günü! Gün her zamankinden daha dahalarını gösterme günü...


Sevgi ve saygılarımla!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder