26 Ağustos 2008 Salı

YİTİRDİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ













Günümüz insanlarının, koşuşturma içerisinde, kazanç ararken mutluluktan uzak, sorunlar yumağıyla boğuşmaktan girdiğimiz stresle, ailelerde huzursuzluk, toplumda kanaatsizlik, sevgi ve saygıdan yoksun, hoşgörüsüzlükle beraber gerginlikle, şükürsüzlükle sürdürülen yaşam, almış başını gidiyor... İşte bu tablo, yavaş yavaş ülke halkımızın her tabakasına yayılarak, adeta bir hastalık gibi ruhumuza işliyor. Bu hastalık ilerlerken var olan ve Türk halkına özgü, tüm dünyaya, ibretle, hayranlık uyandıran o aile mefhumu da, edep duygularımızla birlikte yok olmanın çoktaan alarmını vermektedir. İşte şimdilerde sorgulayarak aradığımız bu özel değerlerimizin neler olduğunu hatırlamaya ve izninizle hatırlatmaya çalışacağım:



Evlerimizin baş köşelerini tutan ve vazgeçilmezi olan televizyonlar; bakınız bizim nasıl da hayatımıza yön verir oldu. Hayatın her alanında baş rol oynayan, geleceğimizi şekillendirecek çocuklar yetiştiren kadınlarımızın yaşamlarını altüst ederek, toplum olarak değerlerimizi yitirmemize basamak oldu. Tabii, oradan tüm kesime sıçrayan bu virüs, bizlerin nerelere sürüklendiğimizi de sorgulatır günleri getirdi. Değerlerimiz içerisinde dilimiz, dinimiz, geleneklerimiz, kültürümüz, ahlâkımız kısaca parayla satın alınamayacak kadar büyük öneme sahip olan tüm güzelliklerin yitirilmesi. Her fırsatta feda ettiğimiz zamanımızın sözde eğitici, öğretici, eğlendirici pogramlar adı altında tüm kesimi bir şekilde her alanda yozlaştıran, kalitesiz programların esiri edildik. Kadın programları adı altında tüm Türk halkına hitap edilerek, her toplumda olabilecek basitlikler, seviyesizce yapılmış her davranış, sanki örnek bir durum gibi hepimize mâl edilerek, detay detay işlenip, duygu sömürüsüyle beraber önümüze sunuldu. Tüm bunlar insanlarımızın aşağılanmasına, eziklik duymasına, adeta halkından utandırılmasına sebebiyet vermiştir.


Yine sabahtan akşama kadar çalıp söylemeyi, eğlenmeyi, oynamayı sanki bayram yaşıyormuşuz gibi mutlu mutlu tablolar çizmeyi alışkanlık haline getirdik. Bu esnada şehit veriyormuşuz, acı olaylar yaşıyormuşuz hiç önemli değil! Ulus ve milletçe kıvançta, tasada ve kederde yaşanılan birliktelik, dayanışma adeta silinircesine "beraberlik" duyguları çöpe atılıyor. Mafya dizileri ile yaratılan karakterler, 1. sınıf çocuğundan tutun, iş sahibi olmuş şahsiyetler tarafından örnek alınıp adeta sanal alemi yaşar olduk. Orada gençlerimize hedef olarak gösterilen, bu çarpık ilişkiler toplumumuzu allak bullak etti. Tabii, bununlada kalmayıp, işte "Türkiye'nin hali bu!" izlenimi yaratılarak, devletimize karşı zaafiyet yaratılması çoktan devreye girdi bile... Artık, bundan sonra sevincimizi, öfkemizi bu dizilerde işlenen konularla halleder olduk. Bir yandan haber kuşakları basit, adi her yerde olabilecek inanılmaz haberlerle konu edilip, ülke insanlarımızın psikolojisini bozmada kararlı olanlar, bir başka tarafta saçma sapan konularla gündem tutmayı habercilik saydı. Affedersiniz, "orucumuzu cinsel ilşki ile açabilir miyiz?" gibi inanılmaz sapkınlıkça sorularla ne yazık ki halkımızın sorgulama yeteneğini bu denli aşağılatmayı başardılar.


