29 Ekim 2010 Cuma

Kıvançla Kutluyoruz!













"Benim hayatta yegane onur kaynağım, servetim, Türklük'ten başka bir şey değildir. Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve ebediyen de TÜRK olarak yaşayacaktır." ATATÜRK


Birey olmak... Sorgulamak... Ve kararlarını kimsenin etkisi altında kalmadan, özgürce verebilmek... Tüm bunlara sahip olmak, insanın özgürlüğüdür aslında. Ve bu durumun yönetimlerce güvence altına alınarak halkın aklını hür iradesiyle kullanmasına olanak tanınması şekli demokrasinin kendini gösterme biçimidir...


Ve bir öğrencim parmak kaldırarak söz istiyor:


Elif Sevgi, sevimli mi sevimli, dünya tatlısı çocuklarımdan bir tanesi. Başlıyor düşüncelerini o çocuksu içtenliğiyle anlatmaya:


"Öğretmenim, ben, sizin anlattıklarınızı artık anladım." Merakla dinlemeye devam ediyorum:


"Öğretmenim, ben ağabeyimle birlikte aynı odada yatıyorum. O, her gece ikimiz de aynı anda yatmamıza rağmen, benden sürekli kendisine su getirmemi istiyordu. İşte sizin söyledikleriniz aklıma geldi; ve bu defa kendisine "Ben senin kulun, kölen değilim! Kalk suyunu kendin iç!" dedim . "Artık yataktan kalkıp, ona su getirmiyorum öğretmenim." dedi.


Ah, ne kadar güldüm... :)


Ve bu açıklamayı yakınlarımla paylaşarak inanılmaz keyif aldığımın farkına vardığımı gördüm. Tabii, bu söz karşısında sınıfta öğrencilerime bir açıklık getirme ihtiyacı da hissettim. Zira Sevgi'nin davranışı kafasında bir sorgulama olduğunun belirtisiydi. Öte yandan çocuklarımın ayrıca bilmesi gereken şey, büyüklerine hizmet anlayışının ayırtına varmalarıydı şüphesiz.


İşte onlara "çocuklar, büyüklerimize hele de aile büyüklerimize koşulsuz hizmet etmek bizim öncelikle görevlerimiz arasındadır. Ancak Burada anladığım kadarıyla Sevgi'nin ağabeyi keyfe keder bir davranış içerisine girmiş... Yoksa büyüklerimize hizmet etmek bizim için sorun olmamalıdır...


Söz, insanın sorgulayıcı olmasından açılınca, konu bu küçük ama bir o kadar da anlamlı anıya geldi. Sevgi'nin o körpe beyninde oluşan sorgulayıcı tutumunun dayandığı temel nokta, hiç şüphesiz ki Atatürk Cumhuriyeti'nin ne demek olduğudur.

Zira cumhuriyetten önce vatandaş olmaktan uzak, adeta padişahın kulu, kölesi durumundaydık...


Demem o ki... Düşünen, sorgulayan insan, onurlu olmayı öğrenir! Onurlu yaşamak ise hür iradeyle gerçekleşir. Hür olmayan insan mutlu olamaz!

Bugün 87. yılını kutladığımız Cumhuriyet'imiz bize onurlu yaşam biçimini kazandırdı.

Bu vesileyle;


Yüce Türk milletinin onurla ve kıvançla sahiplendiği Cumhuriyet Bayramı, hepimize kutlu ve mutlu olsun!


Nice 87 yıllara...


Sevgi ve saygılarımla!



3 yorum:

  1. Salut Faysal, Je vous remercie beaucoup. Vous avez le bonjour de la Turquie au Banglades... Tülay GÜRDAL

    YanıtlaSil
  2. çocukların çok şanslı ne mutlu senin gibi öğretmenlere...elif

    YanıtlaSil