Milleti sağ-sol diye kamplaştıranlara sormak istiyorum:
Sağ ne?
Sol ne?
Sağcı olsak ne olur?
Solcu olsak ne olur?
Milletçe amacımız, ülkümüz bir değil mi?
Ve hepimizin tek isteği:
Karnımız doysun, huzur içerisinde işimize bakalım..
Alınterimizin hakkını alalım...
Kimse kimseye muhtaç olmadan, gözü kalmadan insanca yaşayalım, hepsi bu.
Hakkın, hukukun, adaletin olduğu bir düzende, aydınlık yarınlarımızı umutla birlik ve beraberlik içerisinde hazırlayalım, başka bir şey istemiyoruz.
Çocuklarımızdan emanet aldığımız dünyamıza, vatanımıza, ülkemize, değerlerimize düşmanlık yapmadan, hıyanet etmeden koruyup kollayalım..
Bundan başka ne istenir ki!
Neyse...
Malum komşumuz Yunanistan iflasla boğuşmakta... "Gözün Aydın Yunanistan" yazımın konusuydu komşumuzun başına gelenler...
Dolayısıyla yok sağmış, yok solmuş bunlar boş işler... milleti birbirine düşman etmekten başka bir şey değil. Zira 1980 öncesi yaşananların acısını üzerimizden atamadan, yine aynı teraneler dolanıyor dillerde... O yıllarda 5 bine yakın pırıl pırıl okumuş gençlerimiz, çocuklarımız ne uğruna öldüler, öldürüldüler?
Diyeceğim,
Komşumuz Yunanistan'da Syriza kazandı..
Anında kulis başladı...
Güya...
HDP "sol" parti.. E, Syriza'da "sol"..
HDP ve Selahattin Demirtaş ile SYRIZA ve Aleksis Tsipras arasında "benzerlik" kuran kurana..
Nasıl yani?
Syriza ülkesini ve halkını ayrıştıracak hangi eylemden veya söylemden bahsediyor ki?
Valla araştırdım, ayrıştırmaya-bölmeye yönelik bir tek söylem bulamadım. Dahası Syrıza- Tsipras ülkesinde ırkçı ve ayrılıkçı yaklaşımlarda hiç mi hiç bulunmuyor..
Dolayısıyla...
HDP, ırkçılığı ve ayrılıkçılığı temel politika edinmiş.. SYRIZA ulusal değerlerine sahip çıkarak milli olmanın yanında duruyor.
HDP'nin Kıbrıs'ta,
Dilleri ayrı, kültürleri ayrı, inançları ayrı, kısaca her şeyiyle apayrı ve bu anlamda iki halk arasında kanlı çatışmalara giden, dolayısıyla bağımsız iki devletten oluşan Kıbrıs'ı "birleştirme", ülkesinde ise her şeyiyle bir, et tırnak olmuş ulusunu ayrıştırma derdine düşmüş...
Daha da ileriye giden HDP, Kıbrıs'ta kendi askerine "yabancı", "işgalci" deme fütursuzluğuna, ülkesinde ise aynı Mehmetçiğe el kaldırma cüretine giriyor..
Vallahi baktım Syriza'nın böyle bir derdi yok.. Zira Syriza halkını yoksullaştıran ve bitirme noktasına getiren IMF ve AB ile hesaplaşma derdinde.. Onun için Avrupa tedirgin Syriza'dan..
Anlayacağımız...
Syriza ülkesinin bütünlüğünden yana, bizimkisi bölünmeden...
Syriza tek bayrak tek dilden şaşmadan ülkesini düzlüğe çıkarma peşinde,
Bizim HDP, iki dil, iki bayrak diyerek, memleketini bölme peşinde..
Hülâsa...
Emperyalistlerle birlikte askerine taş, polisine tokat atarak ekmeğini yediği devletine hakaret etmeyi kendine görev edinmiş, öte yandan bölge halkının ağa'lığa, gericiliğe (şeyhlere, şıhlara) teslim edilmesine de göz yummuş HDP...
AB'ye mesafeli ve karşı duran, İsrail'le işbirliğini bitireceklerini, Gazze ambargosunun kalkması gerektiğini savunan millici duruşuyla Aleksis Tsipras, laik yönetim olmazsa olmaz diyerek, inanç işlerinin devlet yönetiminden ayrılmasının farkındalığıyla, İncil üzerine yemin etmeyi reddetmiş SYRİZA
Hâl böyleyken...
Bir yanda kendi ulusunu ve ülkesini savunmaktan yana SYRİZA,
Öte yandan kendi ulusunu ve ülkesini bölmek isteyen HDP
Şimdi bunlar aynı kefeye konuyor, iyi mi?
Kargalar bile güler...
Sevgi ve saygılarımla!
"Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır" Hz. Muhammed (A.S)
Yunanistan ile Türkiye arasındaki fark bu olsa gerek..Dediğiniz gibi onlar ülkeleri için bunlar ise bölücülük için mücadele veriyorlar..Başkanlık sistemi gelirse zaten bu düşüncelerde gerçekleşmiş olacaktır..
YanıtlaSil