Ahlâksız teklif filimlerinin önce yabancı yapıtlarını sunup, ardından aynı tarzla konu yapılarak yerli dizileri, en işlek saatlerde bizlere sunulması, ve oradan inanılmaz lüks yaşam tarzlarını vererek, adeta insanları ezme yarışının gözler önüne serilmesiydi. En önemlisi de Türk Milletinin övünerek sakladığı, o en muhteşem "NAMUS" anlayışı bakınız, nasıl da bir çırpıda heba edildi! Yani "para" ile herbir şeyin yapılmasını sevgili halkımıza dayatarak, kafaları karma karışık edilip, değerelermizin en paha biçilemezini ayaklar altına almayı başardılar. Diğer taraftan millet olarak, onuru yüksek, fakirliğini dillendiremeyecek kadar gururlu olan insanlarımızı, televizyonlarda yarışma adı altında yapılan büyük ödüllerle adeta yalvartırcasına haykırışlarla ağlatıp dil döktürmeleri, kazanmak için ölçü sayılan programlar vesilesiyle onursuzluğu kabullendirmeye neden olmuştur. Yabancı dizi ve filmlerle insanlarımıza, lüks hayatı temin edebilmek için dönen dolapların içerisindeki, ahlaksızlıkları bir meziyet gibi sunmak, bizlerin "delikanlılık" ruhunu alıp çöpe attı. Yıllarca yine yabancı filmlerle ve dizilerle kilise ve kilise gelenekleri beynimize kazındı. Kına gecelerimiz utanılacak bir gelenekmiş gibi hissettirilmekte, adının "bekarlığa veda" ile değiştirilmesine vesile olmuştur.


Tüm alanda kendi adetlerimizi bir kenara bırakıp, hayran hayran Batı'nın taklidini yapar olduk. Hatta tatil anlayışımız bile değşitirildi. Sanki, tatile değil, yeme içme ve gösterişe gider gibi, otellere kapanıp, sözde dinlenmeyi yaparken, küçük esnaf ve kuruluşların kapanmasına bir bir neden olduk. Ya da kendi ülkemizin cennet yerlerini tanımadan, yabancı ülkelere gitmeyi "hava atmak" olarak tercih ettik.


Yine diziler aracılığıyla bizim öz yemeklerimiz aşağılanmakta; yerini adını dahi zor telaffuz edebildiğimiz yabancı şeylere terk edilmektedir. Nefis lahmacunlarımız, pidelerimiz yerini hamburgerlere bıraktı. İçinde karma karışık tadlar olan sandaviçlere bıraktı. Sabah kahvaltıları diye çocuklarımıza mısır gevreklerini sunmaya çalıştık. Soğan, sarımsak vs. gibi Türk mutfağının vazgeçilmezleri adeta horlanarak insanlarımıza işlenmektedir. Yoğurdu dışarıya bizler tanıttık ama, bakınız Fransız markası baş tacımız oldu. Yerli içeceklerimizi unutup kolanın esiri olduk. Yine bayramalarımızın önemi olan büyükleri ziyaret, yerini tatil ve seyahate bıraktı. Çocuklarımıza sunulan dizilerle, bizim olmayan "sindi bebek" oyuncaklarla yaşamı magazinleştirip, pembe hayalleri hedef gösterdi.


Okuma alışkanlığı verilemedi. Saygıdan uzak, seviyesiz ve basit konuşmalar ön planda tutmak; yine televizyonda ki sözde sunucular aracılığıyla yapıldı. Camiilerde aldığımız din eğitimi, okullarımızda verilen din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri bizlerden her geçen gün amacı dışı uzaklaştırılıp, yerini kısır çekişmelere bırakarak masum insanımızın diğer değerlerimiz de olduğu gibi, zihin karmaşasına vesile olundu. Öyleki, ahtapot kolları gibi gençlerimizi saran her alanda ki, yozlaşma ve buna bağlı dışarıda bekleyen tuzaklara bir şekilde bu alanda da düşülmesine bir şekilde gerçekleştirildi. Eskiden utançla baktığımız "dansözlük", şimdilerde aranılan bir meslek gibi, sanat olarak sunuluyor. Daha da ileriye gidilip, ne yazık ki, aileler kendi elleriyle kızlarını "göbek dansı" yarışmalarına götürüp, kazanması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Saygının, sevginin anlamını bilmeden, ki her sabah büyük bir özenle çocuklarımıza okuttuğumuz "Andımız"ı içgüdüsel bir hale dönüştürülerek neredeyse sıradanlaştırdığımızın dahi farkına varamadık. Oysa hep şikayetlenerek dertlendiğimiz ortak sorunumuz, otobüslerde büyüklerine saygı göstermekten imtina eden çocuklarımıza karşı, acaba bizler ne verdik diye düşündük mü? Gerçekten saygının ve sevginin özünü ruhlarına işleyebildik mi? Sevgi veriyoruz diye şımarttığımız, dolaysıyla da sevgiyi bilmeyen çocuklarımız, saygının anlamını bilemiyeceklerinin gerçekten farkında olabildik mi?


Ne acıdır ki bizlerin eğitimi, bilgilendirilmesi, gelenek ve göreneklerimizin kuşaktan kuşağa aktarılmasını kolaylaştıracak olan televizyonlar, görüldüğü gibi hangi amaçlara vesile oluyor... Tarihimizi, atalarımızı bizlere tanıtmadan, öğretmeden insanlarımızı geleceğe işte bu şekilde hazırlamanın acısıyla, kitap okumadan, yazmadan, düşünmeden, sorgulamadan uzaklaşan toplumumuz! Ülküsü olmayan toplumumuz! Gelecekten beklentisi olmayan, tek isteği bencillik üzerinde kurulu bir yaşamı arzulayan, doyumsuz gençliği yarattığımız toplumumuz!


İşte, çağımızın hızlı yaşamının içerisinde eğlenmeyi, dinlenmeyi, bilgilenmeyi televizyonlara teslim edilen toplumların kaçınılmaz akıbeti bu olsa gerek. Oysa ki, bu süreçte, okumak diye bir alışkanlığın yeri olmalıydı. Bu sayede hem eğitimsizlik kırılacak hem de bilinçli bir toplumun bireyleri olacaktık. Zira beraberinde kimsenin hayranı değil, kendi tarihimizle övünen, değerleriyle beslenen, zengin kültürüyle yaşayan yedi düvele karşı dik duran, onuru ve gururuyla özgürlüğünü kazanmış, dünyada çağ atlatan bir milletin evlatları olarak var olmanın kıvancını yaşamamız gerekiyordu! Sahip olduğumuz her alandaki güzelliklerin, bize, yıllarca "miras bırakıldı" diye değil; aksine bunların birer "emanet" olarak görülüp , hoyratça harcamak yerine, korumayı sorumluluk ve ödev bilinciyle özenle sahiplenmeliydik. İşte insanın, baş düşmanı tembellik ve cehalet ne yazık ki okumayla değil, içi boş program ve magazinlerle toplumumuzun kafasını işleyip, şekil verdik.


Kısaca, ne ektiysek onu biçiyoruz! O halde Türk Toplumunun sosyal ve kültürel yaşamını yeniden gözden geçirip, kimlik bunalımından kurtulmanın, aydınlanmayla birlikte, kendi özdeğerlerimizi mercek altında değerlendirmeye ne dersiniz? Hep birlkte "EVET!" dediğinizi hissetmenin, mutluluk ve heyecanıyla geleceğimize sahiplenme zamanı geldi diyorum.

Sevgi ve saygılarımla!

60 yorum:

  1. ARKADAŞIM TEBRİK EDİYORUM. 28.04.2008-11:07 Misafir

    YanıtlaSil
  2. ne diyebilirimki harika, duygularımı dile getirmişsiniz ağzınıza sağlık, kaleminize kuvvet... MİSAFİR

    YanıtlaSil
  3. Yazın bazılarına uzun gözükebilir, ancak Yitirdiğimiz değerlerimiz o kadar çok ki, onları anlatmaya sayfalar yetmez.Bu konuya değindiğin için ağzına, eline sağlık. Herkesin sıkılmadan okuyacağına eminim. Sevgiler. Deniz KURTAŞ 28.04.2008-11:55

    YanıtlaSil
  4. Gülsün sevgen [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 23:14


    Bu yazdıklarınız içinde bulunduğumuz durumu çok açık ve net bir şekilde anlatıyor. Üzülerek size katılıyorum.Sizin gibi duyarlı insanların artması dileğiyle. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. gülderen gürbüzoğlu [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 22:40


    Sevgili Tülay ne güzel yazmışsın. Defalarca okudum, her seferinde değişik duygular yaşadım. lütfen yazmaya devam et .Başarılar diliyorum

    YanıtlaSil
  6. hüseyin öztaş [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 22:17


    Bunlar benim düşüncelerimdi diyebileceğim kadar özdeşleştiğim yazın için tebrikler Tülay Hanım.Değerlerine sahip çıkanların olduğunu görmek,bunlar için çaba sarfedildiğini bilmek,bir nebze olsun huzur veriyor bize.

    YanıtlaSil
  7. gonca buse pehlivan [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 21:47


    çok güzel olmuş tebrik ediyorum:):):)

    YanıtlaSil
  8. tülay muti [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 17:52


    öğretmenim sizi tebrik ederim.başırılarınızın devamını dilerim..

    YanıtlaSil
  9. ergun cil [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 14:41


    çok güncel bir konuya parmak basmış bu yazar arkadaşımız. sadece bu günü değil yarınımızı da kaybetmek üzereyiz. eğitim şart....

    YanıtlaSil
  10. mert cx [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 14:13


    Gerçekten Çok Güzel bir yazıydı ... Bu yazı için Tülay Gürdal'ı tebrik ediyorum

    YanıtlaSil
  11. İsmail UÇUN [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 11:35


    Yazınızda ele aldığınız konu için teşekkür ederim.Elinize, yüreğine sağlık. Tebrikler...

    YanıtlaSil
  12. basak çelik [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 11:25


    Emek verilmiş bir yazı olmuş..Tebrik ediyorum..

    YanıtlaSil
  13. murat devrim çelik [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 11:06


    Tebrik ediyorum sizi,elinize sağlık diyorum..Birgün cok geç kalmış olmaktan korkuyorum..

    YanıtlaSil
  14. cihan çakmak [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 10:56


    Yazınızı çok begendik TURGUTLU'dan sevgilerle.

    YanıtlaSil
  15. sinem çiçek [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 10:53


    Manisa öğretmenleri sizi destekliyor.

    YanıtlaSil
  16. okan Sevgen [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 10:52


    Hepimiz yitirilen değerlerin bu kadarla sınırlı olmadığını biliyoruz.Sizin gibi düşünen biri olarak sizi destekliyorum.Yazılarınızın devamını bekliyoruz. Başarılar.

    YanıtlaSil
  17. KAÇAN KAÇAN [Tüm Yorumlarını Göster] 30.04.2008 - 10:09


    Tebrik ediyorum.Umarım yazın kanayan yaraya parmak basar da, herkes yerinden bir silkinir ve uyanır.Çok başarılı bir yazı.Başarılarının devamını diliyorum

    YanıtlaSil
  18. Misafir 30.04.2008 - 09:08


    Tüm kalbimle işlediğiniz konuya katılıyor ve destekliyorumToplumumuzda kanayan bir yaraya değinmişsiniz.Başarılarınızın devamını diliyorum.

    YanıtlaSil
  19. yıldız turkay [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 23:21


    Hiç kuşkusuz televizyon çağımızın en önemli bir iletişim aracı fakat Türk milleti olarak televizyonun esiri olmuş durumdayız. Günlük yaşamamızı bile televizyon proğramlarına göre ayarlıyoruz.Böyle olunca sizin çok güzel anlattığınız çöküşler dalga dalga yayılmaya başladı.Değerlerine sahip olmayan milletler...KORKUYORUM Duygularıma tercüman olduğun için teşekkürler.Yeni yazılarını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  20. ilknur uğurlu [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 21:57


    Yürekten "evet" diyorum.Yazılarının devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  21. arzu sevinç [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 21:18


    milli değerlerimizi güncel olaylarla bize tekrar hatırlattığınız için teşekkür ederim bu hatırlatmalarınız daim olsun.

    YanıtlaSil
  22. bnsu inan [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 20:08


    Bu güzel yazı karşısında ne denilebilirki, "Yitirdiğimiz değerler"e bakılırsa gerçekten ciddi anlamda bir çöküşe doğru yol alıyoruz ve birilerine bunlar aktarılmadığı sürecede bu hep böyle kalacak..paylaşım için teşekkürler,yazılarınızın devamını bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  23. şükriye karaarslan [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 17:11


    Yazılarınızı başarılı buluyorum.Yenilerini de bekliyorum.Tebrikler...

    YanıtlaSil
  24. şükriye karaarslan [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 17:11


    Yazılarınızı başarılı buluyorum.Yenilerini de bekliyorum.Tebrikler...

    YanıtlaSil
  25. ümiddin can [Tüm Yorumlarını Göster] 29.04.2008 - 12:43


    çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık yazılarınızın devamını bekliyoruz.....

    YanıtlaSil
  26. cihan sert [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 22:56


    Bir milleti ortadan kaldırmak için önce onun dilini, geleneklerini unutturmak gerekir. Gerçekten de bilinçli olarak üzerimizde uygulanan politikayı çok can alıcı yerlerinden yakalamış ve çok güzel anlatmışsın. Televizyonda gördüklerimizin rastlantısal ve masumane şeyler olmadığını bilmemiz lazım. Çok önemli bir konu ve bundan güzel anlatılamazdı. Eline sağlık.

    YanıtlaSil
  27. aynur keles [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 22:33


    Gercekten cok guzel olmus kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  28. gülay kısaoglu [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 20:33


    yazdıklarının altına imzamı atarım.kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  29. ruhi kısaoglu [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 16:52


    O muhteşem alet olmasa kitleler böylesine güdülebilirmiydi.Sanal yaşam tesbitin çok hoşuma gitti.Yöneteni araftan başka şey demiyorsa,vatandaşa da sanal alem yakışır.Yazını okuyanların senle hem fikir olmamasına imkan yok.Ancak okuma alışkanlığını yitirmiş hatta belki de okuma yazmayı unutmuş bu topluma yazını görsel medyada bir dizi film olarak göstermek lazım.Maalesef o da yönetenlerin işine gelmez.Yazı için tebrikler.

    YanıtlaSil
  30. mehmet yazıcı [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 16:23


    müthiş bir yazı tülay hanım beni ayılttınız

    YanıtlaSil
  31. Baris Seven [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 13:07


    Tulay Hanim, Uzun ama cok guzel ve dogru icerikli bir yazi. Nasil da ortaya sermissiniz herseyi. Boyle yazarlara ve dusunce yapicilarina ihtiyaci var toplumumuzun. Uslup guzel ve akici, yazinizi sikilmadan okudum. Benzer konulari isleminizi 'hamburger servisi' yazilara/yazarlara karsit olarak oneririm. Toplumumuz uzun yillardan beri su dort konuda muhasara ve hucum altindadir: Tarihimiz, kulturumuz, dinimiz ve dilimiz! TV bunun en onemli ve etkin silahi olarak kulanilmis ve kullanilmaktadir. Simdi yanina yazili medyayi da ekleyiniz ki birinin sahibi otekinin de sahibidir zaten! Yazilarinizi ilgi ile takip edecegim, basarilar ve tebrikler. BS

    YanıtlaSil
  32. Misafir 28.04.2008 - 12:57


    çok güzel ve düşündürücü bir yazı yazdınız arkadaşım.Evet toplum olarak hepimiz elele verip yetirdiğimiz değerlere yeniden çocuklarımızı sindire sindire öğretmemiz gerik .tebrikler.

    YanıtlaSil
  33. nural tekman [Tüm Yorumlarını Göster] 28.04.2008 - 12:13


    superrr

    YanıtlaSil
  34. xdemetx zeybek [Tüm Yorumlarını Göster] 08.05.2008 - 15:11


    MERHABA TÜLAY HANIM.size hayran olmamak elde degil.insan farklılıgınızla farkı yaratmışsınız bir kez daha.size hayranım.sizin düsüncelerinizi neden bu kadar benimsiyorum diye düsünmüşümdür hep.bugün anladımki ben sizde kendimi sizde buluyorum.benim düsüncelerimi yazıya dökmüşsünüz.ço çok tesekkür ediyorum selamlar iyiki warsınız.demet zeybek

    YanıtlaSil
  35. gozde ... [Tüm Yorumlarını Göster] 05.05.2008 - 22:51


    yeni yazınızı çok beğendim yine herzamanki gibi çok başarılısınız sizi pohpohladımızı düşünenlerde sizi yıldırmasın sonuçta başarınız her yazınızda belli olmaktadır tebrik ediyorum ellerinize sağlık yeni yazınızı bekliyorum.

    YanıtlaSil
  36. ilkay gulec [Tüm Yorumlarını Göster] 05.05.2008 - 08:59


    Muhakkak bir çoğumuz sizinle aynı düşünceleri paylaşıyoruz ama siz hareket geçme yeteneğiniz ile bunu buradan bizlerle paylaşabildiniz yeni yazılarınızıda bu sayfalardan takip etmek dileğiyle

    YanıtlaSil
  37. fuat tokdemir [Tüm Yorumlarını Göster] 04.05.2008 - 23:18


    Bu kadar anlamlı ve hepimizin ortak düşüncelerini içeren güzel yazından dolayı tebrik ediyorum.Bu güzel yazılarının devamını diliyorum.Kalemine ve yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  38. semra kasapoğlu [Tüm Yorumlarını Göster] 04.05.2008 - 16:09


    İnsanlara verdiğiniz önem ve hassasiyeti çok güzel ifade etmişsiniz. Daha yazmak istedikleriniz olduğunu biliyorum. Bir dahaki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum...

    YanıtlaSil
  39. şule argın [Tüm Yorumlarını Göster] 04.05.2008 - 14:01


    öğretmenim yazınızı ailecek çok beğendik kaleminize sağlık tebrikler yazılarınızın devamını bekliyoruz..

    YanıtlaSil
  40. Misafir 04.05.2008 - 11:15


    Tülay hanım yazınızda biraz dini esintiler gördüm örneğin tv deki programları eleştirirken,dinci kanalların hurafelerinden ve olumsuzluklarından hiç söz etmemişsiniz.Kuşkusuz katıldığım noktalarınız var Sanayi toplumuna geçtikten sonra modern yaşamın getirdiği yenilik ve zorluklar insan yaşamını çok değiştirmiştir.İnsanlar lüks ve konfor içinde yaşamaya başlarken yani maddesel olarak yaşarken MANEVİYATI UNUTMUŞLAR.Yabancı ülkelerden sonra bu malesf bizede geldi.TV insanlar arasındaki sohbeti engelledi.KOMŞULUK VE AKRABALIK İLİŞKİLERİ ARTIK ESKİSİ GİBİ DEĞİL.

    YanıtlaSil
  41. Misafir 04.05.2008 - 02:07


    sayın gürdal çok değerli göruşlerinize ay yıldızlı bayrak altında yaşayan tüm düyarlı yurttaşlarımızın fikirlerinize katılacağından kendim emin olduğum kadar eminim kendimin analizim şudurki bizi millet olarak çok iyi uyutuyorlar batının piyonları viraj çubukları buviraj çubuklarının bir gün bu ülkede yaşadıklarının farkına varacaklar o zaman örf adetlerimizi değerlerimizi hatırlayacaklar. teşekür ederim yazınızı ve gazetenizin takipçisi olacağım .reşit gülcü.

    YanıtlaSil
  42. asdfgh asdfgh [Tüm Yorumlarını Göster] 03.05.2008 - 22:53


    Yazdığınız yazı gerçekten güzel tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  43. ergil coşkunkanlıgil [Tüm Yorumlarını Göster] 03.05.2008 - 21:46


    Yitirdiğimiz değerlerimiz için gerçekten çocuklarımız adına üzülüyorum. Tekrar yarınlarımız ve geleceğimiz için güzel günlere dönmek dileğiyle.

    YanıtlaSil
  44. Çetin Mekik [Tüm Yorumlarını Göster] 03.05.2008 - 20:38


    Çok beğendim. Ben yazsaydım ancak bu kadarını yazabilirdim; eline sağlık... Bu arada Sibel (Gürer)'e de teşekkürler, böylesine güzel yazıya benim dikkatimi çektiği için.

    YanıtlaSil
  45. memet kaygısız [Tüm Yorumlarını Göster] 03.05.2008 - 19:27


    EVET... Evet diyor ve aynı duyguları paylaşıyorum. Geçmişimizle barışarak işe başlamayı teklif ediyorum. Birbirimize güvenebildiğimiz zaman bütün bu gidişata "DUR" diyebilir ve devranı döndürebiliriz. SAYGILARIMLA...

    YanıtlaSil
  46. Sevil Yüksel [Tüm Yorumlarını Göster] 03.05.2008 - 18:37


    yazınızı zevkle okudum ve çok beğendim yazılarınızın devamını bekliyorum

    YanıtlaSil
  47. mehmet dayan [Tüm Yorumlarını Göster] 03.05.2008 - 16:55


    bu değerlerimizin yitip gitmekte olduğunu bildiğimiz halde senin kadar sahiplenebilsek.yazılarının devamını diliyorum

    YanıtlaSil
  48. mıro er [Tüm Yorumlarını Göster] 02.05.2008 - 22:21


    tebrikler başarılarınızın devamını dılerız teşekkurler

    YanıtlaSil
  49. gozde ... [Tüm Yorumlarını Göster] 02.05.2008 - 19:02


    yazınızı okudum gerçekten çok beğendm bşarılar diliyorum

    YanıtlaSil
  50. kerime nadir [Tüm Yorumlarını Göster] 02.05.2008 - 09:46


    dogru bildin benim bir tanidigim yarismaci idi artik yazar.yani 1.yarismada ilk uce girdi bende de yarismayi takip etme aliskanligi yaratti.onun yazilarini okurken sizleri de takip ediyorum.tecrubeli bir okuyucu olarak yorum yapiyorum.merak etme senin okudugundan cok daha uzun yazilari okudum.yorum bolumu siz birbirinizi pohpohlayin diye koyulmadi.elestrileri gorun kendinize ceki duzen verin diye konuldu.ayrica ben tabiki pespese yorum yapacagim.cunku yazilari pespese okuyorum ve istediklerime yorum yapiyorum.ama 2o arkadas ayni anda internete girip yada tek bir kisi baska baska ismlerle basina gecip harika,eline saglik,basarilar diye yazmiyorum.komik olmayin diye uyarmistim.

    YanıtlaSil
  51. yorumcu [Tüm Yorumlarını Göster] 02.05.2008 - 09:18


    KERIME NADIRE KATILMAMAK ELDE DEGIL.KENDISI SIZI UYARMIS DIGER DOSTLARINIZ GIBI BOSA POH POH YAPMAMIS.BENCE DE ONU DINLEYIP YAZILARINIZI DAHA AZ VE OZ YAZMALISINIZ.GERCEKTEN DE PESPESE YAZILAN YORUMLAR BANA KOMIK GELDI SANKI HEP BERABER PCLERE OTURUP YAZMISSINIZ.

    YanıtlaSil
  52. fatoş altınkaynak [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 22:59


    yitirdiğimiz değerlerin yükü okadar ağırki bunu sırtlanıp taşıyacak ve yeniden yaşatacak sizin gibi kişişere bu ülkenin ihtiyacı var.Tebrik ediyorum......

    YanıtlaSil
  53. metin akinci [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 22:14


    İMKB.GÜRSU ANADOLU LİSESİ ÖĞRETMENLERİ ADINA SİZİ KUTLUYORUZ

    YanıtlaSil
  54. binnur karakoc [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 19:56


    yine harika arkandayız

    YanıtlaSil
  55. basak çelik [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 17:44


    pek saygıdeğer Kerime Nadir.. Yaptıkları işlerden dolayı mutluluk duyacak onları destekleyerek heyecana kapılma duygusundan yoksun olmanızdan dolayı sizin adınıza cok üzüldüm..Hıı ayrıca birer dakika aralıkla yorum yapılmasınıda eleştirmişsiniz,yapmış oldugunuz tüm yorumlara bir göz attım da sadece bugun ardarda gelen bütün dakikalarınızı yorum yaparak geçirmişsiniz.. Bize sadece tebrik etmek düşer..

    YanıtlaSil
  56. nural tekman [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 15:22


    tabıkı tanıdıklara bıldırılmesı gerekıyor sayın rumuzu calıntı bızler okuduğumuz yazıları kıtapları tanıdıklarımıza soylemıyormuyuz rekor duzeydekı kıtap koşe yazıları nasıl tanınıyor aceba

    YanıtlaSil
  57. deniz selçuk [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 14:54


    Harika noktalara parmak basmışsınız .Elinize yüreğinize sağlık başarılarınızın devamını dilerim.Takipçinizizzz...

    YanıtlaSil
  58. KAÇAN KAÇAN [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 14:08


    Sayın Kerime Nadir, Siz uzun yazıları okuma yeteneğine sahip değilseniz biz ne yapalım.Bari okuyan arkadaşları küçümseyip,okuma isteklerini kırmayın,ayıptır.Siz isterseniz sadece kısa yazıları okuyun.Hatta boşverin siz sadece resimlere bakın.

    YanıtlaSil
  59. kerime nadir [Tüm Yorumlarını Göster] 01.05.2008 - 12:51


    yorumculariniza soyleyin sadece size yorum yazip cikinca sizin pompaladiginiz arkadaslariniz oldugu belli oluyor.ve zamana da dikkat edin pes pese 1er dakika ara ile yorumlar yapilmis ki bu da kendin pisir kendin ye puanlamasini gosteriyor.su an kimse bu kadar uzun yaziyi okumaz.emin colasan yazsa okumaz.ama sen de ne cevher varmis puan desen, yorum desen masallah.

    YanıtlaSil
  60. Misafir 01.05.2008 - 11:27


    tebrıkler yazınız için keşke herkez böyle güzel düşüncelere sahıp olabılse keşke

    YanıtlaSil